Özgeçmişinizdeki hatalar en büyük engeliniz mi?
İşin özü şu; hepimiz insanız hata yaparız, kimse mükemmel değil. Her gün attığınız SMS’leri veya e-mailleri düşünün… Pek tabii ki yazım hataları yaparız. Ancak, özgeçmişiniz sizi yansıtır.
Detay odaklı olmak birçok pozisyon için en başta aranan özellikler arasında sayılır. Hangi işi düşünürseniz aynı sonuca varabilirsiniz: İşveren dikkatli, detayların üzerinde duran adayları tercih edecektir. Yeni üniversite mezunuysanız hata yapma lüksünüz yoktur, deneyimsiz bir eleman olarak ne yapıp edip kendinizi sizinle aynı işlere başvuran kişilerden ayırmanız şarttır. Finans, muhasebe gibi işlerde ise detaylar her şeydir. Yönetici pozisyonlarında doğru analiz ve tespit için dikkatinizin çok kuvvetli olması şarttır. Dikkat aklın, işe duyulan saygının, emek ve özenin göstergesidir.
Bir iş başvurusu yaptığınızda detay odaklı ve özenli bir çalışan olduğunuzu ispatlamanın en basit yolu özgeçmişinizin hatasız olmasıdır. Hatasız bir özgeçmiş uygun olduğunuz bir iş için görüşme olanağı sağlar. Ufak tefek bir hata bulunan bir özgeçmiş çoğu zaman insan kaynaklarının filtresine takılır ve uygun adaylar havuzundan elenir. Söz konusu sadece dilbilgisi ve imla hataları değildir, özgeçmişinizde dikkatsizlik veya ihmal sonucu göz ardı edilen tüm hatalar sizi eleme potansiyeline sahiptir. Düşünün ki işe alım uzmanı veya bölüm yöneticisinin amacı doğru adayı bulmak ve uygun olmayacak adayları hiç vakit kaybetmeden elemektir. İşe başvuran kişi olarak çoğu zaman pek de önemsemeyiz ufak bir yanlış yazımı ancak bu hatalar görüşmeye çağrılmamasının, Linkedin profilinize bakan kişinin hemen başka bir adaya geçmesinin veya işe alım sürecinde elenmenizin en basit sebebi olabilir.
Üstelik artık sosyal medyanın iş çevrelerinde yaygınlaşması ve Linkedin gibi özgeçmişinize web üzerinden herkesin ulaşılabileceği platformların artmasıyla, imla, bilgi veya gramer hatasına tolerans yoktur. Dijital medya, reklam, pazarlama alanlarında çalıştığınızı ve Linkedin profilinizde kocaman bir imla hatası olduğunu farz edin. Tek kelimeyle kabul edilmez bir durumdur. En basit internet aramasıyla herkesin profilinize ulaşabileceği düşünüldüğünde, bu hata kendi kendinizi baltalamaktan başka anlama gelmez. Profiliniz mükemmel olmalıdır.
Peki ya, insan kaynakları profesyonelleri olarak size ne gibi sorumluluklar düşüyor? Örneğin, işe alım yapmak için yaptığınız aramalarda ya da önünüze gelen özgeçmişlerde hata gördüğünüzde siz ne yapıyorsunuz? Ne yapmalısınız? Önünüzde birkaç seçenek var. Linkedin’de ziyaret ettiğiniz profile bir mesaj atıp, imla hatası konusunda kişiyi uyarabilirsiniz. Bu en yapıcı yaklaşımdır. Hem tanımadığınız ancak yeteneklerini ve deneyimini kayda değer bulduğunuz bir profesyonele yardım etmiş olursunuz hem de kendi mesleğinizi hakkını vererek yapmış ve ileride başka insan kaynakları uzmanları tarafından elenmesinin önüne geçmiş olursunuz. Ancak herkes aynı açık görüşlülükte olmayabilir. “Adama bak dijital pazarlama dehası olduğunu iddia ediyor ancak Linkedin profiline veya özgeçmişine doğru düzgün bakmıyor, bu aday işime yaramaz”, deyip kişiyi doğrudan eleyebilirsiniz.
Ya ideal adayı elemiş olursanız?
Nasrettin Hoca’nin Ye Kürküm Ye fikrasını bilmeyen yoktur. Akşehir’in beyleri Hoca’yı yemeğe davet ederler, o da davete günlük kıyafetleriyle katılır. Kimse Hoca’nın yüzüne bakmaz, ne hoş geldin, ne nasılsın diyen olur… Hoca etrafına bakar herkesin en şık kıyafetleriyle yemeğe katıldığını görür. Hemen evine döner, kürkünü, içine de allı pullu kıyafetlerini giyer ve davete döner. Sanki başka bir yere, başka insanların bulunduğu bir ortama gelmiştir. Herkes selam verir, hatır sorar, her yemekten ikram eder, Hoca’yı yere göğe sığdıramazlar. Hoca işte o zaman yemeğe başlar ve meşhur sözünü söyler: ye kürküm ye… Kürksüz adamdan sayılmadığını, kürkle itibar gördüğünü, dolayısıyla yemeği de kürkün yemesi gerektiğini söyler.
Özgeçmişiniz sizi yansıtır
Kürklü de kürksüz de misafirliğe gelen Hoca aynı adamdır ancak çevresindekilerin ona bakışı, davranışı tamamen farklıdır. Hatasız özgeçmiş de kürk gibidir. Sizi görüşmeye davet ettirir, henüz işveren sizi görmeden sizinle ilgili bir izlenim verir. Hatasız, özenli, düzenli, tüm gerekli bilgileri içeren sizi yansıtan bir doküman olması kritik önem taşır. İşverenler de çoğu zaman davetteki insanlara benzerler. Önce kürke rağbet eder, sonra kürkün içindeki insanla ilgilenirler. Aksi takdirde hem iş arayan hem de işveren için fırsatlar kaçabilir, doğru yetenek ve doğru ortamın yollarının kesişmesi zorlaşabilir.
Doğru işi bulmak bir aday için ne kadar zorsa, işveren için de doğru çalışanı bulmak bir o kadar zorlu bir mesaidir. Şirket ve kurumun uyuşması, departmandaki dengelerin uyumu, adayın performansı gibi birçok faktör başarıyı tayin edecektir. Tüm bunları doğru öngörmek kolay iş değildir. Dolayısıyla ikinci yaklaşımı uygulamaya geçirip, hatalı özgeçmişi olan adayı eleyen insan kaynakları da her zaman kazançlı olmaz. Belki bu kararıyla mükemmel özgeçmişten daha iyi bir adayı kaçırmış olur. Öyle bir aday ki deneyimi tam aradığınız gibi, istediği ücret makul ve hali tavrı karakteri şirket kültürünüze cuk oturacak.
Örneğin, Fistful of Talent blog yazarlarından Marriott International’ın yetenek alımı yöneticilerinden Kelly Dingee özellikle aktif iş aramayan adayların Linkedin profillerindeki imla hataları konusunda oldukça yumuşak bir tavır sergilediğini yazıyor. Kişi iş arayışında değil, zamanında profilini oluşturmuş, oldukça genel bilgiler içeren bir profil oluşturmuş, belki yıllar var ki açıp bakmamış yazdıklarına. Ancak bir de süper detaylı, kişinin her yaptığı işi detaylı bir şekilde anlatan özgeçmiş kopyası profiller var ki bunlar insanı düşündürüyor...
İşin özü şu; hepimiz insanız hata yaparız, kimse mükemmel değil. Her gün attığınız SMS’leri veya e-mailleri düşünün… Pek tabii ki yazım hataları yaparız. Ancak, özgeçmişiniz sizi yansıtır. Görüşmeye giderken nasıl özenle dikkate alınması gereken yazılmamış kurallar çerçevesinde giyiniyor, erken gidiyor, görüşme sırasında kelimelerinizi özenle seçiyorsanız, özgeçmişiniz de sizin aynanız görevini taşır. Üstelik sizin görüşülen aday olmanızı, kağıt üzerindeki ilk izleniminizi özgeçmişiniz verir. Hiçbir insan kaynakları görünen bir imla hatası olan bir özgeçmişi departman yöneticisine gönül rahatlığıyla vermez, vermek istemez. Verdiği takdirde adeta suça ortak olur. Ya işe alım kararı verecek olan departman yöneticisi insan kaynaklarının işini doğru dürüst yapmadığını düşünür, “İmla hatalı özgeçmişleri bana gönderebiliyor” diye söylenir ya da siz “Bir hata gördüm ancak özgeçmişinin geneline baktığınızda aday uygun görünüyor” deseniz de pek profesyonel olmayan bir davranış olarak algılanabilir.
Uyarıları dikkate alın
Bir diğer yöntem adayla doğrudan konuşmaktır. Telefonla arayıp söyleseniz adayın sesinden kızardığını duyarsınız adeta. Şöyle düşünün başvuru yaptığınız şirketin insan kaynaklarından bir telefon alıyorsunuz. Heyecan içinde dinlediğiniz insan kaynakları uzmanı size özgeçmişinizdeki imla hatasından bahsediyor ve düzeltmenizi rica ediyor sonra da telefonu kapıyor. Görüşme yok, iş firsatı yok. Neden? İmla hatasından…
Adaya hatasını gösterdiniz, düzeltmesini istediniz ya sonra? Bu noktadan sonra, adaya düşen görev özgeçmişini enine boyuna kelimesi kelimesine harfi harfine ele alması, tüm gözden kaçmış olabilecek hataları düzeltmesi, özgeçmişini, profilini… Kusursuz bir hale getirmesi. Kimi aday bu uyarıyı bir teşekkürle cevaplayıp, hemen gerekli düzeltmeleri yapıyor ve bunu bir hayat dersi hatta hediye olarak görüyor. Diğerleri ise, üstün körü yapılmış özgeçmişlerine 5 dakika daha ayırıp bir tek hatayı bulup işin ucunu bırakıyor ve bir adet imla hatasını özgeçmişlerinden eksiltmiş - ve diğer beşini hiç fark etmemiş - olarak iş başvurularına devam ediyorlar… Ve tabii ki elenmeye! Hangi gruptan olacağınız size kalmış. Size sunulan bir dersi alıyor musunuz, yoksa bir kulağınızdan girip diğerinden çıkıyor mu? Tamamıyla sizin seçiminiz.
SİZE DÜŞEN NE?
Özgeçmiş, Linkedin profi li, yazılı herhangi bir dokümanı hafi fe almayın… Söz uçar yazı kalır derler ya. Yazı kalır gerçekten. Hele internet ve sosyal medyayla beraber, yazdığımız her şeyin kalıcı olma potansiyeli var. Bu büyük bir yükümlülük yaratıyor. Yazdığınız her şeyi kontrol edin. Doğruluğundan emin olmak için iki kişiye daha okutun. Kendi yanlışlarımızı görmemiz zordur; 2. hatta 3. çift göz her zaman yardımcı olacaktır. Her yazdığınız e-maili göndermeden bir kez daha okuyun. Büyük hataların veya komik görüneceğiniz lüzumsuz durumların önüne geçeceğinizi göreceksiniz.