Memura yüzde 2+2 zam önerisi

Hükümet sendikalara memurlar için gelecek yıl yapmayı düşündüğü zam teklifini sundu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Hükümet memur maaşlarına gelecek yıl 6'şar aylık dönemlerde yüzde 2'şer zam yapmayı önerdi.

Alınan bilgiye göre, Hükümet sendikalara memurlar için gelecek yıl yapmayı düşündüğü zam teklifini sundu.

Hükümet'in teklifinde, memur maaşlarına gelecek yılın birinci 6 ayında yüzde 2, ikinci 6 ayında yüzde 2 zam yapılması öngörülüyor.

Memur-Sen'den itiraz

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Merkez Bankasının 2010 yılına yönelik enflasyon hedefinin ortalama 5.3 olduğuna işaret ederek buna karşılık Kamu İşveren Kurulunun sunduğu 2 artı 2 lik teklifin enflasyon hedefinin bile gerisinde kaldığını söyledi.

Gündoğdu, Toplu Görüşmelerin 6. Turu'nun ardından Başbakanlık Merkez binada yaptığı açıklamada, masada demokratikleşme adına toplu sözleşme hakkının tanınması ve 2010 yılında memurların mali haklarını gündeme getirdiklerini ancak bu iki talepleriyle ilgili somut adımlarla karşılarına gelinmediğini söyledi.

Hükümet'in memur maaşlarına gelecek yıl yapmayı düşündüğü zam teklifine değinin Gündoğdu, şöyle konuştu:

"Merkez Bankasının 2010 yılına yönelik enflasyon hedefine baktığımızda asgari 3.7, azami 6.90, ortalaması 5.3 ile kamu işveren kurulunun bize getirdiği teklif 2 artı 2. 2 artı 2 teklifi İktidar'ın, Hükümet'in mutabakat metnine kamu çalışanlarının imza atmasını isteyen bir teklif değil. Memur-Sen olarak söylüyorum; hem toplu sözleşme talebine ilişkin somut bir ifadenin yer almaması, hem de 2 artı 2'lik teklif maalesef kamu çalışanlarına bir müjde olamamıştır."

Bazı maddelerde iyileştirmeler yapılmasının kararlaştırıldığını bildiren Gündoğdu, 17 maddenin gerçekleştirilmesi, 18 maddenin de üzerinde çalışılması konusunda mutabakat sağlandığını belirtti.

Çocuk yardımı konusunda 0-6 yaş sınırının korunduğunu, buna karşın 2 çocukla sınırlı olan yardımlardaki çocuk sayısı sınırının kaldırılacağını anlatan Gündoğdu, varılan mutabakat doğrultusunda 2 çocuktan sonrasına da bu yardımın yapılacağını kaydetti.

Emekli olacak personele halen 500 TL olarak yapılan ödemenin 750 TL'ye yükseltilmesi konusunda uzlaşmaya varıldığını söyleyen Gündoğdu, teknik olan, olmayan personel arasındaki ek ödeme dengesizliğinin de giderilmesi konusunda görüş birliğine varıldığını dile getirdi.

"Teklif değişmezse imza atmayız"

Gündoğdu, "Eş yardımı, ek ödeme, toplu görüşme pirimi gibi devasa konularda hiçbir açılım yok. Yüzde 2 artı 2'lik zam hedeflenen enflasyonun da altında. Sayın Bakan bizden bu teklifi değerlendirmemizi istedi. Biz de Sayın Bakan'a bu tekliflerini gözden geçirip, Cuma günü saat 14.00'da bir araya gelmeyi istedik. Bunu yetkili kurullarımızla istişare edip, tavrımızı koyacağız, ama görünen o ki imza atmamamız için açık bir davet var" diye konuştu.

Gündoğdu, basın mensuplarının soruları üzerine toplu görüşmelerin son günü olan 29 Ağustosta son ana kadar teklifleri artırmak için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi.

Gündoğdu, 29 Ağustosta da bugünkü tekliflerle karşılaşırlarsa imza atmayacaklarını bildirdi.

Devlet Bakanı Hayati Yazıcı'nın teklifi yükseltme konusunda bugün için sıcak bir yaklaşımda bulunmadığını ifade eden Gündoğdu, Yazıcı'ya bu teklifin hayal kırıklığı yarattığını, memurları memnun etmeyeceğini aktardıklarını belirtti.

Yazıcı'nın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşeceği yönünde bir açıklaması olmadığını dile getiren Gündoğdu, "Bundan sonra B planı, C planı çalışmalarını devreye sokacağız. Başbakan, Maliye Bakanı... Bu süreci verimli geçirip çalışanları memnun etmek için elimizden geleni yapacağız. 29 Ağustos'ta da sonuç alınamazsa eylem var" dedi.

Devlet Bakanı Yazıcı

Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, Hükümet'in memur maaşlarına gelecek yıl yapmayı önerdiği zam teklifiyle ilgili, "Önerdiğimiz 2 artı 2 oranında ücret zammı yapılması, memurlara imkanlar ölçüsünde, her hal ve şartta, her koşulda, en zor şartlarda bile vermek istediğimizin bir göstergesidir" dedi.

Yazıcı, Başbakanlık Merkez Bina'da gerçekleştirilen toplu görüşmelerin 6. turunun ardından yaptığı açıklamada, görüşmelerin sonuna gelindiğini, son oturumun 28 Ağustos Cuma günü saat 14.00'da yapılacağını bildirdi.

Görüşmelerin ana konusunun kamu görevlilerine verilecek ücretlerden ibaret olmadığını belirten Yazıcı, memurların muhatap oldukları farklı uygulamalar, farklı sorunlar bulunduğunu, bu sorunları 15 Ağustostan bu yana müzakere ettiklerini söyledi. Yazıcı, şöyle konuştu:

"Bugün önerdiğimiz 2 artı 2 oranında ücret zammı yapılması, memurlara imkanlar ölçüsünde, her hal ve şartta, her koşulda, en zor şartlarda bile vermek istediğimizin bir göstergesidir. Türkiye, bu sene ilk defa yüzde 13,6 oranında bir işsizlik süreci yaşıyor, diğer göstergeler de var. Takdir edersiniz ki bütün bunlar, sonuçta Hükümet'in uygulamalarından kaynaklanan sonuçlar değil. Dünyada yaşanan küresel kriz dolayısıyla bizim de muhatap olduğumuz sorunlar. Bu şartlarda ancak 2 artı 2 bir zam önerebilmiş oluyoruz."

Görüşmelerde 22 maddede öncelikli takibin yapılması konusunda mutabakata varıldığını bildiren Yazıcı, 20'ye yakın maddenin de takibini yapıp sonuçları üzerinde çalışma yürütme konusunda uzlaşma sağlandığını ifade etti.

Yazıcı, "Müzakere süreci sadece 2 artı 2 maaş zammından ibaret değil. Süreci mutabakat sağlanan maddelerle birlikte değerlendirmeniz kamuya ve çalışanlarımıza büyük fayda sağlayacaktır" dedi.   

"Teklifi artırma konusunda bir adım atmanız söz konusu olabilir mi, bu konuda Sayın Başbakan'la veya ilgili bakanlarla görüşecek misiniz?" sorusuna Bakan Yazıcı, "Beni bu konuda görevlendirmiş olan kişi Sayın Başbakan'dır. Sayın Başbakan'ın bu konudaki yetkiyi bana vermiş olması dolayısıyla ben, Başbakan ve Bakanlar Kurulu adına bunu yürütüyorum. Bütün bu sonuçları ifade ederken ilgili arkadaşlarımla gerekli istişareleri yaptım, ona göre bu öneriyi kendilerine illetim. Bu, benim bildirdiğim son rakam" şeklinde konuştu.

Yazıcı, teklifin, "Merkez Bankasının enflasyon öngörüsünün altında kalması" ve "mutabakat sağlanamazsa anlaşılan maddelerin uygulanıp uygulanmayacağı" yönündeki sorulara karşılık, şunları kaydetti:

"Biz takip edeceğiz. Bunları biz sırf sendikacı arkadaşlarımıza söz verdiğimiz için değil, çalışanlarımızın hak ettikleri konular olarak düşünüyoruz. İşçilere verilen zam da bu sene memurlara verilen zamla bağlantılı. Biliyorsunuz memurlara bu sene geçen yıl kararlaştırıldığı için yüzde 4 artı 4,5 zam verilmişti. İşçiye de aynı zammı verdi. Arada enflasyon farklı doğarsa bunu ödeyeceğiz. Bunu da Sayın Başbakanımız her zaman ifade etmiştir."

"Ancak bunu verebiliyoruz"

Yazıcı, "Bu şu anlama mı geliyor; Hükümet olarak imkanlarımız bu kadar bunu verebiliyoruz?" sorusuna karşılık, "Ancak bunu verebiliyoruz" yanıtını verdi. 

"Az değil mi?" sorusu üzerine Yazıcı, "Bir işin azlığı, çokluğu ambardaki duruma bağlı. Yani biz milletin kasasını emaneten sevk ve idare ediyoruz. Hazine millete, bütün Türk milletine ait. Yani biz o kasada birikmiş olanı sarf ederken elbette milletin önceliklerini dikkate almak zorundayız. Çok dikkatlice, özenle, bir emanetçi edasıyla bu konudaki tasarruflarımızı icra etmemiz gerekiyor ve öyle davrandık" dedi. 

"Mutabakat sağlanmasına yönelik bir beklentisi olup olmadığının" sorulmasına karşılık Yazıcı, "Ben hep iyimserim. İyimser olmak iyidir. Geleceğe umutla bakıyorum. Arkadaşlarımızın bu konuları çok sağlıklı olarak değerlendirip, bu mutabakat zaptını imzalayacağını umuyor ve bekliyorum" diye konuştu.

Yazıcı, memurlara toplu sözleşme hakkı tanınmasına yönelik soruyu yanıtlarken şunları kaydetti:

"Grev ve toplu iş sözleşmesine ilişkin konu çok karmaşık bir konu, çok değişik boyutları olan bir konu. Kamu Personel Rejimi'yle alakalı. Grevin olduğu yerde bir başka kavram daha kullanılır onu siz çok iyi bilirsiniz. Dolayısıyla kamu personelinin çalışma, iş güvencesi var. Siz bir taraftan iş güvencesini, bir taraftan grev hakkının var olduğunu düşünebiliyor musunuz? Düşünün ki eğitim öğretim yılı başlamış, o alanda bir toplu sözleşme müzakeresi devam ediyor, fakat mutabakat sağlayamadınız, öğretmen de 'biz grev yapıyoruz' diyerek eğitim-öğretimi durdurdu. Bu bir örnek.

Bu konu karmaşık bir konu, anayasal boyutu var memurlara grev yasağını öngören. Dolayısıyla bu konuları çok enine boyuna, derinlemesine tartışalım. Somut bir uygulama da '2010 yılının ilk ayı içerisinde bir çalıştay düzenleyelim, üniversitelerin ilgili kürsüleri, sendikalar katılsın' dedik, ama bunu da sanıyorum somut bir adım olarak kabul etmiyorlar."

"Anayasa müsait değil"

Yazıcı, Uzlaştırma Kurulu kararlarının bağlayıcı olmasına yönelik taleplerin hatırlatılması üzerine, şöyle konuştu:

"Uzlaştırma Kurulu kararlarının bağlayıcı olduğunu kabul etmemiz demek, bana göre, Meclis'e verilmiş devlet harcamalarının kanunla yapılması gerekliliğine ilişkin Anayasal düzenlemenin bu kurula tevdi anlamına gelir. Buna da Anayasa müsait değil. Uzlaştırma Kurulu kararının bağlayıcı olduğunu kabul etmek, sonunda toplu iş sözleşmesini kabul etmek anlamına gelir. Böyle bir kabulün yanında grevin de olması gerekir. Tartışmaya açığız, tartışma sonucunda onların istediği gibi sonuca ulaşırsak elbette ki onu uygulamaya koyarız, ama belki de tartışma sürecinde onların beklediğinin yanlışlığını onlar da göreceklerdir veya biz yanıldığımızı göreceğiz. Bu çok demokratik bir tavır diye düşünüyorum."

Kamu Sen: işadamlarına 53.4 milyar veriliyor İşçiden 2.7 milyar TL esirgeniyor

Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız, "İş adamlarına 54,3 milyar TL'yi göz kırpmadan veriyorsunuz, ama yaklaşık 20 milyon nüfusa 2,7 milyar TL'yi çok görüyorsunuz. Bunun adı acımasızlıktır" dedi.

Akyıldız, Başbakanlık Merkez Bina'da gerçekleştirilen Toplu Görüşmelerin 6. Turu'nun ardından yaptığı açıklamada, bugün kamu çalışanlarının beklentilerine müjdeli bir cevap vermek istediklerini, ancak çok umutlu başlamadıkları toplantıdan umutsuzluğun ötesinde bir üzüntüyle ayrıldıklarını söyledi.

Teklif edilen rakamın kamu çalışanları açısından "teklif edilemez" ifadesinin ötesinde değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Akyıldız, bu rakam üzerinde değerlendirme yapmayı doğru bulmadığını söyledi.

Akyıldız, yaşanan ekonomik kriz nedeniyle alacakları teklife ilişkin beklentilerin çok yüksek olmadığını belirterek, "Doğrusunu isterseniz bu kadar küçük rakamlarla ifade edilebileceğini düşünmemiştik" dedi.

Dünkü görüşmenin ardından Hükümet'in yüzde 2,7 oranında bir teklif yapacağı tahmininde bulunduğunu hatırlatan Akyıldız, teklifin tahmininin sadece bir puan üzerine çıktığını ve bunu hoş karşılamadıklarını kaydetti.

Akyıldız, "Bunu siyasi iradenin kamu çalışanlarına, kamu çalışanlarının eş, çocuk ve akrabalarıyla 20 milyon nüfusa bakışı olarak değerlendiriyoruz. Bu rakamın karşılığında, çocuklarına bayram harçlığı vermek isteyen bir memurun harçlık olarak çocuklarına veremeyeceği kadar bir parayla karşı karşıya bulunmaktayız. Yani yüzde 2 2 zam, en düşük maaş alan devlet memuru için 25 TL. Bunun kabul edilebilir bir tarafı yok" diye konuştu.

Bircan Akyıldız, şuna kaydetti:

"Ekonomik kriz diyorsunuz. Ülkenin krizden çıkması için finans sektörünü harekete geçirmek yerine, talebi artırıcı bir takım tedbirler almak yerine iş adamlarına 54,3 milyar TL'yi göz kırpmadan veriyorsunuz. Ülkenin yüzde 1'ine bu parayı göz kırpmadan veriyorsunuz ama yaklaşık 20 milyon nüfusa 2,7 milyar TL'yi çok görüyorsunuz. Bunun adı acımasızlıktır, bunun adı adaletsizliktir. Karadeniz'de bir laf var 'hain' derler, acımasız anlamında. Bunun adı hainliktir.

Şunun altını çizerek ifade etmek istiyorum; biz bu sene masadan makul bir rakam çıkabileceğini söylüyorduk. 2010 yılı enflasyon hedefini Merkez Bankası Başkanı yüzde 6,79 açıklıyor ama bunlar yüzde 2 2 ile karşımıza çıkıyorlar. Çok da yadırgamıyoruz. Eylül 2008'de açıklama yaptılar, '2009 yılında Türkiye yüzde 4 büyüyecek' dediler, ama ilk 3 aylık büyüme eksi yüzde 13,8 oldu."

Mutabakata varılan maddelerle ilgili bilgi veren Akyıldız, "Bu işin önemi, hassasiyeti, ciddiyeti anlaşılmadan burada samimiyet ve güvenilirlik ortaya konulması mümkün değildir" dedi.

Akyıldız, Uzlaştırma Kurulu kararının bağlayıcı olmasına yönelik düzenleme yapılmaması durumunda, mutabakat metnini imzalamayacaklarını söyledi.

Bir gazetecinin "Başbakan veya ilgili bakanlar ile görüşüp görüşmeyeceklerini" sorması üzerine, "Biz toplu görüşme masasındayız. Bu özel ziyaretlerle kamu çalışanlarının haklarını koruma ya da geliştirme mücadelesi, apayrı bir mücadele, onun yeri ayrı. Sayın Başbakan ve sayın bakanlar lütfedecekler, randevu verecekler, görüşeceğiz. Kamu çalışanlarının haklarını konuşacağız. Bu mümkün değil" yanıtını verdi.