Şeker Kurumu'nun kapatılmasına ihracatçılardan destek

Şeker Kurumu’nun kapatılması kararına İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği'nden destek geldi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Zekeriya Mete, "Sayın Başbakanımızın Şeker Kurumunu kapatacağını açıklaması bizleri çok mutlu etti. Geçtiğimiz dönemde üretim kapasitesini artırmak isteyen ihracatçılara Şeker Kurumu engel oluyordu. Yeni kurulacak komitede bir ihracatçının bulunması sektörün daha güçlü bir şekilde ilerlemesini sağlayacaktır" dedi.

Tarım Bakanlığı bünyesinde kurulacak şeker komitesinde ihracatçılara da yer verilmesi gerektiğine vurgu yapan Mete, "Türkiye'nin 2,5 milyon ton şeker üretiminin olduğu yerde bunun yaklaşık yüzde 15'ini kullanan sektörün temsilcilerinin orada olmaması söz konusu olmamalı. Hakkımızda kararlar alınırken bizim orada olmamamız uygun değil. Asıl sorunu üretim yapan sanayici yaşıyor. Özel bir kurum oluşturulduğunda, yapı düzgün olmayınca tek yönlü bir kurum haline gelir. Şeker Kurumu'nda da sorun buydu" dedi.

Geçtiğimiz dönemde üretim kapasitesini artırmak isteyen ihracatçılara Şeker Kurumu’nun engel olduğunu söyleyen Mete, "Sanıyorum bundan sonra böyle sıkıntılar yaşamayacağız. Şeker Kurumu'nun kapatılması ile rekabet ortamı da geliştirilecek. Kotalar eşit şekilde dağıtılırsa veya kotalar tamamen kaldırılırsa rekabet ortamı artacaktır. Glikoz kullanan sanayici arkadaşlarımızın hepsinin maliyeti bir nebze olsun aşağı düşecektir. Bunun da üretime, ihracata katkısı olacaktır"şeklinde konuştu.

"Devleti zarara uğrattı"

Türkiye’ye C şekerinin ithalatının açık olmayışının devleti 2,5 milyar dolar zarara soktuğu ifade eden Mete, "Şu anda içeride C şekeri 600 küsur dolar, biz 450 dolara satıyoruz, arada 150 dolar fark var. İsteyen ithalat yapabilir, isteyen içerden alabilir. Yıllarca Şeker Kurumu'nun kararıyla iç piyasa ile dış piyasa fiyatı arasındaki farkı devlet görev zararı olarak ödüyordu. Yani her yıl 150 milyon dolar devletin sırtında yük vardı. 15 yıla vurduğumuzda Şeker Kurumu'nun devleti 2,5 milyar dolar zarara uğrattığını görüyoruz. Şeker Kurumu'nun yapısı ve C şekerinin ithalatta açık olmayışı bu zarara yol açtı"açıklamasında bulundu.

"Sanayiciyi 6 ay şekersiz bıraktılar"

Amacının ülkenin sanayicisine, ihracatına hizmet etmek olan Şeker Kurumu’nun, 19 Nisan 2001 tarihinde kamu tüzel kişiliğine haiz olarak kurulduğunu ve sanayicilerin yanında durmadığını ifade eden Mete şöyle konuştu:

"Şeker piyasasını denetleyen kurumun şekerle yapılan üretimlerin üretim sürecinden haberi yok. Laboratuvar sonuçları güvenilir değil. İnsanları töhmet altında bırakıp, depoları basıldı. Şeker bittiğinde şekerin bittiğini bize söylemediler, 6 ay piyasa şekersiz kaldı, şeker fabrikaları ücretleri artırdı, karaborsa oluşturuldu. Tüketiciler grubun içinde değildi, yani kurumun içinde sektörü temsil eden kimse yoktu. Tamamen üreticilerden oluşan, Türkiye'nin yüzde 80-85 üretimini elinde bulunduran Cargill yönetimdeydi. Sektörle ilgili kararları yabancı bir şirketin temsilcisi Türkiye'de alıyor. Bu güvenilmez bir durumdur."