Madende 2024 ihracat için ‘beklenti’ yılı olacak

Madencilik sektörü 2013 yılını yüzde 11’e varan ihracat kaybıyla kapattı. 2024 yılının ikinci yarısından itibaren bir miktar toparlanma bekleyen sektörün gündeminde finansmana erişim, ve artan maliyetler var. Ancak sektörün en büyük beklentisi gerekli yasal düzenlemelerin yapılması ve Maden Bankası’nın kurulması.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Nurdoğan A. ERGÜN - Hamide HANGÜL - Mehmet Hanifi GÜLEL - Başak Nur GÖKÇAM

MADENCİLİK

Türkiye ekonomisinin yapı taşını oluşturan sektörlerin temsilcileri, 2024 yol haritalarını ve beklentilerini DÜNYA’ya değerlendirmeye devam ediyor. Ülke ekonomisine yarattığı katma değerle önemli bir noktada duran madencilik sektörü, geçen yıl ihracatta yaşanan yüzde 10,9’luk ihracat kaybının ardından özellikle bu yılın ikinci yarısında bir miktar toparlanma beklese de 2024’ü ‘beklentiler’le kapatacak gibi görünüyor. 2023 maden ihracatı 5.7 milyar dolar olurken, bu yıl da benzer bir rakam bekleniyor. Maden ve madencilik alt kollarındaki en önemli beklentilerden biri de Maden Bankası’nın kurulması.

“İhracatta azalma yavaşlar mı diye bekleyeceğiz’’

Maden sektörü olarak 2024 yılı öngörülerinin çok pozitif olmadığını söyleyen Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Maden Sektör Kurulu Başkanı ve İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Rüstem Çetinkaya, “2023 yılını ihracatta yüzde 10,9’luk azalış ile kapattık. Burada birçok faktör var. Bu faktörler içerisinde hem metal fiyatlarının gerilemiş hem de doğal taş noktasında önemli inşaat pazarı olan Çin ve ABD gibi ülkelerin büyümelerinin yavaşlıyor olması bir anlamda inşaat piyasasındaki daralmalara etki etti.

Bunun 2024’ün ilk yarısında da aynı şekilde süreceğinden neredeyse eminiz. Bütün umutlarımız 2024 yılının ikinci yarısına ilişkin. 2024’ün tamamında bir artış beklemiyoruz. 2024 yılında biz, ‘ihracattaki azalma yavaşlar mı?’ beklentisi içerisinde olacağız” yorumunu yaptı.

“Hem fiyatta hem piyasada artış bekliyoruz”

 Türkiye Krom Üreticileri Derneği (KROMDER) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı  Mustafa Selçuk Çevik, krom madeni özelinde 2023 yılı ihracatta artış yaşandığını ancak beklentilerin altında kaldığını dile getirdi. Çevik, “2024 yılı içerisinde yine fiyatların artacağını, piyasadaki talebin de artışıyla beraber ihracatımızın yükseleceğini düşünüyoruz.

Bunu, bütün maden sektörü için aynı şekilde düşünmek mümkün değil. Çünkü, enerji maliyetlerimiz ve izin süreçlerimizin çok uzun olması nedeniyle ülkemizde bulunan birçok maden çalıştırılamamaktadır. 2024 yılı için genel maden ihracatında bir düşüş olacağını düşünüyoruz. Yine, 2024 yılında İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB), Türkiye Madenciler Derneği ve KROMDER'in gündeminde olan Maden Bankası’nın kurulması sektörümüz için çok önem arz ediyor” diye konuştu.

KİMYA-PLASTİK

Kimya ve plastiğin gündeminde ‘dönüşüm’ var

Gerçekleştirdiği ihracat rakamıyla ülke ekonomisine önemli bir katkı sunan kimya ve plastik sektörünün bu yılki ana gündem maddesi ‘yeşil dönüşüm’ olacak. Özellikle kimya sektörü 2030 vizyonu çerçevesinde yeni bir kimya ekosistemi kurmayı planlıyor. Kimya sektörünün 2024 ihracat hedefi 35 milyar dolar. İç piyasada verimli bir yıl geçiren plastik sektörünün ihracatı ise 15 milyar dolar.

“Stratejik ürünler desteklenmeli”

İstanbul Kimya ve Kimyevi Ürünler İhracatçı Birliği (İKMİB) Başkanı Adil Pelister, 2023’ün hem küresel hem de Türkiye açısından zor bir yıl olduğunu söyledi. Olumsuz tabloya rağmen Türkiye’nin büyüme performansını sürdürürken, ihracatta ise yılsonu hedefini yakaladıklarını kaydeden Pelister, “İhracata ve ülke ekonomisine en çok katkı sağlayan sektör kimya olarak yılı 31 milyar dolara yakın bir rakamla tamamladık. 2022 yılına göre yaklaşık yüzde 8-9 civarında bir kayıp olabilir.

Ülkeler arasında yaşanan savaşlar veya gerilimler gibi jeopolitik gelişmeler, küresel enflasyon ve yüksek faiz, emtia ve enerji fiyatları talep ve arz dengesini olumsuz etkiliyor. Dünya ekonomisinin bu yıl yüzde 2,5, 2024 yılında ise daha zayıf büyümesi bekleniyor. Bu yıl en önemli gündem maddelerimizden biri yeşil dönüşüm ve sürdürülebilirlik. Bu konuda hazırladığımız ‘Kimya Sektöründe Sürdürülebilirlik Eylem Planı’ raporumuz ile firmalarımıza yol gösteriyoruz. Önümüzde uzun bir yol var ve daha fazla vakit kaybetmeden harekete geçmemiz gerekiyor.

Devletimizin de bu konuda firmalarımızı desteklemesi bu konuda yatırım yapacaklara özel teşvikler sağlanması büyük önem taşıyor” dedi. Döngüsel ekonominin yine sürdürülebilirlik kapsamında ele alınması gerektiğine dikkat çeken Pelister sözlerini şöyle sürdürdü: “2030 vizyonumuz kapsamında, yepyeni bir kimya ekosistemi kurmak için hayata geçirdiğimiz ve Türkiye’de bir ilk olacak Kimya Teknoloji Merkezimizi 2024’ün ilk yarısında faaliyete geçirmek üzere son hazırlıklarımızı tamamlıyoruz.

Merkezimizin faaliyete başlaması ile birlikte cari açığın kapanmasına ciddi bir katkı sağlamayı hedefliyoruz. Kimya sanayiinde katma değeri yüksek, orta ve yüksek teknoloji ile üretilen, stratejik önemi haiz ürünlerin üretimi desteklenmesi gerekiyor. Kimya sanayiinin ihtiyaç duyduğu, ithal bağımlılığının azaltılmasına yönelik kamu yararına büyük ölçekli yatırımların yapılması desteklenmeli.” Pelister, kimya sektörünün 2024 yılı ihracat hedefinin de 35 milyar dolar olduğunu açıkladı.

“Plastikte çift haneli büyüme hedefliyoruz”

 Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Başkanı Yavuz Eroğlu, 2024 yılında iç piyasada diğer sektörlere göre daha şanslı olduklarını söyledi. Eroğlu, “Çünkü yüksek enflasyon ve durgunluk gibi nedenlerle cam, metal ve ahşap gibi alternatif ürünlerden daha ucuz bir ürün olduğu için plastiğe talep de artıyor.

Türk plastik endüstrisi yıllık olarak orijinal polimerlerden 11 milyon ton plastik mamul üretimi gerçekleştiriyor. Bu üretim ciro olarak baktığımızda, yıllık 45 milyar doları aşıyor. 1,5 milyon ton geri dönüşüm hammaddelerden üretilen plastik mamulleri de hesaba kattığımızda, toplamda 50 milyar dolarlık bir ciroyu yakalıyoruz. Sektörümüz, doğrudan ve dolaylı 15 milyar dolarlık ihracatla Türkiye’nin en fazla ihracat yapan sanayi kollarından biri konumunda. Bu bağlamda, 2024 yılında ihracatımızın artacağını öngörüyoruz ve çift haneli büyüme hedefliyoruz” dedi.

“Katma değer için üretim modeli değişmeli”

Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Başkanı Ömer Karadeniz, plastik sektörünün 2023 yılını hem ihracatta, hem üretimde artışla kapattığını belirterek, “2023 yılında, ülkemizi yasa boğan depremler, ihracat pazarlarındaki talep daralması, seçim süreci, bölgesel çatışmalar ve finansmana erişimdeki zorlukların etkisiyle plastik sektörünün performansı yavaşladı.

İlk üç çeyrekte yalnızca yüzde 2,5 büyüyen sektör, son çeyrekte yılı yüzde 5 civarında bir büyümeyle tamamladı” dedi. Türkiye'nin dış ilişkilerde doğru konumlanması sayesinde, yakın coğrafyada yaşanan bölgesel çatışmaların, ticareti olumsuz etkilemediğini gözlemlediklerine işaret eden Karadeniz, bu sayede ihracattaki kayıpların telafi edildiğinin altını çizdi.

Karadeniz, “Bu gelişmelerle, plastik ihracatımız, yılsonunda yaklaşık yüzde 2’lik artışla 4,6 milyon tona yükseldi. Ancak, küresel piyasalarda plastik hammadde fiyatlarında yaşanan düşüşle, ihracatımız değer bazında yılı yüzde 7 kayıpla tamamladı. Plastik sektörü, otomotiv başta olmak üzere 30’dan fazla sektöre ara girdi sağlıyor. Dolaylı ihracatı da dikkate alındığında plastik sektörünün 2023 yılı ihracatının yaklaşık 16 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiğini söyleyebiliriz” diye konuştu.

Yüksek katma değerli üretim için sektörün üretim kompozisyonunda değişikliğe gidilmesi gerektiğini ifade eden Karadeniz, “Yüksek katma değerli üretime geçmek ve üretim kompozisyonunu değiştirmek için nitelikli insan kaynağına erişim çok kısıtlı. Eğer ülke olarak verimliliği artıracaksak, kaynaklarımızı mutlaka eğitime aktarmamız gerekiyor. Ayrıca içinden geçtiğimiz dönemde finans kuruluşlarının vadeleri kıstığını ve finansmana erişimin giderek zorlaştığını görmekteyiz. İmalat sanayimizin büyüme potansiyelini gerçekleştirebilmesi adına finansmana erişim imkanlarının geliştirilmesi gerekiyor” dedi.

ENERJİ

Enerjide dönüşüm için destek çağrısı

Yeni yüzyılın en önemli sektörlerinin başında gelen enerji sektörü, özellikle yenilenebilir odaklı büyümeye devam ediyor. Ancak burada da kapasite ve depolama ile ilgili sıkıntılar sürerken, yatırımların önünü açmak için mevzuatın bir an önce tamamlanması gerekiyor. Sanayicinin yenilenebilir enerji yatırımı için kapasiteye ihtiyacı olduğuna dikkat çeken sektör temsilcileri, kentsel dönüşüme sağlanan ayrıcalıkların, enerji dönüşümüne de sağlanmasını talep ediyor.

“Güneş enerjisinde 2024 hedefini kaçırmamalıyız”

Enerji Bakanlığı’nın 2035 hedeflerine göre 2023 yılı dahil bundan sonraki her yıl 3 bin 500 megavat güneş enerjisi üretilmesi gerektiğini söyleyen Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) Başkanı Tolga Murat Özdemir, “Biz ise bu yıl toplamda 2 bin megavatlık bir üretim gerçekleştirdik, yani yıllık hedefin 1.500 altında kaldık. Bundan sonraki yıl hedeflere ulaşmada 4 bin megavat yapabilsek de yetmeyecek.

Güneş enerjisinde yıllık hedefi tutturamamak, bizi ülke olarak uzun vadeli hedeflerde de imkansıza sürüklüyor. Potansiyelimiz son derece büyükken koşmamızı, yol almamızı zorlaştırıyor. 2024 yılında ise 4 bin megavatlık güneş enerjisini muhakkak yapmamız gerekiyor fakat gelecek yıl 2 bin 500 yapabilirsek bile iyi. Bu ay içinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan yeni kapasiteye ilişkin açıklama bekliyoruz. Sanayicinin yenilenebilir enerji yatırımı için kapasiteye ihtiyacı var. Kentsel dönüşüme sağlanan ayrıcalıkların, enerji dönüşümüne de sağlanması lazım. Hedeflere ulaşmak adına 2024 fırsatını kaçırmamamız lazım” çağrısını yaptı.