Aytek Konfeksiyon, ihracatta gelişip yurtdışı pazar payını artırmak istiyor

Aytek Konfeksiyon’un sahibi Faruk Aytek, "Aytek Konfeksiyon’un, tekstil ve hazır giyim sanayisinde AKİB verilerine göre Akdeniz Bölgesi’nin en fazla ihracat yapan firmaları arasında olduğu biliniyor” diye konuştu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Akdeniz Bölgesi’nin ihracat yapan firmaları arasında ilk sıralarda yer alan Aytek Konfeksiyon, bugün itibarıyla tek çatı altında en fazla üretim yapan, bölgenin en büyük hazır giyim üretim tesisine sahip konumda bulunuyor. Aytek Konfeksiyon’un sahibi Faruk Aytek, firma olarak gelişmeye ve yurtdışı pazar payını artırmaya odaklandıklarını söyledi.

Tekstil ve hazır giyim sektöründe uzun yıllar boyunca edindikleri deneyim ve bilgi birikimini, ileri teknoloji ve imalat konusunda uzmanlaşmış bir ekiple birleştirerek, 1989 yılında Adana’da sektörün her alanına hitap eden modern ürünler imal etmeye başladıklarını ifade eden Faruk Aytek, geçen süre içinde üretimlerini kayda değer oranlarda artırdıklarını vurguladı.

“Bölgenin en fazla ihracat yapan firmaları arasındayız”

Avrupa’nın çeşitli ülkelerine ihracat yapan Aytek Konfeksiyon’un, 2005 yılında Akdeniz Bölgesi’nde 15 bin metrekare arazide, 6 bin 500 metrekare kapalı alanda bay-bayan hazır giyim üretim tesislerini kurduğunu hatırlatan Faruk Aytek, “Böylece Avrupa’nın birçok ülkesine tekstil ve hazır giyim ihracatına başladık. Aytek Tekstil, ürün çeşitliliği konusunda hazır giyim olarak bay-bayan pantolon, bay-bayan şort, bay-bayan kapri ve bayan etek üretimlerinde başta Avrupa olmak üzere dünya genelinde önemli bir yere sahiptir” şeklinde konuştu. Aytek Konfeksiyon’un, cirosunun içinde ihracatın payını sürekli olarak artırdığına dikkat çeken Faruk Aytek, “Bununla birlikte sektörün her alanında farklılık ve kaliteyi vizyon olarak benimsedik ve geçen zaman diliminde istikrarlı bir şekilde ilerleme sağladık. Bugün itibarıyla Aytek Konfeksiyon’un, tekstil ve hazır giyim sanayisinde AKİB verilerine göre Akdeniz Bölgesi’nin en fazla ihracat yapan firmaları arasında olduğu biliniyor” diye konuştu.

İstihdam için üniversite-sanayi iş birliği gerçekleştirilmeli

Tekstil sektöründe vizyon ve strateji eksikliği olduğunu, bu nedenle sektördeki birçok işletmenin gelecekte çalışmalarını hangi yöne çevireceği konusunda kararsız kaldığını dile getiren Faruk Aytek, bu durumun tekstil sektörünü gelecekte sorunlarla karşı karşıya bırakacağını söyledi. Strateji belirleme konusunda işletmelere; devletin, ticaret ve sanayi odalarının, üniversitelerin, ihracatçı birliklerinin ve ilgili sivil toplum kuruluşlarının yardım ve katkısı gerektiğinin altını çizen Aytek, doğru vizyon ve stratejiler geliştirilerek sektöre yön verilmesi, sektörün kullanacağı teknolojiler ve bu teknolojilerin kullanım yerlerinin belirlenmesinin önemine dikkat çekti.
Türkiye’de işsizliğin ciddi boyutlarda olmasına karşın, tekstil sektöründe nitelikli eleman yetersizliğinin söz konusu olduğuna dikkat çeken Faruk Aytek, sektörde üniversite-sanayi iş birliğinin gerçekleştirilemediğini söyledi. Aytek, bu durum karşısında acilen üniversiteler ile ticaret ve sanayi odaları tarafından iş birliği gerçekleştirerek, nitelikli eleman istihdamının sağlanması gerektiğini vurguladı.

“Uzakdoğu ülkeleri ile rekabet devlet teşvikleri ile mümkün”

Faruk Aytek, hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün, Türkiye ekonomisinde, özellikle de imalat sanayii içinde katma değer, istihdam, yatırım ve ihracat açısından önemli bir konumda oluğunu, ancak sektörde Uzakdoğu ülkeleri ile rekabetin ancak devlet teşvikleri ile mümkün olabileceğini söyledi.

Ülkelerin rekabet gücünü belirleyen ve etkileyen en önemli unsurun, o ülkenin işletmelerinin gerek iç piyasalarda gerekse de dış piyasalarda gösterdiği performans ve yarattığı katma değer olduğuna dikkat çeken Aytek, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de tekstil sektörünün, ülkenin gelişmesi ve kalkınmasında önemli görülen ve yatırımların yoğunlaştığı bir sektör olduğunu aktardı.

"Kapsamlı bir vergi reformu yapılmalı"

Sektörün gelişmesi adına alınması gereken önlemlere de değinen Faruk Aytek, şunları söyledi: “Kapsamlı bir vergi reformu yapılmalı; SGK primleri ve stopaj vergileri gibi işçilik maliyetleri üzerindeki yükler azaltılmalı, fiyatı devlet tarafından belirlenen sanayide kullanılan enerji giderleri küresel fiyatlar seviyesine çekilmeli. Bu doğrultuda 2017 ve 2018 yıllarında SGK primlerinde ve vergilerde ciddi teşvik uygulamaları hayata geçirildi. Dileriz ki devletimiz, sanayi sektörüne olan teşvikleri artıracak ve bu teşvikleri 2019 ve sonraki yıllarda da devam ettirecektir.”

Bu konularda ilginizi çekebilir