Girişimcilik yaşta değil başta

'Akıl yaşta değil baştadır' atasözünü bugün girişimciliğe uyarlamanın zamanı geldi. 'Girişimcilik' yaşta değil başta…

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Geçtiğimiz günlerde yazdığı blog yazısında Seth Godin kabak çekirdeklerinden bahsediyor. Kabak çekirdekleriyle yapacağınız iki şey var diye başlıyor yazısına. İlk seçenek; kabak çekirdeklerini yiyebilirsiniz, mükemmel bir protein kaynağından besin almış olursunuz. Diğer seçenek, kabak çekirdeklerini toprağa ekersiniz ve size yüzlerce kabak çekirdeği geri getirmesini sabırla izlersiniz. Azimli bir şekilde toprağına kabak çekirdeği eken çiftçi çoğu zaman bir dolu bal kabağı ve binlerce kabak çekirdeği sahibi olur. Diğer yandan, tüm çekirdekleri yemek için saklayan kişi ne uzar ne de kısalır. Para ve yatırım da benzer bir seyir izler, girişimler, fikirleri ve üretimleri de... 

Girişimci ruh doğuştan mı gelir yoksa insanın deneyimleri ve bilgi birikimiyle zaman içinde mi şekillenir günümüzün en klişeleşmiş tartışmalarından biri. Yaratıcı doğulur mu yoksa yaratıcılık geliştirilebilir bir yetenek mi sorusuna benzer. Başarılı girişimcilerin erken yaşlardan itibaren ortak özelliklerde birleştiğini düşünebilirsiniz. Belli bir konuya duydukları tutku derecesindeki ilgi, bu konuya uzmanlaşma seviyesine varan yoğunlaşma, uzun saatler bıkmadan çalışmak, risk almaktan korkmamak ve çevrelerindeki insanları kendilerini ileriye taşıyacak insanlardan seçmek. Bu ortak noktaların haricinde o kadar çok farklılık vardır ki girişimcilerin arasında... Çalışma alanları, karakterleri, yaşları, geçmişleri, eğitimleri, yaşadıkları çevre vs… saymakla bitmez. 

Teknoloji sayesinde girişimciler gençleşti 

Teknolojinin gelişmesiyle beraber, para kazanmak için sermaye gerekliliği azaldı. Teknolojiye yatkın çok genç yaşlardaki girişimciler için sınırsız imkanlar ortaya çıktı. Hangi yaştan olursak olalım hayran olduğumuz gençler, bugün yaşama ve iş yapma biçimimizi tamamıyla değiştirdiler. Facebook hayatımızı nerede olursak olalım görünür kıldı, Google internette olan tüm bilgilere hemen ulaşmamız için arama motorlarının öncüsü oldu, Twitter her birimizin ilgilendiğimiz konuda sesimizi duyurmamızı sağladı, Linkedin özgeçmişimizi milyonlarca insanın gözü önüne taşıdı, Amazon internetten alışveriş etmenin ekonomik ve pratik bir yöntem olduğunu beynimize kazıdı, Apple bilgisayardan müziğe, telefondan tablete teknolojinin hayatımızın vazgeçilmezi yaptı. Zuckerberg, Harvard’ın yatakhanesinde Facebook’u kurduğunda 21 yaşındaydı, Google’ı kurduklarında Larry Page ve Sergey Brin 25 yaşındaydılar. Jeff Bezos Amazon’u, Jack Dorsey Twitter’ı kurduğunda 30 yaşındaydılar. Dâhi Steve Jobs henüz 20 yaşındayken Apple bilgisayarın ilk versiyonunu tasarlamıştı. 

Bugün dünyanın en büyük teknoloji firmalarının girişimcilerinin bu kadar genç yaşlarda kazandıkları başarılar ve kazançlar hepimize ilham veriyor. Tabii herkesin benzer zeka, azimli çalışma ve sermayeyi bir araya getirmesi ve bu denli büyük firmaların kurulmasına öncülük etmesi hayallerin ötesine geçmiyor ancak genç yaşta daha küçük çapta operasyonlarla farklı sektörlerde kendi işlerinin başına geçen gençlerin sayısı gün geçtikçe artıyor. 

Henüz çocuk yaştaki girişimcilere dikkat 

Noa Mintz henüz 15 yaşında. Çoğumuzdan fazla para kazandığı kesin! Bir yandan liseye devam ederken, üç sene kadar önce kendi çocuk bakıcılığı firmasını kurmuş. Nannies by Noah adındakı şirketi, üç sene içinde 190 müşteriye hizmet vermeye başlamış. 25 tam zamanlı çocuk bakıcısı ve 50 yarı zamanlı çalışan bebek bakıcısının patronu Küçük Noa, işinin başına bir CEO getirecek kadar para kazanıyor. Bu sayede, kendisi okula giderken şirketini işe aldığı CEO yönetiyor. 

Geçtiğimiz günlerde CNN’e verdiği bir röportajda, okul ve iş dengesini nasıl koruduğu sorusuna A+ alan bir öğrenci olmadığını söyleyerek başlıyor. Çok genç yaşta bir şirket sahibi olduğunda, okulda başarılı olmakla girişimcilikte başarının birbirinden oldukça farklı şeyler olduğunu görmüş. Kesinlikle derslerinde başarılı olmak için çok uğraşıyor ancak okul ve işi bir arada götürmek hiç de kolay olmuyor. İşin okul hayatına en önemli faydası kendisine verdiği özgüven olmuş. 

Gelecekle ilgili planları sorulduğunda, ilk amacının liseyi bitirmek olduğunu söylüyor. “Kim bilir o zaman belki bir şirket daha kurarım” diye de ekliyor. 

Okul ve iş hayatı nasıl dengelenir? 

Yaşlılara teknolojiden yararlanmayı öğreten Technocademy sitesinin kurucusu bir diğer lise öğrencisi Josh Seides. Atlanta’da bulunan Alpharetta Lisesi’nde 11. sınıf öğrencisi. Özellikle belli yaşın üzerindeki kişilerin teknolojinin gerisinde kalmaktan şikayetçi olduğunu fark ederek, yaşlılara teknolojiyi kullanmayı öğreten hayır amaçlı bir site kurmuş. Josh ve gönüllü öğrencilerden oluşan takımı hem birebir özel ders hem de grup halinde yaşlılara teknolojiyi öğretiyor. Okul, iş ve sosyal yaşamını dengelemeye çalıştığı dolu dolu bir programı var. Geçtiğimiz günlerde Fast Company okurlarıyla yaşamını dengelemek için benimsediği kuralları paylaşmış. Yazısının girişinde Thomas Edison’un sözüne yer vermiş “Eğer Edison bizlere 10 günde bir basit bir buluş, 6 ayda bir dahiyane bir buluş vaat edebilmişse, modern dünyanın insanları bizler de hedefl erimizi yükseltebilmeliyiz.”

Az zamanda çok iş yapmak için...

Birçok aktiviteyi kısa zamanlara sığdırmanız gerekliyse, Josh’un önerilerine kulak verebilirsiniz: 

1.İşlerinizi bitirmek için kendi kendinize teslim tarihi belirleyin 

Kafanızda henüz güne başlamadan bir plan oluşturun. Sabah 8 itibarıyla günlük sporunuzu tamamlayın. 9:00’da kahvaltı etmiş, duş yapmış bir şekilde işte olun. 10 itibarıyla e-maillerinize cevap vermiş, haftalık toplantı planını oluşturmuş olun. 2’de finansal raporu tamamlamış olun. Hedefl ediğiniz zamanlara sadık kalın, hatta bu zamanların öncesinde planladığınız aktiviteleri bitirmeye çalışın. Zihninize bu saatte bu aktivite bitmiş olacak mesajını gönderdiğinizden üzerinizde bir baskı olacaktır. Bu baskı sizi görevi tamamlamaya motive edecektir. Görevleri önceliklerinize göre sıralayın, en önemli ve en hızlı yapılması gereken görev listenizin başında olsun. Kendi kendinize koyduğunuz bitirme saatleri konusunda esnek olmayın. Tabii ki zaman zaman kendinize verdiğiniz sürenin yeterli olmadığını gördüğünüz durumlar olacaktır, bu durumda süreleri revize edin. 

2. Kısa aralar verin 

Hepimizin konsantrasyonumuzu yeniden toplamak için kısa aralara ihtiyacı vardır ancak aralarda yapacağınız aktiviteleri seçerken dikkatli olun. Televizyon, internette gezmek veya Youtube videoları izlemek gibi kendinizi kaptıracağınız aktivitelerden uzak durun. İşinizle alakalı olmayan teknoloji kullanımı insanın konsantrasyonunu tamamıyla bozabilir, işe dönmek istediğinizde aklınız diğer aktivitede kalabilir. Çıkıp kısa bir yürüyüş yapın, temiz hava sizi tekrardan işe motive edecektir. 

3. Önce küçük işlerle başlayın, hemen ardından en önemli işlere geçin 

Erken saatte işe başladığınızda kendinizi motive hissetmeyebilirsiniz, büyük işler gözünüzde büyüyebilir. Ufak tefek işlerinizi öne alın. Spora başlamadan ısınma aktiviteleri gibi, bu küçük işlerle beyninizi büyük işlere hazırlayın. Bir şeyleri bitirme hissi size kendinizi iyi hissettirecek ve daha önemli işleri bitirmek için motivasyon kaynağı olacaktır. 

4. Önceliklerinizi belirleyin hayır demeyi bilin 

Her işin farklı bir önceliği olacaktır. Kısıtlı zamanda her işi aynı özenle tamamlamanıza imkan yoktur. Pek de önemli olmayan işlere “hayır” demeyi bilmelisiniz. Bu sayede, önemli işlere zamanınız olacaktır. Tek başınıza işin üzerinden kalkacak zamanınız yoksa, işi takımınıza delege edin. 

5. Not alın 

Ne kadar zeki olursanız olun, tüm detayları aklınızda tutmanız mümkün değildir. Üstelik zihninizi hatırlamanız gereken birçok detayla doldurmak, zaman içinde zihin yorgunluğuna ve strese sebep olacaktır. Kendinizi boş yere yormayın, kağıt kalem alın ve yazın.

www.datassist.com.tr