Basım-yayıncılardan dayanışma çağrısı

Basım Sanayi Eğitim Vakfı (BASEV), basım ve yayın sektörü paydaşlarını bir araya getirdi. Piyasadaki darboğaz ve ithal girdi fiyatlarındaki artışa karşı çözüm önerilerinin değerlendirildiği toplantıda kağıtçı, matbaacı, ambalajcı ve yayıncılar arasında dayanışma çağrısı yapıldı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

TAMER IŞITIR

İSTANBUL - 2018 yılı başından beri kağıt başta olmak üzere ithal girdilerdeki fiyat artışıyla sarsılan basım-yayın sektörü kurdaki tırmanışla birlikte hem hammadde hem de ödeme sıkıntısıyla karşı karşıya kaldı. Kağıt tedarikinin yanı sıra kalıp, boya, makina gibi malzemelerin fiyatlarındaki yükseliş sektör bileşenlerini daha da zora soktu.Piyasada ticaret neredeyse durma noktasına geldi. BASEV’in duyurusuyla toplanan sektör temsilcileri tarafından krizi önlemek için şirketler arasında dayanışmayı yükseltme çağrısı yapıldı.

BASEV Onursal Başkanı Aysan Şakar ve BASEV Yönetim Kurulu Başkanı Sadettin Kaşıkırık yönetimindeki toplantının moderatörlüğünü DÜNYA Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ yaptı. “Sektör paydaşları olarak bu zor günlerde birbirimize yardımcı olmak durumundayız” diyerek görüşlerini dile getiren Aysan Şakar, aksi takdirde başka bir çıkış yolunun bulunmadığını ifade etti.

“Kağıt ürünlerinden alınan vergi, milli fabrikalar kurulana kadar yüzde 1’den başlayabilir”

Sadettin Kaşıkırık ise Türkiye basım sektörünün Avrupa’yla rekabet edecek pozisyonda olduğunu, bu mevcut konumu korumak için de zor günlerde bütün basım-yayın sanayii bileşenlerinin bir araya gelerek zorlukları paylaşması gerektiğini söyledi. “Yılbaşından beri dövizdeki artış yüzde 40’lara ulaştı” diyen Kaşıkırık, “sektörde vadeler ve oranlarıyla alakalı sıkıntılar var. Kağıt, boya, kalıp gibi malzemeleri ithal ediyoruz. Kağıt ürünlerinden alınan yüzde 18 KDV sürdürülebilir değil. Milli kağıt fabrikaları üretime geçene kadar kağıt ürünlerinde alınan vergi yüzde 1’den başlayarak kademeli olarak artırılabilir. Bu fabrikaların kuruluşu, üretime geçmesi, dünya standardında know-how’ı edinmek ve gençlerin eğitilmesi gibi konular uzun zaman alabilir. Matbaacılıkta 250 yıl geriden gelip Avrupa’yı yakalamışsak global rekabette neden zorlanalım” şeklinde görüş bildirdi.

BASEV Onursal Başkanı Aysan Şakar ve Yönetim Kurulu Başkanı Saadettin Kaşıkırık tarafından Genel Yayın Yönetmenimiz Hakan Güldağ'a teşekkür plaketi takdim edildi

Sektör temsilcileri tarafından toplantıda şu görüşler paylaşıldı:

Mustafa KİBAR - Met Etiket Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı:

Uygun kredilerle sektörü yaşatmamız lazım

Bir tünele girdik, önümüzü göremiyoruz. Farkında değiliz. Farkında olan da kulağının üzerine yatıyor. Hükümetin 2023 hedefleri var. Ama bu hedeflerde biz matbaacılar yokuz. Basın sektörü bizi kurban ediyor. Yalnızca gazete kağıdı konuşuluyor. Halbuki sıkıntılar daha büyük. İşimizi döndürebilme sorunumuz var. Avrupa’da da benzer sıkıntılar var. Birçok kağıt firması el değiştiriyor. Bazısı finans kuruluşlarının eline geçiyor. Hükümetin burada devreye girmesi lazım. Uygun kredilerle sektörü yaşatmamız lazım. Yoksa kepenkler kapanacak.

Sermet TOLAN - Ofset Yapımevi Yönetim Kurulu Başkan Vekili:

Kağıt fabrikası kurmak ulufe dağıtmaktan farksız

Ya dükkanı kapatıp emekli olacağız ya da çözümleri devreye alacağız. Bugün işlerimizi ayakta tutmanın yolu verimlilikten geçer, daha fazla ihracattan geçer, yeni ürün üretmekten geçer. Belki şirket birleşmelerini düşünmek gerekir. Çünkü şirketler birleşerek büyürse ölçek de büyür. Kolay kredi vb. teşviklerle Doğu Avrupa ülkelerinde olduğu gibi ihracatı destekleyen programların devreye sokulması gerekir. Kağıt fabrikası kurmak ulufe dağıtmaktan farksız. Fabrikayı kim kuracaksa, kağıdın dünyada fiyatı neyse o fiyattan satmak durumunda kalacak . Bu bir ölçek ekonomisi. Kağıt da satsa karton da satsa fark etmez. Matbaacılık endüstrisi 40 yıldır hiçbir devlet desteği olmadan çok önemli noktalara geldi. Dünya standartlarında bir basım endüstrimiz oldu. Şu anki kriz ya bizi adam edecek ya da dükkanı kapatıp gideceğiz.

İsmail CEYHAN - Sektörel Yayıncılar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı:

Hep kar edemeyiz

Kontrollü olarak üretime devam etmek durumundayız. Basımcıyla, perakendeciyle dayanışma içinde olmalıyız. Hep kar edemeyiz. Bu sıkıntılı günleri ortak hareket ederek aşabiliriz.

Tuğrul ÖZDEN - ARM Etiket Yönetim Kurulu Başkanı:

Devlet kendini batırmasın yeter

Piyasada hammadde ve tedarik sınırlamasına gidilmemeli. Devletten bir beklentimiz yok, kendini batırmasın yeter. Öncelikle maaşları yatırabilsin. Biz çok fırtınalar atlattık. Devamlı yapı değiştirmeye alıştık. “İyiliği taksit taksit; kötülüğü peşinen yapın” diyor Machiavelli. Yapılacak zamlar yerel seçim gündemi yüzünden yapılmıyor.

Ferit DANSIK - Printpark Ofset Ambalaj Yönetim Kurulu Üyesi:

Ticaretin durmaması gerekir

Önce kendimizi sorgulamamız lazım. Devlet KGF açtı, hepimiz kontrolsüzce hücum ettik. Dövizle borçlandık, şimdi ödeyemiyoruz. Müşteri sadakatini arttıranlar önümüzdeki dönemde karlı çıkacak. Durumu kurtarabilmemiz için ticaretin durmaması gerekir.

Zekeriya ACAR - İSO 27. Grup Basım Yayın Sanayii Meslek Komitesi Başkanı / Acar Grup-Acar Basım Yönetim Kurulu Başkanı /:

Eğitim ve kalite sorunumuz var

Sektörün ihracat yapması lazım. Bunun için eğitime ihtiyacımız var. Sektörde maalesef kalite standardımız yok. Matbaa liselerinden mezun olanların yüzde20’si 30’u sektörde çalışıyor. Bu problemlerin çözülmesi lazım.

Hasan ÇOLAKOĞLU - Çokaş Kağıt Yönetim Kurulu Başkanı:

Matbaacılık sektör değil devlet sorunu

Matbaacılık sektörü bir ülkede ekonominin aynasıdır. Çünkü her sektöre hizmet verir. Bu sektörün sorunlarını biz kendi kendimize çözemeyiz. Bu devlet sorunudur.

Cemal ERDOĞAN - Sekamsan Kağıtçılık Yönetim Kurulu Başkanı :

“Öldük, bittik” diyerek kendi ayağımıza sıkıyoruz

Uzakdoğu’dan bir kağıt firmasıyla görüşme yaptık. Neredeyse yüzde 100 ön ödemeyle çalışabileceklerini söylediler. Sonra yüzde 10-20’lik bir ön ödemeye ikna ettik. “Öldük, bittik” diyerek biraz da kendi ayağımıza sıkıyoruz.

Ramazan GÜVEN - İSO Meclis Üyesi / Ege Basım Yönetim Kurulu Başkanı:

Malzemeci, matbaacı ve müşteri bir sarkaç

Biz matbaada kazandıysak; kağıtçı, hammaddeci arkadaşlar da kazandı. Malzemeci, matbaacı ve müşteri bir sarkaç. Malzemeci matbaacıya yüklendiğinde matbaacı da müşteriye yükleniyor.

Semih YALÇIN - Genpak Ambalaj Yönetim Kurulu Başkan Vekili:

Kriz başlamadan personelimize para verdik

Birincil sorunumuz güven. “Bu çeki alabilir miyim” tedirginliği var sürekli. Biz kriz başlamadan bütün personelimize para verdik. Güven kırılmasına sebebiyet vermemek için yaptık bunu, herkes şaşırdı. Benim sermayem insan. Sonra bankalarla görüştük. “Piyasaya ne faiz uyguluyorsanız bize yüzde 1 azını verin” dedik. Sonra elimizdeki sermaye kadar alışveriş yapmaya başladık. Bu sistemi verimli çalışma ve tasarrufla da birleştirdik.

Hakan GÜLDAĞ - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Medya ve İletişim Meclisi Başkanı / DÜNYA Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni:

Ticaret savaşları hegemonya savaşına dönüşebilir

Türkiye ekonomisi bir süredir türbülansta. Bu durum önemli oranda dünyadaki gelişmelere bağlı. Bunların en başında ABD’nin politikaları geliyor. Reagan’dan bu yana ABD’nin dış politika istikameti küreselleşme ve serbest piyasa ekonomisi oldu. Tüm dünyada özelleştirme ve liberalleşme politikalarını desteklediler. Trump’la beraber bu süreç değişti. Geçen sene 18 Aralık’ta Ulusal Güvenlik ve Strateji Belgesi açıklandı. Belgede “Dünyayı ikiye böldük” diyor: ABD ve ötekiler. Ötekileri de ikiye ayırıyor: ABD’yle beraber olanlar ve diğerleri. Çin ve ‘çalma’ kelimelerinin yan yana kullanıldığı pek çok cümle göze çarpıyor. “Soğuk savaştan sonra atalete düştük. Değişik yollarla teknolojimizi çaldılar. Şimdi buna ‘dur’ diyeceğiz. Tatil bitti, jeopolitik geri geldi” diyor.

Büyük güçlerin hegemonya savaşına girdiği bir dönemdeyiz. ABD tedirgin ve karamsar, o yüzden birtakım tedbirler almaya çalışıyor. 1989’dan bu yana ABD ekonomisi 3 kat büyürken Çin ekonomisi 32 kat büyüdü. Trump’ın Almanya ve Avrupa’yla uğraşmasının bir sebebi var. Almanya’nın ekonomisi ve savunma gücü oldukça arttı son dönemde. Yakında Almanya ve Çin ekseni görebiliriz . Uluslararası arenada 500 yılda 16 kez böyle kutuplaşılmış; 12’sinde savaş çıkmış. Bugünkü ticaret savaşlarının hegemonya savaşına dönüşme ihtimali var. Dünyanın küresel mimarisi dağılıyor.

Türbülanstaki uçağı havada tutmak gerekir

Türkiye’de de dünyadaki bu gelişmelere bağlı olarak sorunlar yaşıyoruz. Ama dünyadan kaynaklanmayan sorunlarımız da var. Mesela enflasyonu ithal etmiyoruz. 1 Ocak’tan 31 Temmuz’a kadar TL’de değer kaybı yüzde 30; enflasyon geçişi 8 puandı. Şu an fiilen yaşadığımız enflasyon yüzde 25 seviyesinde. Paramız ağustos sonrası bir yüzde 35 daha değer kaybetti.

Türbülanstaki uçağı havada tutmak gerekir. Öncelikle sakin olmak gerekiyor. Çalkantıyı beyinde yenmek gerekiyor. Kötümserlik de iyimserlik de davranışlarımıza pranga vuruyor. Böyle durumlarda gerçekçiler yelkenleri ayarlamaya girişirler. Pozitif gerçekçiliğin doğru tavır olacağını düşünüyorum. İş dünyamız bu durumlara şerbetli sayılabilir. Belki dünyaya ihraç edebileceğimiz know-how’ımız olmayabilir ama bu tür türbülanslara alışkınız.

2001’le bugünkü kriz farklı, 2019-2020’de stagflasyon öngörüyorum

2001’de problem kamudaydı. IMF’le oturuldu, bir yol haritası çıkarıldı. Dünyada da bol para vardı. Ama şimdi dünyada o kadar para yok ve o zamanki borçlar özel sektörün sırtında şu an. 338 milyar dolarlık özel sektör borçlarının 209 milyar doları döviz alışverişi olmayan, sadece Türkiye’de iş yapan şirketlerin. Gelişmekte olan ülkelerin çevirmesi gereken tutar 1,5 trilyon dolar. Bizim payımız bu toplamın yüzde 12’si. Bu çok önemli bir yük. Büyümek için dışarının tasarruflarına ihtiyaç duyuyoruz. Finansmanımızı sağlamak için döviz kredisini tercih ediyoruz. Geçen yıl Türkiye’ye 39 milyar dolar girdi, bunun 24 milyar doları portföy yatırımı. Merkez Bankası’nın döviz rezervi 6 haftada yüzde 27 eridi. Reel faizdeyse Arjantin’den sonra 2’nci sıraya yerleştik.

2019-2020 yılları için stagflasyon öngörüyorum. Bütün işaretler ekonomik durgunluğu gösteriyor. 2020’den önce enflasyonun tek haneye düşeceğini zannetmiyorum. Işçi çıkarmak geçici çözümdür, geleceği kurtarmaz. Başkaca yapısal çözümler üretebiliyorsanız iyi yöneticisiniz.

Bu konularda ilginizi çekebilir