Türk makarna sektörünün bu yılki ihracat hedefi; 1 milyon ton

Türkiye'de makarna sektörü 154 ülkeye ihracat yapıyor. Hedef; ihracatı 1 milyon tona çıkarmak. Türkiye Makarna Sanayicileri Derneği Başkanı Abdülkadir Külahçıoğlu, dünya birinciliğine çıkmak için yatırım yaptıklarını söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Türkiye Makarna Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Külahçıoğlu, ekim alanlarının ve makarnalık buğday üretiminin artırılması gerektiğini belirterek, halen ülkede üretilen makarnalık buğdayın tüketimi karşılamadığını söyledi. "Makarnalık buğday üretiminin belli bir miktarını ithal etmek durumunda kalıyoruz" diyen Külahçıoğlu, ekim alanlarının arttırılması ve kalitenin iyileştirilmesinin gerekliliğine vurgu yaptı. Türk makarna sektörünün 154 ülkeye ihracat yaptığını dile getiren Külahçıoğlu, bu yıl ihracatta ilk 5 ayda yüzde 26 artış sağlandığını, hedefin ise 2016'da 831 bin ton olan ihracatı bu yıl sonunda 1 milyon tona çıkarmak olduğunu söyledi.

İnsan beslenmesinin vaz geçilmez kaynağı olan buğdayın, bereketini bu coğrafyadan hiçbir zaman esirgemediğini, tarıma elverişli bu topraklarda Anadolu insanının sofrasında ekmeğin, makarnanın baş tacı olduğunu anlatan Külahçıoğlu, buğday üretiminin Türkiye'nin her bölgesinde yapıldığını, tarla bitkileri içerisinde buğdayın, ekiliş alanı ve üretim miktarı bakımından ilk sırayı aldığını kaydetti. "Ülkemiz 2016 yılında 20.6 milyon ton buğday üretti. Bu yıl ise rekoltenin yüzde 5.8 artışla 21.8 milyon ton olacağı tahmin ediliyor" diyen Külahçıoğlu, mayıs ayı içinde başlayan hububat hasadının Temmuz ayı itibariyle yüzde 50 seviyelerine ulaştığını iletti.

Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) makarnalık buğday fiyatını 1.000 TL/ton olarak belirlediğini bildiren Türkiye Makarna Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Külahçıoğlu ayrıca açıklanan fiyatlara kalitesine göre yüzde 5'e kadar artış uygulanacağı; makarnalık buğdayların ton başına 1.070 TL'ye kadar işlem göreceğinin belirtildiğini söyledi. Külahçıoğlu, "TMO'nun, "Buğday fiyatlarının üreticiler bakımından normalin altına düşmesinin, tüketicinin aleyhine yükselmesinin engellenmesi, buğday piyasasının korunması ve düzenlenmesi" görevleri çerçevesinde buğday alım fiyatlarını belirlerken çok titiz çalışmalar yaptıklarını biliyoruz. Bu kapsamda TMO, başta çiftçiler ve sanayiciler olmak üzere tüm paydaşlarla görüşerek ve uluslararası piyasaları yakından takip ederek; hem çiftçileri mağdur etmeyecek hem sanayicinin rekabet gücünü etkilemeyecek şekilde dünya piyasalarıyla rekabet edebilir fiyatlar açıklamıştır. Makarna sektörü açısından değerlendirdiğimizde açıklanan fiyatın, dünya buğday piyasalarıyla uyumlu olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz" diye konuştu.

Havza bazlı desteklerle çiftçi desteklenmeli

Çiftçi açısından beklentilerin her zaman daha yüksek olduğunu da kaydeden Külahçıoğlu, sadece taban fiyatla değil, havza bazlı desteklerle de çiftçinin mutlaka desteklenmesi gerektiğini savundu. Külahçıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Sadece taban fiyat buna baz teşkil etmiyor. Kaldı ki taban fiyat, adı üzerinde aslında bir müdahale fiyatıdır. Piyasa fiyatına bir set çekmiş oluyor böylece. Bunu bir koruma fiyatı gibi düşünmek lazım. Piyasa kendi fiyatlarını arz-talebe göre zaten oluşturmaktadır. Öte yandan, ekim alanlarının ve makarnalık buğday üretiminin artırılması lazım. Çünkü halen ülkemizde üretilen makarnalık buğday ne yazık ki tüketimimizi karşılamıyor. Belli bir miktarını bu nedenle ithal etmek durumunda kalıyoruz. Ekim alanlarının arttırılması, kalitenin iyileştirilmesi oldukça önemli bir husustur."

Buğday fiyatları belirlenirken uluslararası rekabet, tüm paydaşlarla işbirliği yapılması ve dünya piyasalarındaki genel durumun mutlaka göz önüne alınması gerektiğini ifade eden Türkiye Makarna Sanayicileri Derneği Başkanı Abdülkadir Külahçıoğlu, Türkiye'de enfl asyon oranına göre veya çiftçinin artan maliyetlerine göre bir artış yapıldığında, sanayicinin uluslararası rekabete uyum sağlayamayacağı, dolayısıyla ihracatta ve ülkeye gelen dövizde ciddi bir düşüş olacağının unutulmaması gerektiğini söyledi. Bu yüzden dengeyi kurmak için bütün verileri hesap ederek kararlar almak gerektiğinin altını çizen Külahçıoğlu, TMO'nun da bu durumu gözeterek fiyat açıkladığını anlattı. Yüksek fiyat verildiğinde hem üretim hem de ihracatın azalacağını belirten Külahçıoğlu, bu durumda Türkiye'nin toplam kazancının da ciddi şekilde eksilmiş olacağını; tüm veriler birlikte değerlendirdiği zaman doğru bir rakamın ortaya çıktığını savundu.

22 milyon ton buğday bekleniyor

Türkiye'de bu yıl yaklaşık 22 milyon ton buğday üretimi beklenirken, bunun makarnalık buğdaya denk gelen miktarının yaklaşık 3,5 milyon ton civarında olduğunu bildiren Külahçıoğlu, "İhracat ve iç tüketimde artışa bağlı olarak sektörümüzün ve bulgur gibi diğer sektörlerin makarnalık buğday talebi yıldan yıla artmaktadır. Son 4 yıllık ortalamaya baktığımızda yılda yaklaşık 500 bin ton ithalat yapılmıştır. 2016'da yaklaşık 600 bin ton civarında bir ithalat oldu. Bu yıl biraz daha düşük olacağını tahmin ediyoruz. Çünkü bu yıl makarnalık buğdayda hem verim hem de kalite beklediğimiz gibi iyi olacak" diye konuştu. TMO'nun, birkaç yıl önce buğdayda kalite bazlı, protein bazlı alıma geçtiğini hatırlatan Türkiye Makarna Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Külahçıoğlu, böylece çiftçilerin daha kaliteli tohumlar kullanarak daha kaliteli üretim yapmalarının önünün açıldığını belirtti. Külahçıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Taban fiyatın üzerine kaliteli üretim yapan çiftçiler, ürünlerini yüzde 5 daha fazla primle satmaktalar. Bu durum sanayici açısından da önemli, zira bu sayede daha kaliteli ve daha yüksek proteinli buğdaylara erişiliyor. Bu politikaların devam etmesi, hatta kalite kriterlerinin daha artırılarak güncellenmesi sektörün vazgeçilmez bir isteğidir. Mesela renk ve diğer farklı özelliklerin de alım kriterlerine girmesi, kalitenin muhakkak yükselmesine yol açacaktır. Biz bu konuda Türkiye Makarna Sanayicileri Derneği olarak elimizi taşın altına koyuyor ve sorumluluk almaktan çekinmiyoruz."

İç tüketimde ciddi artış var

Halkın sağlıklı tüketim hakkında bilinçlendirilmesi nedeniyle iç tüketimde de ciddi bir artış yaşandığına değinen Abdülkadir Külahçıoğlu, bunda derneğin yaptığı çalışmaların da büyük payı olduğunu ifade etti. "Hiç kuşkusuz en önemli etken de sektörün kabuk değiştirmesidir; son yıllarda tüm arkadaşlarımız yatırımlarını, teknolojilerini yenileyerek kapasitelerini önemli oranda artırdılar" diyen Külahçıoğlu, bunun da makarna kalitesine ve çeşitliliğine yansıdığını, dünya pazarlarında rekabet açısından sektörün önünün açıldığını, iç tüketimde de halka daha güzel, daha kaliteli ürünler sunulduğunu belirtti. Geçen yıl kişi başı kişi başına tüketimin 8,5 kiloyla bugüne kadarki en yüksek değerine ulaştığını ileten Külahçıoğlu, "Ancak bu dünya ortalamasının altında bir tüketim. Dünyada yıllık kişi başına tüketim ortalaması yaklaşık 15 kilogramı buluyor. Kişi başına 26 kg tüketimle İtalya birinci sırada. Biz, en kısa zamanda ülkemizdeki kişi başına makarna tüketimini 10 kilograma yükseltmeyi hedefl iyoruz. Dünya sıralamasında 19'uncu iken 10'uncu sıraya kadar yükseldik" dedi. Makarna sektörünün geçmişine göz atıldığında azmin ve kararlılığın ne kadar etkili olduğunun görüldüğünü savunan Külahçıoğlu, bunu ise şu sözlerle açıkladı: "Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren Türk gıda sanayinin öncü sektörlerinden biri makarna sanayi olmuştur. Makarna sanayinin temeli, 1922'de İzmir–Bayraklı'da kurulan fabrikanın faaliyete geçmesiyle atıldı. Bu sayede Anadolu ve Türk kültüründe adı erişte olan ürünün ilk kez sanayi tipi üretimine geçilmiştir. Üretim 1950'lere kadar küçük işletmelerde ve düşük kapasitelerde yapılmış, 1960-1970 yılları arasında, büyük işletmeler kurulmuş ve yüksek kapasiteli makarna üretimi gerçekleştirilmeye başlanmıştır. Bu dönemde makarna sektörümüzün kurulu kapasitesi 3 katı arttı. Ekonomide serbestleşmenin yaşandığı 1980'lerde ise sektör ivme kazanmış, toplam 6 fabrikada 250 bin tonluk bir üretim kapasitesine, yıllık 110 bin tonluk üretim hacmine ulaşmıştır. 1990'lı yıllar da, sektör ciddi manada atak yaptı, ihracata yönelmiş, buna yönelik stratejiler geliştirerek iç talebin canlandırıldığı bir dönem yaşandı. 1997'de kurulu kapasitesi 3 kat arttı. 710 bin ton/yıl seviyesine çıktı. 2001'de ise makarna sektörünün kurulu kapasitesi yıllık 920 bin tona ulaştı. Bu yıla geldiğimizde ise ürün kalitesi ve teknoloji olarak diğer ülkeler ile rekabet eder konumdaki sektörümüzün kapasitesi 2 milyon tona çıktı. Bugün makarna sektörü doğrudan ve dolaylı olarak 35 bin kişiye istihdam sağlıyor. Makarna sektöründe hem iç pazarda hem de dış pazarlarda büyüme potansiyeli mevcut. Biz dernek olarak makarna ile ilgili farkındalığı artırmak, makarnanın şişmanlattığı yönündeki algıyı ortadan kaldırmak ve makarna hakkında yanlış bilinenleri düzeltmek konusunda önemli çalışmalar yapıyoruz."

Rusya ve İngiltere pazarını yakın takibe almış durumdayız

AB ve Amerika'nın Türkiye'ye uyguladığı kota ve anti-dampingin, Türk ihracatçısının önünde ciddi bir engel olduğunu vurgulayan Külahçıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Öyle ki Türkiye, tüm AB ülkelerine toplamda sadece 20 bin ton ihracat gerçekleştiriyor. Halbuki oradaki potansiyel çok daha fazla. AB'de kotanın kalkması halinde ihracatımızı 3 yıl içerisinde 2 milyar dolara çıkarmayı biz sektör olarak taahhüt ediyoruz. Amerika'da ise yaklaşık 20 yıl önce konulan bir antidamping ve telafi edici vergi uygulaması var. Aslında güncelliğini yitirmiş, bugünkü şartlara hiç uymayan, o günkü koşullarda oluşmuş bir durum. Bunun da yine önümüzdeki 2 yıl içerisinde tekrar gözden geçirme toplantıları olacak. Oradan da olumlu sonuçlar almayı ümit ediyoruz. Sektör olarak hep birlikte hareket ediyor, görüşmelere katılıyoruz, ülke savunması yapıyoruz. Umarım bir dahaki görüşmede bunları da çözmüş oluruz. Şu anda Rusya ve İngiltere pazarını yakın takibe aldık.Hedef pazarlarımızdan Çin'e ihracatımız da büyük oranda artmıştır."

İLK 5 AYDA YÜZDE 26 ARTIŞ

Türk makarna sektörünün, son yıllarda ulaştığı kaliteli üretim, çeşit ve ihracatta yakaladığı yükselişini hız kesmeden devam ettirdiğini belirten Abdülkadir Külahçıoğlu, şu anda Türkiye'nin, dünyanın ikinci büyük makarna ihracatçısı durumunda olduğunun bilgisini verdi. 154 ülkeye ihracat gerçekleştirildiğini dile getiren Külahçıoğlu, bu yıl ihracatta ilk 5 ayda yüzde 26 artış sağlandığını, hedefi n ise 2016 yılında 831 bin ton olan ihracatı 2017 yılında 1 milyon tona çıkarmak olduğunu söyledi. Külahçıoğlu, "1 milyon ton barajı bizim için önemli, bu rakamı psikolojik sınır olarak görüyoruz. Onu geçtikten sonra hedefi mizi 1 milyar dolara çıkarmayı öngöreceğiz. Büyüyen bir sektörüz çünkü. Dünya pazarlarındaki bu gücümüzü, engellendiğimiz Amerika ve Avrupa Birliği pazarlarında önümüzün açılmasıyla ileriki zamanlarda daha fazla hissettireceğimizi çok rahat söyleyebilirim" dedi.

DÜNYA BİRİNCİLİĞİNE ÇIKMAK İÇİN YATIRIM YAPIYORUZ

Sektör olarak kısa sürede dünya birinciliğe çıkmak için gereken hazırlıkları ve yatırımları yaptıklarını belirten Abdülkadir Külahçıoğlu, bunun sadece modern ve son teknoloji makarna üretim tesislerine yatırım yapmak anlamına gelmediğini iletti. Katma değeri daha yüksek, yeniliğe açık, değişen beslenme eğilimlerine uyum sağlayan ürünler geliştirilmesi gerektiğini kaydeden Abdülkadir Külahçıoğlu, sektörün buna odaklanmış durumda olduğunu söyledi. Külahçıoğlu, "Çünkü dünya makarna pazarı rekabetin yoğun olduğu bir pazar. Böylesi rekabetçi bir pazarda elde ettiğimiz avantajlı konumumuzu daha ileriye taşımak istiyoruz" dedi. Önümüzdeki 10 yılda ihracat hedefi ni 2 milyon ton olarak belirlediklerini de bildiren Külahçıoğlu, bütün çalışmaları bu hedefe göre planladıklarını anlattı. 10 yıl sonunda, dünyanın her ülkesinde her sofrasında Türk makarnası olması için gayret göstereceklerini belirten Külahçıoğlu, "Bu büyük hedefl erimizi gerçekleştirecek potansiyelimiz var. Türkiye Makarna Sanayicileri Derneği olarak sektörümüzün bu hedefl ere ulaşmasında bugüne kadar olduğu gibi, bugünden sonra da en büyük katkıyı vermeye devam edeceğiz. Eylül ayı içerisinde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na bağlı TAGEM, Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü ve Toprak Mahsulleri Ofi si ile işbirliği içinde, geniş katılımlı bir çalıştay düzenlemeyi planlıyoruz" diye konuştu. Külahçıoğlu, tohum üreticileri, tohum sertifi kasyonu, sektör temsilcileri, üniversite ve kamu kurumlarından temsilcilerle bir araya gelip, Türkiye'deki tohum kalitesini, üretimi, verimliliği artırmak, sanayicinin ihtiyacı olan dünya piyasalarıyla rekabet edebilir çeşitleri ülkede geliştirmek için gerekenleri bu çalıştayda ele alacaklarını açıkladı. Külahçıoğlu, ayrıca makarnalık buğdayda tescilli ve köy çeşitleri ile yetiştirme teknikleri hakkında kamu ve özel sektör Islahçıları, agronomistleri, patolojistleri ve teknologlarının bilgilendirme yapacağı bir çalıştay düzenleyeceklerini ifade etti. Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü'nün ulusal kalkınma planları doğrultusunda tarımsal araştırma ve geliştirme projeleri, özel sektör ve üniversite projelerine destekleri, yerli gen kaynaklarını korumak ve geliştirmek adına yaptığı çalışmalar ve ıslah ettiği çeşitlerin Türk tarımının ve tarıma bağlı sanayinin gelişiminde önemli rol üstlendiğini dile getiren Külahçıoğlu, "Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın değerli yöneticileri de hiç kuşkusuz ki hem yaptıkları çalışmalarla hem de fi kirleriyle sektöre yön verecek önemli katkılarda bulunacaklardır" diye konuştu.