‘Sıfır’ faizde evdeki hesap çarşıya uymadı

Artan hayvan varlığı ile damızlık hayvan fiyatları aşağıya çekildi. Artan süt miktarı nedeniyle süt fiyatları düştü. Şimdi yetiştirici borçların yeniden yapılandırılmasını talep ediyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Arzu ALP / Derya EĞRİCAN GÜLEÇ

İZMİR - Ziraat Bankası’nın ‘sıfır’ faizli hayvancılık kredilerinin faturası ağır oldu. Sıfır faizin cazibesine kapılan sektör dışından pek çok yatırımcının yaptığı yatırımlar hüsrana dönüştü. Doktor, avukat ve hatta tekstilcilerin bu işe sırf ucuz para almak için girdiği sektörde, şimdi sıkıntı hakim. Milyonlarca dolar ödenerek ithal edilen hayvanlar arz-talep dengesini bozdu. Artan hayvan varlığı ile damızlık hayvan fiyatları aşağıya çekildi. Artan süt miktarı nedeniyle süt fiyatları düştü. Sektörde oluşan bu tablo sonucunda çiftlikler satılığa çıktı, üretici aldığı kredi borcunu ödeme derdine düştü.  Özellikle hayvanlarına kaba yem üretecek arazisi olmayıp da tesis kuranlar şu an bunu sürdüremez noktaya geldiler. Şimdi besiciler, sıfır faizli kredinin önemesini yapamadığı için borçlarının yeniden yapılandırılmasını bekliyor. Hayvan yetiştiricilerinden yüzde 50’sinin ödeme sıkıntısı yaşadığı iddia ediliyor.

Mersinli damızlık sığır yetiştiricilerinin geçmiş yıllarda sıfır faizli krediler nedeniyle kontrolsüz hayvan alımı gerçekleştirdiğini ve bugün artık yarıdan fazla yetiştiricinin ödeme güçlüğü çektiğini kaydeden Mersin İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Nuri Demirbaş, sektörün yok olmaması için borçların yeniden yapılandırılması gerektiğini söyledi. Mevcut uygulama ile üreticilerin yaklaşık yarısının yok olmaya mahkûm olduğunu vurgulayan Demirbaş, “Ayrıca sektördeki sıkıntının görülmesi nedeniyle yeni yatırımcının da cesareti kırılıyor” değerlendirmesini yaptı. 

Yeniden yapılandırma için ortak çalışma istedi

Sektörün bu yıl bir toparlanma sürecine girdiğini ifade eden Demirbaş, bu süreçte Tarım Bakanlığı ve Ziraat Bankası’nın ortak yürüteceği bir çalışma ile sağlanacak erteleme ve yeniden yapılanma ile borçların daha rahat ödenebileceğine dikkat çekti.

Geçen yıl kilosu 80 kuruşa kadar çıkan kaba yem maliyetlerinin bu yıl 25-30 kuruşa gerilediğini anlatan Demirbaş, bu nedenle üreticilerin hayvan besleme maliyetlerinin makul seviyelere gerilediğini anlattı. Bu durumun üreticinin biraz olsun toparlanma sürecine girmesini sağladığını belirten Demirbaş, “Bu yıl kuraklık olmayınca saman verimi arttı. Üretici kar etmese de geçen yılki zararını karşılayacaktır ve borçlarını ödeneme noktasında rahatlayacaktır” değerlendirmesini yaptı.

Geçen yıl gerek hastalıklar gerekse borçlar nedeniyle sektörde önemli ölçüde çekilme yaşandığını anlatan Demirbaş, şunları söyledi:  “Şu anda Mersin sınırları içinde,1470 üyemiz, 15 bin 700’ü anaç hayvan olmak üzere toplam 30 bin civarında birliğimize kayıtlı hayvanımız bulunmakta. Ancak işletme sayımız da hayvan sayımızda gün geçtikçe azalıyor. Bu yıl da Ekim ayına kadar çekilmelerin devam etmesini bekliyoruz. En az yüzde 20’ye yakın kayıp vereceğimizi tahmin ediyorum. Ancak sonrasında geride kalan firmaların hepsi büyüme eğilimindeki sağlam firmalar olacaktır.”

Eskiyörük: Lokantadan yemek ısrmalamak gibi

Türkiye’nin en büyük hayvancılık kooperatiflerinden Tire Süt Kooperatifi’nin Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Eskiyörük, zamanında bu uygulamaya tepki gösterdiklerini hatırlatarak, “O zamanlar tarımla ilgili olmayan, kaba yem üretecek arazisi bulunmayan kişilere bunun verilmesinin yanlış olduğunu, bu kaynağın mevcut işletmeleri iyileştirmek, geliştirmek, modernize etmek ve büyütmek için kullanılması gerektiğini söylemiştim. Gelinen noktada bunların hepsi pişman. Özellikle hayvanlarına kaba yem üretecek arazisi olmayıp da tesis kuranlar şu an bunu sürdüremez noktaya geldiler. Borçlarını ödeyebilmeleri mümkün değil. Hepsi çiftliklerini satışa çıkardılar. Çünkü hayvancılığın en büyük gideri kaba yem. Bunları hazır almak, hayvanları lokantadan beslemekle eşdeğer. Nasıl bir çalışan sabah-öğle-akşam yemeklerini lokantada yerse maaşını yetiremezse, dışarıdan alınan kaba yemle hayvancılık da sürdürülebilir olmaz. Bu yanlıştı, sonuçta bu yatırımcılar kaybetti. Hayvanlar yurtdışından getirildiği için ülke ekonomisi zarara uğradı. Türkiye’nin büyük bir kaynağı yurtdışına gitti. Mevcut üreticiler de bu durumdan zarar görenler arasında. Piyasada arz fazlası üretimden dolayı süt fiyatları maliyetleri karşılayamayacak oranda düştü. Yani sonuç alınamadı” diye konuştu.

Daha önce Ziraat Bankası’nın krediyi şartlı olarak verdiğini belirten Eskiyörük, “Banka kredi için hayvan başına 3 dekar şartı koyuyordu. Bu işin bir hobi olmadığı, evde akvaryumda balık beslemeye benzemediği hesaplanmalıydı. Anlatmaya çalıştık ama o gün sıfır faiz birçok kişiye çok cazip geldi. Şu an onlar yüzde 100 faizle kredi kullanmış gibi oldular. Çünkü aldıkları hayvanların fiyatı yarıya düştü. 7 bin TL’ye aldıkları hayvanın fiyatı şimdi 3 bin 500 TL. O günkü fiyat da gerçekçi değildi. 4-5 bin TL olması gereken fiyat talep artışıyla 7 bin TL’ye çıkmıştı. Şu an bu hayvanları besleyemez durumdalar. İşletmenin gelirleriyle borçlarını ödemeleri de çok zor. Zaten onlar para kazansalar benim mevcut çiftçim ihya olmuş olurdu” dedi.

Gülkaynak: Hayvanlar kesime gidiyor

İzmir Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Gülkaynak, Ziraat Bankası’nın iki yıl önce sıfır faizli hayvancılık desteklerinde yaptığı değişikliklerin üreticiyi olumsuz yönde etkilediğine dikkat çekti. 2 yıl önce Ziraat Bankası’nın gebe düve alımlarıyla ilgili sıfır faizli düve başına 6 bin-6 bin 500 TL kredi ödemesi yaptığını hatırlatan Gülkaynak, şimdi ise gebe düve alımı için Ziraat Bankası’nın verdiği desteği 4 bin-4 bin 500 TL’ye çektiğini belirterek, “2 yıl önceki sıfır faizli kredilerin yoğun olduğu dönemde alımlar hızlandı.  Ama aradan belli bir süre geçtikten sonra gebe düve ve inek fiyatlarında düşmeler başladı. Yani o günlerde 6 bin, 7 bin TL’ye almış olduğumuz gebe düvelerin alım satım fiyatı 4 bin-4 bin 500 TL’ye geriledi. Hayvanların değeri yarı yarıya düştü.  O gün bankadan kredi kullanan üreticimiz 6 bin-6 bin 500 TL üzerinden borçlandı.  O kredilerin ödeme dönemleri geldi. Bazı üreticilerimiz ödemeyle ilgili büyük sıkıntı içerisinde.  Ödemesi gelip ödeme zorluğu içinde olan üreticilerimizden bazıları hayvanını kesime götürmek zorunda kalıyor. Kimisi tarlasını satıyor. Kimisi de alternatif bankalardan kredi kullanarak borcunu ödemeye çalışıyor” diye konuştu.

İzmir Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği ve üyeleri ile Ziraat Bankası arasında yapılan çalışmalarda yaşanan aksaklıkları ve önerileri Merkez Birliği’ne ilettiklerini hatırlatan Gülkaynak, yaşanan aksaklıklar hakkında şu bilgileri verdi: “Tarımsal kredi yapılandırmalarında uygulanan faiz oranları özel bankalardan daha yüksek. Üreticilerimizin kullandığı tarımsal kredilerin risk değerlendirmeleri havuz sistemi içerisinde yapılıyor, ancak burada tarımsal krediler ile ticari kredi, bireysel kredi ve işletme kredisi gibi kredilerin aynı değerlendirme kriterlerine tabi tutulması tarımsal kredi kullanacak üreticilerimizin aleyhine bir durum oluşturuyor” dedi.

Tarımsal kredi kullanımı ve yapılandırılmasında şube yetkilerinin ve limitlerinin artırılması gerektiğine dikkat çeken Gülkaynak, “Tarımsal kredi kullandırımı ve yapılandırılmasında alınan komisyon ve masraflar özel bankalara göre yüksek. Başvurularda gerekli bilgilerin banka genel merkezine gönderilerek sorgulama yapılması, talep edilen kredinin kullanılıp kullanılmayacağının, kullanılabilecek olsa da ne miktarda kullanılabileceğinin belirsizliği zaman kaybına neden oluyor, başvurulan kredi için ödeme yapıldıktan sonra kullandırım ve geri ödemelerin gecikmesi üreticiyi özel bankalara yönlendiriyor. Kredi başvurusunda birinci derece ipotek alınmasına rağmen ayrıca iki kefil istenmesi üreticiyi zor durumda bırakıyor. Uygulanmakta olan 1 yıllık vadenin 2 yıla çıkarılması ve banka personellerinin üreticilere karşı daha anlayışlı ve saygılı davranması sağlanmalı” diye konuştu.

Tekstilci, avukat doktor sektöre girdi

Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Cemalettin Özden,  Ziraat Bankası’nın verdiği kredinin ödeme zamanının geldiğini, bunda bankanın bir suçu günahı olmadığını belirterek, “Güzel bir atasözümüz var: ayağını yorganına göre uzatacaksın. Bilmiyorsan o işe girmeyeceksin. Tekstilcinin, avukatın, doktorun ne işi vardı hayvancılıkta” dedi.

Sıfır faizli kredi çıkmadan önce hayvanların değerinin 5 bin TL olduğunu hatırlatan Özden, “Ziraat Bankası ‘sıfır faiz veriyorum’ dedi, vatandaş yüzde 50 faizle hayvan aldı. Bu da fiyatları 7 bin – 7 bin 500 TL’ye çıkardı. Bu arz- talep dengesinden kaynaklandı. Ziraat Bankası bilerek hayvan fiyatlarını yükseltmedi. 7 bin TL’ye hayvanını aldı, şimdi değerleri düştü. Hayvanın değeri düşebilir. Ben iki sene önce araba da aldım, şimdi onun da değeri düştü ama beni götürüyor. Hayvanı sağıyorsan, bakıyorsan o krediyi ödeyeceksin. Krediyi ahırda duran hayvan ödemiyor ki. 4 bin TL’lik hayvan da o sütü verecek, 7 bin TL’lik hayvan da” diye konuştu.

Geçtiğimiz günlerde Ankara’da bazı daire başkanları ile görüştüklerini belirten Özden, bazı konuları ilettiklerini, onların da bir üst makamlarıyla görüşüp bayramdan sonra tekrar görüşeceklerini bildirdi. Özden, hayvancılık kredilerini biraz rahatlattıklarını, serbest duruma getirdiklerini söyledi.

Kredi borcunu ödeyemediği için hayvanını kesime gönderen üreticiler anlamında kendilerine intikal eden bir rakam olmadığını anlatan Özden, “ Bunlar söyleniyor ama icra takibine düşmüş, bu sebeple kapanan bir işletme yok. Tunceli’de kapanan var. O tarafta süt sanayi de yok. Arazisi olmayan, kaba yem ekimini yapamayan tabii ki zorlanacak bu sektörde. Sıfır faizli kredilerin cazibesine kapıldılar” dedi.