“Nöral ağların seyrek dediler, kız vermediler”

“Beyin görüntüleme tekniklerindeki ilerlemeler sonucunda, akıllı insan taklidi yapmak gittikçe zorlaşıyor!

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

DİDEM ERYAR ÜNLÜ

Son yıllarda beyin araştırmalarında çok önemli bir büyüme söz konusu ve bu alanda çok ciddi keşifl er yapıldı. Eskiden beyin konusundaki araştırmalar öncelikle hastalıklara odaklanırken, bugün beynin sadece doktorların konusu olamayacak kadar önemli olduğu anlaşılmış durumda. Dolayısıyla, eğitimden, ticarete, beynin parmak izini çıkaran akıllı makinelerden, nöro-marketing gibi beyin odaklı pazarlama modellerine kadar, hayatımızın her alanını bu 1.5 kiloluk organ belirliyor. Peki Türkiye, beyninin gücünü yeteri kadar etkili ve verimli kullanabiliyor mu?

IMF verilerine göre hazırlanan dünyanın en büyük ekonomileri sıralamasında Türkiye 18. sırada yer alıyor. 2016 yılında Birleşmiş Milletler İnsani Gelişmişlik Endeksi’nde ise 188 ülke arasında 72. sırada. Yazar Mümin Sekman bu durumu, “Ekonomimiz kendimizden daha çok gelişmiş! Beyin temelli bir kalkınma modeline ihtiyacımız var” cümleleri ile yorumluyor.

“Ya Bir Yol Bul, Ya Bir Yol Aç, Ya da Yoldan Çekil”; “Kesintisiz Öğrenme”; “Türk Usulü Başarı”; “Başarı Üniversitesi; “Her Şey Seninle Başlar”; “Her Şey Beyinde Başlar” gibi kişisel gelişim ve sosyal başarı alanında çok sayıda kitabın yazarı olan Mümin Sekman’ın hedefi “Başarılı olmak öğrenilebilir” düşüncesini yaygınlaştırmak. Sekman, Kişisel Gelişim Merkezi (kigem.com)’un kurucusu. Site Türkiye'de "Beyin Haftası” kutlamalarını yürütüyor. Beynin önemi ve rolü tüm dünyada hızla artarken, Türkiye’de 'kişisel gelişim uzmanı' titrini kullanan ilk kişi olan Sekman’ın, “Her şey beyinde başlar” kitabından bahsetmek istiyorum. Sekman’ın da kitabında belirttiği gibi, “İnsanın gücü beyninden gelir. Sahip olduğunuz hiçbir sosyal ve ekonomik güç yoksa, elinizdeki en önemli güç, beyninizdir. Başarı, mutluluk, huzur beyinde başlar.”

SEKMAN: BU BİR BEYİN İÇİ SEYAHATNAME KİTABI!

Kitabını “bir keşif kitabı” olarak tanımlayan Sekman, “Yazarken Evliya Çelebi gibi düşündüm. Evliya Çelebi, insan beyni içinde seyahat etme imkanı bulsaydı neler görür, neler not alır, neler anlatırdı? Bu bir beyin içi seyahatname kitabı!” diyor. Kitaptan bazı yorumlarına yer verelim:

- BEYNİN %10’UNU KULLANIYORUZ ARGÜMANI BİR ŞEHİR EFSANESİ: “‘Beynin yüzde 10’unu kullanıyoruz’ tarzı argümanlar bir şehir efsanesidir. Beyin bilimcilerinin büyük bir çoğunluğu bu konuda hemfikir. Cep telefonuyla konuşarak merdivenlerden inerken bile beynimizin tamamını kullanıyoruz (…) Beyin bir paralel işlemcidir. Beynimizde kullanmadığımız bir potansiyel var ama bu fiziksel bir alan değil. Fabrikanın fiziksel alanının tamamı bir şekilde kullanılıyor ama işçileri daha verimli çalıştırmak mümkün.”

- HAYATIMIZ HAKKINDA KARAR VEREN 1.4 KİLOGRAM: “Ortalama insan beyni 1.4 kilogram, bunun da yüzde 80’i sudan oluşuyor. Geriye kalan yüzde 20’lik katı kısmın ağırlığı yaklaşık 280 gram! Yani bir insanın hayatta ne olacağına ya da ne olamayacağına karar veren 280 gramlık bir parça. Beyin vücudun anatomik hiyerarşisinin en başında bulunuyor, geçmişe takılıp kalmayalım diye de gözlerimizi önüne almış. Vücut ağırlığımızın yüzde 2'sine sahip olmasına rağmen geri kalan yüzde 98'i yönetiyor.”

- AKIL, ZEKANIN MENAJERİDİR: “Beyni bir otomobile benzetirsek, zeka otomobilin beygir gücüne benziyor. Akıl arabanın direksiyonundaki şoför gibidir. Bilgi ise arabanın üzerinde gittiği yoldur. Zeka yaklaşık yüzde 80 oranında doğuştan geliyor. Yani sonradan geliştirilme oranı yüzde 20 kadar. Buna karşılık aklımızın yüzde 100’ünü ve daha da fazlasını geliştirebiliriz. Bu anlamda akıl en büyük imkandır. Akıl bir fırsat eşitliğidir. Zeka doğuştan eşit dağılmaz ama akıl zekanın dağılımındaki adaletsizliği düzeltmek için bir fırsat eşitliğidir! Akıl zekanın menajeri gibidir, onu yönetir."

- TÜKETİCİNİN BEYNİNİ OKUMAK: “Coca Cola gibi şirketler, satın alma kararının beyinde nasıl oluştuğunu çözmek için kendi özel beyin laboratuvarlarını kurdular. Ford, DaimlerChrysler, BMW gibi firmalar en yeni beyin görüntüleme cihazlarından alarak, ‘tüketicinin beynini okumaya çalıştılar. Honda, beyin laboratuvarında basit düzeyde düşünen robotların prototipini yaptı (…)”

- EĞİTİM BEYNİN DOĞASINA GÖRE YAPILMALI: “Eğitim dünyasında da köklü değişiklikler yaşanıyor. Gelişmiş birçok ülkede okullar ‘beyin uyumlu öğrenme’ kuramına göre yeniden yapılandırılıyor. ‘Öğrenme beyinde gerçekleştiğine göre, öğretim beynin doğasına göre yapılmalı’ anlayışı yaygınlaşıyor.”

- NE KADAR ÇOK ÖĞRENİRSEN, O KADAR İYİ: “Aklın gelişmişliği beyin hücrelerinin sayısından çok, beyin hücreleri arasındaki bağlantıların yoğunluğuna bağlı (…) Beyin hücreleri, yani nöronlar, birbirleriyle ağ bağlantıları kurarak, duygu ve düşüncelerimizi oluşturuyorlar. Bir insan ne kadar çok yeni şey öğrenir ve düşünürse, beynindeki sinir hücreleri arasındaki bağlantılar, o kadar artıyor (…)

- AKILLI İNSAN TAKLİDİ YAPMAK GİTTİKÇE ZORLAŞIYOR: “Beyin görüntüleme tekniklerindeki ilerlemeler, ince tehlikeleri de beraberinde getiriyor. Artık, akıllı insan taklidi yapmak gittikçe zorlaşıyor! Nöronlarımız arasındaki bağlantılar bazı cihazlarla görselleştirilebildiği için, yakın gelecekte iş görüşmesinde ya da kız istemeye gidildiğinde ‘beyin fotoğrafl arının’ istenmesi muhtemeldir! Bu yüzden 50 yıl sonra, kamyon arkalarında şöyle bir cümle görebilirsiniz: ‘Nöral ağların seyrek dediler, kız vermediler.’ Evet beynimizin gücü ortada. Ve bugün herkes, bu küçük boyutlu dev gücün sırrını çözmenin peşinde. Çünkü her şey beyinde başlıyor ve beyinde bitiyor. Her şeye beyin karar veriyor. Bu gücü yönetebilmeyi kim istemez ki? Mümin Sekman’ın kitaptan bir sözü ile bitirelim: “Ne tuhaf bir makina şu insan! İçine biraz ekmek, şarap, balık ve turp atıyorsunuz, dışarı iç çekmeler, kahkahalar ve düşler çıkıyor!'