Sektör geleceğe umutla bakıyor

Türkiye, sigorta sektöründe doymuş bir pazar olan Avrupa'ya göre potansiyelinin çok gerisinde kalmış gibi görünse de önemli fırsatlar barındırıyor. Dünyada en çok yatırım çeken ülkeler arasındaki Türk sigorta sektörüne ilginin sürmesi bekleniyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

YAKUP SAYAR / UĞUR YILMAZ / JÜLİDE Y. GÜRDAMAR

Kişi başına düşen gelirin dünya ortalamasının üstünde olduğu ülkemizde, kişi başı sigorta harcaması ise dünya ortalamasının dörtte biri, Avrupa ortalamasının ise on birde biri seviyesinde. İşte bu durumu değiştirmek ve kamuoyunda farkındalık yaratmak amacıyla her yıl mayıs ayının son haftası “Sigortacılık Haftası” olarak kutlanıyor. Söz konusu haftada birçok etkinlik düzenlenerek sigortanın güvenli yaşamın vazgeçilmezi olduğuna dikkat çekilmeye çalışılıyor. 

Sektörün bugün geldiği noktaya kısaca bakmamız gerekirse, sigorta penetrasyonu henüz yüzde 1,5 oranında olsa da, Türkiye 2014 yılındaki 26 milyar TL prim üretimiyle, Avrupa’nın büyümekte olan önemli pazarlarından biri durumunda. 2014 yılında prim üretimini yüzde 7.3 artıran sektör milli gelirin 40 katı (32 trilyon TL) kadar teminat sağlayarak, ekonomik büyümenin vazgeçilmez bileşenlerinden biri haline geldi. 80 binden fazla kişiye istihdam yaratan sigorta sektörü, ülkenin tasarruf açığının kapatılmasına, risk, güvenlik ve kalite kültürünün gelişmesine de önemli katkılar sağlıyor. 

Son 10 yılda yabancı yatırımcıların gelmesiyle hızla değişim yaşayan ve bugün yüzde 75’i yabancı sermayeli olan sektörün geleceğe yönelik beklentileri ise olumlu. 78 milyon nüfusa sahip olan Türkiye’de nüfusun çoğunluğu 29 yaşını aşmamış bireylerden oluşuyor. Bu tablo birçok yabancı sigorta devini Türkiye’ye getirirken, bireysel emeklilik ve hayat sigortası yatırımda en çok ilgi gören alanların başında geliyor. Son yıllarda sigorta bilincinin gelişmesine yönelik atılan adımlarla birlikte genel sigortacılık ürünlerine de olan ilgilinin arttığına şahit olsak da, tabiki nüfusa ve GSMH’ye oranla sektörün daha gidecek çok yolunun olduğu da önemli bir gerçek. 

Büyümeye devam 

Kronik bir problem haline gelen kârlılık eksikliğine rağmen, Türk sigorta sektörü büyümesine devam ediyor. Aktif pazarlardaki fiyatlama problemlerinin çözülmesi, fiyatların normale dönmesi ve yapısal problemlerin ortadan kaldırılmasıyla sektördeki kârlılığın normal seviyeye ulaşması bekleniyor. Bu nedenle, Türk sigorta sektörün potansiyeline ulaşması için şirketlere büyük rol düşüyor. Genel incelemelerin ışığında sektörün gelişmesinin, devlet ve sigorta şirketlerine bağlı olduğu öne sürülebilir. Olumlu gelişmeler sağlamak için, sigorta şirketleri çalışma stratejilerini değiştirirken, devletin de insanların farkındalığını artırmak, pazar ihtiyaçlarını karşılamak ve yeni satış kanalları bulmak için kanunlarla destek olması gerekli görülebilir. 

Zorunlu sigorta sayısı artmalı 

Türkiye’de sigortalanmaya devlet yardımı artışta. Bu bağlamda, devletin odaklandığı üç anahtar nokta var: Zorunlu trafik sigortası, BES ve DASK. Ayrıca deprem bölgesi olarak Türkiye’deki tüm işyerleri ve yerleşim merkezleri sigortalanmak zorunda. Tehlikeli maddelerle çalışan meslek kollarında da işverenler çalışanını sigortalamak zorunda. Aynı zorunluluk doktorluk, avukatlık gibi belirli meslek gruplarında da karşımıza çıkıyor. Ama Avrupa’yla oranla yeterince gelişmiş değiliz. Bu nedenle devlet desteğinin önümüzdeki yıllarda zorunlu sigortaların sayısını artırmak için gerekliliği ortaya çıkıyor.

Üretimde sorunsuz teknik kârlılıkta sorunlu

Bu yılın ilk çeyrek rakamlarına göre sektörün üretim konusunda sıkıntısı olmadığı fakat teknik kârlılık konusundaki rahatsızlığının sürdüğü gözleniyor. TSB verilerine göre, sigorta sektörünün 2015 yılı ilk çeyrek prim üretimi, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 12.85 oranında artarak 7 milyar 897 milyon lira oldu. İlk çeyrekte elementer branşlar yüzde 12.18, hayat sigortaları da yüzde 18.06 büyüdü. 2015 yılının ilk çeyreğine ait teknik sonuçlara göre ise hayat dışında 205 milyon lira teknik zarar kaydedildi. Geçen yılın aynı döneminde hayat dışında elde edilen 341 milyon liralık teknik kâr göz önüne alındığında teknik sonuçlarda yüzde 160.1 oranında bir düşüş yaşanmış oldu.

Bu konularda ilginizi çekebilir