Verimlilik arttı ücret artmadı
Türkiye imalat sanayi bir yandan katma değer yaratmada zorlanırken, bir yandan da ücretlerin payını aşağı çekiyor. Katma değer içinde ücretlerin payı 2011'de son 15 yılın en düşük seviyesine geriledi.
Talip Aktaş
İmalat sanayiinde çalışan başına yaratılan net katma değer son 10 yılda yüzde 50'nin üstünde artış gösterirken, katma değer içinde ücretlerin payı hızla geriliyor. 2011 yılında ücretlerin katma değer içindeki payı yüzde 50'nin de altına gerileyerek son 15 yılın en düşük seviyesine indi.
Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu'nun 2011 yılı verilerine göre, özel sermayeli sanayi kuruluşlarında son 10 yılda çalışan başına yaratılan net katma değerle ifade edilen verimlilikte, ortalama olarak yüzde 51.5 oranında artış sağlandı. 2002 yılında sabit fiyatlarla 38 bin 86 TL tutarında net katma değer yaratılırken, bu rakam 2011 yılında 54 bin 657 TL'ye yükseldi. Buna karşılık sözkonusu dönemler itibarıyla çalışanlara ödenen yıllık ücretlerin ortalaması 23 bin 571 TL'den 24 bin 898 TL'ye çıktı. Böylece ücretlerdeki 10 yıllık reel artış yüzde 5.6'da kaldı.
2011 yılında özel imalat sanayi kuruluşlarında çalışan başına cari fiyatlarla 79 bin 561 TL, 2003 yılı sabit fiyatlarıyla ise 42 bin 368 TL net katma değer elde edildi.
Verimlilik arttı ücret aynı kaldı
Çalışan başına yaratılan net katma değer özellikle 2002-2007 yılları arasında hızlı bir yükseliş kaydetti. 2004 yılında sabit fiyatlarla 50 bin TL'yi aşan çalışan başına net katma değer tutarı, 2005'te 44 bin 598 TL'ye geriledikten sonra 2006'da 53 bin, 2007'de de 56 TL sınırını aştı. 2007 yılında elde edilen 56 bin 753 TL'lik rakam, aynı zamanda ulaşılan en yüksek düzeyi oluşturdu. Küresel krizin de etkisiyle 2008 yılında yeniden 50 bin TL'nin altına inen çalışan başına net katma değer izleyen yıllarda artışını sürdürerek 2011'de 54 bin 657 TL'ye kadar yükseldi.
Teknolojik yenliklerin de etkisiyle verimlilikte yaşanan artış, son 10 yılda reel ücretlere yansımadı. 2002 yılında 23 bin 571 TL düzeyinde bulunan yıllık ortalama reel ücretler, en yüksek seviyesini 26 bin 675 TL'ye ulaştığı 2008 yılında gördü. Ücretler, bu tarihten sonra azalma trendi izledi ve 2010 yılında 26 bin, 2011'de de 25 bin TL'nin altına geriledi.
En yüksek verimlilik artışı sigarada
En yüksek verimlilik artışı sigarada
Sektörler itibarıyla son 10 yılda en yüksek verimlilik artışı tütün işleme sanayiinde kaydedildi. 2003 yılı 100 baz alınan endekse göre sigara sanayiinin verimlilik artışı 6,3 kat artarak 2011 yılında 628 değerine ulaştı. Verimlilik artışında sigara sanayiini yüzde 364'le başka yerde sınıflandırılmamış plastik ürünler grubu, yüzde 262 ile de giyim eşya sanayi izledi.
Sanayi kuruluşları içinde verimliliği en yüksek sektörlerin başında, açık arayla tütün işleme sanayi yer aldı. Sigara sanayiinde 2011 yılında çalışan başına cari fiyatlarla 558 bin 933 TL, sabit fiyatlarla (2003 yılı fiyatlarıyla) ise 423 bin 638 TL net katma değer yaratıldı. Bu miktar, özel sektör büyük sanayi kuruluşlarındaki ortalama 25 bin 623 TL düzeyinde bulunan ücretin yaklaşık olarak 17 katı bir büyüklüğü ifade ediyor.
2011 yılında verimlilikte ikinci sıradaki petrol ürünleri sanayiinde cari fiyatlarla çalışan başına 479 bin 391 TL, ana kimya sanayiinde de 166 bin 117 TL net katma değer elde edildi. Net katma değerde en düşük rakamlar ise 17 bin 549 TL ile ayakkabı, 31 bin 894 TL ile giyim eşyası ve 47 bin 957 TL ile metal eşya sanayii sektörlerinde elde edildi.
Metal eşya ve makinede verimlilik kaybı var
Metal eşya ve makinede verimlilik kaybı var
2003 yılından bu yana önde gelen sektörler itibarıyla verimliliğin en fazla düşüş gösterdiği sektörler ise metal eşya sanayi, demir-çelik ana metal sanayi ve içki sanayi oldu. 2003 yılı 100 bazlı endeks değerleri bu sektörler için 2011 yılında sırasıyla 54.6, 55.5 ve 62.7 düzeyine indi. Verimlilikte azalma yaşanan temel sektörler arasında makine sanayi (elektriksiz), lastik ürünleri sanayi ve basım sanayi de yer aldı.
Katma değer yavaş artıyor
Katma değer yavaş artıyor
Son 10 yıllık dönem incelendiğinde, katma değerde önemli bir artış gözlenmesine karşın, bu artış oranının satışların artışına göre düşük düzeyde kaldığı görülüyor. Nitekim, 2002-2011 yılları arasında özel sanayi kuruluşlarının üretimden satışları toplamındaki artış yüzde 300'e yaklaşırken, aynı yaratılan katma değerin artış oranı yüzde 207 seviyesinde kaldı. Aynı şekilde 2002 yılında yaratılan katma değer üretimden satışların yüzde 46'sını oluştururken, bu rakam 2011 yılında yüzde 35'ine geriledi.
Bu durum, gelişmekte olan bir çok ülkenin aksine, Türkiye'de imalat sanayinin yüksek katma değerli üretim yapısına geçemediğini de açık biçimde ortaya koyuyor.
Ücretlerin payı %50'nin altına indi
Ücretlerin payı %50'nin altına indi
Net katma değeri oluşturan ücret-kâr ve faiz kalemlerinden ücretlerin payındaki gerileme sürüyor. Özel büyük imalat sanayi kuruluşlarında 2002 yılında yüzde 62 seviyesinde bulunan ücretlerin katma değer içindeki payı izleyen yılda da aynı düzeyde kaldıktan sonra 2004 yılında yaklaşık 10 puanlık azalışla yüzde 50'e geriledi. 2005 yılında yeniden yüzde 60 seviyesine dayanan sözkonusu oran, bu kez 2007'de 2000 yılı sonrasında ilk kez olmak üzere yüzde 50'nin altını gördü. Ücretlerin oranı 2008 yılında yeniden yüzde 60'lar seviyesine yaklaşsa da, izleyen üç yılda düşüşünü sürdürdü ve 2011 yılında yüzde 49'2 ile son 15 yılın en düşük seviyesine indi. Son 10 yıllık dönemde kârın payında artış trendi yaşanırken, 2002 yılı hariç olmak üzere faizlerin payı yüzde 9-13 arasındaki oranlarda seyretti. Net katma değer içinde kârın payı 2006 yılı ile birlikte 2011 yılında da yüzde 40.2 düzeyini gördü ve bu oranla 2007 yılındaki yüzde 41.1 hariç tutulduğunda, İSO Büyük Kuruluşları araştırmasında 500 firmanın kapsandığı 1982 yılından bu yana en büyük oranı oluşturdu.