Tasarımcı ve ihracatçılar bir araya gelerek çıtayı yükseltmeli
Akdeniz Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Uğur, Tasarım Merkezleri ve Tasarım Tebliği’nden halihazırda faydalanan firma sayısını AKİB bölgesinde 2019 yılında artırmayı amaçladıklarını aktardı.
Kaliteli ve nitelikli ürünler üretmeyi amaç edinen Türk hazır giyim ve konfeksiyon ihracatçılarının
öncelikli olarak katma değeri yüksek ihracata odaklanması gerektiğini söyleyen Akdeniz Hazır
Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (AHKİB) Yönetim Kurulu Başkanı Hayri Uğur, “Ülkemizin
üreticilere ihtiyacı olduğu kadar tasarımcılara da ihtiyacı var. Tekstil ve hazır giyim sektörlerinin,
katma değeri yüksek ürünlerin ihracatını yapabilmesi adına Türk tasarımcılar ile ihracatçılarımızın
bir araya gelerek, çıtayı daha da yükseltmesi gerekiyor” dedi.
Tekstil ve hazır giyim sektörlerinin, sahip olduğu entegre üretim sistemi sayesinde hızlı tedarik ve kalite seçenekleri ile oldukça büyük bir yol katettiğini belirten Hayri Uğur, bu anlamda Ticaret Bakanlığı ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın teşvikleri ve destekleri ile tasarım merkezlerinden olabildiğince çok faydalanılması gerektiğinin altını çizdi. Uğur, bununla beraber ihracatçıların hammaddeye yakınlık ve işçilikteki tecrübesini markalaşma alanına da yansıtması gerektiğini söyledi. Türkiye genelinde tekstil ve hazır giyim-konfeksiyon alanında toplam 64 firmanın tasarım merkezinin, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından desteklendiğini ifade eden Uğur, Tasarım Merkezleri ve Tasarım Tebliği’nden halihazırda faydalanan firma sayısını AKİB bölgesinde 2019 yılında artırmayı amaçladıklarını aktardı.
“Endüstri 4.0 ile üretimde otomasyonun yaygınlaşması, rekabet avantajı sağlayacak”
İnovasyon ile ilgili olarak, tasarımın her aşamasını ürünlerine yansıtmaya çalıştıklarını söyleyen Hayri Uğur, bu anlamda özellikle Endüstri 4.0 devrinde, üretimde otomasyonun yaygınlaşması ile rekabet avantajına sahip olunabileceğini ve maliyet azalması ve verim artışının, sektörü rekabet alanında bir adım daha öne çıkaracağına dikkat çekti. Uğur, özgün tasarım ve koleksiyonlara dayalı erişilebilir bölgesel markalar ile ihracatın yanında markaların da global hazır giyim piyasasında yer almaları için çalıştıklarını belirterek, “Sektörümüzde her daim gelişmek, başarıya ulaşmadaki en büyük anahtarlardan biridir. Ülkemizin sahip olduğu hızlı tedarik yeteneği, çalışkan insanlarımız ile birleşince, özellikle hazır giyim ve konfeksiyon alanında söz söyleyebilen bir ülke konumuna geldik. 1980’lerin başında bu noktaya gelmemiz bir hayal iken, bugün Türk hazır giyim ve konfeksiyon sektörü ile artık moda belirleyen bir ülke olduk” ifadelerini kullandı.
“2019’un trendi; geri dönüşüm, çevre bilinci, organik üretim-tüketim olacak”
2019 yılında hazırlanacak en az 8-10 koleksiyonda fast-fashion akımının temposu sebebiyle tüm renkleri ve kumaşları göreceğimizi, ancak dünyada ciddi ve haklı bir geri dönüşüm, çevre bilinci, organik üretim-tüketim trendinin yükseldiğini belirten Hayri Uğur, bu trendin 2019’un en çok tercih edilen, yaygın trendi olacağına dikkat çekti. Uğur, pastel tonların yine bu sene de sezona ağırlığını koyacağını; parkalar, suni kürk ve hologramı bu sene bol bol göreceğimizi dile getirerek, “Artık geri dönüştürülebilir moda akımlarından bahsediyoruz. Moda artık eskiden olduğu gibi yıllık periyotta belirlenmiyor. Firmalar her yılın her sezonu için belirli aralıklarla birkaç koleksiyon hazırlıyorlar. Bu fast-fashion akımı, ayak uydurulması zor bir tempo. Zaten bu sistemde yer alan firmalar, sadece tasarımı yapıp üretimi başka firmalara yaptırıyorlar, çok farklı ama illa ki inovatif üretim-pazarlama yöntemleri var ve olacak” şeklinde konuştu.
“Çok üretmekten ziyade, kaliteli ve katma değerli ürünler üretmeliyiz”
Asya ülkeleri genelinde ucuz iş gücünün her ne kadar global markaları cezbettiği düşünülse de özellikle fast-fashion denilen hızlı tüketimin günümüzün en büyük realitesi olduğu bugünlerde Türk hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün kalitesi ile öne çıkması gerektiğini söyleyen Hayri Uğur, “Ucuz iş gücü, iyi bir hazır giyim ve konfeksiyon üreticisi olunduğu anlamına gelmiyor. Çok üretmekten ziyade kaliteli ve katma değerli ürünler üretmeliyiz. Yapılması gereken en önemli şey, entegre üretim yapısı içerisine tasarımın sihrini ve gücünü katmak olacak” diye konuştu. Inditex grubunun, son 12 ay içinde Türkiye’den ithal ettiği 1.6 milyar euro’dan fazla hazır giyim ürününün, Türkiye’nin İspanya pazarındaki yerinin önemini gösterdiğinin altını çizen Uğur, Türk hazır giyim üreticilerinin üretim konusunda gösterdikleri kalite standartlarını tasarım ve moda oluşturmada da sağlamaları gerekliğini vurguladı.
Sektörün önemli ihtiyaçlarından birinin nitelikli iş gücünü olduğunu ve bu noktada ihracatçılara büyük görev düştüğünü belirten Hayri Uğur, bu kapsamda bu senenin başından itibaren tekstil mühendisliği bölümünde eğitimlerine devam eden öğrencilerin sektörü daha yakından tanıması ve gençlerin dinamizminden Türk hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün faydalanabilmesi adına başta YÖK olmak üzere bir dizi görüşmeler gerçekleştirerek, Türkiye’deki tekstil mühendisliği algısını geliştirmek adına çok önemli bir projeye imza attıklarını kaydetti. Uğur, Türkiye’nin ihracata, ihracatçıların ise genç yeteneklere ihtiyacı olduğunu her fırsatta dile getirdiklerini ifade ederek, “Bu kapsamda iki güzel örneğimiz var. İlki Akdeniz Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (ATHİB) ile ortaklaşa yürüttüğümüz Karaisalı Halk Eğitim Merkezi’ne katma değerli ürün ihracatımızın artması adına hibe ettiğimiz dikiş ve nakış makineleridir. İkinci güzel örneğimiz de yine ATHİB ile ortak yürüttüğümüz Tarsus Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndaki gençlerimizin sektörümüze kazandırılması adına, hibe ettiğimiz dikiş makineleri ile hem gençlerimiz ile çalışıyor, hem de ülkemize nitelikli iş gücü yetiştirmeyi amaçlıyoruz” ifadelerini kaydetti.
Hazır giyim ve konfeksiyon ihracatının, Türkiye’nin en büyük ikinci ihracat sektörünü oluşturduğunu ileten Hayri Uğur, AHKİB olarak, yılın ilk 10 ayında 300 milyon dolara yaklaşan bir ihracat gerçekleştirdiklerini anlattı. 2019 yılında 500 milyon dolara yaklaşan ihracat hedefl eri olduğunu belirten Uğur, “Özellikle kilogram başı ihracat değerimizi artırıp, katma değeri yüksek olan ve yeni teknolojili ürünlerimizin payını artırabilirsek, bu rakamları aşmamız işten bile olmayacak. Hazır giyim sektörü sürekli gelişen ve bir yıl içinde gelen pazar talepleri ile sayısız koleksiyon üretmeye imkan veren sektörlerin başında geliyor” dedi. Sektörün, Türkiye açısından en önemli pazarının AB olduğunu dile getiren Hayri Uğur, sektör ihracatının yüzde 60’ından fazlasının AB pazarına yapıldığını kaydetti. Uğur, ABD pazarı ve Rusya pazarının sektör açısından önemini koruyan pazarlar olduğunun altını çizerek, “Özellikle Rusya pazarında 2017 yılının aynı dönemine (Ocak-Ekim) oranla yüzde 50’den fazla yaşanan artış, Türk hazır giyim ve konfeksiyon ürünlerinin artık bu pazarda kalıcı olduğu anlamına geliyor. Biz AHKİB olarak, özellikle Rusya pazarına yönelik olarak gerçekleştirdiğimiz inceleme heyetleri ve fuar ziyaretleri yanında güçlü olduğumuz İspanya pazarına yönelik olarak da fuarları yakından takip ediyoruz” açıklamasını yaptı. Uğur, ayrıca AHKİB olarak, hazır giyim ve konfeksiyon ihtisas OSB’leri hakkında halihazırda bir çalışmanın bulunmadığını, hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün ne yazık ki bölgenin öncelikli sektörleri arasında görülmediğini vurgulayarak, gelecek dönemler için sektör olarak bu konuda da çalışmaları olacağını aktardı.
Bebek ve çocuk konfeksiyonu ihracatı 1 milyon doları buldu
Bebek ve çocuk konfeksiyon sektörü ile ilgili olarak, 2018 yılının ilk 10 ayında 1 milyon dolara yakın ihracat gerçekleştirdiklerini aktaran Hayri Uğur, başlıca pazarlarının; Umman, Dubai, Almanya ve Hollanda olduğunu söyledi. Sektörün bebek ve çocuk konfeksiyon kolunun inovasyon ve Ar-Ge’ye çok açık ve yüksek kalite ile nitelikli ürün gerektirdiğinden katma değeri en yüksek ürün grubu olduğuna dikkat çeken Uğur, “Bebek-çocuk konfeksiyon ürünlerinde kullanılan tüm malzeme ve aksesuarların çeşitli norm ve standartları karşılamasının yanı sıra siz kendiniz de ilave niteliklerle geliştirebilirsiniz ve bu gelir düzeyi yüksek ülkelerde çok iyi karşılık bulur. Halihazırda bir projemiz yok, ancak sektörün yüksek katma değerinin farkındayız” diye konuştu.