Zeytinyağcı karasu sorununa Ankara'da çözüm arayacak
Karasu nedeniyle çok sayıda zeytinyağı firması kapatma ve para cezasıyla karşı karşıya kalırken, sektör bu soruna artık kalıcı çözüm bulmak istiyor.
Arzu ALP
İZMİR - Zeytinyağı üretimi sonucunda meydana gelen karasuyun ve prinanın bertarafı ile ilgili çözüm önerileri bu gün Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nda masaya yatırılacak. Çevre ve Orman Bakanlığı zamanında zeytin karasuyunun bertarafı konusunda çıkarılan 2010 genelgenin ve yapılan çalışmaların devamının getirilmesi ve konuyla ilgili koordinasyonun sağlanarak 3 fazlı sistemlerden 2 fazlı sürekli sistemlere geçişin desteklenmesi için ilgili kurum ve kuruluşların bir araya gelerek durum değerlendirmesi yapılacak ve buna göre eylem planı belirlenecek.
Toplantıya Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü, ÇED İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü, Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğü, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü-Zeytincilik Araştırma İstasyonu Müdürlüğü, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi, Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu, Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği, Marmarabirlik, Zeytindostu Derneği, Ege Bölgesi Sanayi Odası kurumları davet edildi. Toplantıya davet edilen Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Tan, tüm sektörün mutabık kaldığı zeytin karasu sorunu çözüm raporunu toplantıda tekrar gündeme getireceklerini söyledi.
Sektöre 5 yıl geçiş süresi verilmeli
Hazırladıkları bu raporu 2010 yılında Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Teşkilatlanma ve Destekleme Genel Müdürlüğü, Çevre ve Orman Bakanlığı Çevre Yönetim Genel Müdürlüğü'ne sunduklarını ancak bugüne kadar uygulamaya dönük adımlar atılmadığını anlatan Tan, "Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından zeytin karasuyunun bertarafı konusunda genelge yayınlandı, ancak uygulama konusunda bir gelişme olmadı. Sektörün 3 fazlı sistemden 2 fazlı sisteme geçiş için sektöre 5 yıl süre verilmesi, yapılacak yatırımlara devlet desteği verilmesini talep ediyoruz. Konsey olarak tepeden inme cezalara karşıyız. Bunlar bir günde kurulmadı ki bir günde kapatılsın. Bugün birçok zeytinyağı işletmesi kapatma ve para cezalarıyla karşı karşıya. Oysa sektöre bir geçiş süreci tanınmalı" dedi.
Bio enerji ve gübre olabilir
Zeytinyağı üretiminde ortaya çıkan karasuyun sanıldığı gibi zararlı olmadığını savunan Tan, içerisinde bulunan antioksidan madde nedeniyle bio enerji olarak kullanılabileceğini, ilaç sektöründe değerlendirilebileceğini, hatta bir Avrupa ülkesi olan İtalya'da olduğu gibi tarımsal üretimde gübre olarak kullanılabileceğine dikkat çekti. Tan, bugün çevre kirlettiği için karasuyu cezalandıranların ekonomiye kazandırıldığında pişmanlık duyacağını ifade etti. Karasu probleminin çözümünde alternatif olarak özellikle merkezi arıtma ve buharlaştırma lagünlerinin oluşturulmasında belediyelerin rolünün büyük olacağını anlatan Tan, "Uygun arazi ve altyapı imkanlarına sahip belediyelerin oluşturacağı bu tür sistemler hem belediyeler için bir gelir kaynağı hem de bölgedeki zeytinyağı tesisleri için bir çözüm teşkil edebilecektir. Diğer yandan iki faz tekniğine geçiş sürecinde teknik konularda üniversiteler ile işbirliği gerçekleştirilebilir" dedi.
Makinelerin dönüşüm maliyeti 50-100 bin euro arasında
Ülkemizde faaliyet gösteren yaklaşık 2 bin zeytinyağı tesisinin yüzde 90'ının üç faz üretim tekniğini
kullandığına dikkat çeken Tan, "Son yıllarda Tarım Bakanlığı tarafından sağlanan Kırsal Kalkınma Destekleri kapsamında bu tesislerin bir çoğu teknolojilerini yenilemekle birlikte, makine üreticilerinin bir kısmı 1990 sonrası önemli bir kısmı da 2005 yılından sonraki imalatlarının çoğunluğunda iki faz çalışma için gerekli revizyonla dönüştürmenin yapılabileceği teknolojili makineler kullandı. Ülkemizde iki faz çalışmaya uygun makineleri bulunan zeytinyağı tesisi sayısı tam olarak bilinmemekle beraber uygun olmayan tesislerin dönüşüm maliyetlerinin makine başına yaklaşık 50 -100 bin euro olacağı belirtilmektedir. İşletmelerin yapacakları revizyonlar için tespit edilecek maliyet tutarının yüzde 50'si ilgili bakanlıklarca hibe olarak verilmelidir" dedi.
Tan, iki faz üretim tekniğinde tesislerde ortaya çıkabilecek diğer bir ihtiyacın da prinanın depolanması olduğunu dile getirdi. Bunun için tabanı sızdırmaz havuzlar ya da özel imal edilmiş bunkerler kullanıldığını hatırlatan Tan, kullanım, temizlik ve nakliye kolaylıkları nedeniyle bu iş için bunkerlerin tercih edildiğini kaydetti.