'Suç ve Ceza' İstanbul'da tartışıldı
Ahmet Coşkunaydın
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Bu kalıp yani 'Suç ve Ceza' ünlü yazar Dostoveski'nin ünlü romanının da adı. Artık suç denince ardından da cezanın geleceğini tüm dünyada bilmeyen yok.
Ceza korkusu ne yazık ki suçun önlenmesinde yeterince etkili olmuyor. Bunu sağlamak için her ülkede olduğu gibi ülkemizde de başta üniversiteler olmak üzere, çeşitli sivil toplum kuruluşları çaba göstermeyi sürdürüyor.
Suçu önlemenin en önemli yollarından biri de toplumu uyandırmak ve onu eğitmek. İşte bu noktadan hareketle, geçtiğimiz günlerde İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Başak Şehir Belediyesi'nin işbirliği ile çok ciddi ve uluslararası nitelikte bir dizi sempozyum, panel ve buluşma gerçekleştirildi.
Dünyanın 50 ülkesinden İstanbul'a gelen 120 bilim adamı, sinemacı, yazar şiddeti (Suç ve Ceza) ele aldı. Buluşmaların ana konusunu sadece Türkiye'de değil tüm dünyada kadına yönelik şiddet ve ayrımcılık oluşturdu.
Bengi Semerci Enstitüsü kurucusu ve direktörü Bengi Semerci, ülkemizde kadına yönelik, şiddet ve cinayet sarmalından kurtulmak için başta kadınlar olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin işbirliği yapması gerektiğine dikkat çekti.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Adem Sözüer ise, bu yıl ikincisi gerçekleştirilen Suç ve Ceza Filmleri festivali ile akademik çalışmalarının, önümüzdeki yılki konusunu açıkladı.
Gelecek yıl yine ülkemizde gerçekleşecek, buluşmanın konusunu 'Çocuklar ve Suça İtilen Çocuklar' oluşturacak. Profesör Özüer, "Bu buluşmanın amacı, toplumsal bilincin gelişmesini, cinsiyet ayrımının ortadan kaldırılmasını ve iletişimin tüm olanaklarını kullanarak, bunun gerçekleştirilmesinin sağlanmasıdır" dedi.
Büyük İstanbul buluşmasına, Türk sinemasının unutulmaz isimleri Türkan Şoray ve Filiz Akın da katıldı. İstanbul festivalinin en önemli özelliklerinden biri de sinemacılara önerilen konularla onları dünyanın sorunlarına eğilmelerini sağlamak ve çözüm için adım atmalarının yolunu açmaktı...
Bu konularda ilginizi çekebilir