Dijital devrimin ayak sesleri

NASA için ‘Mars Kolonisi’, tekstil kumaşlarından üretilen radyo, pusula ceket, dünyanın ilk görsel data heykeli... Hepsi Türk, hepsi genç... Geleceği inşa edecek dijital devrimin ayak sesleri onlara ait...

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

DİDEM ERYAR ÜNLÜ

Dijital teknoloji; sanat, mimari ve moda ile etkileşim içinde. Zorlu Holding ve Zorlu Performans Sanatları Merkezi ev sahipliğinde gerçekleşen Türkiye’nin en kapsamlı teknoloji sergisi “Digital Revolution” çerçevesinde dijital sanat, dijital teknoloji, deneysel mimari, giyilebilir teknoloji alanında eserler sunan genç isimlerle bir araya geldik. Bu isimleri gelecekte çok daha fazla duyacağımız kesin; çünkü bakın neler yapıyorlar:

NASA için Mars Kolonisi yarattı

NASA’nın düzenlediği ‘Mars Kolonisi’ isimli mimari yarışmada dereceye giren mimar, sanatçı ve araştırmacı Güvenç Özel, sanatı teknolojik inovasyon yapmak için bir platform olarak kullanıyor. Dijital teknolojileri binalara uyarlama konusunda uzman olan Özel, interaktif mimari ve interaktif mekanlar yaratma konusunda yenilikçi bir çok fikre sahip. Özel’in uzun dönemli hedefi, insanların belirli sensorlar aracılığıyla binalarla iletişime geçebileceği, mekânların ihtiyaca göre hareket ettiği bir mimari.

Örgü ile radyo, nakış ile bilgisayar

Mimar, sanatçı, araştırmacı ve eğitmen Ebru Kurbak, örgü, nakış gibi geleneksel tekstil yöntemlerini kullanarak giyilebilir teknolojik sanat eserlerine imza atıyor. Kurbak, şu sıralar “Stitching Worlds” (Dünyalar Örmek) adında bir proje yürütüyor. Projenin hedefi tekstil malzemeleri ve tekstil tekniklerini kullanarak 8 bitlik bilgisayar üretmek. Avusturya Bilim Fonu’ndan kendisinin aldığı fon ile başlattığı uluslararası sanatsal projeyi, Viyana Uygulamalı Sanatlar Üniversitesi’nde ekibiyle birlikte yürütüyor. Kurbak, birkaç yıl önce de “The Knitted Radio” eseri ile örgüyle bir radyo vericisi üretti.

Pusula ceket, yaprak döken elbise

Teknolojiyi modaya ve podyumlara taşıyan, giyilebilir teknoloji tasarımcısı, araştırmacı ve küratör Birce Özkan’ın son projesi elektronik pusula ve üzerine yüklenen uygulama ile kullanıcısını yönlendiren “pusula ceket”. Yaşayan organizmalar gibi çevreyi algılama yeteneğine sahip “yapraklarını döken elbise”, “üzerinde kelebekler uçuşan etek”, “mekana ve harekete göre kendini değiştiren kıyafet” gibi tasarımları hayata geçiren Özkan, Parsons Tasarım Okulu’nda tasarım ve teknoloji yüksek lisans eğitimi alarak sıra dışı bir alanda ilerliyor ve henüz 27 yaşında olmasına rağmen Parsons’ta öğretim üyesi olarak “Interaktif Kıyafetler” ile ilgili dersler veriyor. Dünya genelinde birçok çalışmaya imza atan Özkan geçen yılın eylül ayında, Japonya’da düzenlenen bir yarışmada “En iyi Giyilebilir Teknoloji” ödülünü almış.

Dünyanın ilk görsel data heykeli ona ait

Türkiye’de dijital sanata ilgi duyan birçok insanın yakından tanıdığı Refik Anadol ise,”Microsoft Research” ve “Research at Google” gibi birçok ödüle sahip olan yeni medya sanatçısı ve araştırmacı.

UCLA’nın Tasarım Medya Sanatları bölümünde öğretim görevlisi olan Anadol, eserlerinde, özellikle, seyirci ile ortam arasında ezber bozan ilişkiler kurmak için sanat ve teknolojiyi daha önce hiç görülmemiş biçimlerde kullanarak dijital ve fiziksel dünyaların melez alanlarını inceliyor. Anadol, dünyanın ilk görsel data heykeli olan 15x30 metre büyüklüğündeki Virtual Depictions adlı heykelini ABD’nin San Francisco şehrinde sergiledi.