Kota ve lisansla, sürdürülebilir balıkçılık politikası uygulanıyor
Norveç su ürünleri sektörünün öncelikli hedefi gelecek için sürdürülebilir bir politika uygulamak. Bunun için balık üretimi yapılırken çevrenin korunması, hayvan refahı,tüketiciye sağlıklı ve güvenilir ürünlerin sunulması için devlet,özel sektör ve araştırma kurumları birlikte çalışıyor.
Ali Ekber YILDIRIM - Norveç İzlenimleri 2
Su ürünleri konusunda Norveç’te en çok kullanılan sözcüklerden birisi sürdürülebilirlik. Üreticiden bilim insanına, devlet yetkililerinden firma yöneticilerine hemen herkes su ürünleri sektörünün geleceği için sürdürülebilir politika uygulanmasının şart olduğunu söylüyor.
Sürdürülebilirliğin ana ilkesi ise çevrenin korunması, hayvan refahı ve tüketiciye sağlıklı güvenilir deniz ürünlerinin sunulması olarak açıklanıyor. Sürdürülebilirliği sağlamak için çaba gösteren ve kısa adı NORGE olan, Norveç Deniz Ürünleri Konseyi, Norveçli balıkçılar ve su kültürü endüstrisi ile birlikte ülkenin deniz ürünleri için pazar oluşturmaya çalışıyor. O pazarlardan birisi de Türkiye.
Su ürünleri üretiminin büyük bölümünü ihraç eden Norveç’in ürünlerine pazar yaratmaya çalışan Norveç Deniz Ürünleri Konseyi’nin sürdürülebilir balıkçılık konusundaki görüşlerini Türkiye Direktörü Maria Kivijärvi Heggen şöyle açıklıyor: “Sürdürülebilirlik, Norveç balıkçılığının ve su ürünleri yetiştiriciliği yönetiminin özünü oluşturur. Yani, bu endüstrilerin yönetimi ve gelişimi sosyal, çevresel ve ekonomik koşulları gözetir ve bunlar arasında bir denge oluşturmaya çalışır. Balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliğinin bugün binlerce Norveçlinin geçim kaynağı olmasının yanı sıra gelecekte de bunun devamını sağlamak Konseyin önceliğidir.”
Kota ve lisans uygulaması
Balıkçılıkta aşırı avlanmayı engellemek ve stokların gelecek nesiller için büyümesini sağlamak için kota sistemi uygulandığını hatırlatan Heggen: “Su ürünleri yetiştiriciliğinde lisans sistemi uygulanıyor. Hükümet yıllık bazda üretim için yeni lisansların yayınlanıp yayınlanmayacağına karar verir. Yeni lisanslar verilmesi çevresel etkiler göz önüne alınarak oldukça dikkatli bir şekilde verilir. Su ürünleri yetiştiriciliğinin çevreye zarar vermemesi ve balığın sağlıklı bir ortamda büyümesi için oldukça sıkı ve kuralcı bir gözetleme sistemi var.
Düzenlemelere uymayanlar için ciddi yaptırımlar var. Balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliği, küçük kıyı topluluklarının ve kıyı boyunca yaşayan insanlarımızın geçim kaynağı için bel kemiği durumuna. Soğuk ve temiz suya sahip olmanın kıymetini bilerek hareket ediliyor ve korumak için çalışılıyor; kısaca bu iş çok ciddiye alınıyor. Bu yüzden de Norveç modeli balıkçılıkta ve su ürünleri yetiştiriciliğinde sürdürülebilirliğin, küresel anlamda öncü bir örnek olduğunu söyleyebiliriz” dedi.
Balık dünyayı besleyebilir mi?
Norveç balık üretiminin gelecekte dünyayı besleyecek bir ürün olması için Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ile birlikte çalışıyor. FAO yetkilileri raporlarında gelecekte beslenme sorununun çözümü için balığın önemli bir besin maddesi olacağını ifade ediyor
Norveç Somon Balığı Akademisi’nin geleceğe ilişkin öngörüleri özetle şöyle: “Somon balığımızı yetiştirebilmek için ihtiyaç duyduğumuz fiyortların ve çok miktarda soğuk, temiz suyun bulunması nedeniyle yaşadığımız yer konusunda şanslıyız. Deniz ürünleri, şimdiki halimize gelmemize yardımcı oldu; ama global nüfus olarak karşılaştığımız zorlukları çözebilir mi? İnsanların yediği proteinlerin inanılmaz bir oranla yüzde 17’si zaten denizden geliyor, ama 2050 yılı itibariyle bunun yüzde 40’a çıkartılması talep ediliyor. Bunun olması halinde, gezegenimiz için sürdürülebilir, güvenilir bir protein kaynağına ihtiyacımız olacak. Sürdürülebilir ve çevre bilincine sahip bir şekilde engin deniz kaynaklarıyla çalışarak, dünyanın artan nüfusu için güvenilir bir gıda kaynağı sağlayabiliriz. Bu kaynak balıktır.”
“Herkes balıkçılık yapamaz"
Pelagia AS’nin Austevoll adasındaki üretim tesislerinde Somon Tesislerinin Müdürü Ivar Helge Melingen, Türkiye’de satış ve dağıtımı olan Leroy Norveç Somonu Yetkilisi Ola Hiis Bergh ve uzun yıllardır Türkiye’ye yönelik uskumru ihracatı konusunda çalışan Pelagia Satış Temsilcisi Mette Storebo balıkçılıkta pazarlama ve geleceğe ilişkin beklentileri anlattı.
Balık, balık yağı, balık yemi üreticisi Pelagia’nın bir aile şirketi olduğunu ve 1970’lerde petrol işi ile uğraştıklarını belirten Ivar Helge Melingen: “Norveç’in en önemli iki sektörü petrol ve su ürünleri. Biz ikisini de çok iyi biliyoruz. Norveç’te balıkçılık teknesine sahip olmak için aktif olarak balıkçılık yapmanız gerekiyor. Ayrıca yüzde 50’den fazla lisansa sahip olmalısınız. Çok zengin bir Çinli gelip burada balıkçılık yapamaz. Ayrıca Norveç’te balıkçılık yapan herkes için belli kotalar var. Bu kotalara uymak zorundasınız. Kotalara uymazsanız yarın avlanacak balık bulamazsınız” bilgisini verdi.
Leroy kendi markası ile Türkiye’de
Norveç’ten deniz ürünü ihracatı yapan dünyanın ikinci en büyük Atlantik somonu üreticilerinden Leroy Seafood Group, Türkiye’de de kendi markası ile ürünlerini marketlerde tüketici ile buluşturuyor. “Her mutfakta Leroy” sloganı ile çalışan Leroy, dünya çapında 70’ten fazla pazara yaklaşık 3 milyon tabak deniz ürünü tedarik ediyor.
Bir dönem Alarko Grubu ile işbirliği yaparak Türkiye’de somon üretimi için çalışan ancak 2004 yılında bu işbirliğini sona erdirerek kendi markası ile Türkiye pazarına giren Leroy’un İzmit’te tesisleri var. Leroy Norveç Somonu Yetkilisi Ola Hiis Bergh, Türkiye’nin genç nüfusu ile önemli bir pazar olduğunu ve kişi başına balık tüketiminin çok düşük olduğunu belirterek: “Türkiye’deki fabrikamıza buradan bütün balık gönderiyoruz. Orada fl eto yapılarak pazara sunuluyor. Sadece Norveç somonunu değil, Türkiye’den levrek, palamut, çipura gibi balıkları alıp paketleyerek pazara sunuyoruz. Özellikle İstanbul, İzmir, Ankara ve Antalya’da yaygın olarak pazarlıyoruz” dedi.
Somona karşılık yaş meyve ve sebze
Türkiye’ye somon ihracatı için bir lojistik firmasıyla anlaştıklarını ve TIR’larla taşıdıklarını belirten Bergh, TIR’lar boş dönmesin diye Türkiye’den Norveç’e yaş meyve ve sebze getirdiklerini söyledi.
Uskumruda konserve tüketimi artıyor
Türkiye balıkçılık sektörünü yakından izleyen Pelagia Satış Temsilcisi Mette Storebo, uskumrunun en önemli özelliğinin yağ oranı olduğunu belirterek Türkiye’de balık ekmek şeklinde tüketimin yaygın olduğunu ancak konserve tüketiminin de arttığını söyledi.
Uskumru konusunda uzman olan Storebo şu bilgileri verdi: “Uskumru balığı sürü halinde geziniyor ve belli göç yolları var. Sürekli göç halinde. Çünkü yüzmezse ölüyor. Yüzerken ağızları açık ve ne bulsa yiyor. Uskumrunun kalitesi yağ oranına göre değişiyor. Avlanma sezonunun başlangıcı olan ağustosta yüzde 23-25 yağ oranına ulaşıyor. Eylülde yağ oranı yüzde 28’e kadar ulaşıyor. Bu çok sağlıklı balık. Türkiye’ye ihraç ettiğimiz uskumrular genellikle bu aylarda avlanan ve yağ oranı yüksek balıklar. Bu nedenle balık ekmek olarak tüketimi yaygın. Norveç’te ise konserve şeklinde tüketiliyor. Türkiye’de de konserve tüketimi artıyor.”
Norveç’te sürdürülebilir balık üretiminin kuralları
1- Su ürünleri yetiştiriciliği ve somon yetiştiriciliği kanuna tabii. Kanun, deniz ürünleri yetiştiriciliğinde önceliğin çevreye uygun ve uyumlu şekilde yapılmasını şart koşar.
2- Gıda sağlığı ve çevre kirliliği yasaları ve bu kanun direkt veya dolaylı olarak Norveç balıkçılığının denetimini ve kontrolünü gerçekleştirir.
3- Hükümet, Norveç somonunun üretimini düzenler. Ne kadar üretileceğinden, nerede üreticiliğine ve yetiştirme alanındaki canlıların miktarına, her ağın alacağı balık miktarına kadar hesaplanır.
4- Bir üretim alanı onay süreçlerinden geçmeden açılamaz ve üretim gerçekleştiremez.
5- Her ağ kafesinde en fazla yüzde 2.5 balık ve yüzde 97.5 su olmalıdır. Bu limitler ağ kafeslerinde yetiştirilen somonun sağlığını korumak, çevreyi korumak ve bir ağ yırtılırsa kaçan balıklardan olabilecek potansiyel zararı önlemek adına uygulanıyor.
6- Balık yemlerinin yüzde 70’i bitkisel proteinden yüzde 30’u deniz proteininden oluşuyor. Deniz proteini hem serbest ve çiftlik balıklarından elde ediliyor.