‘İyi mimari eğitimde başarıyı artırır’

RSG İç Mimarlık’tan R.Semih Güven, öğrenme faaliyetinin ilgi çekici ve keyifli hale getirilmesi için eğitim yapılarında renk, iklimlendirme ve aydınlık gibi unsurlara önem verilmesi gerektiğini belirtti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

KEZBAN KARABOĞA

Türkiye’de eğitimde ‘mimariden’ pek bahsetmiyoruz fakat eğitim yapılarının başarıyı etkilediğini ortaya koyan pek çok araştırma var. Buna göre örneğin bir okul duvarının rengi, okulun iç mekânlarının aydınlık olması, uygun iç iklimlendirmeye, havalandırmaya sahip olması ile öğrencilerin iletişim kurma, merak etme, hayal etme yetenekleri harekete geçiriyor. Böylesine bir ortamda eğitim görmek onları teşvik ediyor. Bakın, RSG İç Mimarlık’tan R.Semih Güven’in bu konuda dikkat çekici bir tespiti var. Diyor ki Güven, “Eğitim mekânlarının doğal ortamla insanların bağ kurmasını sağlayacak şekilde, insan sağlığı ve konforunu üst düzeyde tutarak, o yerin sosyo- ekonomik, kültürel ve politik gerçeklerini gözeterek tasarımlanması eğitim başarısını yükseltecek ve daha etkin kılacaktır.” Peki, bu tespitten yola çıkarak Türkiye’de okul yatırımları yapılırken mimariye özen gösteriliyor mu? Okul binası, bahçe, sınıflar, pencereler, kütüphaneler… Bunların durumu nasıl?

Bu kez RSG İç Mimarlık’tan Didem Güven’e kulak verelim. Bakın, ilginç anekdotlar paylaşıyor. Diyor ki: “Türkiye’de genel olarak ‘sınıfl ara’ gerekli ilginin verilmiyor. Sınıfl ar, çocuklarımızın meraklarını teşvik eden, öğrenimin heyecan uyandırdığı mekânlara dönüştürülmesi gerekir. Neşeli ve sıcak bir ortam tasarımla, renklerle sağlanabilir. Ayrıca pencere kullanımının, aydınlık ve ferah ortamlar yaratabilmek üzere önemli olduğunu vurgulamak gerekir. Çoğu yapıda bu açıklıklarda asgari boyutta yeterlilik sağlanmış durumda fakat gün ışığından maksimum seviyede yararlanabilmek için yapı açıklıklarının daha elverişli ve yaratıcı planlanması gerekiyor.” Şimdi, eğitim mekânları içerisinde belki en az uğrak yer olan kütüphanelerin durumuna bakalım yani kütüphanelerin durumuna.

Kütüphaneler geliştirilmeye muhtaç

Diyor ki İç Mimar Didem Güven: “Üniversite çatısı altındaki kütüphanelerin tümü halka açık ve çalışmaya uygun alanlar olarak planlanmış. Ancak görsel ve işlevsel tasarım açısından Avrupa’ya kıyasla zayıf kaldıklarını, geliştirilmeye ve yenilenmeye ihtiyaç gösteriyorlar. Bir örnek vermek gerekirse aradığınızı bulmak açısından karmaşık bulunduklarını söylememiz gerek. Buralarda insanların kütüphaneye gidip çalışmalarına teşvik eden sosyal alanlar kurgulanmalı. Öğrenme faaliyetlerinin birçok yaşta insan için olanaklı, ilgi çekici ve keyifl i hale getirilmesi toplumsal bir ihtiyacımızdır. İnsanların yapı içerisinde uzun vakit geçirmelerini sağlayacak konforlu oturma alanları, grup çalışmasına uygun çalışma alanları düzenlenmeli, sosyal faaliyet ve etkinliklere yer verilmelidir.”

DOĞU VE BATI’DA İKİ AYRI MİMARİ VAR…

Türkiye’de eğitim yapılarına bakıldığında Batı'da yeni, tasarımı üzerine düşünülmüş, spor salonu, laboratuvar, oyun alanı gibi ek derslikleri ve sosyal alanları kurgulanmış yapılar gördüklerini anlatan İç Mimar Didem Güven, “Doğu'ya bakıldığında ise eğitim birimlerinin az sayıda, eski binaları yenileyerek, mevcut alanlara konumlandırılmış olduğunu görüyoruz. Bunlar sayıca yetersiz, tasarıma ihtiyacı olan yapılar. Bahçeler tabii ki Doğu’da daha fazla, yapılar büyük bir alan, bazen bir büyük parsel üzerine kurulu ancak kentleşmenin yoğun olduğu şehirlerde oldukça küçük ve okul nüfusuna göre yetersiz durumda” diyor.

İNSANLARI BİR ARAYA GETİREN SOSYAL MERKEZLERE İHTİYAÇ VAR

Toplumsal farkındalığı yükseltmek, daha bilinçli ve yaşam kalitesi yüksek bireyler yetiştirebilmek için zorunlu eğitim birimlerine ek olarak, şehir planlamasında sosyal merkezler kurmanın gerekli olduğunun altını dizen İç Mimar Didem Güven,"Birçok yaşta insana hitap eden, içinde söyleşi, sunum, konser gibi etkinliklere, sanatsal faaliyetlere yer veren, insanları bir araya getiren merkezlere günümüzde daha fazla ihtiyaç var" şeklinde konuşuyor.