Kimyası, makinesi değişen tekstilde "fason iş yapma" farklılaşıyor
TEMTAŞ yöneticisi Kemal Oğuz'a göre, "Tekstil boyama işi hızla değişecek, kumaş boyamacılığında fason iş yapma çok farklılaşacak. Ekonominin bütün aktörleri, konsolidasyon sürecini en yüksek yararı üretecek yol ve yöntemi keşfederek yönetmeli."
RÜŞTÜ BOZKURT
Tekstilde yardımcı kimyasallarla ilgili eğilimler ilk yazıda paylaşıldı. İkinci yazıda, ağırlıklı olarak tekstil boya makinelerinde ihtisaslaşmış firma yetkilerinin değerlendirmeleri yansıtıldı. Sıra, uygulama aşamasına geldi. TEMTAŞ'ı kurucusu Sadık Oğuz zamanında da ziyaret etmiştim; kendisini sonsuz yolculuğuna gönderdik. Şimdi işin başında oğlu Kemal Oğuz var. Kemal Oğuz doğma büyüme tekstil boyacılığının içinde olan bir iş insanı.Söyleşiye çok genel bir soruyla başlıyoruz: " Tekstil boyacılığı dünyada ve bizde nereye koşuyor?"- diyorum. Gülüyor; gözlerinde "dalga geçme" der gibi bir bakış beliriyor. Böyle bir soruyla sık sık muhatap olmuş ki anında yanıtlıyor: "Tekstilde boyama işi bugünkü gibi kalmayacak. Arkasına ve önüne bazı işlemler eklenecek. Bugünkü yapıda tekstil boyamada fason işi hızla farklılaşacak.Elbetki tümüyle yok olacak anlamında söylemiyorum ama bu işin ülkemizin geleceğindeki yeri farklılaşacak. Bizler ileriye dönük gelişmeleri öngörmeliyiz; bekle- gör anlayışının tuzaklarına düşmeden ilerlemeliyiz."
- Tekstil boyamanın neresindeyiz?
Tekstil boyama işinde 30 yılı aşkın zaman kesitinde nereye geldiğimizi merak ediyorum. Kemal Oğuz'a soruyorum: "Ülke olarak tekstil boyamasının neresindeyiz?"
Oğuz'un yanıtı net: "Standart işlerde dünyanın iyilerinden biriyiz.Diyebilirim ki en iyisiyiz. Bizim alanımızda uzmanlaşma artacaktır. Örneğin Güney Kore' nin polyester alanında uzmanlaşması gibi...Bizler de 'her şey yaparım abi' yaklaşımını geride bırakmak zorundayız.Her alanda olduğu gibi boyama işinde de firma sayısı çok fazla. Bugünün kâr marjları bu kadar çok firmayı taşıyamaz. Piyasanın elemesiyle bir konsolidasyon kaçınılmaz sonuç olacak."
- Sorumu bir adım öteye taşıyorum: "İçinde bulunduğumuz aşamada kumaş boyamayı bir basamak yükselmek için neler yapılmalı?"
Ebedi ve ezeli sorunumuza gönderme yapıyor Kemal Oğuz: " Girişimcilerimiz az olsun benim olsun anlayışını aşmalı. Ortaklıklar, işbirlikleri, paylaşım olmadan ileri gitme şansımız yok. Bu bir kültür sorunu olsa bile gelişmemizi önleyen kültürel değerleri aşmak zorundayız; bizi ileri götürecek yeni değerler ve yeni kaynakların sentezlemesini becerebilmeliyiz."
- Dünya nereye gidiyor?
Türkiye'de tekstil boyama işindeki eğilimimle ilgili bu net anlatımı daha fazla kurcalamanın anlamı yok. Oğuz'a "Dünya nereye gidiyor, nerede duruyor?" sorusunu yöneltiyorum.
Kemal Oguz, "Benim gözlemlerime göre..." diye söze başlıyor. Değerlendirmesini şöyle sürdürüyor: "Başta da söylediğim gibi fason boya işi farklılaşacak. Teknoloji ucuz emek sorununu çözüyor. Daha önce ucuz emek için mekan değiştiren birçok üretim alanı şimdi merkeze dönüyor (Merkeze dönüş eğilimi nedir kutusuna bakınız). Almanya'ya bakalım: Tekstil canlanıyor. Avrupa'nın gelişmiş ülkelerinde farklı yapı ve işlevle tekstil sektörüne dönüş var" diye gözlemlerini paylaşıyor. Oğuz'dan özellikle gelişmiş Avrupa ülkelerinde tekstil ve boyama işinde temel eğilimlerin neler olduğunu anlatmasını istiyorum: "Daha küçük mekanlarda, az yer kaplayan, hız ve esneklikleri artan, daha az enerji kullanan, daha az işçilik gerektiren, daha yoğun otomasyon yatırımlarına dayanan bir yapıya dönüşeceğini düşünüyorum," diyor. Bu yanıt benim öncelikli alanım "Endüstri 4.0 'ın" de hedefi. Makinelerin hız ve esnekliklerinin artması, otomasyonla daha karmaşık işi yapmasının yarattığı üretimin mekan hiyerarşisini değiştirmesi Kemal Oğuz'un saptamalarıyla örtüşüyor.
HER ŞİRKETİN KÜLTÜRÜ FARKLI
Kemal Oğuz'dan gözlediği eğilimlerin fırsat ve tehlikeleri karşısında firma yöneticilerinin hangi tepkileri geliştirmeleri gerektiğini de değerlendirmesini istiyorum: "Her şirketin kültürü farklı" diyor. Sonra değerlendirmesini şöyle sürdürüyor: "Yeni gelişmeler alışkanlıkları aşmayı gerektiriyor. Bildiklerimizi tek doğru sanma kör alanına saplanmamalıyız. Sistemin katmanları artıyor, işlerimiz daha karmaşık hale geliyor. Bu yeni eğilim ve yeni yapılanma daha iyi eğitim almış, yeteneklerini geliştirmiş işgücü gerektiriyor. Yolumuz bizi ister istemez eğitim sistemine götüyor. İşimizi parçacı değil, bütün unsurlarını dikkate alan, bütün aşamalarını analiz eden anlayışla kavramamızı gerekiyor. Tedarik aşamasından işlemlere, satıştan son kullanıcıya kadar her aşamada ciddi işbirlikleriyle birbirimizi anlamayı gerektiriyor."
Anladığım kadarıyla durumu şöyle özetleyebilirim: Türkiye tekstil alanında 30 yıllık zaman içinde deneme- yanılma yoluyla da olsa üretim öğrenmiş. Standart üretimde uluslararası nitelik ve nicelikte üretim yapabilir duruma gelmiş. Çok sayıda firma kurulmuş.Ama bilim ve teknoloji alanındaki gelişmeler tekstil boyama işini de dönüştürüyor: Fason boya işi farklılaşıyor.Ucuz emek sorunu teknoloji ile çözülüyor; tekstil mekanda yeniden örgütleniyor. Tam anlamıyla yeniden yapılanıyor. Değişen dünyada yerini sağlamlaştırması için firmaların da ülkenin de kültürünü sorgulaması gerekiyor.
Kemal Oğuz'a göre tekstil boyama işinin geleceğini belirleyen etkenler
• Tekstille ilgili eğilimler çok açık. Ne yapılacağı, nasıl yapılacağı ortada... Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Gelişmiş ülkeler ne yapıyor belli. Bizim ne yapacağımız da belli.
• Üretim sisteminde yeni bir yapı oluşuyor; yüksek becerili insan öne çıkıyor.Bu eğitim sorunu seferberlik anlayış ile ele alınmaz; geleneksel anlayışa taassupla sarılırsak bir yere gidemeyiz.
• Haksız rekabeti önleyen, sistemin bütününde entegrasyonu geliştiren bir anlayış bizi ileri götürebilir.
• Bu iş tek başına yapılan bir iş. Yan sanayi niteliği yok. Bu yapısal özelliklerine bakarak sektörün önünü açacak önlemler alınması gerekiyor.
• Boyama işine 24 saatinizi ayıracaksınız. Başında bulunmadığınız zaman sizinişiniz değildir. Hobilere fırsat tanımayan, kazancınızı sürekli işinize yatırmazsanız hemen tökezleyen, teknoloji kopyalamasını teknoloji yaratmaya taşımayı gerektiren, kendi ayakları üzerinde durma aşamasına geçmesi gereken bir iş alanı.
• Sektördeki firma yetkililerinin, zorda kaldıklarında örgütlenen iyi günlerde örgütlerden uzak duran anlayışını, kültürünü de kırması gerekiyor.
"Merkeze dönüş eğilimi" nedir?
Üretim, ulaşım ve iletişim teknolojilerinin iç bütünlüğü yaşam biçimleri ve yaşam tarzlarını değiştirir; yeni sosyo-ekonomik yapılar oluşturur. Bilgisayar teknolojisindeki gelişmelerin hızı, otomasyon imkanları, yapay zekadaki ilerleme hepsinden önemlisi de bağlantı imkanlarının artması yeni bir üretim, ulaşım ve iletişim teknolojileri iç bütünlüğüne doğru ilerliyor. Bu yeni oluşum, endüstri 4.0, akıllı üretim gibi adlarla piyasaya sunuluyor. Bütün insanlık tarihi boyunca teknoloji insanın kas gücünün ve zihin gücünün uzantısı olarak performansını ve verimliliğini artıran işlevleri yerine getirdi.Bugün teknoloji önemli bir nitelik değişmesiyle "insanın yerini alıyor". ADİDAS fi rmasının Vietnam'daki plastik ayakkabı fabrikasını Almanya'ya taşıması, ucuz-emek odaklı üretimin mekan tercihini, pazarın yoğun olduğu mekanlara, gelişmiş ülkelere yönlendirdiğinin önemli kanıtı olarak gösteriliyor.Bu eğilimin gelişmekte olan ülkelerde üretimin geliştirilmesini yeniden tasarlamayı gerektiriyor.
"Tam yetkili" olsa hangi önlemleri alırdı?
• Ben tam yetkiye sahip olsam bizim alt-sektörümüzde 3-5 fi rmanın ölçeğini büyütür, teknolojisini yeniler, yönetişim anlayışını geliştirir; dünya ölçeğinde erişilebilirlikleri olan yapılara kavuşmaları için teşvik sistemini değiştirir; ülkenin gelecekteki ihtiyacına göre fi rma yapılanmasını hızlandırıcı, gözetleyici ve denetleyici yönetişimle ciddi destekler sağlardım.
• Boyama işini iyi bilenlerin hazırlayacakları ve her yıl yenileyecekleri raporlardaki önerilere göre sektörde değer yaratma zincirinin bütün halkalarını iyi kontrol eder; dünyanın her yerine ulaşabilen şirketler, markalar oluştururdum.
• Ar-Ge, tasarım, inovasyon bütün sektörler gibi bizim sektör için de önemli... Bu konuda gerekli fazlayı üretip fi nansmanı sağlayabilecek fi rmaları destekler, kontrol eder, hatalarla sevaplarla sürekli yüzleşmeyi sağlardım.
• Dünya genelinde standartları ölçü alır; haksız rekabet yaratan kayıt dışı uygulamalara asla müsahama etmezdim.
• Bizim sektörümüz için de sorunu bütün ayrıntılarıyla bilen, bütün derinliğiyle kavrayan, hayatın gerçeklerini yakalayan 5 adam önemli...Böyle kadrolar oluşturur; sağlam adımlarla yoluma devam ederdim.