Sardı Korkular, Gelecek Yıllar…

İnsanlık olarak robotlara gerek kalmadan da kendi sonumuzu getirebilecek kudrete sahip olabilir miyiz? Her geçen gün daha dramatik bir geleceği mümkün kılacak işler peşinde mi koşuyoruz? Soruyoruz: Gelecek Kapkara Bir Ayna Mı?

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Ünlü bilimkurgu yazarı Isaac Asimov, robotların davranışlarını sınırlayan ve insanlarla bir arada var olabilmelerinin yolunu açan ‘Üç Robot Yasası’nı yukarıdaki gibi sistematikleştirmişti. İnsana özgü olan biyolojik zekayı yapay formlarla taklit edecek robotlar üretilirken kodlanması gereken ilk üç satır bu şekilde olmalıydı. Yoksa robotlar ve insanlar arasında, insanın fiziksel olarak geri planda kalacağı ve sonun başlangıcı olacak bir savaş başlayabilirdi.

Asimov bu üç yasa ile insanlığın varlığını garanti altına almaya çalışadursun, insanlık olarak robotlara gerek kalmadan da kendi sonumuzu getirebilecek kudrete (!) sahibiz gibi görünüyor. Fiziksel olarak yok olmasak da, sosyal ve düşünsel aktivitelerimizi oldukça sınırlı bir hale dönüştürecek şekilde teknolojiyi hayatımızın merkezine yerleştirmiş durumdayız. Ve görünen o ki her geçen gün daha dramatik bir geleceği mümkün kılacak işler peşinde koşuyoruz.

Sosyal Statü’den Sosyal Skor’a

Daha önce sizlerle paylaştığımız ‘Gelecek Kapkara Bir Ayna Mı?’ yazımızda da değindiğimiz Black Mirror dizisi ve son sezonun ilk bölümüne (3.Sezon 1.Bölüm: Nosedive) konu olan Sosyal Skor uygulamasının bir benzeri Çin’de hayata geçiriliyor.

Şuanda test aşamasında olan ve 2020 yılından sonra ülke genelinde uygulanması beklenen ‘Sosyal Skor’ uygulaması ile Çin halkını pek de keyifli olacağını düşünemediğimiz günler bekliyor. 2010 yılından itibaren altyapı çalışmalarını sürdüren Çin devleti, 2020’den itibaren ülke çapında vatandaşlarına ‘kişisel kredi notu’ vermeye başlayacak. Sosyal Skor uygulaması ile vatandaşlarını hem online hem de fiziksel yaşamlarını takip ederek davranışlarının yasal ve ahlaki uygunluklarını puanlamış olacak. A,B,C,D şeklinde dört kategoriden D grubunda olanlar için şimdiden geçmiş olsun desek yeridir. Zira bu grup ahlaki ve yasal açıdan ‘dibin dibi’ diyebileceğimiz şekilde yaftalanmış olarak günlük hayatta birçok aktiviteden uzaklaştırılacaklar. A grubunda olmayı becerebilenler ise kredi çekmekten tutun evliliğe kadar birçok konuda öncelikli olacak.

Çin’de maceranın başlamasına yalnızca 3 yıl kaldı. Alt skor gruplarının tren ya da uçak gibi ulaşım araçlarında dahi engellerle karşılaşacaklarını düşünürsek, teknoloji temelli distopyaların işlendiği Black Mirror bölümlerinin ‘hiç gelmeyecek sandığımız bir geleceği’ anlatmadığı aşikar.

Mikroçip İmplantı mı?

Çin vatandaşlarına sosyal sınırlar çizecek puanlama sistemiyle uğraşadursun, yine Black Mirror dizisinden aşina olduğumuz başka bir teknoloji olan ‘mikroçip implantı’nın uygulanmaya başlandığı haberi Stockholm’den duyuruldu.

Stockholm’de bulunan Epicenter adlı “Startup İnovasyon Merkezi” çalışanları mikroçipli çalışma hayatlarına merhaba dediler. Çalışanların ofise giriş yapabilmelerini, ofiste yer alan çeşitli teknolojik iş cihazları kullanabilmelerini sağlayan bir mikroçip implantı tüm çalışanlara yerleştirildi.

Epicenter ile iş ortağı olan İsveçli seyahat şirketi SJ de, yolcularının biletlerini onaylamak için mikroçip implantı kullanmaya karar vermiş. İlk olarak özel müşteriler üzerinde denenecek olan mikroçipler, bilet görevi görecek ve müşteri deneyimini teknolojik bir mükemmeliğe götürecekmiş. ‘Mış, miş, muş’ diyoruz, zira kayıt altına alınan ve silinmesi pek de mümkün olmayan çevrimiçi hayata alışmak dahi büyük bir zorlukken mikroçiple izlenen bir çalışan ya da müşteri olmak büyük bir psikolojik buhranın da kapısını aralıyor.

Elbette bu mikroçip implantları, her anımızın takip edilmesi ve izlenmesi konusunda hayatımızı korku filmine çevirecek boyutta bir işleve ‘henüz’ sahip değiller. Ancak bu gelişmelerin bizi götüreceği yeri tahmin etmek çok da zor olmasa gerek.

Yazının en başında alıntıladığımız Asimov’un Üç Robot Yasası’na tekrar bir göz atın. ‘Robot’ yazan yerleri ‘insan’la değiştirin. Bu kadarcık yasayla bile hayat ne kadar kolay olurdu değil mi?

• “Bir robot, bir insana zarar veremez ya da zarar görmesine seyirci kalamaz.
• Bir robot, birinci kuralla çelişmediği sürece bir insanın emirlerine uymak zorundadır.
• Bir robot, birinci ve ikinci kuralla çelişmediği sürece kendi varlığını korumakla mükelleftir.”

BEN, ROBOT...

Black Mirror: İngiliz Channel 4 kanalında 2011 yılında yayınlanmaya başlayan, başarısı ve popülerlik kazanması ile Amerikan çevrimiçi yayın platformu Netfl ix tarafından yayın hakları satın alınan drama, macera, hiciv ve bilim kurgu konseptli televizyon dizisi.

Isaac Asimov: 1920-1992 yılları arasında yaşamış ve gelmiş geçmiş en önemli bilimkurgu yazarlarından sayılan Rusya doğumlu Amerikalı edebiyatçı. En bilinen eserleri arasında Vakıf Serisi ve filmi de çekilmiş olan Ben, Robot vardır.