Fiyat istikrarı ithalatla değil, üretimle sağlanır

TARIM DÜNYASINDAN / Ali Ekber Yıldırım

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Gıda piyasalarını ithalat vergileriyle düzenlemek tarım ve dış ticaret politikasının ana unsurlarından birisi oldu. Hangi ürünün fiyatında yukarı doğru bir gelişme olursa hemen ithalat vergisi düşürülerek veya sıfırlanarak fiyatın düşürülmesi sağlanmaya çalışılıyor. Kısa vadede fiyat düşürülüyor. Fakat, ithalata dayalı bu politika çiftçiyi üretimden kopardığı için her geçen yıl daha çok ithalata ihtiyaç duyuluyor. Bu da dışa bağımlılığı artırıyor.

Enflasyonun sorumlusu olarak görülen gıda fiyatlarını düşürmek için adına “dış tedbir” denilen ithalat politikası ile tarımsal üretimi olumsuz etkileyen uygulamalara gidiliyor. Gıda fiyatlarının yüksek olması uygula nan yanlış tarım politikalarının sonucudur. Fiyat artışının nedenleri ortadan kaldırılmadıkça, sadece fiyatı düşürmeye odaklı bir ithalat politikası tarıma ciddi zarar verir. Kısa vadede fiyatı düşürebilirsiniz, ama orta ve uzun vadede tarımsal üretimi bitirir dışarıya mahkum olursunuz.

Gümrük vergisini düşürmek ne anlama geliyor?

Tarımsal üretimdeki koruma duvarlarını kaldırmak ve başka ülkelerin devlet destekli ürünlerine kapıları sonuna kadar açmak demek. Gıda fiyatlarını ithalatla terbiye etme anlayışı Türkiye’yi bir çok üründe dışa bağımlı hale getirdi. Devlet kendi çiftçisinden esirgediği desteği, korumayı başka ülke çiftçilerine sağlıyor. İthalat politikası, 2017 yılında hububat,bakliyat ve yağlı tohumlar sektörünün de ana gündem konularından birisi oldu. Yıl boyunca ithalatta alınan gümrük vergilerinin düşürülmesi, bazı ürünlerde ise sıfırlanması, Toprak Mahsulleri Ofisi’ne verilen ithalat yetkisi, Rusya ile yaşanan sorunlar çok tartışıldı.

Hasat zamanı vergiler düşürüldü

Bakanlar Kurulu’nun 27 Haziran 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan kararı ile çiftçi ürününü hasat ederken buğday,arpa ve mısırda gümrük vergileri düşürüldü. Buğdayın ithalat gümrük vergisi yüzde 130’dan yüzde 45’e,arpada yüzde 130’dan yüzde 35’e, mısırda ise vergi yüzde 130’dan yüzde 25’e düşürüldü. Belli dönemlerde Toprak Mahsulleri Ofisi’ne tarife kontenjanı ile hemen her yıl binlerce ton buğday,arpa ve mısır ithalatı yetkisi veriliyor. Bu yetki çerçevesinde Ofis, sıfır gümrükle ithalat yapıyor. Bu işlemlerden doğan zarar olursa “görev zararı” olarak devlet hazinesi tarafından karşılanıyor.

Gümrük vergilerinin düşürülmesinin ne anlama geldiğini bir örnekle açıklayalım. Türkiye’nin her yerinde buğday üretiliyor ve devlet bu üretime destek veriyor. Verilecek destek 2017 ürünü için, kilo başına 5 kuruş prim, dekara 13 lira mazot ve 4 lira gübre desteği. Ayrıca dekara 8.5 lira yurtiçi sertifikalı tohum kullanım desteği veriliyor. Buğday tohumu üretenlere de kilo başına 10 kuruş destek sağlanıyor. Saydığımız bu destekler üreticinin maliyetinin bir bölümünü karşılıyor. Üretimin devam etmesi için bu destekler veriliyor.

Fakat, devletin asıl desteği buğday ithalatına uyguladığı yüzde 130 gümrük vergisidir. Yani üretimi ve üreticiyi koruyan bu vergidir. Buğday ithal etmek isteyen veya Türkiye’ye buğday satmak isteyen birisi yüzde 130 gümrük vergisi ödemek zorunda. “Fiyat yükseldi” diye, gümrük vergisi düşürülür veya sıfırlanırsa Türkiye açık pazar haline gelir. Buğday ithalatı artar. İthal buğdayla rekabet edemeyen çiftçi üretiminden çekilir ve buğday üretemez. Üretim düştükçe daha çok ithalat yapmak zorunda kalırsınız. İthalat artıkça daha çok çiftçi üretimden çekilir. Bu kısır döngü ülke tarımına zarar verir. Bu nedenle vergilerle değil, üretimle fiyatın ve piyasanın düzenlenmesi gerekir.

Baklagillerde gümrük vergisi sıfırlandı

Resmi Gazete’nin 2 Aralık 2017 tarihli sayısında yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararı ile nohut, kuru fasulye,barbunya ve börülce türlerinin ithalatında gümrük vergisi sıfırlandı. Avrupa Birliği, EFTA, Bosna-Hersek, Güney Kore, Malezya, D-8 ülkeleri ve diğer ülkelerden yapılacak ithalatta gümrük vergisi oranı sıfır olarak uygulanmasına karar verildi. Bu uygulama 1 Haziran 2018 tarihine kadar sürecek. Uygulamanın 1 Haziran 2018’de sona ermesi yerli üretimi koruyucu bir tarafı olduğu söylenebilir. Fakat, çiftçi ithalat baskısını hep üzerinde hissedecek. Bu da üretimi olumsuz etkileyecektir.

Fiyat artışı vergileri düşürecek kadar yüksek mi?

Kırmızı mercimekte hem dünyada hem de Türkiye’de fiyat artışı bir yana düşüş var. 2016’da sezon başında kabuklu kırmızı mercimeğin tonu 750 dolar seviyesindeyken şu anda 450 dolara kadar geriledi. Kuru fasulye de fiyat geçen yılla aynı seviyelerde seyrediyor. Nohutta ise çeşitlerine göre ton başına 200- 300 dolar artış var. Nohutta gümrük vergisinin sıfırlanması sektör tarafından olumlu bulunurken, kuru fasulye de gümrük vergisinin sıfırlanmasının yanlış olduğu ifade ediliyor. Fasulye de verginin sıfırlanması üreticiyi olumsuz etkileyecek ve gelecek yıl için üretimi düşürecektir.

Yağlı tohum ithalatı üretimin 3 katı

Türkiye, yağlı tohum ihtiyacının yüzde 25’i üretilirken yüzde 75’i ithalatla karşılanıyor. Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği’nin verilerine göre, Türkiye’nin yağlı tohumlardaki dış ticaret açığı 2.6 milyar dolar. Türkiye’de yağlı tohum üretimi yıllık 2.3 ila 2.7 milyon ton arasında değişiyor.Yağlı tohum bitkilerindeki prim desteğine rağmen yıllar itibariyle üretimde ciddi artış olmaması dikkat çekici.Hammadde ihtiyacının yüzde 75’i ithalatla karşılanıyor. Yüzde 25’i yerli üretimden sağlanabiliyor. Bitkisel yağ sektöründe hammadde yetersizliği nedeniyle dışa bağımlılık artarak devam ediyor.

Yağlı tohumlarda sıfır gümrükle ithalat, piyasa dengesini bozuyor. İkili anlaşma gereği Bosna Hersek’ten ithal edilen “0” gümrüklü ham ve rafine ayçiçeği yağı, piyasada fiyat dengesizliği yaratıyor ve haksız rekabete neden oluyor. İlk 7 ayda 32 bin 698 ton Bosna Hersek menşeli ayçiçeği yağı ithal edildi. Yıl sonuna kadar ise ithalatın 60 bin tona ulaşacağı tahmin ediliyor. Bu tür uygulamalar gözden geçirilmeli ve sektörün korunması için gerektiğinde kaldırılmalı.

Özetle, devletin gümrük vergileri ile düzenlemeye çalıştığı hububat,- bakliyat ve yağlı tohumlar sektöründe üretim azalırken dışa bağımlılık artıyor. Üretimin artırılması için öncelikle bu ürünleri üreten çiftçinin para kazanması sağlanmalı. Üreticinin mazot,gübre,zirai ilaç, işçilik gibi temel girdi maliyetleri düşürülerek üretim artırılmalı. Yapılan her ithalat üreticiyi üretimden uzaklaştırıyor. İthalat zorunlu olmadıkça yapılmamalı. Gıda fiyatlarında istikrar ithalatla değil, üretimle sağlanabilir.