Mühendis ordusu kuracak

Tekfen'in odağında bir süreden beri sadece taahhüt ve tarım var. Her iki alan içinde ajandaya büyüme planları yazılıyor. Hindistan'da iş yapma teklifleri alan, Libya'da iş başı yapmak için gün sayan Tekfen Holding CEO'suErhan Öner, 2013'te mühendislik kad

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

Ece CEYHUN

 

İSTANBUL - Sadece Türkiye’nin değil yakın coğrafyanın da büyük altyapı ve sanayi yatırım projelerinin müteahhiti Tekfen Holding, bugün 10 ülkede taahhüt işleri yürütüyor. Arap Baharı’nı en şiddetli yaşayan ülke Libya’da ise bu yılın ilk çeyreğinde işine kaldığı yerden başlamanın planlarını yapıyor. Tekfen’in faaliyet gösterdiği ülkelerin coğrafi dağılımına bakıldığında Türkiye’nin yakın coğrafyasında yaygın bir operasyon faaliyeti çevirdiği görülüyor. Yol Tekfen’i nereye çıkartıyor sorusuna ise Tekfen CEO’su Erhan Öner, kara Afrika denilen kısmı işaret ediyor ve “Bundan sonra yeni pazar açacaksak bu Orta Afrika civarında olabilir” cevabını veriyor. Öner, mühendis kadrolarını büyüttüklerini ve büyütmeye devam edeceklerini de vurgulayarak “150 kişilik teşkilatı önce 400, sonra 800, daha sonra ise 1.500’lere getirmeliyiz” diyor.
Tekfen Holding CEO’su Erhan Öner ile grubun mevcut yatırımlarını, projelerini ve ekonomiyi nasıl gördüğünü konuştuk. Eurobank Tekfen’de payını Burgan’a devreden grup artık 2 ana konuya konsantre olacak. Erhan Öner, “Herkes bizimde enerji, otel ya da turizme girmemizi bekliyor. Halbuki biz şu anda 2 ana konuya konsantre olduk, tarım ve müteahhitlik” dedi. 
Müteahhitlik grubunda büyüme ivmesini koruyan Tekfen Holding tarım tarafında da yatırımlara imza atıyor. Holdingin, bağlı ortaklığı Toros Tarım'ın Samsun İşletmesi için planladığı ve daha önce toplam 232 milyon dolar olarak belirlediği yatırım tutarını da 68.25 milyon dolar artışla yaklaşık 300.25 milyon dolara yükseldi. Yatırım yeni bir sülfürik asit tesisinin kurulması, mevcut fosforik asit tesisinin yenileştirilmesi ve kompoze gübre tesisinin iyileştirilmesine yönelik olacak. İşte CEO Erhan Öner’in anlatımıyla Tekfen Grubu:
Mühendislik kadrosunu katlayarak büyüteceğiz
2013’te bütün arzum mühendisliği büyütmek. Mühendislik çok büyük ve önceliğimizde olan bir konu. 2012 yılında mühendislik kısmımızı bayağı bir takviye ettik. Takviye etmeye de devam edeceğiz. Bizim daha büyük iş ve daha kârlı iş yapabilmemiz için mühendislik aktivitemizin daha büyümesi lazım. Aksi takdirde hep taşeron olmak zorundayız. Şu anda otoyollar, stadyum, boru hattı, terminallerin mühendisliği, satın alması, inşaatı dahil hepsini yapabiliyoruz. Ama bir rafineriyi, bir petro kimya tesisini sıfırdan sona kadar yapma becerimiz yok. Orada müteahhitliğin yüzde 100’ünü, mühendisliğin bir kısmı ile satın almanın bir kısmını yapıyoruz. 1-2 senede değil ama 150 kişilik teşkilatı önce 400, sonra 800, sonra 1.500’lere getirmeliyiz ki mühendislik yapıyoruz diyelim. Türkiye’de neredeyse 30-40 senedir hiçbir mühendislik şirketi 100 kişinin üzerine çıkmadı. 30 kişi, en fazla 100-150 kişi ama ağırlıklı 50-60 kişi. Ve hep dalgalanarak gitti. İspanya’da bazı mühendislik şirketleri 7-8 bin kişi, 10 - 15 bine gidiliyor. Biz başarılı bir müteahhidiz ama işin esas püf noktası da orada.
 
Kalan iş miktarı stoğunu 2.3 milyar dolara çıkardı
2011 sonunda taahütte kalan iş miktarı stokumuz (backlog) 2 milyar dolardı. Bazı işleri tamamlamamıza karşılık alınan yeni işler ve devam eden işlerin kapsamlarının büyümesiyle şimdi elimizde 2.3 milyar dolarlık iş var. Ciromuzu da 1 milyar dolar seviyesinden 1.2 milyar dolar seviyelerine getirdik. 2.3 milyar dolar dediğinizde hiçbir iş gelmese elinizde 2 yıllık iş var demektir. Onun için hedef kalan iş miktarını 2-2.5 milyar dolar civarında tutmak. Bu ciroya da yansıyor. 2012 Eylül itibariyle konsolide cironun yüzde 60’ını taahhüt grubundan, yüzde 36’sını tarımsal sanayi grubundan ve geri kalan kısmını ise emlak geliştirme ve diğer faaliyetlerimizden gelmiştir. 2013 yılında da ciromuzun yüzde 95 civarındaki büyük bir kısmının taahhüt ve tarımsal sanayi faaliyetlerimizden gelmesini bekleyebiliriz.
Hem gübre hem inşaatta işlerimizi büyüttük. İş yaptığımız memleketler değişmedi ama biri bitiyor başka bir işe başlıyoruz. Yoğun olarak inşaat faaliyetlerimize bakarsak Ortadoğu’da çok aktifiz. Katar’da devam eden Kuzey Otoyolu Projesi üzerinde yan yolların mühendislik ve inşaat işlerinin yapımına ilişkin 592 milyon dolarlık yeni bir otoyol işi daha aldık, devam ediyor. Katar’daki polipropilen tesis işimizi teslim ettik. Suudi Arabistan’da yeni bir rafineri inşaatına başladık. Abu Dabi’deki boru hattı devam ediyor. Hazar Bölgesi’nde Türkmenistan’daki boru hattı güzel gidiyor. Azerbaycan’da SOCAR’ın kulesini yapıyoruz, BP’ye bir platform yapıyoruz. Kazakistan’daki işlerimizi toparladık teslim edildi. Artık şantiyenin kapanış safhasındayız ve yeni işler peşinde koşturuyoruz. 2012 yılının ilk 9 ayında Katar, Irak ve Suudi Arabistan’da toplam 812.5 milyon dolarında üç yeni iş aldık.
 
Libya’ya ilk çeyrekte geri döneriz 
Libya’da ise 2 sene aradan sonra ortalık biraz düzeldi. İdare ile temas halindeyiz. İşlerimize devam etmek için bir protokol hazırladık. Sahra Çölü’nün altındaki dev yeraltı gölünden çıkan suyu Akdeniz sahiline taşıyan 400 km’lik beton boru hattı (Man Made River) projesine, geçtiğimiz yıl iç karışıklıklar nedeniyle ara vermiş, çalışanlarımızı acilen tahliye etmiş, ancak diyaloğu hiçbir zaman kesmemiştik. Olaylar olduğu ve ekibimizi çektiğimizde ‘iş ve firma olarak çekiliyormusunuz?’ diye sorulduğunda çekilmeyeceğimizi ve bir süre sonra bunların düzene gireceğinden emindim. Nitekim o safhaya geldik. İlk çeyrekte Libya’daki işimize kaldığımız yerden başlayacağız. Biz orada zarar için 20 milyon lira kadar bir karşılık ayırdık. Bu karşılık fazlasıyla yetecek. Üstelik zarar ziyanın bir kısmı hükümetler arası bir kısmı da idare ile anlaşma yaparken çözülebilir.
 
Türkiye’de yeni fırsatlara bakıyoruz 
2012 iyi geçti. 2013’ü de 2012 yılından daha iyi görüyorum. Bilhassa çalıştığımız coğrafyalarda daha bir sakinleşme var. Türkiye’de Tüpraş Fuel Oil Dönüşüm Projesi İzmir Rafineri inşaatında çalışıyoruz. Proje değeri 501 milyon dolar. Senelerdir Türkiye’nin dışındaydık. Bu projeyle dönüş yaptık. Türkiye’de yakın gelecekte çıkacak bir iki iş var, takip ediyoruz. Bir tanesi bizim Azeri ortakların, SOCAR’ın Petkim’le yapacakları Star Rafinerisi. Petrokimya tesisinde yapacakları yatırımlar var. Azerbaycan’ın zengin doğalgaz yatağı Şahdeniz’de geniş çaplı, yeni bir yatırım fazına giriliyor. Buna bağlantılı olarak gazın Türkiye üzerinden sevk edileceği TANAP(Trans Anatolian Pipeline) boru hattı da gündemde. Boru hattı çıktığında bizim ihtisas sahamızdır. İştahımız kabarıyor.
 
Katar ve S. Arabistan’da yeni fırsat çıkar 
Arap Baharı ile Ortadoğu da bazı şeyler geçici bir süre yavaşladı ama şimdi daha yolunda gözüküyor. Bilhassa Suudi Arabistan, Katar civarında bir çok proje çıkacaktır. Katar da 2022 Dünya Kupası var. Taşıma sistemlerinden stadyuma bir çok alt yapı projesi gelecektir. Katar’daki 717 milyon dolarlık baclog’umuz var. Bizim çalıştığımız yerler arasında bir Fas’ı ayırırsak hepsi petrol üreten ülkelerdir. Fas’da fosfat kayasında dünyanın en büyük üreticisidir.
 
Hindistan’dan ‘gelin çalışalım’ diye teklif çok 
 
[PAGE]
 
Hindistan’dan ‘gelin çalışalım’ diye teklif çok 
Biz bir Türk şirketiyiz. Çok geniş bir coğrafyada çalışan bir şirketiz. İran’da çalışmak zor. Pars Gaz Sahası’nda iş yapabilirmiyiz? diye baktık. Hindistan’dan ‘gelin beraber çalışalım şirket kuralım’ diye çok yoğun talep var. Biz ne katacağız hesabını yapıyoruz. Çünkü Hindistan’daki mühendislik bizdeki mühendislik kadar ileri. Şu anda bizim Hindistan’a gitmemiz için sebep yok. Pakistan ve Afganistan tarafına baktığınızda bizim aradığımız tipten iş yok. Şu safhada bizim Basra’nın ötesine geçme niyetimiz pek yok. Biz Arap Yarımadası ve oradaki coğrafyada kalırız. Enteresan taraf, İran’ı bir tarafa bırakırsak, Hazar etrafındaki ülkeler. Türkmenistan, Kazakistan ve Azerbaycan da çalışıyoruz. Ülkelerin şartlarını biliyoruz. Ekiplerimiz sahada. İdareler bizi çok iyi tanıyor. O sahada küçülmeden iş olduğu sürece biz pay alırız. Kuzey Afrika’da ise Fas’ta daha projeler çıkacaktır. Libya’da benim tahminim rafineri ve petrokimya tesislerinin yenilenmesi gündeme gelecektir.
Irak’ta ‘beyaz yakalı’ olarak da iş yapıyoruz Irak’ta da bir adım attık. Basra Bölgesi’nde devam eden bir işimiz var. O eski petrol kuyularının rehabilite edilip tekrar devreye sokulması işinde hem projeyii hem yönetimini BP adına biz yapıyoruz. Rumalia Bölgesi’nde. Orada inşaat değil yönetmenlik yapıyoruz. Lokal firmaları kullanıp proje yönetimi yapıyoruz. Yani ‘beyaz yakalı’ iş yapıyoruz. Beyaz yakalı olarak daha önce de iş yapmıştık ama bu boyutta ilktir.
 
Yeni pazar açılacaksa Orta Afrika civarında olur 
Faaliyetlerimizi sürdürürüz. Önümüzdeki dönem hem Türkiye’de hem Hazar bölgesinde hem Orta Doğu’da ve Kuzey Afrika’da… Hatta olursa kara Afrika’da… Orada bazı ülkelerde petrol yatırımları batılıların da ilgisini çekmeye başladı. Dolayısıyla bundan sonra yeni bir pazar açacaksak, açılacak pazar Orta Afrika civarında olabilir. Başlangıcı nasıl olur? Bizim yaptığımız işlerin büyük kısmı petrol endüstrisi ile ilgili. Yakın çalıştığımız petrol şirketi bir yerde sizi sürüklüyor. Derse ki ben şu ülkedeki yeni bir sondaj işine giriyorum. Onun sondaj sahalarının düzenlenmesi, toplama hatlarının yapılması, depolama tesislerinin yapılması gerekiyor. Gelin 100-150 milyon dolarlık bir proje şurada başlayın derse, gider başlarız. Yani orada ya yabancıların faaliyeti hızlanacak biz arkasından gideceğiz ya da bir yabancı yanınıza alacak öyle gideceğiz. Böyle bir pazar gözüküyor artık.
 
Irak’ta ‘beyaz yakalı’ olarak da iş yapıyoruz
Irak’ta da bir adım attık. Basra Bölgesi’nde devam eden bir işimiz var. O eski petrol kuyularının rehabilite edilip tekrar devreye sokulması işinde hem projeyii hem yönetimini BP adına biz yapıyoruz. Rumalia Bölgesi’nde. Orada inşaat değil yönetmenlik yapıyoruz. Lokal firmaları kullanıp proje yönetimi yapıyoruz. Yani ‘beyaz yakalı’ iş yapıyoruz. Beyaz yakalı olarak daha önce de iş yapmıştık ama bu boyutta ilktir.
 
Samsun yatırımı kârlılığını artıracak 
 
[PAGE]
 
Samsun yatırımı kârlılığını artıracak 
Toros Tarım’ın Samsun’daki fabrikasında bir yatırım yapıyoruz. Hammadde tedarik güvenliğini sağlamak, maliyetlerimizi düşürmek ve ithalat bağımlılığını azaltmak amacıyla 726 bin ton/yıl kapasiteli bir sülfürik asit tesisi yatırımına başladık. 2014 sonu, 2015 başında devreye girecek. Bu tesis ile Samsun İşletmesinin tüm sülfürik asit ve buhar ihtiyacı karşılandığı gibi ayrıca 23 MW elektrik üretilecek, ihtiyaç fazlası elektrik ulusal şebekeye verilecek. Aynı amaçla kompoze gübre tesisi iyileştirme yatırımına da başladık. 200 bin ton/yıl kapasiteli bir fosforik asit tesisi kurulması için ise kararı aldık. Bu tesisler de sülfürik asit ile aynı zamanda devreye girecek. Toplam yatırım tutarı 300 milyon dolar. Bu yatırımla ciromuz artmaz ama kârlılığımız artacak. Enerji maliyetlerimiz inanılmaz aşağı düşecek. İthalatımız azalacak. Tabi mamul ya da yarı mamul yerine hammadde ithal edilecek.
 
Peri bacalarının altı patates deposu 
Toros Tarım’ın küçük ama önemli bir faaliyet alanı da tekno-tarım. Biz patatesi hücreden üretmeye başladık. Tohum tarafında hareket ediyoruz. Buğday tohumumuz da var, onun üzerinde de çalışıyoruz. Adana Agripark tesislerimizde tohumu üretiyoruz. Patates tohumlarının saklanması için Nevşehir’de 8.000 tonluk depoyu devreye soktuk. Depo, patates tohumlarının yaklaşık 6 ay süren uyku sürecini en uygun şartlarda geçirmesini sağlayacak. Yaklaşık 45.000 m3 hacme sahip olan tesis. Dünyada örneği olmayan ve Türkiye’deki en büyük kapasiteye sahip yeraltı deposu olacak. Projesi, 2019 yılına kadar kademeli olarak hizmete girecek. Yaklaşık 25 milyon TL’ye mal olacak.
 
Emlakta bu alım gücü inandırıcı gelmiyor, İzmir’de Rönesans ile olan projenin ‘simge’ olmasını isteriz
Ben bu kadar emlağın satılabileceğine inanmıyorum. Böyle bir alım gücüne inanmıyorum. Ama kentsel dönüşüm projesine inanıyorum. Hele hele deprem riski olan yerlerde bunun yapılmasını da çok elzem görüyorum. Hatta bunun kendi kaynağı da olduğuna inanıyorum. Belediye o bölgeyi yeniden planlasın. İmar durumunu başparmak kaidesi ile yeniden düzenlesin. Yüzde 50-50. Bir gün deprem olacak. Olduğunda o parayı harcayacaksınız. En azından bugünden yapalım ki o gün o acıyı çekmeyelim. Bir yandan kentsel dönüşüm derken öbür taraftaki yeni konut üretimi son sürat ilerliyor. İstanbul’un 30-40 kilometre dışına devamlı ev yapılıyor. Orada metro, okul,çarşı var mı? İnsanlar nasıl gidecek işlerine. Okul, hastane, eczane bunlar çok önemli. Bizim anlayışımız böyle değil. Butik, merkezi ve teknoloji yüksek kaliteli bir şey yapma peşindeyiz. Onlar yanlış yapıyor demiyorum ama bizim düşüncemiz bu. Bizim bir yatırım alanımızda emlak geliştirme olacak. İstanbul’da Kağıthane Ofispark ve Tekfen Bomonti Apartmanları tamamlandıktan sonra, şimdi yönümüzü İzmir’e çeviriyoruz. Emlak grubunda önümüzdeki yıl İzmir’de 250 milyon dolarlık Rönesans’la bir projemiz var. 2013’de başlayacağız. İzmir - Bayraklı’da, bir AVM-ofis-konut karma projesi olacak. Mimarisinin İzmir’e yakışır olmasına, belki de İzmir’in simgelerinden biri haline gelmesine özen göstereceğiz. Emlak geliştirme alanında Tekfen olarak az sayıda fakat kişilikli ve çevre dostu projelerle var olmayı seviyoruz.
 
Sanayinin gelişimi iyi yolda
Sanayinin gelişimini iyi görüyorum. Eskiden sanayide yatırımı devlet yapardı şimdi onun kaç misli büyüğünü özel sektör yapıyor ama farkına varılmıyor. Her gün gazetelerde ayrı bir yatırım okuyoruz. Biz şimdi Samsun’da yaptığımız yatırımı kuruluşunda bile yapmamıştık. Rakamlar büyüdü, kuruluşlar büyüdü. Eskiden 3-5 kuruş para için yurtdışında kapı kapı dolaşır kredi alırdık. Şimdi Türk bankaları veriyor. Toros’u kurarken 700 bin dolar için 1 sene İspanya-Türkiye arasında kaç kere gidip geldiğimi bilirim. Şimdi 700 bin dolar için istediğiniz bankanın şubesini arayın, hemen alırsınız.
 
%120 enflasyonla çalışma başarısı gösterdik
Birbanka kanalıyla bir Amerikan şirketi eğitimleri veriyor. Konu, enflasyonist ortamda inşaat tahminleri nasıl yapılır. Eğitmen anlatıyor, enflasyon diye konuştuğu rakam yüzde 8-10. ‘Bizde enflasyon yüzde 8-10 olsa bunu hiç düşünmeyiz’ dedim. Niye dedi. ‘Biz senede yüzde 120 ödüyoruz yüzde 8’i ne düşüneyim’ dedim. Yüzde 120 olduğu zamanda bütün hesabınızı dövize göre yapıyorsunuz TL’yi kullanmıyorsunuz. Biz yüzde 120 enflasyon ile şirketleri idare ederken yabancılar ‘personelinizi nasıl idare ediyorsunuz’ diye merak eder sorardı.