Kazan ve Türk dünyası

 

Ahmet Coşkunaydın

 

Kazan adını bizim bildiğimiz, kazandan alan bir kent. Tataristan otonom cumhuriyetinin başkenti. Dünyanın sayılı eski ve tarihi kentlerinden biri. Geçtiğimiz yıllarda kuruluşunun 1000'inci yıldönümünü kutladı. Moskova'dan bile daha eski (yaklaşık 130 yıl). 

 

Dün Başkurdistan'ın (Başkırya ve Başkurdistan) başkenti Ufa'da toplanan Türkçe konuşan ülkelerin kültür bakanları Kazan'ı ele alacaklar. Kuruluşunun 20. ci yıldönümünde bir araya gelen aralarında Türkiye'nin de bulunduğu Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ile Türkçe konuşan halklar ve otonom bölgeler olan Moldova'nın Gagavuz bölgesi. Hakasya, Başkurdistan, Altay Bölgesi, Tataristan, Tuva ve Saka-Yakutistan'dan oluşan gözlemciler bir karar üzerinde tartışacaklar. 

 

Söz konusu karar ise Kazan'ın Türk Dünyası Kültür Merkezi olması üzerinde yoğunlaşacak. Bu kararın çıkmasıyla birlikte Kazan'ın gerek Türk Dünyasında ve gerekse de Rusya coğrafyasındaki önemi daha da artacak. 

 

Moskova'ya yaklaşık 750 kilometre uzaklıktaki Kazan ülkemize de doğrudan uçak seferleri ile bağlı. 

 

Belki Türk Dünyasına Kültür Başkenti olmasıyla adını bundan böyle daha sık duyacağımız Kazan, bunun yanında 2013 yılında Universiad Yaz Oyunları, 2015'de Dünya Su Sporları Şampiyonası ve 2018 yılında da Dünya Futbol Şampiyonası'na ev sahipliği yapacak. 

 

Merkezinde nüfusunun 1 milyon 200 bin olduğu Kazan, çevresi ile birlikte yaklaşık 1.5 milyon insanı barındırıyor. Kazan halen Rusya Federasyonu'nun 8'inci büyük kenti konumunda. 

 

Askerlikte her gün duyduğumuz kazan öyle görünüyor ki, çok yakın gelecekte sadece Türk Dünyasında değil, tüm Dünya'nın kullandığı bir kelimeye dönüşecek.

 

Yüzlerce yıldır hoşgörünün örneği olan, çok çeşitli ırktan, dilden ve dinden insanlara ev sahipliği yapan Kazan'ın kalesi (Kazan Kremlini) 2005 yılında Unesco tarafından, İnsanlık Mirası olarak ilan edilmişti. 

 

Türkiye Türkçesini biraz zorlayarak rahatlıkla anlaşabileceğiniz Kazan'da Tatarca (Eski Bulgarca) konuşuluyor.