"Prim üretimi 31 milyar liraya ulaştı"
2016 yılının ilk 3 aylık sonuçlarıyla bir önceki yılın aynı dönemi kıyaslandığında prim üretimi 2016'da yüzde 36 artış gösterdi.
Türkiye Sigorta Birliği Başkanı (TSB) Ramazan Ülger, "Sektörümüzdeki prim üretimi, 2015 sonu itibarıyla toplamda 31 milyar liraya ulaştı. Hayat dışında 27 milyar lira olan prim üretimi hayat branşında 3,7 milyar lira oldu." dedi.
Ülger, TSB'nin 2015 yılı resmi sonuçlarının değerlendirildiği basın toplantısında sektörle ilgili bilgiler verdi.
2016 yılının ilk 3 aylık sonuçlarıyla bir önceki yılın aynı dönemi kıyaslandığında prim üretiminin 2016'da yüzde 36 artış gösterdiğini, Bireysel Emeklilik Sistemini (BES) değerlendirdiğinde ise Nisan 2016 sonu itibarıyla katılımcı sayısının 6,2 milyonu aştığını belirten Ülger, toplam fon tutarının 53,3 milyar liraya yükseldiğini ve bu tutarın 5,9 milyar lirasının 'Devlet Katkısı' fonlarından oluştuğunu söyledi.
Türkiye'nin büyümesiyle sigorta sektörünün de büyüdüğünü belirten Ülger, "Sektörün aktif büyüklüğü 2015 sonunda 96 milyar lira , öz sermayesi 12,4 milyar lira , dönem sonu teknik karı 151 milyon lira , bilanço karı 250 milyon lira. Hayat dışı branşlarda 418 milyon lira zarar edilmiş, hayat ve emeklilik branşında 569 milyon lira karlılık sağlanmıştır. Hayat dışı sigorta şirketlerinin öz kaynak karlılığı da yüzde eksi 7 olurken hayat ve emeklilik şirketlerininki yüzde 20'ye ulaşmıştır." ifadelerini kullandı.
Sektörün kişi başına 133 dolar prim üretimi ve yüzde 1,6 penetrasyon oranı ile dünya ortalamalarının oldukça gerisinde kaldığını hatırlatan Ülger, prim üretimi dağılımında oto sigortalarının hakimiyetini koruduğunu, yüzde 22,1'lik paya sahip trafiği, yüzde 18 ile kaskonun takip ettiğini ve dağıtım kanalı bazında prim üretimine bakıldığında hayat dışında yüzde 65 ile acente kanalının, hayatta ise yüzde 79,9 ile banka kanalının hakimiyetini sürdürdüğünü vurguladı.
Toplam fon tutarı 85 milyar liraya ulaştı
Sektörün verdiği teminat ve üstlendiği tazminatlar hakkında konuşan Ülger, "2014 sonu itibarıyla sigortalılara verilen teminatlar 77 trilyon liradır. Hayat dışı sigortalarda üstlenilen tazminat 2015 sonu itibarıyla 17,4 milyar lira, hayat sigortalarında 2,1 milyar liradır. Oto sigortalarında üstlenilen tazminat ve hasar 10,2 milyar lira, oto dışı branşlarda ise 7,2 milyar lira. Kredi ile bağlantılı hayat sigortası poliçelerinde üstlenilen tazminat 800 milyon lira. Vefat eden 71 bin kişinin varisleri ödeme alarak kredi borcu ödememiştir." yorumunu yaptı.
Sigorta ve emeklilik sektörünün toplam fon tutarının 85 milyar liraya ulaştığına dikkati çeken Ülger, bunun 36,9 milyar lirasının kamu borçlanma araçlarında, 13 milyar lirasının sermaye piyasası araçlarında, 5,2 milyar lirasının da özel sektör borçlanma araçlarında değerlendirildiğini söyledi.
2015 yılında sektörün en önemli konularının trafik sigortasıyla ilgili mevzuat düzenlemeleri ve BES Otomatik Katılım olduğunu hatırlatan Ülger, trafik sigortasıyla ilgili çalışmaları şöyle sıraladı:
"Ödediğimiz tazminatın gerçek hak sahiplerine eksiksiz ulaşması, özellikle vefat dosyalarının ticari bir meta halinden kurtulması, trafik poliçe sahiplerinin prim yükünü artırmamak, mağdurlara daha hızlı ve etkin tazminat ödenmesi ve daha öngörülebilir bir maliyet yapısı ve daha stabil bir fiyatlama için 1985 yılından beri yürürlükte olan ve sigortacılıkla ilgili maddelerinin büyük çoğunluğunun bu tarihten beri değişmediği kanun için değişiklik talep ettik."
"Trafik sigortası son 10 yılda yaklaşık 7 milyar zarar etti"
Ülger, "Trafik sigortası hiç bir zaman kar etmedi. Hep zarar eden bir branştı. Son 10 yılda yaklaşık 7 milyar zarar etti. Ama hep yönetilebilir bir zarar vardı. Toplam bilançoda yüzde 20,30 gibi bir zarar çıkıyordu. Diğer branşlardan trafik sigortası finanse ediliyordu. Sorumluluk sigortaların kaderidir. Bu yönetilebilir bir zararı kapsar ama 2012 ve 2015 yılında elde edilen zararlar o kadar büyüdü ki artık yönetilemez oldu." diye konuştu.
Bu durumun şirketlerin sermayesini yok ettiğini söyleyen Ülger, "Zararın temeli yasal düzenleme maddelerinde sorunların poliçelere yansıması ve şirketlerin hasar ve tazminat olarak bunu ödemesinden kaynaklanan zararlar. Bu da doğal olarak primlere yansıdı. Şimdi bu bir ekonomik gerçeklik.Hep para vererek ne kadar yaşayabilirsiniz.Bir yerde bunun primini almak zorundasınız." dedi.
Trafik sigortasında "Kartel" iddialarına da değinen Ülger, kartel olduğu zaman şirketlerin para kazanması gerektiğini, kartel olunup nasıl zarar edildiğini anlamadığını söyledi.
Ülger, "Kartel olduğunuz zaman kar etmeniz lazım. Tüm sistem aleyhinize ama kartelsiniz, dolayısıyla bu ekonomik gerçekliğe uymuyor." şeklinde konuştu.
"Otomatik Katılım ile emeklilik gelirini desteklemek bir gereklilik"
Ülger, Türkiye'nin emeklilik gelirinin yeterliliği açısından 50 ülke arasında 42'inci sırada olduğunu belirtti.
Ülger, "Toplumumuz gittikçe yaşlanıyor, ortalama yaşam süresi uzuyor. Diğer yandan bu nedenle sosyal güvenlik sistemleri tehdit altında. Bugün iş hayatına başlayanlar gelecekte daha düşük emeklilik geliri elde edebilir. Otomatik Katılım ile emeklilik gelirini desteklemek bir gerekliliktir." dedi.
'Otomatik Katılım'ın, gönüllülük esasını gözeterek, tasarruf etme konusunda sorumluluğu çalışanlara bıraktığını söyleyen Ülger," Başarıya ulaşması ve tasarruf seviyesini artırması için modelin doğru kurgulanması büyük önem taşımaktadır. Otomatik Katılım, uygulandığı ülkelerde tasarruf oranını artırıcı etki yaratmıştır." ifadelerini kullandı.
Sektördeki gelişmelere ve etkilerine de değinen Ülger, getirilen yasal düzenlemelerle sigortalılar nezdinde şeffaflığın artırıldığını ve sektörün beklediği yasal düzenlemeler (Karayolları Trafik Kanunu, vergi mevzuatı) gerçekleştirildiğini ve Tamamlayıcı Sağlık Sigortası ile sağlık sigortalarının daha kapsayıcı olduğunu belirtti.