Savaşın Türkiye’ye zararı en az 8 milyar $
Bugün Rusya-Ukrayna Savaşı’nın birinci yıldönümü…Türkiye Ukrayna İş İnsanları Derneği Başkanı Burak Pehlivan, Dünya Gazetesi için yazdığı makalede geçen bir yılı değerlendirdi.
Burak PEHLİVAN
24 Şubat 2022… Perşembe günü… Saatler sabah 05:00’i gösterirken, uluslararası hukukun açık bir ihlali olarak, haksız, kışkırtılmamış bir savaşı Rusya, Ukrayna topraklarında başlatmıştı. İşgalin ilk dakikalarında, Rus tankları ve zırhlı araçları binlerce kilometrelik Ukrayna sınırını farklı noktalardan geçerken, hava indirme birlikleri Kiev’i çevreleyen havalimanlarını ele geçirmek için yola çıkmış, yüzlerce füze ve roket Ukrayna Ordusu’nun stratejik noktalarını hedef almıştı.
Rusya’nın özel askeri operasyon diye nitelendirdiği bu geniş kapsamlı işgal girişimiyle, bir önceki gece, farklı planlar, hayaller ve hedeflerle uykuya yatan milyonlarca insan savaşın tüm acımasızlığı ve büyük bir şokla güne uyanmıştı. Halbuki çok değil yalnızca birkaç gün önce başta Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı olmak üzere birçok üst düzey Rus devlet yetkilisi, Rusya’nın kesinlikle Ukrayna’ya saldırmayacağını, buna dönük iddiaların Batı’nın temelsiz bir propagandası olduğunu söylüyordu.
Milyonlarca Ukraynalı ve Ukrayna’da yaşayan aralarında 20 bin Türk’ün de yer aldığı yüz binlerce yabancı, yaşamında böyle bir durumla, savaşla o zamana kadar hiç karşılaşmamıştı. Bir yıl zarfında yabancı ülke vatandaşlarının önemli bir çoğunluğu Ukrayna’yı temelli olarak terk ederken, bu süreçte ülke nüfusunun yaklaşık üçte biri ülke içinde ve dışında yerinden yurdundan oldu. Çok büyük bir bölümü kadın ve çocuk olan 7 milyon Ukraynalı bugün yurtdışında yaşamak durumunda kalırken, bir o kadar Ukraynalı da yaşadıkları bölgelerden, evlerinden Ukrayna’nın farklı yerlerine göç etti. II. Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’da yaşanan bu en büyük savaş, en büyük zorunlu nüfus hareketine de yol açtı.
Ukrayna halkının azmi Dünya’nın takdirini kazandı
Birçok uluslararası uzmanın, bazı Batılı istihbarat kurumlarının 24 Şubat öncesi basına yansıyan tahminlerinin aksine, Kiev üç günde düşmedi, savaşın bir yılı dolarken Ukrayna liderliği hâlâ aynı isimlerden oluşuyor, Ukrayna halkının vatanını savunma azmi ve kararlılığıysa tüm Dünya’nın takdirini kazanmış durumda.
Dünya’nın en güçlü üç ordusu arasında gösterilen Mart ayında Kiev’e 25 kilometre kadar yaklaşan, o dönemde Ukrayna içerisinde, ülkenin yaklaşık yüzde 25’ine karşılık gelen 160.00 km2’yi kontrol eden, Rusya Silahlı Kuvvetleri, ilk günlerde ele geçirdiği toprakların bir bölümünü de, Ukrayna Ordusu’nun 2022 yılı içerisinde gerçekleştirdiği karşı taarruzlarda kaybetti, bu oran bugün ülke topraklarının yüzde 16’sına düştü.
Anlatılması, tarif edilmesi bu satırların yazarının kaleminin sınırlarını çok aşan insani dramları beraberinde getiren Ukrayna’da son bir yılda yaşananlar, ülke ekonomisine de büyük darbe vurdu. İşsizlik yüzde 30’lara ulaşırken, enflasyon yüzde 25’e yükseldi, Ukrayna’nın Gayri Safi Milli Hasılası’ysa üçte bir oranında küçüldü.
Türkiye ve Ukrayna ilişkileri altın çağını yaşıyordu
Savaş başlamadan önce, Türkiye Ukrayna iktisadi, siyasi, kültürel ve beşeri ilişkileri adeta altın çağını yaşıyordu. 3 Şubat 2022’de, savaştan yalnızca üç hafta önce Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Kiev’e ziyaret etmiş ve iki ülke arasında müzakereleri 2007 yılından beri devam eden, ilk kez ise 1998 yılında gündeme gelen Serbest Ticaret Antlaşması (STA) imzalanmıştı. Nitekim Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelensky de bu ziyaretin arifesinde Ukrayna Yüksek Meclisi’nde “Bu zor günlerde tüm Dünya’ya ekonomimizle ilgili güçlü bir mesaj vermek istiyoruz, bu çerçevede Türkiye ile Serbest Ticaret Antlaşması imzalayacağız” diye milletvekillerine seslenmişti. Neticede Türkiye’yi güçlü bir dost, iyi bir komşu, stratejik bir ortak olarak gören Başkan Zelenski’nin döneminde bu tarihi imza atılmıştı.
Zelenski, yüzde 73 oyla Cumhurbaşkanı oldu
21 Nisan 2019’da demokratik, hür ve adil seçimler sonucunda, görevdeki rakibi Cumhurbaşkanı Poroşenko karşısında, bağımsız Ukrayna tarihinin bir Cumhurbaşkanı adayına verilen en yüksek orandaki oyuyla, yüzde 73’le seçilen Zelenski, seçimler sonrası ilk ziyaretini Türkiye’ye yapmış, bu seçimlerden yalnızca 3 ay sonra 21 Temmuz’da düzenlenen, partisi Halkın Hizmetkârları’nın Ukrayna’da tarihte tek başına Meclis çoğunluğu sağlayan ilk parti olduğu parlamento seçimlerine müteakip ilk yurtdışı gezisini de ülkemize gerçekleştirmişti.
Bir yıl sonra, Ekim 2020’de kritik yerel seçimler öncesi düzenlediği Avrupa çalışma ziyaretinin son durağı da yine İstanbul olmuştu. Başkan Zelensky’nin savaş öncesi en çok ziyaret ettiği ülke Türkiye’ydi. Geçmişte yetenekli bir sanatçı, başarılı bir girişimci ve yapımcı olan Ukrayna Başkanı’nın televizyon programlarının önemli bir bölümünü Türkiye’de çektiği bilgisi ve ülkemize karşı duyduğu sevgi de bir sır değildi.
Nitekim göreve geldikten sonra, kamuoyu önünde Ukrayna’nın yollarını, altyapısını Türk firmaları inşa etsin derken, bu ifadeyi açıkça söylemekten çekinmeyecek kadar, Türk insanının titizliğine Ukrayna’da başardıklarına samimiyetle inanan bir isimdi. Tabi burada, Türk altyapı firmalarının, Ukrayna’da ortaya koydukları eserlerle en üstten en alta Ukrayna insanının gönlünde marka haline geldiğini de unutmamak gerek.
Türklerin devam eden inşaat işlerinin tutarı 2.5 milyar $’dı
Türk inşaat firmaları, Ukrayna’da 30 yıl zarfında, aralarında başkent Kiev’i Dünya’ya bağlayan kapı olan Kiev Borispil Havalimanı’nın, yalnızca ülkenin değil Avrupa’nın en modern stadyumlarından birinin, binlerce kilometre otoyol ve yol inşaatının, ulaştırma köprülerinin raylı sistemlerin, alışveriş merkezleri, endüstriyel tesisler ve yüzbinlerce metrekare yaşam alanının da yer aldığı toplam tutarı 8 milyar doları geçen, 200’den fazla projeyi inşa etti. Ukrayna 2020’de Türk müteahhitlik firmalarının yurtdışında en çok iş aldığı ikinci, 2021’deyse üçüncü ülkeydi. Savaş başladığında şirketlerimizin ülkede devam eden işlerinin tutarı 2.5 milyar doları aşmaktaydı. Türk inşaat firmaları, yabancı ülke inşaat firmaları arasında ülkede açık ara birinci konumdaydı.
Ukrayna’da Türk sermayesi 4.5 milyar doları aşıyordu
700’ün üzerinde Türk firması, yurtdışında çok başarılı olduğumuz yalnızca inşaat, gıda ve tekstil gibi alanlarda değil, ayakkabı boyasından, tıraş köpüğüne, makineden, kozmetiğe en az 10 sektörde pazarda lider oyuncu olarak ülkede faaliyetlerini sürdürüyordu. 4,5 milyar dolarlık Türk sermayesiyle, Ukrayna, Türk firmalarının ülkemiz dışında en çok yatırım yaptığı ilk beş ülke arasında gösterilirken, yine Ukrayna’da en çok yabancı sermaye yatırımı yapan ilk üç devletten biri olmuştuk.
Türkiye ve Ukrayna arasında günde 30 tarifeli uçak seferi icra ediliyor, bu sayede yalnızca başkent Kiev’e değil, ülkenin birçok farklı şehri ve bölgesine ülkemizden ulaşım imkânı sağlanıyordu. Nitekim bu müthiş ulaşım avantajının da yardımıyla, başkanlığını yaptığım Türkiye Ukrayna İş İnsanları Derneği’nin, Güney Ukrayna’da Zaporijiya, Herson ve Odesa, Doğu Ukrayna’da Harkiv, Orta Ukrayna’da Vinitsa ve Batı Ukrayna’da Lviv’de şubeleri vardı.
Güney Ukrayna Temsilciliğimizi ise, Türk Havayolları’nın Eylül 2021’de başlayan İstanbul Mikolayev Seferi’nin hemen ertesinde Odesa’da açmıştık. Ukrayna’daki tüm uluslararası dernekler arasında da, en geniş yapılanmaya Türk iş dünyası sahipti. Kolay ulaşılabilirlik, Türkiye ve Ukrayna arasında vizesiz hatta kimlik kartıyla seyahat olanağının da varlığıyla iş insanımıza, girişimcimize Ukrayna’da iş yapma açısından müthiş bir üstünlük sağlıyordu.
İkili dış ticaret hacmimiz, 2022’de 10 milyar $’ı geçecekti
2021 yılında, Ukrayna ile dış ticaretimiz, bir önceki yıla göre yüzde 55 artarak 7,5 milyar dolara ulaşmış, tarihteki en büyük ihracat rakamımıza ulaşmıştık. Savaş öncesi son ay olan Ocak’taysa bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 56’lık bir yükselme daha sağlamıştık. 2022 yılında 10 milyar dolarlık dış ticaret hacmi barajını geçmemiz kesin gibi gözüküyordu. Üstelik bu sonuçlar, STA’nın yokluğunda başarılmıştı.
STA’ya birlikte, Ukrayna’nın ülkemizin en çok dış ticaret yaptığı 10 ülkeden biri olacağını ön görebilirdik. Ukraynalılar’ın son 10 yılda en çok tercih ettikleri turizm destinasyonuyduk, özellikle pandeminin ilk yılında, Ukrayna’dan gelen turistler sektöre can suyu olmuş, Ukrayna son birkaç yılda Türkiye’ye en çok turist gönderen ilk üç ülke arasına girmişti. Ülkemizi ziyaret eden Ukraynalı turist sayısı yıllık 2 milyonun üzerindeydi. Her alanda ilişkilerimiz tarihinin en iyi dönemini yaşıyordu.
Türkiye savaşın başlamaması için en büyük çabayı gösteren ülke oldu
Tüm bu parametreleri göz önüne aldığımız, iyi komşuluk ilişkileri ve Ukrayna’yla stratejik partnerliğimizi de düşündüğümüzde, savaşın gerçekleşmemesi için en büyük ve samimi çabayı sergileyen ülke Türkiye’ydi. Olası bir savaşın Ukrayna ve Rusya’dan sonra en çok zarar vereceği ülke de, toplam gıda ithalatımızın yüzde 40’ını Ukrayna ve Rusya’dan yapmamız, iki ülkeyle sahip olduğumuz inşaat, turizm, enerji gibi alanlardaki derin ekonomik bağlarımız ve coğrafyamızın jeopolitik gerçeklerinden dolayı muhtemelen Türkiye olacaktı.
Türkiye’nin güçlü, kapsamlı ve samimi çabaları, yine ateşin yanmaması için mücadele eden diğer tüm paydaşların girişimleri ne yazık ki yetersiz kaldı ve savaş engellenemedi. Yanan ateş ama insani, ama iktisadi ama jeopolitik Dünya’nın her yerini, her ülkesini az ya da çok etkiledi. Rusya’nın deniz ablukası Ukrayna’nın tarım ürünleri ihracatını engellerken, Dünya’da gıda fiyatları endeksi en yüksek seviyeye çıktı.
Karşılıklı yaptırım ve ambargolarla Avrupa ve Rusya ekonomileri birbirlerinden ayrışırken, enerji arzında yaşanan problemlerle Avrupa’da elektrik fiyatları rekor seviyelere ulaştı. AB ülkeleri enerji ve sübvansiyonlar için 800 milyar euroya yakın kaynak kullandılar. 2023 yılı itibarıyla savaşın yalnızca Avrupa Birliği’nin en büyük ekonomisi olan Almanya’ya maliyetinin 160 milyar euroya ulaşması bekleniyor. Enerji ve gıda enflasyonuysa hangi ülkede yaşarlarsa yaşasınlar en çok dar gelirlileri, yoksulları ve gelişmekte olan ülkelerin vatandaşlarını vurdu.
Savaş öncesi üç öngörü yanlış çıktı
Savaş, bazı öngörülerin özellikle de üç alanda yanlış olduğunu bizlere gösterdi. Rusya’nın askeri imkân ve kabiliyetleri beklentilerin gerisinde kalırken, Ukrayna devleti ve halkı inanılmaz bir vatan savunması ve direnişi sergiledi. Yine Batı’nın daha doğru bir ifadeyle gelişmiş endüstriyel demokrasilerin kendi aralarındaki birliği, savaş karşısındaki tutumları ve Ukrayna’ya destekleri tüm tahminlerin ötesine geçti.
Bu ülkelerin, Ukrayna’ya bugüne kadar ki mali, askeri, insani ve teknik desteğinin miktarı 120 milyar dolara yaklaştı. Bu rakam, barış zamanı Ukrayna yıllık bütçesinin neredeyse iki buçuk katına eşdeğer. 2022 yılının on ayında Ukrayna’ya sağlanan yalnızca parasal destek 33 milyar doları bulurken, bu yıl ise 48 milyar dolarlık mali taahhüt şimdiden yapılmış durumda.
Böylece makro ekonomik istikrar sağlanırken, ekonomi ayakta tutuldu, kamu harcamaları sorunsuz olarak gerçekleştirilebildi. Merkez Bankası döviz rezervleri savaşın tüm yıkıcılığına, ekonomideki keskin küçülmeye rağmen, bu desteklerin bir sonucu olarak bugün savaş öncesindeki miktarın da üzerinde.
Batılı ülkeler ayrıca, Rusya’ya karşı geniş kapsamlı bir yaptırım politikası uyguluyor. 9 ayrı turda yaptırım paketleri kabul edilirken, Avrupa, birkaç istisna ülke dışında Rusya’nın doğalgazı ve hidrokarbon ürünlerinden neredeyse tamamen vazgeçmiş durumda. Uygulanan tüm yaptırımlar, Rusya’yı terk eden ya da faaliyetlerini azaltan uluslararası şirketlerin tutumu ve Rusya’ya karşı uygulanan izolasyon politikası sonucunda bu yıl Rusya ekonomisi yüzde 2,2 küçülürken, 2023 yılı içinse büyüme beklenmiyor.
Üstelik, yaptırımlar Rusya’nın teknolojik gelişme imkanlarını da kısıtlıyor. Gelişmiş endüstriyel demokrasiler ve Rusya arasındaki siyasi, iktisadi, diplomatik ve jeopolitik ayrışmanın, bu şartlar altında birkaç on yıl sürmesi şaşırtıcı olmayacaktır. Zamanla, bu ayrışmada daha nötr bir yaklaşım benimseyen ülkeler üzerindeki baskının da artacağını öngörebiliriz. Yeni bir dünya düzeninin kurulumunun ayak seslerini duyuyoruz.
Tüm bu gelişmeler yaşanırken, Türkiye’ye gelince nasıl savaşın çıkmaması için en çok çabayı sergileyen ülke olduysak, ateşin sönmesi, kalıcı ateşkes ve adil bir barışın sağlanabilmesi için de en önde yer alan devlet olarak başta Ukraynalı dostlarımız, taraflı tarafsız tüm Dünya’nın fazla dillendirilmese de takdirini kazanan bir diplomasiyi bu çetin süreçte yürüttük.
Gerçek dostun kara günde belli olduğunun harika bir örneğiydi
Savaşın başlaması sonrasında Boğazları savaş gemilerine kapatan Türkiye, geniş çaplı insani yardım faaliyetlerini hızlı bir biçimde yürürlüğe koydu. Türkiye Cumhuriyeti Kiev Büyükelçiliği müthiş bir koordinasyon görevi üstlenirken, AFAD, TİKA gibi kurumlar sahada, kapsamlı bir biçimde ihtiyaçlara karşılık verdi. Yüzlerce tır malzeme ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldı.
Tahıl koridoru, Türkiye’nin büyük başarısı olarak tarihe geçti
Ukrayna tahılının, ülkenin Karadeniz limanlarından emniyetli bir biçimde Dünya’ya ihracatında çözümün anahtarı Türkiye oldu. Neredeyse kimse inanmazken, benim de irtibatta olduğum birçok iş insanı, uzman gerçekleşmesine ihtimal dahi vermezken, Türkiye’nin ev sahipliği ve arabuluculuğu, Birleşmiş Milletler’in şahitliğinde, Ukrayna’nın Karadeniz limanlarındaki abluka kalktı, Ukrayna’nın o gün için 27 milyon ton tahıl ve tarımsal ürününün ihracatının önü açılırken, rekor seviyeye çıkan Dünya temel gıda fiyatlarının düşmesi ve 1,6 milyar insanın gıda güvenliğinin sağlanması adına kritik bir eşik aşıldı.
Tahıl Koridoru Antlaşması 22 Temmuz 2022’de İstanbul’da imzalanırken, bu koridor kullanılarak bugüne kadar 700’den fazla gemiyle 17 milyon tondan fazla tarım ürünü Dünya’da ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldı. Türkiye, yapıcı ve başarılı arabuluculuğuyla, hem Ukrayna’nın ayda 1 milyar $’ın üzerinde ek döviz geliri elde etmesini sağlarken hem de Dünya’da tarımsal ürün arzı arttığı için, ülkenin Dünya gıda fiyatlarının yükselmemesine etki etmesine önemli katkıda bulunmuş oldu. Ayrıca, boşalan depolar, bir sonraki sezon için çiftçilerin tüm imkanlarıyla ekim yapabilmesine imkân sağladı.
Savaşın başlaması sonrasında ateşkesin sağlanabilmesi için Ukrayna ve Rusya’yı Mart ayında iki kez Türkiye’de bir araya getirebilen Türkiye, bir başka arabuluculukla 215 Ukraynalı savaş esirinin serbest bırakılmasını sağladı. Ukrayna Cumhurbaşkanlığına göre, 124 Ukraynalı subayın serbest kaldığı bu antlaşma savaş sonrası elde edilen o gün için en büyük başarıydı. Yine Türkiye’nin arabuluculuğuyla gerçekleşen Tahıl Koridoru antlaşmasıyla birlikte bu antlaşma da her ne kadar hak ettiği ilgi ve takdiri uluslararası kamuoyunda yeterince alamasa da Türk diplomasinin müthiş başarıları olarak tarihe geçti.
Türk iş dünyası savaşa rağmen istihdama devam ediyor
Ukrayna’da ekonominin güçlü kalması, istihdamın sağlanması bugün her zamankinden de daha önemli. Türk iş dünyası, ülkede istihdama katkı vermeye devam ediyor, 20 binin üzerinde Ukrayna vatandaşı hali hazırda Türk sermayeli şirketlerde çalışıyor.
Ülkenin savaş döneminde dahi imarı, yeniden inşa ve yapılanması şüphesiz en çok Ukrayna halkının menfaatine. Ülkenin savaş sonrası yeniden imarı için ihtiyaç duyulan rakam hükümet ve uluslararası finans kurumları tarafından bugün için 750 milyar dolar olarak ön görülüyor. O güne bugünden hazırlanılması, o günlere gelindiğinde şüphesiz daha hızlı yol alınmasını sağlayacaktır.
Bu çerçevede, 30’dan fazla ülkeden binin üzerinde iş insanı, diplomat, akademisyen ve gazetecinin katılımıyla 21-22 Temmuz tarihlerinde İstanbul’da düzenlenen Ukrayna’daki Savaşın Küresel Ekonomik Etkileri Forum’u iş dünyasının, Ukrayna’nın yeniden imar ve inşasını değerlendirdiği savaş sonrası ilk etkinlik oldu.
Ülkede iş, aş ve istihdamın korunması için neler yapılabileceğinin, global tarımsal ürün tedariğinin, lojistik sorunları ve çözüm önerilerinin, Ukrayna ve bölgemizdeki iş ve yatırım ikliminin de değerlendirildiği forumun İstanbul’da organize edilmesinde kuşkusuz Türkiye ve Ukrayna arasında altın çağını yaşayan ekonomik ve siyasi ilişkilerin varlığı kadar, Türk iş dünyasının onlarca yıla yayılan kapsamlı çalışmalarının oluşturduğu ekosistemin de önemli etkisi oldu.
Ukrayna’daki ilk iş forumu TUİD, TOBB tarafından Lviv’de düzenlendi
Ukrayna’da, savaşın başlamasından sonra ilk iş forumu Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Ukrayna’nın en büyük iş insanları kurumu Ukrayna Ticaret ve Sanayi Odası ve Türkiye Ukrayna İş İnsanları Derneği’nin (TUİD) ortaklaşa organizasyonuyla 2 Eylül 2022’de Lviv’de gerçekleştirildi. Türkiye Ukrayna İş Forumu, ülkenin yeniden imar ve yapılanmasına Türk iş dünyasının destek ve katkısının değerlendirildiği harika bir platform işlevi görürken, TOBB başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu savaşa rağmen, beraberindeki heyetiyle Ukrayna gelip, foruma katılarak Türk iş dünyasının, Ukrayna iş dünyasına sarsılmaz desteğini bir kez daha göstermiş oldu.
Ukrayna da, Türkiye’nin kara gün dostu olduğunu kanıtladı
6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli olarak gerçekleşen depremler ve artçı sarsıntılar 85 milyonun yüreğine ateş düşürdü. Deprem sonrası 90’ın üzerindeki ülkeden ülkemize yardım ve yardım ekibi geldi. Ukrayna da, vatan savunması için her türlü kaynağa ihtiyaç duyduğu bu dönemde, iki uçak, 17 araç ve 87 kişiden oluşan bir arama kurtarma ekibini Türkiye’ye gönderdi.
Lviv gibi önemli bir şehirde Belediye Binası’nın önüne ülkemizle dayanışma için göndere bayrak çekilirken, Rusya sınırına yalnızca 40 kilometre mesafedeki Kharkiv Belediyesi, Ukrayna Ticaret ve Sanayi Odası gibi iş örgütleri türlü imkansızlıklar içinde ülkemiz için yardım kampanyaları düzenlediler.
Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski, eşleri Olena Zelenska, Ukrayna Meclis Başkanı ve birçok Ukraynalı üst düzey siyasetçi ve devlet adamı Türkiye Cumhuriyeti Kiev Büyükelçiliğimize bizzat gelerek, burada açıklan taziye defterini imzaladılar ve milletimize baş sağlığı dileklerini şahsen ilettiler. İki millet ve devlet arasında, bu günlerdeki destek ve dayanışma asla unutulmayacaktır.
Savaşın yıldönümünü, adil bir barışa giden yolu açar mı?
Savaşın bir yılı sona ererken, Bundan sonra ne olursa olsun, Rusya, 23 Şubat 2022’deki konumundan, siyasi, diplomatik, ekonomik, jeopolitik ve teknolojik olarak daha güçlü bir konumda olmayacak. Ancak, Rusya’nın bu anlamda kaybı Ukrayna’nın kazandığı anlamına da gelmiyor.
Neticede ne zaman ve nasıl biteceğini bugün Dünya üzerinde kimsenin bilmediği bu anlamsız ve acımasız savaş, Ukrayna’nın topraklarında, bu toprakların güzel insanlarının, ekonomisinin ve altyapısının yıkımıyla devam ediyor. Türkiye’nin ve bu yolda yapıcı bir tutum içinde olan tüm paydaşların aralıksız devam eden, iyi niyetli çabalarının karşılık bulması, Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve tam egemenliği çerçevesinde oluşacak kalıcı bir ateşkes ve adil bir barış şüphesiz ideal çözümdür.
İnsanlığın, Ukrayna’da ve Dünya’nın herhangi bir coğrafyasında aslında tek bir ailenin bireyleri olduğumuz gerçeğini unutmayarak, 8 milyarın ortak refahı, huzuru ve mutluluğu için çabaladığı bir dünyayı hayal etmek ve öyle bir dünyaya ulaşmak, çağımızda, bu gelişmişlik seviyesinde lüks olmamalı. Günümüzde, güçlü bir ülke, necip bir millet olduğunu göstermek, ekonomide, teknolojide, bilimde, sanatta, edebiyatta, sporda ve hayırda önde koşmaktan geçiyor, savaş meydanlarından değil.