Agresif bir yıl başladı hedef üretim gücünü korumak olacak
Türkiye’nin ana sektörlerinden makinede verimli bir yılın ardından sipariş düşüşleri başladı. 2023’ü iç pazar dinamikleriyle atlatan beyaz eşyada ise, hedef üretim ve istihdamı koruyabilmek. Otomotiv endüstrisi iç ve dış satışlarda ivme yakalarken madeni yağ sanayi ithal ürünlere karşı koruma talep ediyor. İklimlendirmede ise ihracat tarafında ‘bahar’ havası yaşanıyor.
Nurdoğan A. ERGÜN, Hamide HANGÜL ,Mehmet Hanifi GÜLEL, Başak Nur GÖKÇAM
Türkiye ekonomisinin yapı taşlarını oluşturan sektörlerin temsilcileri, 2024’ten beklentilerini ve sektörlerinin yol haritasını DÜNYA’ya değerlendirmeye devam ediyor.
Türkiye’nin ihracatta lider sektörleri makine ve aksamları, otomotiv ve yan sanayii, beyaz eşya sanayi ve iklimlendirme sektörlerinin temsilcileri, 2024 hedeflerini anlattı. 2023’ü ihracat anlamında yüzde 9.4’lük artışla kapatan makinede yeni dönem siparişleri düşüşe geçti. Yılda 4,5 milyar dolar civarında ihracat yapan ve yaklaşık 4 milyar dolar dış ticaret fazlası veren beyaz eşya sektörü ise 2023’te iç pazarla büyüdü. İhracatta yüzde 11’lik düşüş yaşanan sektörün iç satışı yüzde 15 arttı.
Bu yıl üretim ve istihdam yapısını korumaya odaklanan sektör, ihracatta yüksek katma değer üretmeye devam ederek dış ticaret dengesini korumayı hedefliyor. 1 milyondan fazla araç satışıyla tarihinin rekorunu kıran otomotiv sektörü ise, çip krizinin aşılmasıyla yıla pozitif başlangıç yapan sektörlerden. Elektrikli araçlara dönük tüketim eğilimleri ve yatırımlar sektörün yeni rotası. İklimlendirme sektörü ise 2024’ü yatırımlarla geçirmeyi planlıyor.
Makinede ciddi sipariş düşüşleri başladı
Geçtiğimiz 2023 yılının bekledikleri şekilde olduğunu söyleyen Türkiye Makine Federasyonu (MAKFED) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, ancak 2023 sonuna doğru hem iç hem dış pazarda siparişlerde ciddi bir düşüş olduğunu belirtti.
Dolayısıyla 2024 beklentilerinin pazarın daralacağı yönünde olduğunu aktaran Dalgakıran, daralan pazarda neler yapacakları konusunda çalışmalar yaptıklarını kaydetti. Dalgakıran, diğer yandan Çin baskısı olduğunu ifade etti. Uzak Doğu’da üretim rakamların büyük olduğunu ve oldukça rekabetçi fiyatların ortaya koyulduğunu belirten Dalgakıran, “Hem pazar daralması hem Çin’in pazarlardaki agresif hareketleriyle karşı karşıya bir 2024 geçireceğiz.
Asıl mesele 2024 ve sonrasında dünyadaki üretimlerin Uzak Doğu’daki üretimlerle rekabeti önümüzdeki yılların ana konsepti olacak. İç pazar için ise bu yıl yatırımlar için hareketli bir yıl olacağını düşünmüyorum. Ama yurt dışı için böyle bir beklenti var. Çünkü enflasyonla mücadelede başarılı oldular ve yüzde 5’in altına düştüler.
Kredi faizlerinde düşmeye başlaması ile birlikte diğer ülkelerde böyle bir hareket bekliyoruz. Ama Türkiye’de faizlerin çok yukarıda olması, enflasyonun çok yüksekliğinin yanı sıra artı ihracatta çok büyük bir problem var. Ayrıca bu kurla Türkiye ihracatta çok ciddi sıkıntı çeker. Sektörümüz büyük gemi gibidir ve yavaşlayınca birden düşmez. Burada sipariş düşüşlerine bakmak lazım. 2024 için çok ciddi sipariş düşüşleri var” dedi.
“Üretim ve ihracat gücümüzü korumak için çalışacağız”
Yılda 4,5 milyar dolar civarında ihracat yapan ve yaklaşık 4 milyar dolar dış ticaret fazlası veren beyaz eşya sektörünün, Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden biri olduğunu hatırlatan Türkiye Beyaz Eşya Sanayiciler Derneği (TÜRKBESD) Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Sığın, şunları söyledi: “Türkiye, beyaz eşya üretiminde Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise en büyük ikinci üretim üssü.
Dünya beyaz eşya üretiminin yüzde 7’sini biz gerçekleştiriyoruz. Üretim kapasitemiz 33 milyon adet; ihracat kapasitemizin büyüklüğü ise 26 milyon adedi buluyor.
60 bin kişiye doğrudan olmak üzere 600 bin kişiye ulaşan bir istihdam alanımız var ve sadece üretim kapasitemizle değil, Ar-Ge, dijital dönüşüm ve yeşil dönüşüm yatırımlarımızla da dünyayla rekabet ediyoruz.
2023 yılı Ocak-Kasım döneminde iç satışlarımız 2022’nin aynı dönemine kıyasla yüzde 15 arttı. İhracatımız ise yüzde 11 azaldı. Rakamların açıkça ortaya koyduğu gibi, bu yıl iç piyasa dinamizmi sektörümüzün itici gücü oldu. Genel olarak iç pazar canlı, ihracat ise düşük seyretti. Sektörümüzün küresel ve yerel ekonomik dalgalanmalar karşısında dirençli bir performans sergilemeye devam ettiğini söyleyebiliriz.
Bununla beraber, dış pazarlardaki rekabetçiliğimizi sürdürebilmemiz için sektörümüzün iç pazar dinamizmini, üretim ve istihdam yapısını koruyabilmesinin her geçen gün daha da önemli hale geldiğini görüyoruz.” Küresel konjonktür sebebiyle yaşanan ihracat daralmasının 2024’ü de etkileyebileceğini söyleyen Sığın, “Üretim ve istihdam seviyemizi korumak için gerek iç pazar gerekse ihracatta var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.
Onlarca yıllık yatırım ile kurulan güçlü yapının korunmasını çok önemli. İhracattaki azalmanın üretim üzerine negatif etki yapmasını engellemenin yolunun iç pazarın kaldıraç etkisinden faydalanmak olduğu kanaatindeyiz. İhracattaki düşüşü bu zamana kadar iç satışlarımızla büyük oranda dengeledik ve böylece üretim ve istihdam yapımızı koruyabildik.
Tüketim, vergi boyutuyla da ekonomimiz için önemlidir. Ekonomi politikalarında bu dengelerin gözetileceğini düşünüyoruz. 2024 yılında da üretimde ve ihracatta yüksek katma değer üretmeye, dış ticaret dengesine olumlu katkı yapmaya, uluslararası rekabet gücümüz ve markalarımızla Türkiye ekonomisinin küresel ölçekte önde gelen sektörlerinden biri olmaya devam edeceğiz” dedi.
“Üçüncü çeyrekten sonra pozitif seyir olacak”
Otomotiv ve otomotiv satış sonrası sektörleri açısından 2023’ün rekorlarla geçen bir yıl olduğunu söyleyen Otomotiv Satış Sonrası Ürün ve Hizmetleri Derneği (OSS) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Özçete, “1 milyondan fazla araç ile tarihin en yüksek araç satışının gerçekleştiği bu yılda; geçtiğimiz yıla oranla neredeyse 5 katı fark ile elektrikli araç satışının yaşanması gelecek yıllar için tüketici eğilimleri ve satış stratejilerinin revize edilmesi adına önemli bir farkındalık yarattı. 2023 yılının başında otomotiv sektörünü ciddi anlamda arz krizine sokan araç çipi probleminin bu yıl sonu ve 2024 yılı için tamamen ortadan kalktığını söyleyebiliriz.
Sıfır araç fiyatlarının yükselmesiyle ile birlikte her aracın bir değer oluşturması, mevcut araç sahiplerinin araçlarına periyodik bakım, onarım ve bunun gibi konularda daha hassasiyetle yaklaşmasını sağladı; bununla birlikte orijinal yedek parça fiyatlarının ciddi derecede yükselmesi kullanıcıları aftermarket pazarına yönlendirerek otomotiv satış sonrası sektörünü ciddi anlamda hareketlendirdi.
Otomotiv satış sonrası sektörü olarak 2024 yılı için 2023’te yakalamış olduğumuz satış rakamlarını ve üstünü hedeflesek de geçtiğimiz yıllardan etkisini sürdürmeye devam eden Koronavirüs pandemisi ve yüksek enflasyon ortamının kalıcı olabileceğine ilişkin endişeler sektör paydaşlarında biraz olumsuz bir hava yaratacağını söyleyebiliriz.
2024 yılının ekonomik ölçekli belirsizlikle ve pandemide yaşanan çip krizi ile birlikte başlayan araç arzı sorununun yerini biriken fazla stoklara bırakması nedeniyle araç satıcılarının biraz tedirgin başlayacağını düşünsek de yılın 2’inci ve 3’üncü çeyreklerinde ileri yönlü pozitif bir seyirle devam edeceğimizi öngörüyoruz” dedi.
“İthalata ek vergi bekliyoruz”
Madeni Yağ ve Petrol Ürünleri Sanayicileri Derneği (MAPESAD) Başkanı Tayfun Koçak, “2023 yılında, hem globalde hem de yerelde yaşanan olumsuzluklar diğer sektörler gibi madeni yağlar ve mineral yakıtlar sektörümüzü de maalesef olumsuz etkiledi.
2024 yılında da ülkemizin coğrafi ve jeopolitik konumundaki avantajlarını kullanarak Türkiye’yi madeni yağ üretimi konusunda dünyanın önemli bir üretim üssü haline getirmek amacıyla çalışmalarıma hız kesmeden devam edeceğiz.
Sektörümüz hem ihracat hem de ithalat yapan bir sektör. Piyasamızın desteklenmesi amacıyla madeni yağ ithalatına yüzde 15-20 vergi getirilmesinin peşinde olacağız. İthalatla ilgili ek vergiler, önlemler getirilirse yerli ürünlerin katma değeri daha fazla olacaktır. Sektör olarak katma değerli ürün geliştirmenin peşinden koşmamız gerektiğinin bilinciyle hareket ediyoruz. Yerlileşme, millileşme safhasında sektörümüzün öneminin farkına varıldı.
Savunma sanayiinde, İHA ve SİHA’larda da yerli madeni yağın kullanımının arttığını söyleyebiliriz. Ayrıca, dünyanın gündeminde yer alan sürdürülebilirlik konusunda da çalışmalarımız bulunuyor. Doğada çözünebilir yağ üretimi konusunda Ar-Ge çalışmalarımızı 2024 yılında da artırarak sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.
“İklimlendirmede 2024 yatırım yılı olabilir”
Bu yılın iklimlendirme sektörü açısından oldukça verimli geçtiğini söyleyen TOBB İklimlendirme Meclisi Başkanı Zeki Poyraz, ‘’Gerek iç piyasadaki, gerekse ihracattaki hareketlilik sektörümüz açısından memnun edici. Yine 2023 yılında gerek yerli gerek yabancı yatırımlar da sektörümüz açısından olumlu bir gelişme olarak yatırımlarımız devam etti.
Firmalarımız hem hiç piyasada hem ihracatta önümüzdeki dönemde düğmeye basabilir. Bu yıl ihracatımız 2022 yılı ihracatına göre yüzde 9 artış gösterdi. İstihdam açısından sektörümüz eleman ihtiyacını karşılayamamakta.
Gerek yeni yatırım gerekse kapasite artışlarından kaynaklanan ilave istihdam gücü için aradığımız elemanları bulmakta zorlanıyoruz. 2024 yılı da iklimlendirme sektörü açısından büyüme ve yeni yatırımların yapılacağı bir yıl olarak değerlendiriyoruz. İç piyasadaki talepler, yurtdışındaki talepler, yeni ürünlerin üretilmesi ve yenilenmeler neticesinde 2024 yılının da başarılı bir yıl olarak geçeceğini bekliyoruz’’ dedi.