Burdur’da markalaşma sırası turizmde
Bej mermeriyle tanınan, ihracatı doğaltaşa dayalı Burdur, kültürel ve doğal güzelliklerini öne çıkararak turizm sektöründe de markalaşmak istiyor.
İş dünyası Sagalassos, Kibyra gibi antik kentler ve Göller Bölgesi’nin tanıtımına ağırlık verilmesini istiyor.
Garanti Bankası ile DÜNYA Gazetesi’nin birlikte düzenlediği Garanti Anadolu Sohbetleri’nin 83’üncü durağı Burdur oldu. DÜNYA Gazetesi Başyazarı Osman S. Arolat’ın moderatörlüğünü yaptığı toplantıda kentin doğaltaş, hayvancılık ve turizm potansiyeli tartışıldı.
Burdur’un 100 milyon doları aşan ihracatı ile öne çıktığı doğaltaş sektöründe katma değerli üretime yönelmesi gerektiğini kaydeden iş çevreleri, entegre tesis yatırımları ile de besicilik ve süt üretiminin endüstriyel sürece taşınmasını talep etti.
Seda TUZLU
Özlem CİHAN
ANTALYA - Bej mermeri ile ünlü, ihracatının 100 milyon dolarını doğaltaştan sağlayan Burdur, bugüne kadar Antalya’nın tedarikçisi olmanın ötesine geçemediği turizm sektöründe Sagalassos, Kibira gibi antik kentleri ve Göller Bölgesi ile markalaşmayı hedefliyor. Kentin kültür turizmi potansiyelini açığa çıkarmaya odaklanan Burdur Belediyesi de tarihi saat kulesi ve 35 tarihi çeşme, Sadrazam Nedret Paşa Kütüphanesi, Bakı Bey Konağı ve Kavaklı Rum Kilisesi gibi kültür varlıklarını restore ediyor. Bölge iş dünyası bin 631 yatak kapasiteli Burdur’da yıldızlı otel yatırımlarının artırılması ve kayak tesisinin altyapı sorunlarının çözülmesini istiyor. İş çevreleri turizmde Burdur-Isparta-Antalya kümelenmesinin de kentin gelişimini hızlandıracağını düşünüyor.
Garanti Bankası ile DÜNYA Gazetesi işbirliğiyle düzenlenen Garanti Anadolu Sohbetleri’nin 83’üncü durağı Burdur oldu. DÜNYA Gazetesi Başyazarı Osman S. Arolat moderatörlüğünde kentin mermer, hayvancılık ve turizm potensiyelinin ele alındığı toplantı kapsamında Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nafiz Karadere de bir açılış konuşması yaptı. Toplantıda söz alan iş çevreleri, Burdur’un doğaltaşta küresel krizin etkilerini yeni yeni üzerinden atmaya çalıştığını belirterek, mermerde katma değerli üretim için Ar-Ge’nin önemine işaret etti. İş çevreleri, 140 bin kültür sığırı ve günlük 800 ton süt üretimiyle, Türkiye’de ilk 10’a giren kentin bu alanda entegre tesislere ihtiyacı olduğunu düşünüyor.
KEYİK: Turizm sektöründe kümeleşmeye varız
[PAGE]KEYİK: Turizm sektöründe kümeleşmeye varız
Burdur Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Keyik, Burdur’un Antalya’ya olan coğrafi yakınlığını avantaj haline getirmeye hazır olduğunu ifade ederek, “Bölgemize gelen turistlere Antalya’nın deniz, kum ve güneşi dışında yakın bir mesafede kültürel bir zenginlik sunabilecek destinasyona sahibiz. Turizm sektöründe kümeleşmeye varız. Hatta turlar düzenlenerek termal turizm için Afyon’a da yayılabilir bu durum. Bu turları hayata geçirip bu pastadan payımızı almak istiyoruz”dedi. Burdur’da mermerciliğin 10-15 yıl önce öne çıktığını kaydeden Keyik, “2008’de çıkan krizden mermercilik sektörü de etkilendi. Yeni yatırımları geciktiriyor olabiliriz, farkındayız ama kriz sürecini yeni atlatıyoruz. Mermerde blok satışları azaltıp, işlemiş ve katma değeri yüksek ürünler için gerekli çalışmaları yapmak amacındayız” diye konuştu.
Burdur’da çiğ süt üretiminin iyi bir düzeyde olduğunu fakat entegre tesisler kurup süt ve süt ürünleri satışlarını hayata geçirmek gerektiğini kaydeden Keyik, “Bunun için de güçlü bir kooperatif yapısına ihtiyacımız var. Tarım politikası ilimize zarar vermiştir. Burdur’da genelde küçük işletmeler var ve kendi yemlerini kendileri üretiyorlar. Kuraklık nedeniyle yem fiyatları arttı. Tekrar toparlanabilmemiz 5 yıl gibi bir süreç gerekiyor. Hayvan politikasında ciddi bir planlama yapılmazsa bir yıl iyi, bir yıl kötü gidecek ve çiftçi bu duruma daha fazla dayanamayacak” açıklamasını yaptı.
AKKAYA: Kültür turizmi adına herşey tamam ziyaretçi bekliyoruz Burdur Belediye Başkanı Sebahattin Akkaya da, Burdur’un binlerce yıllık geçmişi olan tarihi bir kent olduğunun altını çizerek, “Kültürel zenginliği fazla bir kentiz. Bu gerçekten yola çıkarak sözkonusu zenginliklerimizi turizme kazandırmak hedefindeyiz.
Burdur Belediyesi olarak tarihi saat kulesini ve 35 tarihi çeşmeyi restore ettirdik. Sadrazam Nedret Paşa Kütüphanesi, Bakı Bey Konağı ve Kavaklı Rum Kilisesi’nin restoresi devam ediyor. Taş odamız, Piri Başlar Evi satın alınmak suretiyle restore edildi. Yukarı Pazar-Uzun Çarşı kültür varlıkları ortaya çıkarılıp turizme açılacak.. 9 bin yıllık geçmişi ile Kibyra Antik Kenti ve Sagalassos’u da kültür turizmine kazandırmak hedefindeyiz. Bölgelerde kazı çalışmaları devam ediyor. Burdur’da kültür turizmi adına her şey tamam, ziyaretçi bekliyoruz” şeklinde konuştu.
YILMAZ: Kayak tesisimiz var ama doğru dürüst bir yolu yok Burdur Valisi Nurettin Yılmaz ise Burdur’da turizmin geleceğinden söz edilirken eksikliklerin de göz ardı edilemeyeceğini ifade ederek, “Konaklama için yatırım yapılması, kayak tesisinin elden geçmesi ve yıldızlı otel sayısının artırılması gerekiyor. Kayak tesisimiz var ama doğru dürüst bir yolu yok. Tesis emanet duruyor. Burdur Gölü’nü turizme kazandırmak için çevresinde yatırım yapmak şart. Burdur Gölü’nü sadece tepeden izlemekle kalıyoruz. Turist çağrısında bulunuyoruz ama yatak seremediğin bir misafiri davet etmenin da manası yok. Geçmişte ekonomik üstünlük sağlamışken çevre iller yüzünden avantajsız kalan Burdur, artık limitini kullanmaya başlayacaktır. Burdur’un geleceği adına ümitliyiz. Bu konuda limitimiz yüksek, şimdi bu limiti kullanma zamanı” diye konuştu.
GÜR: Burdur Antalya’ya senkronize edilmeli
[PAGE]GÜR: Burdur Antalya’ya senkronize edilmeli
Turizm Yatırımcıları Derneği Başkanı Dr. Turgut Gür, turizm kenti olabilecek destinasyona sahip Burdur’un kültürel zenginliklerinin ortaya çıkarılması gerektiğini dile getirerek, “Burdur-Isparta-Antalya kümelenmesi ile turizmde yatırımlar yapılmalı. Dünyada en önemli destinasyon olan Antalya’ya tedarikçi hizmeti veren Burdur ve Isparta’da turizm için yatırımların bir an önce başlaması gerekiyor. Bölgede ciddi bir tanıtım eksikliği var. Bu eksiklik festivallerle giderilmeli, Sagalassos tanıtılmalı. Burdur Antalya’ya senkronize edilmeli”dedi. Antalya-Isparta-Burdur üçgenini rakamlarla tanımlayan Gür, “Antalya’nın 496 bin 834 yatak kapasitesine karşın, Isparta’nın 5 bin 247, Burdur’un bin 631 yatak kapasitesi var. Isparta ve Burdur’da bu kapasitelerle bile doluluk oranı yüzde 30’u geçmiyor. Bugüne kadar Isparta ve Burdur Antalya’nın tedarikçisi olmanın ötesine geçmemiş. Tanıtım atağıyla bunun önüne geçebiliriz. Burdur’da festivaller düzenlenebilir. Bu festivaller sanat festivali olmak zorunda da değil. Bir hayvancılık festivali, tarım festivali neden olmasın?” açıklamasını yaptı.
Tureks Mermercilik Yönetim Kurulu Başkanı Osman Cahit Turunç:
Biz Çin’e blok satmazsak gider İtalya’dan, Mısır’dan alır
Firmalarımızın birer Ar-Ge timine ihtiyacı var. Ben kendi firmamda 6 kişilik bir tim kurdum. Verimliliğimizi yüzde 15 artırdık. Daha da geliştireceğiz.
Türkiye, dünya mermer rezervinin yüzde 40’ına sahip. Çok fazla renk ve çeşitliliğimiz mevcut. Burdur beji bir markadır ve sadece Burdur’a hastır. Dekorasyonda bej ve beyaz mermer çok önemli. Ton başına mermer fiyatları bin 200 dolara kadar çıktı. Ülkemizde sadece blok ihracatı yapılıyor gibi bir algı oluştu. Mermer ihracatının yüzde 47’si blok olarak yapılıyor. Bu ihracat yanlış olarak tanımlanıyor.
Burdur’un blok mermer ihracatında müşterisi Çin ve Hindistan. Onların sadece blok ithaline izinleri var. İthal ettikleri blok mermerleri kendi iç piyasaları için kullanıyorlar. Türkiye’den gitmezse İtalya’dan Mısır’dan ithal edecekler. Bu durumda, ‘kusura bakmayın biz blok satmıyoruz’ diyemeyiz. Ülkemizde blok mermer satışı lüzumsuz yere eleştiriliyor. Demir, bakır, bor ve krom hammaddesini dışarı satıyoruz da neden mermer blok satılınca ülkenin taşını toprağını satıyorlar diye ayağa kalkıyorlar anlamıyorum. Mermer doğal zenginlik de bor, krom öyle değil mi? Çinli meslektaşlarımızın sabrı ve el becerileri yüksek. Biz burada bir tane yaparken 2 tane kırarız. Kaldı ki onlar bizden aldıkları blokları kendi ihtiyaçları için kullanıyor. İşleyip de başka ülkeye ihraç etmiyorlar. Mermerde verimlilik esasıyla çalışmak, tasarım ve katma değer önemli. Mermercilikte verimlilik esasıyla çalışmak önemli. Firmalarımızın birer Ar-Ge timine ihtiyacı var. Ben kendi firmamda 6 kişilik bir tim kurdum. Verimliliğimizi artırmak için bir makine tasarladık. 450 milyar TL’lik bu makineyle verimliliğimizi yüzde 15 artırmıştık. Şimdi onu geliştirmek için çalışıyoruz” dedi.
[PAGE]
Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük:
Tarım sektöründe yanlış politika değil politikasızlık var
Çiftçiye destekler ve teşvikler sadaka gibi dağıtılıyor. Sıfır faizli krediler, ithalat izinleri
sektörün sorunları için çözüm değil. Ben tarımda ithalatı ülkemize yakıştıramıyorum.
Türkiye’de tarım sektörü yanlış politikaların değil, politikasızlığın kurbanı oldu. Maalesef ülkemizin bir tarım politikası hiç olmadı. Nüfusumuzun 4 katı nüfusu doyurabilecek bir ülkeyken gıdada hayrete düşürücü ithalatlar yapmaya başladık. Bunların hepsi politikasızlığımızın faturası. Süt üretiminde sorunun başını kayıtdışılık çekiyor. Ülkemizin süt üretiminin yüzde 90’ı küçük aile işletmelerinde, yüzde 10’u ise çiftliklerde yapılıyor. Ülkemizde sütün yüzde 50’si kayıtdışı. Planlama zaten yok. Türkiye’de yüzde 65 kontrolsüz sıcak süt toplanıyor, rastgele üretim yapılıyor. Eğer sütü ihraç etmek yerine ithal ediyorsak bir politikamız olmamasından. Türkiye yem fiyatının süt fiyatından yüksek olduğu tek dünya ülkesi. 2008 yılında 68 kuruş olan süt 35 kuruşlara kadar düşünce verimli hayvanlar kesime gitti. Sonrasında süt fiyatları 85 kuruşlara kadar yükseldi. Yem fiyatlarının da artması ile üretici sıkıntılar yaşamaya başladı. 1 litre süt, 1.25 kg kesif yeme tekamül ederken süt fiyatlarını artırmak değil yem fiyatlarını düşürmek gerekiyor. Çiftçiye destekler ve teşvikler sadaka gibi dağıtılıyor. Sıfır faizli krediler, ithalat izinleri sektörün sorunları için çözüm değil. 7 bin TL’ye ithal edilen hayvanlar şuan 3 bin TL’ye satılıyor. Sıfır faizli o krediler yüzde 130 zarar ettirdi. Devletin teşvik edici politikaları olmalı ve küçük üreticiler bir araya getirilmeli. Eğer mevcut üretimi tüketmezsek büyük bir kriz daha bekliyor ülkemizi. Türkiye’nin yol haritası tekelleşme değil, kooperatifleşme. Ben tarımda ithalatı ülkemize yakıştıramıyorum.
İstanbul Bilgi Üniversitesi İBBF Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Asaf Savaş Akat:
Kullanılmamış turizm potansiyeli gelecek vaat ediyor
Türkiye küresel krizden sonra iyi toparladı. Türkiye’nin geleceği Atina’dan ve İspanya’dan bakıyorsan parlak, Berlin’den bakıyorsan fena değil, Çin’den bakıyorsan iyi sayılmaz.
Mermer rakamlarının iç açtığı Burdur’da turizm rakamlarını görünce üzüldüm. Burdur’da kullanılmamış bir potansiyel var. Dolayısıyla gelecek vaat ediyor. Burdur’da iklim güzel, şehrin kalabalığı yok, trafik problemi yok, zengin bir tarihi ve güzel bir coğrafyası var. Bana göre, Burdur’un iyi bir yazılım merkezi olmaması için hiçbir neden yok. Burdur’da neden bir yazılım merkezi yok, bunun üzerine düşünmenizi isterim. Türkiye küresel krizden sonra iyi toparladı. Türkiye’nin geleceği Atina’dan ve İspanya’dan bakıyorsan parlak, Berlin’den bakıyorsan fena değil, Çin’den bakıyorsan iyi sayılmaz. 2011 yılı sonrası sürdürülebilir büyümeye doğru ilerliyoruz. İç ve dış talep dengeleme çabaları devam ediyor. Türkiye 1953-2000 yılları arasında kişi başına geliri yükseltemeyen bir ülke. Kadın nüfusun iş hayatına kazandırılamaması buna büyük etken. Kadın nüfusunun büyük çoğunluğu konomide sadece tüketici olarak yer alıyor .Üretim artmazsa kişi başına gelir artmaz. Türkiye 2003-2004 yılları arasında ciddi faizler ödedi. Yüzde 30 faizlerin olduğu dönemlerden geçti. 2010-2011’de reel faiz sıfıra düştü. 2012 de böyle devam ediyor. Enflasyon rakamı 7,5. Türkiye dışa açılım hamlesinde. Siyasi istikrar sağlandı, mali disiplin oturdu. Bu kadar iyi bir tablonun ardından illa ki bir sorun konuşulacaktı. Türkiye’nin bu sorunu cari açık.
83’ÜNCÜ TOPLANTI BURDUR’DA
Garanti Anadolu Sohbetleri kapsamında Tureks Mermercilik Yönetim Kurulu Başkanı Osman Cavit Turunç, Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük, Turizm Yatırımcıları Derneği Başkanı Turgut Gür ve İstanbul Bilgi Üniversitesi İİBF Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Asaf Savaş Akat birer sunum yaptı.