Endemik bitki türlerimiz ‘kırmızı alarm’ veriyor

Düzce Üniversitesi Orman Fakültesi akademisyenlerinin yaptığı araştırmalar, iklim değişikliğinin endemik bitki türlerine zarar verdiğini ortaya koydu. İncelemelere göre, endemik bitki türleri azaldı, doğal bitki örtüsü ise istilacı yabancı türlerin baskılaması sonucu yok olma tehdidiyle karşı karşıya kaldı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Başak Nur GÖKÇAM

Küresel ısınma gezegendeki tüm düzeni bozuyor. Artan sıcaklık sebebiyle yaşanan iklim değişiklikleri sonucunda yaşanan sorunlar, özellikle endemik bitki türlerinin zarar görmesine neden oluyor.

Düzce Üniversitesi Orman Fakültesi akademisyenleri tarafından yapılan araştırmalarda ise iklim değişikliğinin endemik bitki türlerine ciddi boyutta zarar verdiği kanıtlandı. Batı Karadeniz Bölgesi başta olmak üzere Türkiye’nin farklı noktalarındaki sulak alanlarda yaklaşık 2 yıl boyunca çalışma yapan akademisyenler, kaybolma riski taşıyan endemik bitki türlerini fakülte bünyesindeki herbaryumda kayıt altına aldı.

Söz konusu bitki türleri ise sonrasında yine fakülte içinde bilimsel çalışmalarda kullanılan botanik bahçelerde çoğaltıldı. Yapılan çalışmalar sonucunda, küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliğinin, endemik bitkilerde ve doğal bitki örtüsünde değişimlere neden olduğunu tespit edilirken, doğal faktörün yanı sıra sulak alanların turizme kazandırılması amacıyla yapılan "açma, temizleme, genişletme" çalışmalarının bitki türlerinin yok olmasına yol açtığını belirleyen bilim insanları, sulak alanlarının dirençli hale getirilmesi gerektiği kaydedildi.

"Ekolojik düzene göre hareket edilmeli"

 Araştırmaya ilişkin açıklamada bulunan Düzce Üniversitesi Orman Fakültesi Herbaryumu Küratörü Prof. Dr. Necmi Aksoy, sulak alanlarda ekolojik düzene göre hareket edilmesi gerektiğini söyleyerek, kenar doldurması yapılmaması, su içerisindeki bitkilerin temizlenmemesi gerektiğini vurguladı. Aksoy, "İklim değişikliği konusunda sulak alanlarımız kırmızı alarm veriyor.

Sulak alanlarımızı yabancı bitkiler istila etmiş durumda. Bu bölgelerdeki yapısal değişikliklere bakıldığında bitki temizliği olduğunda onun yerine hangi bitkinin geleceği de bilinmiyor. Bu gibi müdahale ve temizliklerin bilimle birlikte yürütülmesi gerekiyor. Ekolojinin, yaban hayatının, kuş bilimi ve botanik bilimin birlikte karar vermesi gerekiyor" diye konuştu.

DÜ Orman Fakültesi Orman Botaniği Ana Bilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Neval Güneş Özkan da son yıllarda iklim değişikliğinin etkisiyle işgalci bitki türlerinin Türkiye'de birçok alana yerleştiğini kaydederek, yabani işgalci bitkilerin, doğal bitki örtüsünün yerini alma eğiliminde olduğuna dikkat çekti.

Özkan, “Dolayısıyla hem biyolojik çeşitliliği tehdit ediyor hem de buna bağlı olarak faunayı etkiliyorlar. Bu bitkilerden aynı zamanda hayvan türleri besleniyor ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıyalar. Biz araştırmacılar da bu durumu detaylıca araştırıp risk yönetimi planlarını çıkararak gerekli önlemleri alma noktasında ilgili mercileri uyarmaya çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.

Özkan, sulak alanların çok hassas olduğuna işaret ederek, "Bu alanların biyolojik çeşitliliğinin hem bitkisel flora hem de fauna anlamında korunması çok önemli. Bu alanları insanlar sıkça ziyaret ediyor ve faaliyetlerde kullanıyor. Doğal olarak insan baskısı da oldukça yüksek. Dolayısıyla bu bölgelerdeki çalışmaların belirli düzen içerisinde planlanarak yapılması gerekiyor" dedi.

Türkiye 12 bine yakın endemik türe ev sahipliği yapıyor

TUBİTAK verilerine göre ülkemizde şimdiye kadar tanımlanmış 11 bin 707 tane (13 tane kibritotu, 73 tane eğrelti, 42 tane açık tohumlu, 11.579 tane kapalı tohumlu) bitki türü var. Bunlardan 3 bin 649 tanesi endemik. Yani bu türler ülkemiz dışında dünyanın başka hiçbir yerinde bulunmamaktadır. Dağlık bölgeler, ovalar, düzlükler, yüksek rakımlı yerler, bozkırlar, kıyılar, kumullar gibi jeolojik oluşumlarda farklı özellikleri olan bitkiler gelişmiştir.

Bölgeye uygun bitki seçilmesi gerekiyor

Endemik bitki türlerinin korunmasına ilişkin bilgi veren ve kent peyzajında uygun bitki türlerinin tercih edilmesi gerektiğine sık sık vurgu yapan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Uludağ ise kentlere peyzaj amaçlı dikilen bölgeyle uyumsuz bitki türlerinin insan ve canlı sağlığını olumsuz etkilediğini belirtmişti.

Uludağ, "Bazen dışarıdan bitki getirip o türlerin toprağı hızla kaplayacağı ve erozyonu önleyeceği düşünülüyor. Belki erozyon olmaz ama başka bir bitkiye de yaşam hakkı tanımaz. Biz farkında olmayabiliriz ama yanlış bitkiler ekerek bölgemizdeki endemik bitkileri ortadan kaldırmış olabiliyoruz” dedi.