Hazır giyimci, üretim için ‘otorite’ desteği istiyor
Yüzde 90 net ihracatçı pozisyonunda bulunan hazır giyim sektörü, son 2 yıldır kayıp vermeye devam ediyor. Bu yılın ilk 4 ayında da ihracatta yüzde 13.8’lik kayıp yaşayan sektör, alım gruplarının Türkiye’ye dönmeye başlamasıyla moral buldu. Sektör, üretim için özellikle bu dönemde destek bekliyor.
Nurdoğan ARSLAN ERGÜN
Küresel ölçekte yaşanan ekonomik durgunluk ve iç pazardaki maliyet kıskacı nedeniyle son 2 yılda zorlu bir süreçten geçen ve üretim, ihracat, istihdam olarak geçtiğimiz yılı daralmayla kapatan Türkiye hazır giyim sektöründe, ibre pozitife dönüyor.
Avrupalı alım grupları, sokaktaki marka mağazaları ve online platformlar rotasını Türkiye’ye kırıyor. 2022’nin son aylarından itibaren alımlarını azaltan Avrupalı alım gruplarının Türkiye’ye yeniden dönmeye başladığını açıklayan Türkiye Giyim Sanayicileri (TGSD) Başkanı Ramazan Kaya, nisan ayı itibarıyla alım grupları temaslarının artmaya başladığını belirtti.
Bu durumun yıl içinde yeniden büyüme ivmesi yakalanacağına işaret ettiğini söyleyen Kaya, “Pandemi döneminde biriken stokların erimesi, tüketicilerin yeni ürün beklentisi ve ihracat pazarlarımızdaki hazır giyim harcamalarının yeniden artmasıyla birlikte alım gruplarının temaslarında moral verici bir hareketlilik başladı” dedi.
“Alt tedarikçi atölyelerde üretim hızlandı”
Yılın ilk 4 ayında ihracatta yüzde 13,8’lük kayıp yaşayan hazır giyim sektöründe yılsonunda daralmanın yüzde 10’larda olması bekleniyor. İhracattaki düşüşün yılın geri kalanında yavaşlayarak devam etmesini, son çeyrekte ise bu düşüşün sona ermesini beklediklerini aktaran Ramazan Kaya, “Uluslararası alım gruplarının temaslarının yeniden arttığını gözlemledik.
Her ne kadar maliyetlerimiz nedeniyle rekabet ettiğimiz ülkelere göre daha pahalı olsak da yakından tedarik ve tedarik güvenliği gibi önemli avantajlarımızın da etkisiyle nisan ayı itibarıyla alım gruplarının ilgisini net bir şekilde hissetmeye başladık” diye konuştu. Sektördeki kapasite savaşlarından da bu artışı gördüklerini anlatan Kaya, “Atölyelerde üretim hızlandı. Özellikle alt tedarikçilerde işlerin arttığını görüyoruz” açıklamasını yaptı.
“KKM gibi destek bekliyoruz”
İşlerdeki artışın aynı oranda karlılığa yansımadığını dile getiren Ramazan Kaya, şöyle devam etti: “Ciddi bir karsızlık var. Bu sürdürülebilir değil. Bazı dönemlerde bazı sektörlere otoritenin destek olması gerekiyor. Sektör olarak bu ilgiyi siparişe dönüştürecek yatırımları gerçekleştirmeliyiz. Ancak bunun için de kamudan orta vadeli kredi temini, kredi borçlarının TL bazlı olarak önümüzdeki döneme yayılması, ihracata özel kur uygulaması ve iş gücü maliyetleri üzerindeki SGK yükünün azaltılması için 750 TL olan devlet desteğinin bin 500 TL’ye çıkarılması yönünde taleplerimiz var. Otorite bir dönem nasıl KKM riskini üstlendi, bu dönemde de bizim risklerimizi üstlenilebilir.”
“Dönüşüm için destek şart”
Sektörün bu dönüşümde başarılı olabilmesi için hem firmalara hem de kamuya önemli görevler düştüğünü vurgulayan Kaya, “Hazır giyim sektörü Türkiye’nin en çok ihracat yapan üçüncü büyük sektörü. Bu sektörün ihracatının daha fazla gerilememesi ülke için çok önemli. Bunun yolu da modernizasyon, yeşil dönüşüm, otomasyon, teknoloji ve dijital dönüşüm yatırımlarından geçiyor.
Ancak sektörün bu alanlarda başarılı bir dönüşüm gerçekleştirmesi için kamudan beklentilerimiz bulunuyor” dedi. Kaya, beklentileri ise şöyle sıraladı: Öncelikli beklenti, orta vadeli kredi temini. Firmalar orta vadeli krediler ile 4-5 yıllık dönüşüm sürecini finanse edebilir. Bu kredilerin de ilk 18 ayı geri ödemesiz, uygun TL faizler ile kullandırılması bekleniyor. Firmaların geçmişten gelen kredi borçları var. Özellikle Eximbank borçlarının önümüzdeki 3 ila 5 yıla TL bazlı olarak yayılması talep ediliyor.
2030 yılına iddialı hazırlanıyor
Ramazan Kaya, “Bu olanaklar sağlandığı takdirde sektördeki dönüşümü başarıyla gerçekleştirebilir, daha az adet ve üretime rağmen yüksek katma değere ve yüksek birim fiyatlarına ulaşabiliriz. 2023 yılsonu itibarıyla ihracat birim fiyatımız kilogram başına 15,12 dolara yükseldi ve şu anda da bu seviyelerde devam ediyor Yıllar itibarıyla bir artış söz konusu olsa da 2030 yılına kadar 25 dolar seviyesini yakalamalıyız. Ancak mevcut koşulların sürmesi ve kamudan yeterli dönüşüm desteğinin alınamaması halinde büyümek bir yana sektörde küçülmenin devam etme riski ile karşı karşıya kalabiliriz. Bu durumda ise 2024 yılsonunda üretimde, ihracatta ve istihdamda kayıp yaşamamız kaçınılmaz olur” yorumunu yaptı.
350 bin çalışanını kaybetti
Ramazan Kaya, hazır giyim sektörü ihracatının 2024 ilk 4 ayında yüzde 13,8 gerileyerek 5,77 milyar dolar olarak gerçekleştiğini açıkladı. Kaya, “Yılın genelinde ihracatın yüzde 10 gerileyerek 17,3 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmesini öngörüyoruz. İhracattaki bu düşüş istihdama da etki ediyor. Öyle ki geçtiğimiz yılın ilk çeyreğinde 1 milyon 350 bin kişi olan hazır giyim ve tekstil sektörlerindeki toplam istihdam bu yılın ilk çeyreği itibarıyla 1 milyonun altına düştü” dedi.
"Adıyaman’a desteklerimiz devam edecek"
Adıyaman’daki son durumu değerlendiren TGSD Başkanı Sanem Dikmen, 2000’li yılların başından itibaren sektörün yatırım yapmaya başladığı Adıyaman’ın kısa zamanda hazır giyimin kalelerinden biri olmasının yanı sıra hem TGSD hem de sektör için sembol bir şehir olduğunu söyledi. Dikmen, “Bu yaklaşımla geçen yıl yaşadığımız afetin ardından bölgeye, Adıyaman’a ve burada kurduğumuz yaşam alanına yönelik desteklerimiz devam ediyor.
Yaşam alanımızdaki konteynerlerimizin doluluk oranı yüzde 90. Şu anda bini aşkın kişiyi misafir ediyoruz ve son misafirimiz kalıcı konutlara geçinceye dek yardımlarımızı aralıksız sürdüreceğiz. Deprem bölgesindeki illerimizde sektöre bakacak olursak toparlanmanın sürdüğünü görüyoruz. Yılın ilk dört ayında 11 ilimizin toplam hazır giyim ihracatı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5,7 azalarak 147,8 milyon oldu. Yani 11 ildeki düşüş, Türkiye ortalamasının altında gerçekleşti” dedi.
"En dip noktayı yaşıyoruz"
Başta hazır giyim sektörü olmak üzere ekonominin genel durumunu da yorumlayan TGSD Başkanı Ramazan Kaya, “En dip noktayı yaşıyoruz. Bundan sonra ibre pozitife dönecek. Sektörde ikinci yarıdan itibaren toparlanmalar başlayacak. Son çeyrekte iyileşme sinyallerini göreceğiz” dedi.