Ayvalık ve zeytinyağı markaları

Hem Ayvalık için hem de zeytinyağı için markalaşma trendi çabaları güçleniyor. Tabii her ikisinde de biraz daha profesyonel marka yönetimi bakış açısına ihtiyaç var. Ayvalık ve zeytinyağı bütünleştiğinde, dünya markası olabilir.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

VOLKAN AKI

"Zeytinyağı gibi üste çıkmak" deyimi vardır... Tabii eğer suya karıştırmaya çalışırsanız moleküler farklılık nedeniyle, zeytinyağı suya karışmaz, biraz üstte kalır. Çok da güzel bir görüntü verir. İki ayrı molekül birbirine karışmadan güzel bir tablo oluşturur. Yani ağırlıklarının farklı olmasından değildir bu... Türkiye’nin gözdesi Ayvalık ile zeytini ve zeytinyağını da nedense böyle görürüm... Ayvalık kendi başına da tarihi, doğası, hep ‘özgürlükler’ merkezi olmasıyla özel bir yer. Zeytin ve zeytinyağı ise Türkiye’de pek çok yerde yetişmesine rağmen Ayvalık’ta farklı anlam bulan, iklimi nedeniyle tadı da farklı olan, dünyanın en güzel doğal ve faydalı ürünlerinden biri... Canan Karatay hocama soracak olursanız ‘anne sütü’ne en yakın ürünlerden biri...

Yani kendine has özellikleriyle birbirine karışmayan ama birbiriyle uyumlu, destek veren bir yapıları vardır. Bir Ayvalık ziyaretinden sonra bunları kaleme alma isteğiyle yazıyorum. Çünkü hem Ayvalık için, hem de zeytinyağı için markalaşma trendi çabaları güçleniyor. Tabii her ikisinde de biraz daha profesyonel marka yönetimi bakış açısına ihtiyaç var. Ayvalık ve zeytinyağı bütünleştiğinde, dünya markası olabilir. Ayvalık, zeytinyağının da desteği ile üste çıkabilir. Zaten mevcut değerleri de çok güçlü... Ama birkaç not... Ayvalık’ta ne yapılıyorsa uluslararası nitelik kazanmalı, zeytinyağı dahil.... Dijital dünyada güçlenmeli... Mevcut değerlerinin iyi iletişimi yapılmalı. Çünkü değer çok fazla... Belediyenin çalışmalarını Başkan Rahmi Gençer’den dinleme fırsatım oldu. Biraz onlardan da bahsedeceğim... Başkan Gençer, Ayvalık’ı tarif ederken, özelliklerini ve hedefl erini anlatırken, UNESCO kapsamına alınabilecek bir yerleşim diyor ki bu çok doğru... Hedef buysa bunun üzerine çalışmak gerekiyor. Şunları anlatıyor: "Ayvalık 1700’lerin sonunda, Ortodoks Rumların işlettiği zeytin ve zeytinyağı fabrikalarıyla doluymuş. Bu açıdan bölgedeki ilk sanayi oluşumu burada. Öyle ki gelen giden gemilere kapasite yetmediği için, boğaz bir Fransız şirketi tarafından derinleştiriliyor ve sonra da işletiliyor. Ardından Rumlar gidiyor gelen Müslüman Türkler yine aynı işi takip ediyor."

UNESCO yolunda...

Evet, bu bile tek başına müthiş bir hikâye ve devam ediyor: "Ayvalık’ın UNESCO yolunda göstermekte olduğu çabalar buradan kaynaklanıyor. UNESCO için Ayvalık’ın elinde korunması gereken 5 kentsel SİT alanı, buralarda 2 bini aşkın korunması gerekli kültür varlığı var ve bunlar, tescilli yapılar ve zeytin alanları... Ayvalık, zengin geçmişini çok iyi biliyor ve buna saygı gösteriyor."

Başkan Gençer, işte bu miras fabrikalardan Kırlangıç Atölyeleri’ni projelendirmek için üzerinde çalıştıklarını söylüyor. Bunu belki biliyorsunuz, çok yeni değil. Ama yeni olan, kompleks için ihale bu 22 Kasım’da olacak... Kırlangıç içinde ticaret ve kültür alanları olacak. Umarım hayal edildiği gibi sonuçlanır.

Yeni bir proje gündemde

Ayvalık Belediye Başkanı Rahmi Gençer’in bir sürprizi daha vardı. Ortodoksların ayazmasını ve şifalı olduğu söylenen su depolarını tekrar Ayvalık’a kazandırmak için restorasyon çalışmaları başlatılmış... Burada şifalı olduğu söylenen sular da bulunmuş. Yağmur sularının toplandığı sarnıçlar! Başkan Gençer, sanat ve kültür hayatından da bahsediyor. Gerçekten bu açıdan Ayvalık bulunmaz yerlerden biri... Evet şimdilik Ayvalık denince aklımıza ağırlıklı zeytinyağı geliyor ama başka özelliklerin de gelmeye başlaması gerekiyor. Gençer şöyle diyor: "Ayvalık Belediyesi olarak tarihi miraslarımızı, kültür sanat merkezi olarak kullanmak istiyoruz. Yazın deniz, kum, güneş için Ayvalık’a geliniyorsa, sonbaharda kültür miraslarımızı, bunlar arasındaki zeytinyağı lokantalarımızı ve huzurlu ortamıyla öne çıkan butik otellerini görmenizi istiyoruz. Bunun için yeni işletmeler, eski mimarileri yeniledikleri ve istihdam sağladıkları için açılmasını teşvik ediyoruz. Bu işletmeler Ayvalık’a çok amaçlı turizm fırsatı sunuyor." Başkan Gençer "Ayvalık’ı kaybetmeyelim, onu Ayvalık’a gelenler de yaşasın" diyor. Evet umarım öyle olur ve biz de oradan keyif almaya devam ederiz.

Bu konularda ilginizi çekebilir