Asırlık değerimiz ilmek ilmek örülüyor

El sanatlarının sektörel gelişiminde öncü olan Elizi Kuyumculuk, İstanbul’da kurdukları atölyede müşterilerinin Trabzon hasırlarına kendi ilmeklerini atarak hatıralarını bırakmalarına olanak sunuyor. Cağaloğlu’nda yer alan atölyede el emeği ile işlenen Trabzon hasırı, kadın istihdamı açısından da önem arz ediyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

1900'lü yılların başından beri üretilen Trabzon hasır bileziği gerek el işçiliğiyle gerek maddi değeriyle ülkemizde her daim ilgi görmeyi başarıyor. Kendine özgü tasarımı ve yapısıyla göze çarpan bilezik, sabırlı ustaların zarif işçiliği ile birçok aşamadan geçerek şekilleniyor. Detaylı bir emek ürünü olarak elde edilen Trabzon hasır bileziği Türk kültürünün önemli bir mirası olarak varlığını sürdürmeye devam ediyor. 

Yetenekli eller sektöre kazandırılıyor

İstanbul Cağaloğlu’nda atölyesi bulunan Elizi Kuyumculuk, Trabzon hasırının nasıl yapıldığını merak edenler için eğitimler veriyor. Hasır sanatının bir meslek haline gelmesi için atılan bu adım yetenekli eller için eğitim fırsatı sunuyor. Trabzonlu kadınlar tarafından yüzde 100 el işçiliği öğretilen bu atölyede ata yadigarı meslek yeni nesillere öğretilerek aktarılıyor. El sanatlarının sektörel gelişimine katkıda bulanan atölye, vermiş olduğu eğitimle aynı zamanda kadın istihdamına da katkıda bulunuyor. 

Her ürününün kendine ait hikayesini oluşturmak istediklerini vurgulayan Elizi’nin Kurucusu Fatih Yılmaz, “Siparişini teslim almak için gelen müşterileri yukarıdaki atölye kafemize çıkarıyoruz. Bir yandan Trabzon atmosferini yansıtan kuymaklı kahvaltımızı ikram ederken diğer yandan bitmek üzere olan hasır bileziklerimize ilmek attırıyoruz. Ürünü onların son dokunuşuyla tamamlayıp kendilerine teslim ediyoruz. Bu sayede ürünün kendi hatırasını oluşturmuş oluyoruz. Bu konsept Türkiye'de ilk.” şeklinde konuştu. Ayrıca Trabzon hasırı bir ürünün üretim süreci hakkında da bilgi veren Yılmaz; ‘Bir örücü günde 6 saat çalışıldığı takdirde Trabzon hasırı bir bileziği 1 hafta içerisinde 10 bin ilmekle yapabiliyor. Bu ilmek ilmek örülen ve ciddi anlamda emek isteyen bir süreç gerektiriyor. Endüstriyel üretimin böylesine yükseldiği bir dönemde el emeği ürünler de bir o kadar değerli hale geliyor. Sadece hammadde olarak değil yapılış biçimiyle de dünyanın en değerli mücevherlerinden birini ürettiğimizi söyleyebilirim. Bir de son dokunuşu ürün sahibi yaptığında bu ürün eşi benzeri olmayan bir hale bürünüyor” dedi.