Tarihi kökleri olan bir sektör; dokuma ve giyim sanayii nasıl gelişti?

Osman S. AROLAT

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Osman S. AROLAT

Anadolu coğrafyasında dokuma, çok eski çağlara dayanan tarihi köke sahiptir. Osmanlı dokumacılığının kökünde Bizans ve Beyliklerin dokuma sanatları yer alır. Tokat, Bursa ve İstanbul gibi kentlerde Osmanlı döneminde üretilen çeşitli kumaşlar, asırlar boyu Venedikli ve Cenovalı tüccarlarca Avrupa’da pazarlanmıştır. Bu ticaret, Sanayi Devrimi sonrası İngiltere’deki hızlı üretim artışı sonrası son bulurken, Tokat gibi merkezler bundan etkilenmiş, üretimleri önemli ölçüde gerilemiştir.

Konfeksiyon ve hazır giyim konusu, Cumhuriyet döneminde 1930’larda devletin kurduğu Sümerbank’ın kurulması ile önemli bir gelişme gösterdi. 1950’lerden sonra özel sektör, hazır giyim konfeksiyon alanına girip hızla gelişti. 1980 yılındaki 2 milyar 900 milyonluk ihracatımız içerisinde küçük bir paya sahip olan tekstil konfeksiyonun payı hızla arttı, 1990 yılında 12 milyar 959 milyon dolarlık ihracatta 4 milyar 770 milyon dolar ile yüzde 36.8 paya ulaştı. İhracatta en büyük paya ise ihracat 21 milyar 637 milyon dolar seviyesindeyken, 8 milyar 644 milyon dolar ile toplam ihracat içerisinde yüzde 39.95 paya yükseldi.

Giyim sanayiinde örgütlenmenin faydalı sonucu

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği, 1976 yılında 1980 ihracat gelişmesinden önce kuruldu. Ve hızla gelişen, kurumsallaşan dernek, 1988’de Dünya Hazır Giyim Federasyonu’na (IAF) üye oldu. Örgüt yönetiminde ağırlıklı olarak, Avrupalı şirketlerin yaşlı başkanları yer alıyordu. 1991 yılında yönetim kuruluna giren TGSD Başkanı Hasan Arat, gençliğiyle örgüte dinamizm getirdi. Bunun sonucunda 1995 yılının Kasım ayında başkanlık görevini devraldı. 1996 yılında bir yıl başkanlığı sürdürdü. Daha sonra 2001 yılında TGSD başkanı olan Umut Oran da IAF başkanı oldu. Son dönemde de IAF yönetim kurulunda IAF yönetimine Yeşim Tekstil CEO’su Şenol Şenkaya girdi. Uluslararası örgüt yönetiminde Türk tekstilcilerin yer almaları, ülkemiz konfeksiyon hazır giyim sektörüne önemli fayda sağladı.

Sektör, zaman zaman ekonomi yönetimince olumsuz değerlendirildi

Tekstil konfeksiyon sektöründe 3.5 milyon istihdam ve önemli ihracat olmasına karşın, zaman zaman ekonomi yönetiminde yer alanlar olumsuz değerlendirmelerde bulundular. Sektörün bu özelliklerinin ekonomik faydası göz ardı edilerek, ihracattaki ürünlerinin kilogramlarının, yüksek teknolojili ürünlerden düşük olması nedeniyle zaman içerisinde sektörün terkedilmesi gerektiği yolunda görüş bildirdiler. Ancak eleştiriler karşısında bu beyanlardan vazgeçip geri adım attılar.

Tekstil konfeksiyonun ihracat içerisindeki payı

İhracatın hızlı artış gösterdiği son 15 yılda, 30 milyar dolardan 157 milyar dolara yükseldiği dönemdeki ihracat yapısına baktığımızda, otomotiv-otomotiv yan sanayii, makine sanayii sektörlerinde önemli artışlar olduğunu görüyoruz. Otomotiv 28.5 milyar dolarlık ihracatla ilk sırada yer alırken, hazır giyim tekstil sektörü 21.6 milyar dolarla onu takip eden sektörler arasında yer aldı. Makine sektörünün ihracatı da 14.9 milyar dolar oldu.

Dünya hazır giyim ihracatında Türkiye’nin yeri

2017 yılında dünya hazır giyim konfeksiyon ihracatı 514.7 milyar dolar olurken, Türkiye 16 milyar 818 milyon dolarlık ihracatıyla yüzde 3.3 pay alarak, beşinci sırada yer aldı. Son beş yıla baktığımızda ise Türkiye’nin dünya ihracatı içerisindeki payının sürekli yüzde 3’ün biraz üzerinde olduğunu görüyoruz.

Dünya sıralamasında Çin, bu sektördeki yüzde 33.4’lük payıyla açık ara ilk sırada yer alıyor. Onun ardında AB yüzde 26.6 pay ile ikinci sırada bulunuyor. Onu yüzde 6.8 pay ile Bangladeş ve yüzde 5.3 ile Vietnam üçüncü ve dördüncü sırada takip eriyor. Bizim beşinci sırada yer aldığımız listede, altıncı sırayı yüzde 3.1 pay ile Hindistan alıyor.

Türkiye’nin tekstil konfeksiyon ihracatı nerede?

Türkiye’nin 2017 ihracatı içerisinde yüzde 71.4 pay ile Avrupa Birliği ilk sırada yer alıyor. İlk beş sırada ihracat yaptığımız ülkelerden dördü Almanya, İngiltere, Hollanda, Fransa. Onların arkasında ilk 10 içerisinde Irak, ABD, İtalya ve Danimarka gibi ülkeler yer alıyor. Türkiye’nin bu sektörde Asya-Okyanusya pazarına ihracatının payı ise yüzde 7.3 seviyesinde.

Konfeksiyon sektöründe önemli gelişme; markalaşma ve dünyaya yayılma
Son yıllarda konfeksiyon firmaları bir yandan önemli marka atakları yaparak, İtalyanlarla yarışmaya çalışıyorlar. Bunun yanı sıra birçok Türk firması dünyanın çeşitli ülkelerinde 2 bin dolayında mağaza açarak dünyaya yayılıyor.

Sektörün önemli özelliğinden birisi ithal bağımlılığı en az olan sektör olması. O nedenle döviz fiyatlarındaki artıştan da en az etkilenen sektör oldu. TGSD Başkanı Hadi Karasu, yatırımların gerilediği son dönemde sektörlerinin 400 milyar dolarlık yatırım düşündüğünü açıkladı. Türkiye İş Bankası Ekonomik Araştırmaları’nın her ay dokuz sektör üzerine yaptığı değerlendirmede, konfeksiyon sektörünün eski dönemine en yakın durumda olan sektör olduğu bilgisine yer verdi.
Sektör yeni teknolojileri kullanarak, katma değeri daha yüksek ürünler üreterek, ihracatta kilogram değerini de yukarı çıkarmaya başladı. Bütün bunlar, binlerce yıldır Anadolu’da sanayi içerisinde yer alan tekstil konfeksiyon sanayiinin bugün de yarın da üretimimiz, sanayimiz ve ihracatımız içerisinde yer alarak büyümemize ve halkımızın refahına katkıda bulunacağını gösteriyor.

Bu konularda ilginizi çekebilir