Siz ikigai’nizi buldunuz mu?
Fransızların raison d’être’i, japon’ların ikigai’yi, bizim yaşama nedenimiz, uzun, başarılı ve mutlu yaşamın sırrı olabilir mi?
İkigai nedir?
Japonca iki kelimeden oluşan ikigai’nin diğer dillerde birebir çevirisine rastlamak zor:
Ikiru = yaşamak
Kai = umut edilene ulaşmak Bu iki kelimenin birleşiminden doğan ikigai “yaşama nedeni” veya “hayatta kendinden büyük bir amacı olma” anlamlarına geliyor. Fransızların raison d’être dedikleri kavrama yakın ancak Japonlar ikigai’yi yaşamı anlamlandırmayı çok daha gündelik bir seviyede uyguluyor. Bu kavram içinde yaşamdan zevk almanın ve kişinin yaşamının potansiyeline ulaşmasının uzun, sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmek için olmazsa olmaz olduğu vurgulanıyor.
1966 yılında İkigai-ni-tsuite (Ikigai hakkında) adındaki kitabında Mieko Kamiya ikigai kavramını mutluluğa yakın ancak bugün mutsuz olanların yarın mutlu olmaları için umut kaynağı taşıması olarak tanımlar. Japonlar gün içinde yaşadıkları küçük mutlulukların hayatın geneline yayıldığı ve daha tatmin edici bir hayata dönüştüğüne inanırlar. Japoncada yaşam “ömürboyu yaşam” ve “gündelik yaşam” olarak ikiye ayrılır. Jinsei ömürboyu yaşamı, seikatsu günlük yaşamı ifade eder. Ikigai pratik bir yaklaşımla seikatsuya odaklanır.
Uzun yaşamanın sırrı ikigai mi?
Japonya’da uzun, sağlıklı ve mutlu yaşam sürmenin önemini nüfusun demografik yapısına bakar bakmaz anlıyorsunuz. Uzun yaşam üzerine çalışmalar yapan International Longevity Center Japan’in tahminlerine göre, 2014 yılında Japonya nüfusunun %33’ü 60 yaş üstü, %25.9’u 65 yaş üstü ve %12.5’i 75 yaş üstü. 2050 itibariyle 65 yaş üzeri nüfusun tüm nüfusun beşte biri olacağı tahmin edilmektedir. Uzun bir yaşamınız olacaksa, yaşama amacınız da olacak ki, dünyada olduğunuz süreyi anlamlı ve yararlı bir biçimde geçirebilesiniz.
Dünyada en geniş yaşlı nüfusa sahip olan Japonya’da ortalama yaşam süresinin 85 (Türkiye’de 75) olduğu ve Japon adalarından Siz ikigai’nizi buldunuz mu? Fransızların raison d’être’i, Japon’ların ikigai’yi, bizim yaşama nedenimiz, uzun, başarılı ve mutlu yaşamın sırrı olabilir mi? Okinawa’nın 100 yaşını aşmış kişilerin yüzdesinin en yoğun olduğu dikkate alındığında yaşama amacı daha değer kazanıyor. Okinawa’nın Ogimi köyünün sakinleri adeta bugünün ölümsüzlük iksiri olarak görülen uzun ve sağlıklı yaşamın sırrını çözmüş, sayıca hatırı sayılır bir grup insan. Belgesellerde ve uzun ömür üzerine yapılan çalışmalarda Ogimi sakinleri dünyanın en yaşlı nüfusu olarak karşımıza çıkmakta. Bu insanların diyetleri, çevre koşulları, yaşam stilleri tüm dünyanın ilgisini çekmekte. Nasıl onlardan öğrenebiliriz? Nasıl dünya yaşam süresi ortalamalarını yükseltebiliriz? Nasıl birey olarak uzun bir ömre sahip olabiliriz? sorularının cevaplarını Batılı araştırmacılar Ogimi’de arıyor.
Guardian gazetesi yazarı Hector Garcia’ya göre, yaşlı insanların yaşama sıkı sıkıya bağlanmalarında ikigai’nin etkisi tartışılmaz: birkaç gün önce yayınlanan makalesinde bir süreliğine ziyaret ettiği Ogimi’de karşılaştığı yaşlıların emeklilik nedir bilmediklerini yazar. Emeklilik ne zaman diye sorduğunda gün içinde yaptığı aktiviteleri anlatır Ogimi’nin 80 yaş üzeri sakinleri. “Tarlaya yürüdüm, domates topladım, pazara yürüdüm, domatesleri sattım. Öğleden sonra halkevine gittim, aileme ve arkadaşlarıma yeşil çay hazırladım.”
Yazar Ogimi’de kaldığı bir hafta boyunca kimsenin başı boş dolaşmadığı gibi, acele eden, stresli olan kimseye de rastlamadıklarını yazar. Batı’da hepimiz çok çalışıp işten eve gelince hiçbirşey yapmamayı kendimizde hak görürüz. Uzun yaşayan insanların değerlerine tutunmaları, yapmayı sevdikleri ve yapmada iyi oldukları şeyler olmalı. Yani, ikigai kavramını bilmek yeterli değildir, ikigai’yi hayatın akışı için her gün deneyimlemek gerekir. Amaç hayata geçmeli.
İkigai’yi benimseyen Japonlar emeklilik nedir bilmiyor
Garcia yazısında ikigai’ye emeklilik karşıtı bir vurguyla geniş yer vermiş. Yazı uzun seneler çalışmanın ya da geç yaşta emekli olmanın uzun yaşamaya yardımcı olduğunun bilindiğini ve bunun en basit sebebinin zihni ve bedeni aktif tutmak, hayatın içinde olmakla ilgili olduğunu savunur. Japonlar emekli olmak ve kafaları çalışırken ellerini eteklerini işlerden çekmeyi hoş karşılamazlar. Sağlıklı bir yaşam sürmek için ikigai yani yaşama sebeplerinden uzak kalmamaları gerektiğine inanırlar. Ikigai onları her sabah yataklarından kaldıran güçtür. Ikigai’sini bulan insan uzun ve anlamlı bir yaşam sürer. Japonlar sevdikleri ve iyi oldukları, ve de dünyanın onlara ihtiyaç duyduğu işi yapmanın uzun ömürlü ve sağlıklı olmanın sırrı olarak görürler.
Garcia 13 yıl Japonya’da yaşadıktan sonra, hala Japonca’da “emekli olmak” diye bir kelime bilmediğini yazar. Bizim anladığımız şekilde, bir gün işten ayrılıp bir daha çalışmamak diye bir kavram yoktur Japon kültüründe dolayısıyla bu anlama gelen bir kelime de yoktur. Emeklilik üretmeyi bıraktığınızdan ve tutkuyla yaptığınız işi yapmamaya başladığınızdan ve tabii sosyo ekonomik açıdan topluma yük oluşturacağınızdan dolayı iyi bir şey olarak görülmez.
Yaşınızdan dolayı daha hızlı mı yorulmaya başladınız, bunalıyor, iş yükünü kaldıramıyor musunuz? Daha az iş yapın ancak işinizi tamamen bırakmayın, zihniniz, kalbiniz yaptığınız işte olsun. Daha az sorumluluk alıyor olabilirsiniz ancak zihniniz dolu, bedeniniz aktif hayatınıza devam edersiniz.
Japonlardan öğrenilecek dersler şöyle: “Omuzlarınızda çok yük olduğunu hissettiğinizde yavaşlayın, daha az iş yapın. Hiç iş yapmak istemediğinizde küçük küçük de olsa iş yapın, kendinizi meşgul tutun.”
Uzun ve sağlıklı yaşam birçok faktörün biraraya gelmesiyle mümkün oluyor. Sağlıklı bir yaşam felsefesine bağlı yaşamak, sağlıklı yemek, spor yapmak ve işini severek yapmak. Theviewinside.me blogunun yazarı Marc Winn üç aksiyon ile uzun ve sağlıklı yaşam formülünü açıklamış: Hareket etmek, sağlıklı yemek ve yaptıklarını anlamlandırmak. Winn aynı zamanda Dandelion Projesi’yle Manş Denizi’nde Birleşmiş Krallığa bağlı bir ada olan Guernsey’i 2020 yılı itibariyla dünyada yaşanacak en iyi yer haline getirmek istiyor. Bu misyonlarının bir kısmını uzun ve sağlıklı bir yaşam sürmenin yollarını keşfetmek oluşturmakta. Dandelion Projesi’nin ütopik görünebilecek hedefl erinden biri de vatandaşların ortalama yaşam süresinin 100 olduğu ilk ülke olmak.
Yaşam sebebimi veya amacımı nasıl bulabilirim?
Bu dört soruyu dürüstçe cevaplayın:
- Ne seviyorsunuz?
- Nede iyisiniz?
- Dünyanın size ne için ihtiyacı var?
- Size ne için para ödemek isterler?
İkigai kavramına yabancı olan kültürler için bu sorulara verilen cevaplar ve cevapların arasındaki bağlantılar bu felsefeye hızlı bir giriş oluşturacaktır. Bu soruları kendinize dürüst davranarak cevaplayın ve ikigai’yi uygulamaya başlayın.
Ikigai’yi aksiyona dönüştürün
Takım kültürünün her zaman bireyin önünde olduğu Japon kültüründe, çalışanlar başkalarına faydalı olmak, teşekkür edilmek, iş arkadaşlarının beğeni ve takdirini kazanmak için çalışır. Ikigai’yi çalışanlar ile, hızla motive olur ve hızla motivasyonlarını performanslarına yansıtırlar.
BBC Capital’da yayınlanan bir makalede, üst düzey yöneticilerin işe alımıyla ilgili danışmanlık hizmeti veren Probity Global Search firmasının CEO’su Yuko Takato işlerini ikigai olarak benimseyen profesyonellerin ortak özelliklerinin hızla çözüme ulaşan aksiyonlar almak olduğunu dile getirmekte.
Örneğin, kendi işinizi kurmak istiyorsunuz ancak bilinmeyene dalmaktan korkuyorsunuz.
Hemen gider sizin kafanızdakine benzer bir iş yapan bir girişimci bulur, onun kurduğu düzene, hareket planına bakarsınız. Nasıl bir şirket kurmuş, çalışanları kim, müşterileri kim? Somutlaşan fikir size ilham verecek sizi böyle bir işi hayata geçirebileceğiniz konusunda yüreklendirecektir.
Ye. Dua et. Sev. (Eat. Pray. Love.) filminden esinlenerek ikigai’nin uzun ömürlü bir hayata uygulanışı Winn’in basitleştirdiği üç aksiyonda saklı: Spor yap. Sağlıklı ye. Yaptıklarını anlamlandır.
Herkesin ikigai’sini bulması ve sağlıklı, anlamlı ve uzun bir ömürlü olması dileğiyle...