Dijitalleşme bir teknoloji meselesi değil, insan meselesidir

Dünyanın en başarılı 100 dijital yöneticisinden biri olarak bilinen Bayer Dijital Gelişim Lideri Jessica Federer, şirketlerin dijitalleşme konusuna bir IT meselesi olarak değil bir ‘insan’ meselesi olarak yaklaşmasını söylüyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

HİLAL SARI BAŞARAN

İlaç ve kimya devi Bayer’in Dijital Gelişim Lideri Jessica Federer ile Digital Age Summit sırasında sohbet etme fırsatı bulduk. Dünyanın en başarılı 100 dijital yöneticisi arasında yer alan ve özellikle üst yönetimlerinde erkek egemen bir sektör olan kimya ve ilaçta üst düzey bir koltuğa sahip Jessica Federer, dijitalleşmenin bir teknoloji konusu değil insan konusu olduğunu söyledi. İlaç sektöründe ne gibi değişiklikler yaşandığını aktaran Federer, 100 yıldır süregelen ilaç üretim süreçlerinin değiştiğini, iş modelinin tamamen yeni bir odak noktasına kaydığını aktardı. Verinin ilaç dünyasındaki önemine de değinen Federer, bu sektörde bilginin herkesin eline geçmemesi gereken çok pahalı bir oyuncak olduğunu fakat kamu yararına verilerin sadece birilerinin kasasında da saklı kalmaması gerektiğini söyledi.

- Dijitalleşmenin ilaç ve yaşam bilimleri alanına getirdiği en önemli değişiklikler neler?

Yaşam bilimleri alanında yaşanan en önemli değişiklik müşterilerimizle iletişime geçiş şeklimiz. Aslına bakarsanız geleneksel olarak ilaç sektöründe müşterilerimizle herhangi bir iletişimimiz yoktu! İlaç şirketleri ya eczacılarla, ya hastanelerle ya da doktorlarla iletişim kuruyordu. Ama artık kullanıcılarımız doğrudan bizimle konuşup iletişime geçebiliyor. Ve bu çok büyük bir değişiklik.

100 YILLIK İLAÇ İNOVASYON SÜRECİ DEĞİŞİYOR VE KISALIYOR

Başka köklü bir değişiklik ise iş modeli tamamen değişiyor. Bayer 150 yıldır molekül satabilmek için inovasyon yapıyor. İnsanların, hayvanların ve bitkilerin hücresel süreçlerine müdahele edebilen moleküller bunlar. Bayer bu alanda her zaman başarılı oldu ve bu moleküllerin kreatif olabilmesi için her zaman son teknolojileri kullandı. Bu sayede kanser ilacı yapılabiliyor, mevcut en son teknolojilere sahip olmak zorundasınız. Fakat eskiden yapamadığımız ve artık şimdi yapabildiğimiz çok önemli bir şey var, o da verilerle analiz yapabilmek. Veri sektördeki odak noktasını üründen çıktıya kaydırdı. Artık bir ilacın satış rakamından ziyade ilacın toplam değerine bakabiliyorsunuz çünkü verilerle ilacın etkilerini doğrudan ölçebiliyorsunuz. Bu ilaç sektöründe dijitalleşme sayesinde yaşanan en önemli değişimdir. Bu tarımda da aynı, ilaç sektöründe de. Faal olduğumuz her alanda bu değişimi ciddi bir şekilde yaşıyoruz. Ayrıca 100 yıldır ilaç inovasyon süreci aynıydı; faz 1, faz 2, faz 3 testler, sonuçların analizleri vs. Fakat şimdi eskiden hiç yapılmamış birşey giriyor süreçlere - anlamlandırılabilen verilerle sonuçları çok daha hızlı alabiliyor, farklı popülasyonlarda çok daha verimli bir şekilde ürünü test edebiliyorsunuz. Henüz bu noktaya gelmedik ama çok yakında bir ilacın geliştirilme süreci çok daha kısalaşacak, hastalar ilaca çok daha çabuk ulaşacak.

İŞİNDE TUTKULU İNSANLAR EN YENİLİKÇİ ÇÖZÜMÜ BULACAKTIR

- Başarılı bir şekilde dijitalleşebilmek ve bu trendi kaçırmamak için ne yapmalı?

Ben hep dijitalin bir teknoloji konusu değil insan konusu olduğunu söylerim. Bunu Türkiye’de çok rahat görebiliyorsunuz, Facebook’un en yüksek penetrasyona sahip olduğu ülkelerden biri burası, herkes Facebook’ta. Sosyal olarak hayli bağlantılı ve kolektif bir toplum. Şimdi bunu teknolojide de yaşıyor. Bu yüzden şirketlere tavsiyem dijital dönüşüme bir teknoloji konusu olarak değil, bir insan konusu olarak baksınlar. Şirket personeliniz birlikte nasıl çalışıyor? Birimler arasında nasıl bir süreciniz var? Müşterilerinizle nasıl iletişim kuruyorsunuz? Müşterileriniz sizinle nereden iletişime geçmeye çalışıyor? Ne zaman iletişime geçmeye çalışıyor? Eğer bir şirket dijitalleşme konusunu bu perspektiften alırsa ve bunu bir bilişim teknolojileri (IT) konusu olarak ele almazsa - evet işin içinde IT de var - fakat IT’niz işinizle entegre mi? IT çözümlerini işiniz için anlamlı hale getiriyor musunuz? Doğru amaçlar için kullanıyor musunuz? İşte bu şirketler için zor olan kısmı çünkü geleneksel yönetim anlayışı böyle bakmıyor ve uzun yıllardır işleri farklı bir şekilde yapmaya alışmış olabilirsiniz. Bayer’de biz bunu yapıyoruz. 2008’den bu yana Bayer’deyim ve şunu gördüm. Yaptıkları iş konusunda tutkulu insanlarla çalışırsanız, bu insanlar bir şekilde en yenilikçi çözümleri ve son teknolojiyi işinize entegre etmenin bir yolunu bulacaktır.

İNSANA VE HAYVANA NEYİN İYİ GELDİĞİNİ DAHA İYİ ANLIYORUZ

Veriler sayesinde üretimde girdi ve çıktıları daha iyi analiz edebilmek, süreçlerinizi daha iyi anlamanızı ve müşterilerinize daha yüksek bir değer sağlayabilmenizi mümkün kılıyor. Günün sonunda yapmak istediğimiz şey insanların, hayvanların ve bitkilerin hayatına iyi gelebilecek bir değer yaratmak. Dijitalleşme ise bu amaca giden yolda çok önemli bir cephane. Dijitalleşmenin mümkün kıldığı daha iyi bilgi sayesinde daha iyi öngörücü analizler yapabiliyor, sonuçları çok daha net görebiliyor, insan ve hayvanlara neyin daha iyi geldiğini çok daha net görebiliyor, karar vermenizi kolaylaştıracak çok daha fazla veri elde edebiliyorsunuz.

MACHINE LEARNING VE YAPAY ZEKA VERİYİ ANLAMLI KILACAK

- Bu işin zor tarafı yok mu peki? Dijitalleşme sadece kolaylık ve ilerleme anlamına mı geliyor?

Tabii işin en zor kısmı ise bu kadar verinin arasından işe yarayan verileri ortaya çıkarmak. Bazen samanlıkta iğne aramaya benzeyebilir fakat gittikçe daha iyi veri analizi yapabiliyoruz ve en faydalı verileri çıkartabiliyoruz. Fakat genel olarak dijitalleşmenin beraberinde getirdiği en önemli zorluk, işinize yarayacak veriyi bulup çıkartmak ve analizlerinizde bu doğru verileri kullanmak olacak. Asıl değer veriyi nasıl kullanacağınızdan çıkacak. İlla verinin kendisi değerli olmayabilir. Ama machine learning veya yapay zeka gibi teknolojik gelişmelerle elde edilen sonuçlar asıl anlamlı ve değerli olan.

ÜLKELER VERİ EKOSİSTEMİNİ OTURTMAYA ÇALIŞIYOR

Başka bir zorluk ise ülkeler hala veri ekosistemini oluşturmaya çalışıyor. Kanun tasarıları, politikalar, önlemler, düzenlemeler, daha önümüzde ciddi bir yol var bu konuda. Bence şu aşamada veri çok pahalı bir şekilde alınıyor ve satılıyor. Şu anda veri kadar pahalı birşey yok. Bence başka bir dönüşüm de bu alanda olacak ve verinin demokratikleşmesiyle, şirketler ve hükümetler arasında bu alanda daha fazla işbirliği olacağını göreceğiz. Veriler kamu sağlığını iyileştirmek için kamu yararına kullanılıyor olacak. Çünkü bu veriler sadece bir partnerin ya da bu veriye gücü yeten birkaç araştırmacının ulaşabileceği bir kasada saklanmak için çok değerli. Kamu yararına kullanılabilecek verilerin tekelleşmemesi çok önemli. Bir hasta ve ilaçlara ücret ödeyen birey olarak veri sizin veriniz, fakat bu veri birkaç parti tarafından büyük rakamlara satılıyor, sadece birkaç partner arasında gidip geliyor. Bu veriler Alzheimer gibi hastalıkların tedavisi için kullanılmalı, sadece birkaç kişinin para kazanması için değil.

İLAÇ SEKTÖRÜNDE VERİ ÇOK PAHALI BİR OYUNCAK

İlaç sektöründe verinin paylaşılması şirketlerin karını doğrudan etkileyen birşey. İlaç formülleri bir kamusal veri özgürlüğüne sahip değil. Fakat Bayer olarak kamu yararı için gerekli kişi ve kurumlarla verilerimizi paylaşıyoruz. Sahip olduğumuz veriyle ilgili birçok işbirliği yürütüyoruz. Farklı doktor ve araştırmacılarla, farklı üniversitelerle yürütmekte olduğumuz projeler kapsamında şirket verilerimizi paylaşıyoruz. Çünkü örneğin ilaçları analiz etmek ve ürünlerin diğer nüfuslarda da işe yarayıp yaramadığını görmek zorundalar. Tabii verimize kimlerin erişim sağlayabileceği konusunda hayli seçiciyiz. Çünkü şöyle düşünün, genç ve tecrübesiz bir öğrenci ne yaptığını tam bilmiyorsa ve verilerimiz üzerinden yanlış bir analiz yapıp yayınlarsa, insanların çok iyi bir üründen faydalanma olasılığına ciddi zarar verebilir. Bu yüzden verimize erişim sağlayacak kişiler konusunda hayli hassasız çünkü verinizin kapısını açarak aslında onlara oynamaları için çok pahalı bir oyuncak vermiş oluyorsunuz. Fakat deneyimli ve işini bilen araştırmacılarla birçok işbirliği yapıyoruz.