"Türkiye'nin ilaç politikası sadece fiyata odaklanmış"

Türkiye'de ilaç politikalarının fiyata odaklandığı uyarısında bulunan Rekabet Kurumu, bu yapının başta Ar-Ge ve yatırımlar olmak üzere gelecekte potansiyel sorunlara yıl açabileceğini bildirdi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

Mehmet KAYA

ANKARA- Rekabet Kurumu tarafından "Sektör Araştırması Raporu" kapsamında hazırladığı ilaç piyasası raporunda, Türkiye'de ilaç politikalarının sadece fiyata odaklandığını, mevcut yapının başta ar-ge ve yatırımlar olmak üzere gelecek dönemde bazı potansiyel sorunları ortaya çıkarabileceği kaydedildi.

Rekabet Kurumu raporunda, 2004 yılından sonra, bazı ülkelerdeki ilaç fiyatları baz alınarak ilaç fiyat tavanı belirleme ve bunun üzerinden en büyük alıcı olan kamunun ek indirimleriyle fiyatı yönetmesi sistemine geçildiği hatırlatıldı. Bunun kamunun ilaç fiyatları kanalından maliyetini kontrol etmesine imkan sağladığı belirtildi. Diğer taraftan genel sağlık politikalarındaki erişim kolaylığı yoluyla ilaç kullanımının artması kanalından da ilaç tüketiminin, dolayısıyla kamunun üstlendiği miktarın arttığı belirtildi.

Gerekli ama tek başına yetersiz

Rekabet Kurumu raporunda, "Fiyat kontrolü, ilaç harcamalarının sürdürülebilirliği bakımından önemli ve fakat genellikle tek başına yetersiz bir araçtır" ifadesine yer verildi. Çeşitli ülkelerin, ilaç piyasasına yönelik düzenlemelerde, sektörün ekonomi içindeki yeri, global düzeyde faaliyet gösteren ülke ilaç firmaları, ar-ge faaliyetlerinin kapsamı ve büyüklüğü, fikri mülkiyet haklarının korunma düzeyi, milli gelir ve sağlık harcamalarına ayrılmış bütçe gibi değişkenlere göre tercihler yaptığı vurgulanan raporda, "Türkiye özelinde, sanayi politikasından ziyade ilaç harcamalarının sürdürülebilirliğine odaklı düzenleme ve uygulamalara ağırlık verildiği görülmektedir. Fiyatlandırma düzenlemeleri de kendi alanında bu amaca hizmet etmek için tasarlanmıştır. Ne var ki, ilgili literatür ve ülke deneyimleri dikkate alındığında, anılan düzenlemelerin bir kısmının uzun vadede bazı sorunlara yol açabileceği değerlendirilmektedir" görüşüne yer verildi.

Mevcut, fiyatlandırma yapısının, çeşitli alanlarda sonuçlara yol açtığı belirtilen Rekabet Kurumu raporunda, bunun en önemli sonuçlarından birinin ar-ge faaliyetleri için geçerli olduğu anlatıldı. Sadece fiyat odaklı yaklaşımların, firmaların Türkiye içinde ar-ge faaliyetlerinden kaçınmalarına yol açtığı ve Türkiye'nin ilaç ar-ge yatırımlarından çok düşük bir pay aldığı belirtilen raporda, "İlgili (mevcut ar-ge) faaliyetler ise yeni bir molekül geliştirilmesinden ziyade, mevcut bir molekülün kopyalanması veya geliştirilmesi üzerine yoğunlaşmaktadır. Bu nedenle, özellikle yerli ilaç sanayi, katma değeri görece düşük olan jenerik ilaç üretiminde bulunmakta, orijinal ilaçları ise lisanslama yoluyla ürün yelpazesine dahil etmektedir. Mevcut duruma bakıldığında, kısa/orta vadede bu yapıda ciddi bir gelişme beklenmemektedir" denildi.
Raporda, ilaç piyasasının yapısından dolayı, orijinal ilaçlar ile jenerik ilaçların pazarlamasında çok sayıda ve farklı çeşitlerde anlaşmalara imkan veren bir yapıda olduğu için ağır fiyat baskısının koordinasyon riskini artırdığı, şirketlerin normal rekabet dışı davranışlara kayma eğilimini gündemde tutması riskine işaret edildi. Raporda, perakende satış fiyatlarında, eczacı ve ecza depolarının, ilaç fiyatına oranla paylarının hesaplanmasının daha pahalı ilacı satma eğilimine neden olabileceği belirtildi.