Yürekleri beyazperdede atan babalar
Mâlumunuz, bu pazar Babalar Günü. Tabii ki baba-evlat ilişkisi sinemanın da en sevdiği konular arasında. Sinema tarihinde yapacağımız mini bir gezinti, babalarla birlikte izlenebilecek birçok alternatif sunuyor
BABA: “Sinemada baba” deyince, hepimizin aklına tabii ki ilk olarak Marlon Brando ve Corleone’ler geliyor. Mario Puzo’nun mafya destanı “The Godfather”, 1972’de çekilen ilk filmi takip eden devam bölümleriyle, sinemanın en sevilen üçlemelerinden birini oluşturuyor.
HAYAT GÜZELDİR: Yakın dönem sinemanın en unutulmaz babası, kuşkusuz Roberto Benigni’nin “La Vita e Bella”daki başkarakteri Guido. II. Dünya Savaşı sırasında oğluyla birlikte toplama kampına kapatılan Yahudi Guido’nun, minik oğlu Joshua yaşanan dehşetin farkına varmasın diye her şeyi -hatta ölümü bile- bir oyuna dönüştüren hali, izleyenin aklından kolay kolay çıkmaz. (DVD’si var.)
BABAM VE OĞLUM: “Sinemamızın en çok ağlatan filmi” unvanı, çekildiğinden beri bu hikâyede. Film, kuşak çatışmasının, baba-oğul arasındaki o tanımlanamaz sevgi-gerilim ilişkisinin en güzel anlatıldığı yapımlardan biri. (DVD’si var.)
GELİNİN BABASI: Her kız babası için âdeta bir kabus olan kızın evlenme süreci, sinema tarihinin en sevilen komedilerinden birine de ilham olmuştu; “Father on the Bride”a. Spencer Tracey ve Elizabeth Taylor’ın baba-kız yorumu o kadar sevilen bir filme dönüştü ki yıllar sonra yeniden çekildi.
BENİM ADIM SAM: Sean Penn’in muhteşem oyunculuğu, zekâsı yalnızca 7 yaş düzeyinde olmasına rağmen, kızıyla inanılmaz bir ilişkisi olan Sam’in alabildiğine hüzünlü öyküsünü “unutulmaz babalar” arasına sokmayı başardı.
BİZİM AİLE: Yaşar Usta olmadan, beyazperdenin babaları listesi her zaman eksik kalır. Yaşar Usta'nın oğlunu seven kızını dışlayan ve tüm aileye hayatı zehir eden zengin dünürüne “Bak beyim, sana iki çift lafım var” diye başlayan tiradı, Yeşilçam’ın en ünlülerinden biri. Onu unutulmaz kılansa elbette Münir Özkul.
ALTIN GÖL: İlişkileri kopmuş baba ile kızın birbirlerini ne kadar sevdiklerini hatırlama öyküsü deyince de usta oyuncuları buluşturan “On Golden Pond” gelir ilk olarak akla. Bir tiyatro oyunundan uyarlanan filmde, gerçek bir baba-kız rol almıştır üstelik: Henry Fonda ve Jane Fonda. (DVD’si var.)
CİNNET: E, beyazperde bu, bütün babalar sevgi dolu olacak değil! Gerçi, Jack Torrance o tekinsiz otele düşmeseydi, belki makul bir baba olabilirdi, kimbilir... Ama biz onu daima “The Shining”te, karısı ve küçük oğlunun sığındığı banyonun kapısını baltayla indirirken hatırlayacağız! (DVD’si var.)
BÜYÜK BALIK: Kim babasının uslanmaz bir masalcı olmasını istemez ki... Tim Burton’ın hayalgücü Daniel Wallace’ın harika romanı “The Big Fish” üzerinde çalışınca, unutulmaz bir baba-oğul öyküsü daha kazanmıştı sinema.
YUMURCAK: İşte meşhur soru: Doğmasını sağlayan mı daha çok anne- babadır, yoksa büyüten mi? Avare Charlie Chaplin, en sevilen filmlerinden “The Kid”te evlat edindiği çocukla birlikte hem yaramazlık yapar, hem de ona “baba” olur. Filmin Sadri Alışıklı ve Kemal Sunallı iki yerli uyarlaması da var. (DVD’si var.)
GELİNLİK KIZLAR: Sadri Alışık’ı tek filmle geçmek ne mümkün. Hele de asla üvey anne istemeyen üç genç kızla başa çıkmak zorundayken. Yeşilçam’ın en tatlı babalarından biridir "Gelinlik Kızlar" daki. Son filmi “Yengeç Sepeti” nde bir hafta sonu “ağırladığı” çocuklarının arasında da izlemek ayrı bir keyiftir usta aktörü.
KRAMER KRAMER’E KARŞI: Boşanan bir çift, geride bırakılan bir çocuk, unutulmaz bir baba. Ve tabii muhteşem bir aktör: Dustin Hoff - man. (DVD’si var.) BİSİKLET HIRSIZLARI: Savaş sonrasında geçinmek için duvarlara afiş asan bir babanın, çalınan bisikletinin ve tabii oğlunun hikâyesi, bu seçkide mutlaka yer almalı. (DVD’si var.)
MRS. DOUBTFIRE: Boşandığı karısını ve çocuklarını daha sık görebilmek için dadı kılığına giren Robin Williams’ın en sevilen filmlerinden biri. Yıllar sonra Haluk Bilginer de canlandırdı aynı karakteri “Hayatımın Rolü” dizisinde. (DVD’si var.)
SÜPER BABA: Madem televizyon sularına geçtik, Şevket Altuğ ve “Süper Baba”yı anmadan olmaz. Ne de olsa bir kuşak hâlâ “Bana bir masal anlat baba...” şarkısını söyleyerek kutluyor Babalar Günü’nü.
NEŞELİ GÜNLER: Beyazperdenin unutulmaz babaları listesi Yüzbaşı Von Trapp’sız olmaz. “The Sound of Music”te Maria’nın zoruyla disiplin tutkusundan vazgeçen 7 çocuklu Christopher Plummer’den bahsediyorum... (DVD’si var.)
TATLI DİLLİM: Finalde, Yeşilçam’ın pos bıyıklı, sevimli babası Hulusi Kentmen var. Kentmen onlarca filmde başrol oyuncusunun babası oldu ama, “Tatlı Dillim”in yeri başka. Bu filmde hayta oğlu Tarık Akan’ı, bir heves evlendiği köy öğretmeni Filiz Akın’a yeniden âşık etmeyi görev bilen yaman mı yaman bir baba, o.
Bu babaları da unutmayalım!
Sinemanın, özellikle de Hollywood’un “baba” tanımı oldukça geniş. Evlatları için intiharı dahi göze alanından çocuğunu hiç görmemiş, hatta merak dahi etmemişine kadar son derece uzun bir liste bu. Böyle bir listede mutlaka şu babalar da yer almalı bence. Peki siz listeye kimleri eklediniz?
Şampiyon: Jon Voight
Babam İçin: Pete Postlethwaite
Zor Baba: Robert De Niro
Aslan Kral: Animasyon
Kral Lear: Çeşitli aktörler
Sevginin Bağladıkları: Tom Hanks
Superman: Marlon Brando
Bülbülü Öldürmek: Gregory Peck
Baba: Yılmaz Güney
Umudunu Kaybetme: Will Smith Kuş Kafesi: Robin Williams
Çelik Yumruklar: Hugh Jackman
Cennetin Krallığı: Liam Neeson
Şahane Hayat: James Stewart
Dad: Jack Lemmon
Azap Yolu: Tom Hanks ve Paul Newman
İhtiras Rüzgârları: Anthony Hopkins
Mr. Banks: Colin Farrell