Kızıldeniz krizi nedeniyle navlun 5 bin doları zorluyor

UTİKAD Başkanı Bilgehan Engin, “UTİKAD olarak gelişmeleri takip ettiklerini belirterek “Keskin maliyet artışlarının, birçok noktada dış ticaretimizdeki güncel dengeleri sarsabileceğini düşünüyoruz ve beklenmedik maliyetlerle karşılaşılması riskine karşı tüm dış ticaret paydaşlarının dikkatli ve ihtiyatlı olmasını salık veriyoruz” dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Necmi Çelik

Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Yönetim Kurulu Başkanı Bilgehan Engin, Kızıldeniz’deki kriz nedeniyle Süveyş Kanalı’ndan geçişlerin azaldığını ve bin doların altına doğru seyretme eğiliminde olan navlunların şimdi beş bin dolar seviyelerini test ettiğini belirterek “Kısa bir sürede hızlı bir navlun artışı gözlemlemiş olduk” dedi.

Dünya Gazetesi’ne son gelişmeleri değerlendiren UTİKAD Başkanı Bilgehan Engin, “UTİKAD olarak marketteki bu hızlı değişim süreçlerini takip ederken, keskin maliyet artışlarının, ülkemizin döviz girdisinden, boş ekipman stok problemlerine kadar birçok noktada dış ticaretimizdeki güncel dengeleri sarsabileceğini düşünüyoruz ve bu çerçevede, beklenmedik maliyetlerle karşılaşılması riskine karşı tüm dış ticaret paydaşlarının dikkatli ve ihtiyatlı olmasını salık veriyoruz” açıklamasını yaptı.

“8 bin dolarlar konuşuluyor”

Bilgehan Engin navlun fiyatlarındaki gelişmeleri yorumlarken de şunları söyledi; “Deniz taşımacılığı hatları kendi konşimentolarındaki klozlara atfen savaş riski ya da acil durum riskine ulaşıldığı anda ekstra navlun farkları alabileceklerini duyurdular, hatta booking alınmış, yüklemesi planlanan yükler için de bunları uygulayabilecekleri konusunda böyle bir hakları olduğunu hatırlattılar. Bu da navlunların artış trendini daha da güçlü hale getirdi ve sekiz bin dolarlık navlunların mümkün olabileceği konuşulmaya başlandı. Bu aşırı maliyet artışları dış ticaretimizi kısa ve orta vadede etkileyecektir. Hem ihracatçımız hem de ithalatçımız nezdinde hazırlık yapılması gereken bir durumla karşı karşıya olduğumuzu vurgulamak istiyorum.”

Bilgehan Engin açıklamasında son bir gelişmeye de değinerek şu bilgileri verdi: “Son bir güncel gelişme olarak dün itibarıyla Maersk tarafından yapılan açıklamada çok uluslu güvenlik şirketi Operation Prosperity Guardian’ın (OPG) Süveyş Kanalı’nı ve Kızıldeniz’i güvenliğe almak için bir müdahalede bulunup ticaret yolunu açık tutacağı, böylece Maersk’ün de bu inisiyatife güvenerek Süveyş Geçişini yeniden değerlendirebileceği bildirildi. Bu açıklama da navlunları belli bir çizgiye çekebilir bunu da bekleyip göreceğiz. Ancak, Maersk hattının bu açıklamasına, diğer çok uluslu hatlardan her hangi bir destek açıklaması gelmiş değil. Bu kritik süreçte diğer şirketlerin alacağı aksiyon da marketin yakın geleceğinin şekillenmesinde etkin bir kaldıraç vazifesi görecektir."

“Kriz uzarsa tedarik zincirine yansıması olur”

Akdeniz'de önemli bir deneyime sahip olan Arkas Line'ın CEO'su Can Atalay Kızıldeniz ve Süveyş'teki son gelişmeleri değerlendirdi.

Arkas Line CEO’su Can Atalay deniz yolu taşımacılığını etkileyen Kızıldeniz ve Süveyş Kanalı’ndaki soruna kısa zamanda çözüm bulunacağına inandığını belirterek “Kızıldeniz ve Süveyş Kanalı’nın stratejik önemi nedeniyle yaşanan soruna çözüm bulmakta fazla gecikilmeyeceğini düşünüyorum. ABD geçen hafta bölgede bir görev kuvveti oluşturulması için süreci başlattı. Sorunun uzaması halinde, tedarik zincirinde pandemi dönemine benzer sorunların yaşanması kaçınılmaz” dedi.

Yemen açıklarında ticari gemilere yapılan saldırılar sonrası global konteyner hatlarının bir kısmının Süveyş Kanalı’nı kullanmayıp Afrika’nın güney ucu olan Ümit Burnu’na yöneldiğine dikkat çeken Arkas Line CEO’su Atalay şu değerlendirmelerde bulundu:

“Uzak Doğu’dan Akdeniz ve Avrupa’ya yapılan seferlerin Ümit Burnu’nu dolaşarak varış limanlarına ulaşmaları, orijinal rotaları olan Süveyş geçişine göre seyir sürelerini ciddi anlamda uzattı. Türk limanlarının nasıl etkileneceğine dair bir örnek vermek isterim. Uzak Doğu’dan Mersin’e 16 knot sabit süratle gelen bir geminin Süveyş kanalını kullanmasıyla Ümit Burnu’nu dolaşması arasında 19 gün fark olmaktadır. Uzayan sefer süresi nedeniyle daha fazla yakıt harcanacak, haftalık servise devam edebilmek için daha fazla gemi kullanılacak. Bu rota değişikliğinin ekipman planlaması üzerinde de maliyetleri arttıran etkileri olacak. Sonuç olarak, ortaya çıkan ilave masraflar navlunlara yansıtılacaktır.”