'Sanayicinin yarattığı değer görülmüyor'
Türkiye’nin zengin yeraltı kaynakları olmadığını, bu nedenle sanayiciye destek olunması gerektiğini söyleyen Ahmet Akbalık, ancak bunun tam tersinin yapıldığını ve sanayicinin yarattığı değerin görülmediğini belirtti
TAYLAN BÜYÜKŞAHİN
İSTANBUL - Hazır giyim ihracatında sadece Türkiye’de değil dünyada da tanınan bir isim Ahmet Akbalık. Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nde geçtiğimiz dönemlerde önemli görevler alan Akbalık’ı, günümüzde tekstil sektörü dışında gayrimenkul ve turizm sektörlerindeki faaliyetleriyle görüyoruz. Özak Global Holding’in yönetim kurulu başkanlığı görevini yürüten Akbalık ile son dönemdeki çalışmalarıyla beraber neden sanayicilikten farklı sektörlere yöneldiği üzerine konuştuk.
Holding bünyesindeki tekstil işlerini tamamen kardeşine devrettiğini anlatan Akbalık, holding olarak tekstil sektöründen çıkmadıklarını, aksine tekstilden gelen güç ve tecrübelerini gayrimenkul ve turizm sektörlerine aktardıklarını söyledi. Yaklaşık 30 yıldır tekstille uğraştıklarını ve 15 yıldır da gayrimenkul yaptıklarını ifade eden Akbalık, 2004 yılında da turizme girdiklerini kaydetti. 2009’dan sonra gayrimenkul sektöründe büyüme kararı aldıklarını anlatan Akbalık, “Temel olarak baktığımızda tekstil bize çok şey kattı. Tekstilin kreatif olarak bize kazandırdığı çok şeyler var” dedi.
Sanayiciliğin zor bir zanaat olduğunu, herkesin yapabileceği ve sürdürebileceği birşey olmadığını vurgulayan Akbalık, “Bizim şu an Malatya, Urfa, Çatalca ve İstanbul’da fabrikalarımız var. Tekstil ve hazır giyimin her geçen gün sıkıntılı olduğunun söylendiği bir dönemde biz her sene standart bir büyüme ivmesiyle yolumuza devam ediyoruz. Bu 30 yıldır böyle devam ediyor, yeni birşey değil. Biz bu işin ruhunu, içeriğini ve bütün süreçlerini herşeyini yaşayarak yapıyoruz. Sadece tekstili yapıp satmada yokuz. İşin tasarım tarafında varız aslında. Bir çok firmanın hem üreticisiyiz, hem de tasarım koleksiyon geliştirme kısmında partneriyiz. Mütevazı olmaya gerek yok. Biz tekstilde başarılıyız” diye konuştu.
‘İthalatçı ile sanayici arasında fark yok’
İş dünyasının yeni sanayi yatırımları yapmak yerine neden gayrimenkule döndüklerini sorduğumuz Akbalık, şunları söyledi: “Sanayicilerin alternatif sektör aramalarındaki sebep ve gerekçe şu. Sizin yapmış olduğunuzun ülke ekonomisine kazanımların doğru hesaplanmaması. İthalatla sanayici arasındaki fark nedir? Devlet nezdinde ikimiz arasında fark yok. İthalatçı malını getirirken vergisi varsa onu ödüyor. Derdi, kederi, sıkıntısı yok. Adamın aldığı sattığı belli. Yarın öbür gün sıkıntı olursa tak diye kesebiliyor. Sizin böyle bir şansınız yok. Hazır giyimde inme çıkmalar çok oluyor. Çıkmalarda sıkıntı yok ama inmelerde özkaynaklarınızı kullanıyorsunuz. Diğer tarafta ithalatçıda böyle bir dert yok. Ama siz işçi çalıştırıyorsunuz, inmeler çıkmalarla, dünyadaki arz talep dengesiyle mücadele ediyorsunuz. Aşağı dönünce ‘bir dakika iş yok’ deyip duramıyorsunuz. Fiyatı aşağı çekiyorsunuz, maliyetine iş yapıyorsunuz. Sanayicinin temel konularından birisi bu. Sürdürülebilir olmak. İthalatçı ile sanayicinin arasında fark olmaması, sanayicinin alternatif sektör aramasının temel sebebidir. Bu, çeşit sağlıyor. Bir sektörde sıkıntı yaşıyorsa diğer sektörden bunu kapatıyor. Tekrar belirtmek gerekirse; şirketlerin segment değiştirmesinin, işadamlarının alternatif sektör aramalarının en önemli sebeplerinden bir tanesi, yapmış olduğunuz değerlerin çok iyi algılanmadığıdır. Bunlar çok önemli. Çünkü bizim petrol yataklarımız yok. O yüzden sanayi bizim en temel, değerli argümanlarımızdan bir tanesi. Bunları büyütüp genişletme yolunu tercih etmemiz gerekiyor.”
Uluslararası rekabet şansı yok oluyor
Sanayiciye yeteri kadar değer verilmemesinin sebebini iyi analiz yapılmamasına bağlayan Akbalık, şunları söyledi: “Mesela tekstil hammaddesi tedariğinde hazır giyimciler sıkıntı yaşıyor. Anti dampingler, vergiler buna neden oluyor. Bir bakıyorsunuz günün sonunda siz uluslararası rakipleriniz çerçevesinde yüzde 20-30 fiyat farkını tolare ederek süreci idare ettiriyorsunuz. Rakibiniz 4 dolara kumaş alıyorsa, siz 5 dolara alıyorsunuz. Bu, sizin uluslararası alanda rekabet etme şansınızı elinizden alıyor. Hammaddede yüzde 170 antidamping uygulayan başka ülke olduğunu sanmıyorum. Burada bürokrasi doğru çalışmış olsa, çok net söylüyorum 4 dolarlık bir kumaş içerisinde bu ülkeye ne kadar katkı sağladığını analiz eder. Pamuk, boya, elektrik, makine ithal... Bir bakıyorsunuz 4 dolarlık kumaşın 50 senti bu ülkeye katma değer olarak ya kalıyor ya kalmıyor. Ama hazır giyim öyle değil. Hazır giyim 13 milyar dolar dış ticaret fazlası veriyor. Şimdi siz hangisini tercih edersiniz. Bürokrasi daha az katma değer olan kumaşı korumayı tercih etti. Hammadde tedariğinde sıkıntı yaşatılmaması gerekiyor. Ürünü koruyabilirsin, cama, halıya, mobilyaya antidamping getirebilirsin sanayicini korumak için. Ama bunun hammadde tedariğinde önleyici sıkıntılar olursa, sanayicinin büyümesinin önüne geçer.”
‘Sanayici için alternatif sektörler gerekli’
Tekstil sektörünün Türkiye için önemli olduğunu ve bundan sonra da var olacağını belirten Akbalık, sözlerine şöyle devam etti: “Bizim yapımıza en uygun en sağlıklı sektörlerden bir tanesi. Dış ticaret fazlası veriyor. Turizm mesela. Bu ülkeye yüzde 80-90 katma değer bırakıyor. Böyle bir ölçek ortaya konmalı. İhracat yaptık diyorlar? Peki bu ülkeye ne bıraktın? Ne ithal ettin? Transit ticaret yapan herkes ihracat yaptım diyor. Bu ülkede sanayicileri biraz destekleyebilecek, sanayiciyi gerçekten belli ölçekte koruyacak sistemler konması gerekiyor. Burada çok ciddi sıkıntılar var ve bunları gördüğü için sanayiciler farklı sektörlere yöneliyorlar. Bugün gayrimenkul sektörü de kolay bir sektör değil. Turizm sektörü ondan da zor. Hizmet sektörü çünkü. Ama bu sektörler sanayici için alternatif yaratmak ve bu alternatifl erle mevcut süreci devam ettirmek için gerekli.”
‘Gayrimenkulde konut balonu yok’
Türkiye’de konut balonu olduğunu düşünmediğini kaydeden Akbalık, “Her zaman bir arz talep dengesi vardır. Bu belli dönemlerde yükselir, belli dönemlerde düşer. Biz eskiden beri diyoruz ki insanların şehir dışından şehir içine ulaşma zorunluluğu var. Şimdi insanlar bunu yeni yeni söylemeye başladı. Avrupa’daki pek çok şehirde sizin ulaşım lokasyonlarınızla o proje değerleniyor. 10 tane parametre varsa, 2 tanesi bu. Türkiye’de de artık bu olmak zorunda. İstanbul şartlarında, işten eve rahat gidebileceği bir durum olmalı. Mesela Beylikdüzü’ne Metrobüs geldikten sonra büyük farklar oldu” dedi.
‘Başarılı tekstilciler başka sektörlerde de başarı sağlıyor’
Gayrimenkul sektörünün pek çok işadamının gündeminde olduğunu ifade eden Akbalık, “Ancak Türkiye’de markalı konut, markalı gayrimenkul kavramı algılanmaya başlandı. Herkes yaptığı eserlerin bıraktığı izleri konuşuyor. Yani, yapılan gayrimenkulun şu anki standartlarla uyumu, sıkıntılarının boyutu, bunlar tartışılır hale geldi. Bu nedenle sektör önümüzdeki günlerde kendi içerisinde bir dönüşüm gerçekleştirecek. Tekstilde tasarımın verdiği yetenekle iyi ürünler veriyorsunuz. O yüzden başarılı tekstilcilerin başka sektörlere girdiğinde başarı sağladıklarını görürsünüz” dedi. Akbalık, turizmde şehir otelleriyle de var olmak istediklerini söyledi.