'Türkiye güneş enerjisinde bölgesel güç olur'

Uluslararası Güneş Enerjisi Topluluğu Türkiye Bölümü GÜNDER’in Başkanı Kemal Gani Bayraktar, kurulu kapasitenin dışa bağımlılığı azaltıldığı taktirde güneş enerjisinin Türkiye ekonomisi için itici güç olabileceğine dikkat çekti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

MEHMET KARA

Güneş, dünya ülkeleri arasında görece en adil dağılmış ve en istikrarlı enerji kaynağı olarak nitelendiriliyor. Çünkü, ülkelerin kuzey-güney ekseninin neresinde yer aldığına göre değişse de güneş enerjisinin kömür, petrol, doğalgaz, jeotermal ve rüzgar gibi kaynaklara göre daha dengeli dağıldığını söylemek yanlış olmaz. Nereye hangi sürede ne kadar gün ışığı düştüğü belli olduğundan, güneşin, kesintisiz ve güvenilir bir kaynak olduğu ortada. Türkiye, güneş enerjisi konusunda pek çok dünya ülkesine göre çok avantajlı bir konumda. Yıllık güneşlenme süresi oldukça uzun. Coğrafi yapısı da bu potansiyeli değerlendirmeye oldukça müsait. Buna rağmen Türkiye’nin, güneş enerjisinden yeterince yararlandığı söylenemez. Alınan yol çok kısa olsa da son yıllarda bu alanda hızlı bir gelişim sağlandığını söylemek mümkün. Önümüzdeki dönemde güneşe dayalı yatırımların hayatımızda daha çok yer tutacağını söylemek için elde oldukça fazla done var. Bu alanda faaliyet gösteren kişi ve kuruluşların üyesi bulunduğu en önemli sivil toplum örgütü konumundaki Uluslararası Güneş Enerjisi Topluluğu Türkiye Bölümü GÜNDER’in Başkanı Kemal Gani Bayraktar, sorularımızı cevapladı. 

Türkiye’nin güneşe dayalı elektrik potansiyeli nedir? 

Hemen söyleyeyim, en az 500 bin megavat’tır. Ve bu ülkemizin yenilebilir enerji kaynakları içindeki, erişilebilir en yüksek potansiyeldir. Güneşin en yakın takipçisi ise 87 bin MW ile rüzgar enerjisidir. Bugün itibariyle Türkiye’nin toplam elektrik enerjisi kurulu gücünün 71.4 bin MW’a ulaştığı dikkate alınınca, güneş enerjisinden elektrik üretme potansiyelinin ülkemize ve bölgemize sunabileceği fırsatlar daha iyi anlaşılabilir. 

GES’lerde mevcut kurulu kapasite nedir, yıl sonunda nereye ulaşırız? 

Güneş santralleri toplam kurulu güçte 90 MWe’yi henüz aştı. 2015 sonu itibariyle en iyimser senaryoda bile ancak 400 MWe kurulu güce ulaşılması öngörülüyor. 

Bu kadar düşük kapasiteye rağmen güneşte sanki daha fazla aktör piyasada... 

Evet, haklısınız. Bu çok dikkat edilmesi gereken bir husus. Güneşe dayalı tesisler, toplam 71.4 bin MW’lik kurulu gücün yüzde 1’ine bile ulaşamıyor. Ancak faaliyetteki 150’ye yakın GES’in, 1200 adedi aşan toplam santral sayısı içindeki payı yüzde 13.7’yi buluyor. Bu da gösteriyor ki güneş, diğer kaynaklara oranla çok daha fazla aktörü elektrik sektörünün içine çekiyor. Bu karakteristik özelliği, güneş enerjisinin gerek girişimci, gerekse istihdam sayısı açısından taşıdığı çarpan, çoğaltan etkisini ortaya koyuyor. 

GES yatırımları açısından gelecek 5 yılı nasıl görüyorsunuz? 

Tüm dünyada en kötümser senaryoda bile güneş elektriğinde yıllık 35 bin MW yeni kurulu gücün devreye girmesi öngörülüyor. Bu da 2019 itibariyle 352 bin MW toplam kurulu güce işaret ediyor. Türkiye’de ise 2019’da 3 bin MW, 2023’te 5 bin MW’lik resmi bir hedef var. Lisanslı GES’ler için 600 MW’lik ön lisans verilmesi ve 2000 MW’ı aşan lisanssız üretim başvurusu bulunduğu dikkate alınırsa, resmi hedeflerin çok daha üzerinde bir kurulu güce ulaşılacağını söylemek yanlış olmaz. 

GES’lere sağlanan teşvik ve destekler yeterli mi? 

GES yatırımlarında 10 yıl süreyle kWh başına 13.3 dolar/cent’lik alım garantisi var, yatırımcıya şebekeye bağlanmada öncelik veriliyor, 1 MW büyüklüğe kadar lisans muafiyeti de tanınıyor. Ayrıca, yerli ekipman kullanımı halinde kWh başına 6.7 dolar/ cent’lik ilave alım fiyatı garantisi söz konusu. Bu arada, izin başvurularından işletmeye almaya kadar, tüm süreçlerin hızlandırılması için kamu kurumları da yoğun bir gayret içinde, ki bu da GES yatırımcıları açısından ciddi bir avantaj. 

Yerli ekipman desteği sanayi yatırımlarını tetikler mi? 

Panel, inverter, hücre, taşıyıcı konstrüksiyon ve güneş takip sistemleri gibi yerli katkılar, güneş elektriğine verilecek fiyat alım garantilerini kWh başına 20 dolar/cent’e katar yükseltebiliyor. Bu da Türkiye’nin gelişmiş bir güneş ekipmanları sektörüne sahip olmasını sağlayabilir. Halen 100’ü aşkın anahtar teslim proje ve mühendislik firması faaliyette. Yıllık üretim kapasitesi 1500 MW’yi bulan 17 panel üreticisi var ve bunların sayısı da çoğalacaktır. Dolayısıyla güneş zengini Türkiye, bu alanda teknolojiden tasarıma, üretimden taahhüde kadar her alanda önemli bir bölgesel güç haline gelme şansına sahip. 

Türkiye, güneşinin değerini biliyor mu? 

Bugün neredeyse herkes, güneşin öneminin farkında. Ancak hem kurulu kapasite çok düşük hem de dışa bağımlılık yüksek. Kurulu kapasite, dışa bağımlılığı azaltarak arttırılabilirse, güneş sektörü ülke ekonomisi için ciddi bir itici güç haline gelebilir. Bu güneş elektriği sayesinde hem üretim maliyetlerinin düşürülmesi hem de istihdamın artırılması sayesinde rahatlıkla gerçeğe dönüştürülebilir. 

Sektörde yeterli kalifiye işgücü var mı?

GES’ler, jeotermal, biokütle, rüzgar, nükleer ve kömüre kıyasla yaklaşık 4-5 kat daha fazla istihdam gerektiriyor. Özellikle ara eleman ihtiyacı giderek artıyor. GÜNDER olarak bu ihtiyacı karşılamaya yönelik projelerimiz söz konusu.

Güneş zenginiyiz ama GES fakiriyiz

Türkiye, yılda yaklaşık 2460 saatlik güneşlenme süresi ve yıllık ortalama 1311 kWh/ m2 (günlük toplam 3,6 kWh/m) güneş ışınımı ile güneş enerjisi açısından zengin bir ülke. Türrkiye, örneğin Almanya’ya oranla yüzde 60 daha fazla güneş ışınımına ve yıllık ortalama günde 7,2 saat güneşlenme süresine sahip. Buna rağmen Türkiye 2014 sonu itibariyle güneşe dayalı elektrik kurulu gücünde, Almanya’nın binde 1’i düzeyinde. Türkiye’nin toplam kurulu gücünün içindeki GES’lerin payı ise yüzde 1’e yakın. Dünyada güneşten elektrik üretiminde kurulu güç ise 177.000 MW düzeyinde. Böylelikle Türkiye’nin 2014’te dünya FV gelişimine katkısı binde 1 düzeyinde gerçekleşmiş oldu.

Bu konularda ilginizi çekebilir