İlaç krizi yeni boyut kazandı

SGK, Türkiye’de bulunamadığı için yurt dışından getirtilen ilaçları doğrudan kendisi getirme kararı aldı. TEB Başkanı Çolak, SGK’nın süreci yönetmesinin çok güç olduğunu, ecza depolarının baskısıyla siyasi kararlar alındığı öne sürdü.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

MEHMET KAYA

ANKARA- Türkiye’de bulunamayan ilaçlar tartışma konusu olmayı sürdürüyor. Türk Eczacıları Birliği (TEB) Başkanı Erdoğan Çolak, Türkiye’de bulunamayan ilaçların doğrudan SGK tarafından getirilmesi yönünde atılan adımların herhangi bir kamu yararı oluşturmayacağını, SGK’nın bu sistemi yürütmesinin mümkün olmadığını söyledi. Çolak, TEB’in kar amacı gütmeden bu görevi yapmasına karşılık, yükselen ciro nedeniyle bu alandan pay almak isteyen ecza depolarının baskısıyla siyasi kararlar alındığını SGK’nın bu alana girmek zorunda kaldığını belirtirken, “Konuyla daha önce ilgilenen ve dava açtığımız çeşitli şirketler, SGK’nın bu işi organize edemeyip kendilerine devretmesini avuçlarını ovalayarak beklemektedir” dedi.

Sosyal Güvenlik Kurumu’nun ödeme listesinde yer alan ancak Türkiye’de bulunamadığı için yurt dışından getirtilen ilaçları doğrudan kendisi getirme kararı aldı. İlaçlar da PTT aracılığıyla dağıtılacak. Bu amaçla önceki gün SGK ve PTT arasında protokol imzalandı. SGK, ilaç tedarikine yönelik altyapıyı kurmaya başladı. SGK bu süreçte, kamu yararı sağlanacağını ve maliyet düşüşü olacağını savunuyor. TEB ile SGK’nın imzaladığı ilaç temin protokolü 27 Mart 2017’de sona erecek.

Olmaması gereken piyasa, piyasanın yüzde 9,5’i

Türkiye’de henüz ruhsat almamış ya da ilaç firmasının pazara sunmadığı vb. ekonomik koşullar nedeniyle bazı ilaçlar bulunamıyor. Bu ilaçlar içinde “yetim ilaç” olarak adlandırılan ve çok nadir hastalıklar için yine çok az üretilen ilaçlar da bulunuyor. Bu ilaçlardan çok büyük bir kısmı doktorların reçete etmesi halinde SGK tarafından bedeli karşılanıyor. İlaçları ise 1997 yılından bu yana TEB tedarik ediyor. TEB, SGK ve Sağlık Bakanlığı ile yaptığı protokoller kapsamında bu işi yürütüyor.

Türkiye ilaç fiyat sistemi ve ruhsat süreçlerinin yavaş yürütülmesi nedeniyle yurt dışından getirilen ilaç sayısı ve tutarı hızla arttı. Bunlar arasında ucuz fiyat nedeniyle çekilenler yanında, çok pahalı olan ilaçlar da ağırlık kazanınca, tutar hızla yükseldi ve yıllık yaklaşık 1.2 milyar TL’lik bir pazar oluştu. Yıllık yaklaşık 14 milyar TL’lik SGK’nın ilaç harcamasının yüzde 10’una yaklaştı.

Yargı TEB’in, Rekabet Kurumu firmaların lehine karar verdi

TEB’in tek başına yürüttüğü yurt dışından ilaç getirme sürecine karşılık, 22 ilaç ticareti yapan firma 2015’te Sağlık Bakanlığı ile protokol imzalayarak ilaç getirme işine girmek istedi. Bu protokole karşı idari dava açan TEB davayı kazandı ve protokol durduruldu. Bunun üzerine ticaret şirketleri Rekabet Kurumu’na şikayette bulundu. Rekabet Kurumu aslında bir tarafı kamu olan ve gerçekte var olmaması gereken bir piyasada rekabeti bozduğu kararıyla TEB’e 18 milyon TL ceza verdi. TEB bu cezaya karşı da dava açtı.

TEB Başkanı Çolak: Kamu yararı oluşmaz

TEB Başkanı Erdoğan Çolak, SGK ile PTT arasında protokol imzalanmasının ardından bir basın toplantısı düzenledi ve TEB’in bu alandan ekonomik çıkarı olmadığını belirtti. SGK’nın süreci yönetmesinin çok güç göründüğünü belirten Çolak, bunun ana nedeninin bürakrasi işleyişi olacağını savundu. Çolak, hastaların da ilaç temini için erişim sorunu yaşayacağını, kendi sistemlerinde eczaneye başvurmayla sürecin başlayabildiğini anlattı.

TEB’in 20 yılda edindiği deneyimle 28 ülkede doğrudan üretici, 30 ülkede tedarikçi olmak üzere ilaç temin ettiğini belirten Çolak, ilaçların soğuk zincir, alım yöntemleri, gümrükleme deneyimlerinin önemli olduğun anlattı.

Çolak, “Biz miadı kısa olan bir ilacı, gümrük personelinin fazla mesaisini ödeyerek çekiyoruz. SGK bunu nasıl yapacak” diye konuştu. İlaçların yüzde 3’e kadar kullanılamadan miadı dolma, soğuk zincirde bozulma gibi nedenlerle imha edildiğini belirten Çolak, bu maliyetin TEB tarafından üstlenildiğini ancak kamu geleneği gereği bir bürokratın ilaç imhası kararı almak istemeyeceğini kaydetti.

TEB’in tam zamanlı ve uzmanlaşmış 50 personel ile çalıştığını, gece-gündüz hizmet verebildiğini belirten Çolak, SGK’nın bu personeli ayırmasının da mümkün olamayacağını anlattı.

PTT’nin de ilaç konusunda hiçbir deneyimi olmadığını belirten Çolak, eczacılık işinin doğrudan eczacılar tarafından yürütülmesi gerektiğinin altını çizdi.

Tüm masraflar dahil yüzde 3.9 pay

Erdoğan Çolak, bütün operasyon maliyetleri dahil olmak üzere ilaç bedelinin yüzde 3.9’u oranında gelir payı aldıklarını belirterek, bunun 40 milyon TL gelir anlamına geldiğini, toplam maliyetlerin de 30 milyon TL’yi aştığını, TEB’in 10 milyon TL’nin altında bir gelir elde ettiğini; bunun içinden de eczanelere pay verildiğini açıkladı.

TEB’in kar amacı gütmediğini hatırlatan Erdoğan Çolak, SGK’nın sisteme dahil olmasıyla ilaç ticareti yapan şirket ve depoların ilerleyen süreçte mutlaka sisteme gireceğini belirterek, ticari süreçlerin işlemesiyle daha fazla ilaç yazma, ilaç tanıtımı gibi unsurların oluşacağını ve bu ilaçların tüketiminin artacağını; rant alanı oluşturulacağını ileri sürdü. Çolak, TEB’in ilaç tüketimini artırmak yönünde herhangi bir operasyona girmediğini açıkladı.

Ruhsat verilerek sorun çözülsün

TEB Başkanı Erdoğan Çolak, Türkiye’de bu sorunun ortaya çıkmasının ana nedeninin, ilaçların ekonomik gerekçelerle ruhsat vb. süreçlerinin uzatılması olduğunu belirterek, son bir ay içinde 32 ilaca ruhsat verildiğini, kamu sağlık sistemi içinde ilaçların normal yollardan erişime açılması gerektiğini kaydetti.