Çöp sahasındaki metan gazından jet yakıtı üretmenin yolu bulundu

Araştırmacılar, atık depolama alanlarından yayılan metan gazından, sürdürülebilir jet yakıtı üretmenin yolunu buldu. Yakıt, potansiyel olarak düşük karbonlu bir havacılık endüstrisi yaratabilecek. Uzmanlar, söz konusu çalışmada, gazın hem düşük sıcaklıkta, hem de atmosferik basınçta hareket geçirebileceği değerlendirmesi yaptı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Başak Nur GÖKÇAM

Sidney Üniversitesi araştırmacıları, atık depolama alanlarından yayılan metan gazından sürdürülebilir jet yakıtı üretmenin kimyasal yolunu buldu. Plazmayı kullanarak kimyasal bir süreç geliştiren araştırmacılar, bu sayede potansiyel olarak düşük karbonlu bir havacılık endüstrisi yaratmayı hedefliyor.

Karbondioksitten çok daha güçlü bir sera gazı olan metan, Uluslararası Enerji Ajansı’na göre atmosferdeki metan konsantrasyonu şu anda sanayi öncesi seviyelere göre yaklaşık iki buçuk kat daha fazla ve istikrarlı bir şekilde artıyor; atık emisyonları ve fosil yakıtların yakılması bu oranın önemli bir kısmını oluşturuyor. Bu kapsamda Avustralya yakın zamanda ABD, Avrupa Birliği, Japonya ve Kore Cumhuriyeti ile uluslararası metan azaltım anlaşmasına katıldı. Küresel ısınmanın yüzde 25’inden sorumlu olduğu bilinen metan gazının en fazla olduğu alanlardan biri de atık depolama alanları yani çöp sahaları.

Bu alanlarda bulunan metan gazını, sürdürülebilir yakıta çevirmek için çalışan Sidney Üniversitesi araştırmacıları, çöp sahasında yayılan metan gazının havaya salınmadan, kimyasal yolla jet yakıtı olarak kullanılabileceğini tespitti. Söz konusu çalışma, Araştırma Amerikan Kimya Derneği Dergisi’nde yayınlandı.

“Elektriklenmesi zor sektörler hedef alınacak”

 Çalışmaya ilişkin açıklamada bulunan Sidney Üniversitesi Kimya ve Biyomoleküler Mühendislik Okulu ve Net Sıfır Girişimi›nden baş yazar Profesör PJ Cullen “Küresel olarak çöp depolama alanları, esas olarak karbondioksit ve metan karışımı olmak üzere sera gazlarının önemli bir yayıcısıdır. Bu gazları alıp yakıtlara dönüştürecek ve havacılık gibi elektriklendirilmesi zor sektörleri hedef alacak.

Modern depolama tesisleri, elektrik üretimi için gaz emisyonlarını zaten yakalıyor, geliştiriyor ve yakıyor; ancak bizim sürecimiz, çevresel açıdan çok daha etkili ve ticari açıdan değerli bir ürün yaratıyor” dedi. Süreç, gazları çıkarmak için şaft (dönme hareketini iletme) benzeri bir mekanizma kullanan, metan kuyusu olarak bilinen bir depolama sahasından metanın çıkarılmasıyla çalışacak. Sürece ilişkin bilgi vere Prof. Cullen, “Bunun güzelliği, bu basit sürecin, sürecimiz için ihtiyaç duyduğumuz bileşimi neredeyse tam olarak yakalamasıdır.

Termal olmayan plazma, gazı hem düşük sıcaklıkta hem de atmosferik basınçta harekete geçirebilen, elektrikle çalışan bir teknolojidir. Esasen bunun anlamı, bu yaklaşımın, oluşturan gaz içinde plazma deşarjını indükleyerek (kapalı devrenin manyetik alan içine konularak elektrik akımı oluşturulması) gazın katma değerli ürünlere dönüştürülmesini kolaylaştırmasıdır. Süreç ısı veya basınç gerektirmiyor, bu da daha az enerji gerektirdiği anlamına geliyor, bu da onu yenilenebilir enerji güç kaynaklarıyla son derece uyumlu hale getiriyor.”

Yılda 10-20 milyon ton sera gazı salımı gerçekleşiyor

Yapılan incelemelere göre küresel depolama sahası emisyonlarının yılda 10-20 milyon ton sera gazı olduğu tahmin ediliyor. Şu anda dünyadaki emisyonların yaklaşık yüzde 3’ünü oluşturan havacılık sektörünün, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşabilmesi adına mevcut emisyonlara dayalı bir ‘kapalı döngü’ yakıtı oluşturmanın, atmosfere daha fazla emisyon ekleyen geleneksel ve sürdürülebilir jet yakıtlarına olan ihtiyacı ortadan kaldırması bekleniyor.