Kısa süreli çalkantılar sektörü etkilemez ama…

Sabancı Holding Enerji Grup Başkanı Hakman, sektörde, kısa süreli çalkantıların sektörün uzun vadeli geleceğini belirlemeyeceğini ama bu çalkantılı dönemlere dayanabilecek güçlü oyuncuların olması gerektiğini söyledi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Sabancı Holding Enerji Grup Başkanı ve Enerjisa Yönetim Kurulu Başkanı Selahattin Hakman, enerji sektörünü Anadolu Ajansı Finans Masası'nda değerlendirirken, enerji ve elektrik sektöründe birkaç aylık veya 1 senelik çalkantıların sektörün uzun vadeli geleceğini belirlemeyeceğini belirterek, "Ama bu çalkantılı dönemlere dayanabilecek güçlü oyuncular lazım" dedi. 

Enerji sektörüne ilişkin gelişmeleri değerlendiren Hakman, Türkiye'nin genel olarak enerji, özel olarak da elektrik talebinin dünyada en hızlı artan ülkelerden biri olduğunu belirterek, bu talebi karşılamak için de ciddi yatırımlar yapılması gerektiğini vurguladı.

Türkiye'de geçen 10 yılda yaklaşık yüzde 7 seviyesinde yıllık elektrik talep artışı olduğunu, gelecek 10 yıl boyunca da bu seviyelerde bir talep artışı beklediklerini aktaran Hakman, bunun da Türkiye'nin her yıl 4-5 bin megavat yeni kurulu elektrik üretim kapasitesine ulaşmasını ve 8-10 milyar dolar yatırım yapmasını gerektirdiğini ifade etti.

Türkiye elektrik sektörünün son 12 yılda başarılı bir performans gösterdiğini dile getiren Hakman, bunun temelini sağlayan şeyin bu dönemde kurulan ve geliştirilen rekabetçi piyasa olduğunu, rekabetçi piyasayı sağlayabilmek için Türkiye'nin önünde hala atması gereken adımlar olduğunu belirten Hakman, "Biz 2005'te bu yatırımlarımıza başladığımızda bugünkünün çok gerisinde bir piyasa vardı. Biz bu piyasanın gelişeceğini ve rekabetçi bir piyasanın oluşacağına inanarak girdik. Bugün dönüp baktığımızda bunların gerçekleştiğini görüyoruz ama önümüzde gitmemiz gereken yol var" diye konuştu.  

Elektrik piyasasının daha da gelişmesi için iki temel husus olduğuna işaret eden Hakman, şunları kaydetti:

"Birincisi, Nisan ayında çıkan yeni Elektrik Piyasası Kanunu ile temeli atılan Enerji Borsası'nın oluşması ve bu Borsa'da türev ürünlerle uzun vadeli referans bir fiyat göstergesinin oluşmasıdır ki bu yatırımcıya güven verecektir. Enerji Piyasaları İşletme Anonim Şirketi'nin (EPİAŞ) kurulması önemli bir gelişme... Hatta orada fazla vakit kaybetmeye başladık, bir an önce bunu hayata geçirmemiz gerekiyor. İkinci önemli adım da piyasadaki kamu payının azaltılmasıdır. Piyasa oyuncusu olarak kamu, bugün hem kendi tesisleri hem de yap-işlet dönemlerinden kalan uzun vadeli anlaşmalarla, piyasaya elektriğin yüzde 60'ını sunuyor. Bir oyuncunun yüzde 60 pazar payı olduğu bir piyasa çok sağlıklı işlemeyebilir. Burada da rekabetçi bir piyasayı sağlamak için adımlar atılıyor."

Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ) santrallerinin özelleştirilmesinin gündemde olduğuna değinen Hakman, "Şartlar gereği ertelendi fakat ben bunun temel bir vazgeçiş olduğunu düşünmüyorum. Şu anki konjonktürde bunu yapmak çok doğru olmayabilirdi. Birkaç ay ertelenmesi uygun olmuştur ama bütün karar vericiler tarafında oradaki kararlılığın devam ettiğini biliyoruz" ifadelerini kullandı.

"Çalkantılı dönemlere dayanabilecek güçlü oyuncular lazım"

Enerji yatırımlarının uzun vadeli yatırımlar olduğuna işaret eden Selahattin Hakman, şöyle devam etti:

"Bu işe soyunan yatırımcıların da buna uzun vadeli bakması lazım. Birkaç aylık çalkantılar, buradaki gelişmeleri zorlaştırır ama etkilemez. Mesela bugün kurlarda gördüğümüz yukarı hareket hepimizi ciddi sıkıntılar altına soktu. Çünkü bu yatırımlar döviz borçlanarak yapılan yatırımlar, uzun vadeli borçlanmalarla yapılan yatırımlar. Sektördeki bütün oyuncuların borçları birden bire arttı. Ümit ediyorum ki burada piyasanın da gelişmesiyle bu borçları ödemekte kimse bir zorlukla karşılaşmaz. Sonuç olarak borçların artması maliyetlerin artması demektir. Bundan sonraki yatırım iştahı açısından piyasanın, bu maliyetlerin rekabetçi bir ortamda yansıtılabileceği bir düzende çalışıyor olması gerek."

Sabancı Holding Enerji Grup Başkanı Hakman, "Kur artışı hangi seviyede sizin için yatırımlar açısından kırmızı çizgidir?" sorusu üzerine, şu açıklamada bulundu: 

"Öyle bir seviye yok. Enerjisa'nın 2017 yılına kadar 5 bin megavata ulaşacak projeleri var. Bu 5 bin megavat'lık projelerin 2 bin 500 megavatı şu an itibariyle zaten devrede. 1.700 megavat da inşaatı süren projelerimiz var. 900 megavatlık da lisansı alınmış, mühendislik çalışmaları süren, önümüzdeki günlerde ihalelerini yapıp inşaata başlayacağımız projeler var. Bunların hemen hepsinin finansmanı sağlanmış vaziyette. Burada kurdan veya başka bir şeyden kaynaklanan bir durma veya erteleme olmaz. Başlattığımız gibi projelerimize devam edeceğiz. Önemli olan, bundan sonraki adımlar içinde projelerin fizibilitelerinin yerinde olması ve bu pazarda bu yatırımlarımızı geri ödeyecek şartları bulup bulmadığımızdır. Bu sağlandığı takdirde Türkiye'deki yatırımlar devam eder."

Enerji ve elektrik sektörünün temel bir altyapı sektörü olduğunu vurgulayan Hakman, sektörde, 3-5-6 aylık, 1 senelik çalkantıların sektörün uzun vadeli geleceğini belirlemeyeceğini belirterek, "Ama bu çalkantılı dönemlere dayanabilecek güçlü oyuncular lazım. Yani burada en hafif bir rüzgarda sallanmaya başlayacak direkler bu çatıyı taşımaz. Bunu da bu sektörün düzenleyicileri karar vericileri ve oyuncuları olarak bizler hep birlikte daha ileri götürmek geliştirmek durumundayız" dedi.

Selahattin Hakman, Enerjisa'nın halka arzının 2016 yılı olarak belirlenmesinde, geçen yıl Ayedaş ve Toroslar'ın özelleştirme ihalelerini kazanarak devralmalarının belirleyici olduğunu söyledi.

[PAGE]

"Halka açılma öncesi, biz bu şirketleri de Başkent elektrikte yapmış olduğumuz gibi verimlilik açısından, ekonomik güçlülüğü açısından ve müşterilerine sunduğu hizmet kalitesi açısından hedeflediğimiz noktaya getirmek istiyoruz" diyen Hakman, dağıtım işinin de kendi portföyleri içinde çok önemli bir yerde bulunduğunu ve bu değişimi sağladıktan sonra halka açılmayı planladıklarının altını çizdi.

Hakman, dağıtım bölgelerinin tarife döneminin 2015 sonunda sona ereceğini ve 1 Ocak 2016 yılından itibaren yeni bir tarife döneminin başlayacağını kaydederek, "Potansiyel yatırımcımıza şöyle bir tarife bekliyoruz demek yerine yatırımcımıza bu tarife çıktı, bunun bizim şirketimiz üzerindeki etkileri bu şekilde demeyi tercih ediyoruz. 2016 yılını hedeflememiz bundan dolayı. Bunun yanı sıra üçüncü kriterimiz de piyasa şartları olacak. Piyasadaki uygun şartları gördüğümüz zaman halka arzını gerçekleştireceğiz" diye konuştu.

Yeni enerji teknolojileriyle, sadece Türkiye içerisinde değil, en azından bölgesel pazarda da rekabetçi olunabilmesi gerektiğine işaret eden Hakman, Türkiye pazarından başlayarak, rekabetçi bir pazarda, en azından kendi bölgesinde rekabetçi olabilmenin gerekliliğine dikkati çekti.

Hakman, yenilenebilir enerji üretim teknolojilerinde, gerek enerjinin doğru yönetimindeki bilgi teknolojileri gelişmeleri, gerekse de enerji verimliliğinin artmasına yönelik teknolojilerin Türkiye için büyük bir fırsat olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Dünyada binlerce firmanın yaptığı eski teknolojilerle rekabetçi olmanız ve rekabetçi olacak hacmi sağlamanız çok zor. Fakat bunlar yeni gelişen teknolojiler ve Türkiye için burada önemli fırsatlar var. Kamunun desteği, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu'nun (TÜBİTAK) çalışmaları ve üniversitelerin ve özel sektörün devreye girmesi gerçekten Türkiye'de geleceğe yönelik yeni bir sektörün yeni bir sanayi segmentinin gelişmesini sağlayabilir."  

Doğalgaz alanında rekabetçi bir yapıyla, maliyetlerin doğru yansıtıldığı bir piyasa oluşturmanın gerekliliğine işaret eden Hakman, yanlış yansıtılan maliyetlerin verimsiz tüketime neden olduğunu vurguladı.

"Türkiye, arz güvenliğinde fizibilite ve yatırım açısından en ekonomik çözüm"

Türkiye'nin arz güvenliği konusunda rakiplerine göre avantajlı ve dezavantajlı yönlerini değerlendiren Hakman, Türkiye'nin birincil enerji kaynaklarının ülkenin kendi ihtiyacı için yeterli olmadığını söyledi.

Hakman, Türkiye'nin kendi kaynaklarını kullanmak adına yapılacak daha bir sürü işinin olduğuna dikkati çekerek, "Yerli linyitlerimizi daha büyük oranda kullanmak, yenilenebilir enerjiyi geliştirmek... Fakat biz bunları ne kadar geliştirirsek geliştirelim kapasitelere baktığımızda ve Türkiye'nin enerji talebinin nasıl arttığını biliyoruz" dedi.

Türkiye'nin hiçbir zaman enerji açısından kendine yeterli bir ülke olamayacağını değerlendiren Hakman, Türkiye'nin coğrafi olarak şanslı bir konumu olduğunu, dünyanın petrol ve doğalgazın 3'te 2'sinin Türkiye'nin komşularında bulunduğunu vurguladı.

[PAGE]

Hakman, şunları kaydetti:

"Arz güvenliğini sağlayabilmesi için bunları ülkeye getirebilmesi, gerek maliyet olarak gerekse politik olarak kolay. Bu ülkeler Türkiye'nin iyi ilişkilerde olduğu ve iyi ilişkileri geliştirilebileceği ülkeler. Ama bu kaynakların Türkiye'ye gelmesi sadece arz yeterliliği için gerekli değil, bu üretici ülkelerin de pazar sıkıntısı var.  Avrupa ülkeleri kendi kaynaklarını çeşitlendirmek istiyor. İki taraftan da baktığınızda da Türkiye fizibilite ve yatırım olarak en ekonomik çözüm. Türkiye iki şey sağlıyor. Birincisi, kendisinin büyük bir pazarı var. Avrupa'ya transit olarak gidişe baktığımızda da onlar için olanaksız çözümler Türkiye üzerinden geçiyor. Ben eninde sonunda ekonomik olanın kazanacağına inanıyorum.

Bizim yalnızca bunun fiziksel alt yapısını hazırlamamız lazım. Buraya yatırımlar yapılması gerekiyor. Altyapı kaynaklı bir takım sıkıntılardan dolayı doğalgaz kesintileri yaşadık. Türkiye doğalgaz ve elektrik sektöründe yaşadığı sıkıntıların olmaması için ve bütün bu civardaki yapıların gelebilmesi için altyapı çok önemli. Türkiye bunu şimdiye kadar önemli projelerle sağladı. Bunun devam ediyor olması lazım. Türkiye kendi içerisindeki dağıtım altyapısını güçlendirmek zorunda. Biz enerji kaynakların ticaretinin yapıldığı bir merkez olmak istiyorsak, liberalleşme adımlarını hızlı bir şekilde doğalgaz tarafında da atmamız lazım."

"Enerji borsası, şeffaf ve yatırımcıya geleceğe yönelik güven verecek bir yapı olacak"

Selahattin Hakman, kurdaki artıştan dolayı elektrik fiyatlarına zam olup olmayacağı konusunda henüz bir tahmininin olmadığını belirterek, "Önemli olan maliyetlerin doğru yansıtılabiliyor olmasıdır. Maliyetlerin aşırı yansıtılmamasını sağlayacak olan da rekabetçi piyasadır" dedi.

Yapılan düzenlemelerle 2015 sonunda tüm tüketicilerin kendi tedarikçilerini serbestçe seçebilecekleri bir ortamın oluşmasının hedeflendiğine işaret eden Hakman, bunun da rekabetçi piyasanın gelişmesini sağlayacak en önemli unsurlardan bir tanesi olduğunu ifade etti.

Yağışların mevsim normallerinin altında olmasının hidroelektrik üretimine yansımasını değerlendiren Hakman, yağışların az  olmasının hidroelektrik üretimine olan etkisinin şu anda fazla olmadığını, ancak yağış azlığının devam etmesi durumunda üretimde olumsuz bir etkinin görülebileceğini öngördü.

Türkiye'nin son senelerde elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 25'inin hidroelektrik kaynaklarından sağlandığını dile getiren Hakman, Türkiye'nin ihtiyacını karşılayacak kurulu kapasitenin etkilenmeyeceğini ancak önemli yağış olmaması durumunda bu kurulu kapasitedeki üretimin düşebileceğini ve doğalgaz santrallerinde daha fazla üretimin gerekebileceğini vurguladı.

Hakman, Türkiye'deki elektrik üretiminin yüzde 25'inin hidroelektrik kaynaklı olduğunu yineleyerek, bu tüketimin yüzde 3'ünü rüzgar, yüzde 1'ini biokütle ve jeotermal enerjiden, yüzde 12-13'ünün de yerli kömürün oluşturduğunu yani 2013 yılında elektrik üretiminin yüzde 42'sinin yerli kaynaklardan yüzde 58'inin de doğalgaz gibi ithal kaynaklardan üretildiğini kaydetti.

Enerji borsasının son elektrik borsası kanunun bir hükmü olarak kurulacağının kesinleştiğini dile getiren Hakman, bu borsanın tüzük ve yapı çalışmaları konusunda yoğun bir görüş alışverişi olduğunu ve enerji borsasını bir anonim şirket tarafından işletileceğini ifade etti.

[PAGE]

Bu anonim şirketin yüzde 60'ının kamu ve yüzde 40'ının özel sektörün ortaklığı şeklinde olacağını belirten Hakman, "Bu borsa şeffaf ve yatırımcıya geleceğe yönelik güven verecek bir yapı olacak. Kanun bunun için 6 aylık bir süre vermişti. Bu süreyi biraz aştık. Beklentimiz bunun biran önce hayata geçirilmesi. Döviz kurlarının artışı, dünyada gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere bir miktar sermaye akışının hızlanması yeni yatırımlar için finansman kaynağı bulmasını bir miktar zorlayacak. Projelere finansman sağlamak adına enerji borsasının değeri önümüzdeki dönemde daha iyi anlaşılacak" dedi.

"Elektrik dağıtım sektöründe zorlukla karşılaşan, sıkıntı yaşayan bir şirket yok"

Son dönemdeki kur artışlarının şirket bilançosuna etkisini değerlendiren Hakman, "Üretim projelerimizi gerçekleştirirken, döviz cinsinden uzun vadeli finansman kullanıyoruz. Bunlar borç olarak bilançomuzda duruyor. Kurun artması borçlarımızı artırıyor. Sonuç olarak önemli zararlar yazıyoruz. Bu zararlar kağıt üzerinde zararlar ama kredilerin geri ödemesi geldikçe kağıt üzerindeki zararlar gerçek paraya dönüşmeye başlıyor. Şu an için bu önemli bir sıkıntı. Beklentimiz, piyasanın bu maliyeti dikkate alacak şekilde oluşması, şirketimiz ve sektördeki diğer şirketler tarafından sıkıntı yaşanmamız" diye konuştu.

Ertelenen enerji santral ihalelerine şirketlerinin bakışını açıklayan Hakman, ortakları ile geliştirdikleri orta vadeli bir bakışları olduğunu ve 5 bin megavatın üzerinde büyüme hedeflerinin olduğunu ifade etti.

Kendilerinin dengeli bir portföy dağılımına önem verdiklerini anlatan Hakman, şunları kaydetti:

"Burada bizim için önemli olan hangi teknoloji, hangi yakıt, ne kadar kömür, ne kadar hidrolik,  ne kadar rüzgar? Bu portföyün hem dengeli hem de rekabetçi olması gerekiyor. Yeni yatırımlara bakarken temel kriterimiz bu. Son ertelenen özelleştirme ihalelerinde dosya almıştık. Girip girmeme konusunda karar vermemiştik. Tesislerin durumu, bizim portföyümüzle olan uyumu ya da uyumsuzluğu gibi konulara bakıyoruz. Özelleştirme bizim büyüme kaynaklarımızdan bir tanesidir, sadece özelleştirmelerle büyüme gibi bir hedefimiz yok. Özelleştirmeleri dışlama gibi bir hedefimiz yok. Özelleştirmeler de olabilir başka satın almalar da olabilir. Kendi lisanslarımızla kurduğumuz projeler de olabilir."

"Son dönemde döviz kurlarındaki artış nedeniyle elektrik dağıtım ihalelerinde ödeme konusunda şirketler sıkıntı yaşıyor mu?" şeklinde soru üzerine Hakman, "Benim bildiğim elektrik dağıtım sektöründe zorlukla karşılaşan, sıkıntı yaşayan bir şirket yok. Tabii herkesin kendi finansmanını hangi koşullar altında nasıl sağladığını bilmiyorum. Gördüğüm kadarıyla sıkıntıda olan yok" diye cevap verdi.

Yabancı ortaklarının da Türkiye'deki gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirten Hakman, enerji sektörünün uzun vadeli bir sektör olduğunu, Türkiye'ye bakıldığında yüzde 6'lık büyümenin, her yıl 8-10 milyar dolarlık yatırım ihtiyacının, büyüyen bir pazarın ve yatırım yapmak için temel dinamiklerin olduğu bir ülkeden bahsedildiğini söyledi.

Hakman, Türkiye'nin son 10 yılda rekabetçi bir piyasa oluşturmak adına geçmişinin çok parlak olduğuna dikkati çekerek, "Dolayısıyla enerji sektörüne bakacak birinin bu potansiyeli görmesi gerekir. Avrupa'daki şirketlerin kendi problemleri bu ara çok. Buna rağmen ortağımız Türkiye'nin potansiyelini anladı ve geldi. Bugün de yatırımlarımıza birlikte devam ediyoruz" dedi. 

Bu konularda ilginizi çekebilir