Moda endüstrimiz stratejik önemini koruyacak
Son 50 yıla baktığımızda moda endüstrimizin büyük bir sıçrama yaptığını görüyoruz. Üretimde marka ülkeyiz. Dünyanın altıncı, Avrupa Birliği’nin üçüncü büyük tedarikçisiyiz.
İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Ürfi AKBALIK
Güçlü bir üretim alt yapımız ve bilgi birikimimiz var. Tasarım ve markalaşma konusunda her geçen yıl ileriye gidiyoruz. Markalarımızın 100’ü aşkın ülkede 3 binden fazla mağazası, binlerce satış noktası bulunuyor.
Hazır giyim ihracatında 2022’de 21,2 milyar dolarla zirveyi gördük. Cumhuriyetimizin 100’üncü yıldönümü olan 2023’ün hem ülkemiz hem de ihracat ailemiz için ayrı bir önemi vardı.
Ancak bu anlamlı yılda moda endüstrimiz açısından işler yolunda gitmedi. 6 Şubat’taki Kahramanmaraş merkezli depremlerin yanı sıra konjonktürel gelişmeler de ihracatımıza olumsuz yansıdı. Küresel pazarlardaki yavaşlama ve yüksek maliyetlere rağmen kurun yatay seyri rekabetçiliğimize zarar verdi.
Fiyat tutturmakta zorlandığımız için müşteri ve pazar kayıpları yaşadık. Alternatif pazarlar bulmak için ticaret ve alım heyeti programlarımıza ağırlık verdik. 21 ticaret ve alım heyetinde toplam 425 firmamızın beş bine yakın alıcı ile görüşmesini sağladık. Bütün bu çalışmalarımıza rağmen ihracatımız 2022’ye göre miktar olarak yüzde 15,2, değer bazında yüzde 9,2 daraldı. 2023’ü 19,3 milyar dolarlık ihracatla kapattık.
İhracatımızı her yıl yüzde 10 artırmalıyz
Son iki yılda istediğimiz performansın gerisinde kalmakla birlikte orta ve uzun vadeli hedeflerimiz için ihracatımızı her yıl ortalama yüzde 10 artırmalıyız.Bunu ancak katma değerli üretimimizi artırarak yapabiliriz. Kısa vadede ise yeniden rekabet gücümüzü kazanabilmemiz için kurun ihracatçıyı destekleyecek bir düzeye gelmesinden başka bir yol görünmüyor.
Küresel moda endüstrisinin geleceğinden dijital ve yeşil dönüşüm belirleyici olacak. Bu süreci başarıyla tamamlayan ülkeler avantaj elde edecek. Biz, süreci moda endüstrimiz için fırsata dönüştürmek istiyoruz. Çünkü Asya’daki rakiplerimizle fiyat rekabeti yapma şansımız her geçen yıl daha da azalıyor. Fiyat odaklı rekabet yerine moda endüstrimizi, tasarımla, inovasyonla, markalaşarak, dijitalleşmenin olanaklarını kullanarak ve elbette yeşil üretim kapasitemizi artırarak ayrıştırmamız gerekiyor.