Güle güle kapitalizm merhaba 'Esenlik Cumhuriyeti'

Eğer hükümetler ve şirketler, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne ulaşmak istiyorlarsa, kötü alışkanlıklarından kurtulmak zorundalar. Sürdürülebilirlik, hükümetlerin anayasasına girmeli

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

DİDEM ERYAR ÜNLÜ 

2015, Eylül 2000’de yoksullukla savaşmak için tüm dünyanın kabul ettiği 15 yıllık ortak bir gündem olan Binyıl Kalkınma Hedefleri’nin tamamlanması için son yıl. 

Binyıl Kalkınma Hedefleri yoksulluğu ve açlığı ortadan kaldırmak, ölümcül fakat tedavisi mümkün hastalıkları engellemek ve tüm çocuklar için eğitim fırsatlarını genişletmek gibi kalkınma konularında evrensel olarak kabul edilen, ölçülebilir hedeflerdi. Binyıl Kalkınma Hedefleri ile gelir eşitsizliği, temiz su kaynaklarına erişim, ilköğretime kayıt oranı, çocuk ölüm oranı gibi alanlarda ilerlemeler kaydedildi. Ancak milyonlarca insan için yapılacak daha çok şey var. Açlığı sona erdirmek, toplumsal cinsiyet eşitliğini tam anlamıyla sağlamak, sağlık hizmetlerini geliştirmek ve her çocuğu okula göndermek için sonuna kadar çaba göstermemiz gerekiyor. 

Bir ülkenin Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SKH)’ne uyum sağlaması için, insan ve ekosistemin esenliğine öncelik vermesi ve tüm kalkınma politikalarını bu hedefler doğrultusunda belirlemesi gerekiyor. İş dünyasının ise sürdürülebilir ve uzun vadeli bir değişim sürecine girmesi şart. The Guardian bu ülkeye, “Esenlik Cumhuriyeti” adını veriyor. 

Oysa bugün dünya geneline baktığımızda, şirketlerin ve hükümetlerin tam tersini yapmaya devam ettiklerini görüyoruz. Herkes kısa vadeli ekonomik dinamiklere odaklanıyor. Eğer Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini yakalamak istiyorsak, işlerin bu şekilde devam edemeyeceği kesin. 

Sürdürülebilirlik anayasaya girmeli 
“Claim the Sky” kampanyası, atmosferi küresel bir değer olarak koruyarak hayat kurtarmayı hedefliyor. Kampanya kapsamında hükümetlerin havayı kirletenlere karşı yasal uygulama başlatmaları gerekiyor. SKH’nin etkili olabilmesi açısından, Esenlik Cumhuriyeti’nin sürdürülebilirliği anayasasına dahil etmesi gerekiyor. Latin Amerika ve Karayip ülkeleri bu konuyu Quito Deklarasyonu’nda gündeme getirdiler. Ekvator ve Bolivya ise 2011 yılında, tüm insanların aynı doğal haklara sahip olduğunu garanti altına alan bir yasayı kabul etti. Esenlik Cumhuriyeti’nde, hükümetin görevlerinin değişmesi gerekiyor. Öncelikle sorunların çözümünde bütünsel bir yaklaşım şart; çünkü sürdürülebilir rehafa ulaşmakta her şeyin birbiri ile ilişki içinde olduğunu unutmamak gerekiyor. 

Ekonomi, hayatın geri kalanından ayrılamaz 
Gayri Safi Yurtiçi Hasıla ve borsa endeksleri gibi mevcut istatistikler, kısa vadeli yaklaşımı destekliyor ve ekonomiyi toplumun geri kalanından ayırıyor. Esenlik Cumhuriyeti ise, yaşama yönelik olumsuzlukların da maliyetini hesaplıyor. Yani, ekonomik büyüme rakamları hesaplanırken, hava kirliliği, trafik sıkışıklığı gibi maliyetler dikkate alınıyor. Bugün ABD’de Maryland ve Vermont bu uygulamayı hayata geçirmiş durumda. Paraguay ise bundan iki yıl önce sosyal refah endeksi uygulamaya başladı. Bugün, çevresel adalet hareketleri, büyüme odaklı kalkınma ve neoliberal kapitalizmin karşısında zorlanıyor. Kamu ve özel sektörde alınan kararlar genellikle maliyet-kar analizlerine dayandığından, Esenlik Cumhuriyeti’nin öncelikle geleceğe dair, uzun vadeli etkilere ve maliyetlere odaklanması gerekiyor. Bu süreçte çevresel ve sosyal maliyetlerin de hesaba katılması önem taşıyor. 

Örneğin spor markası Puma, ürünlerinin etiketlerine çevresel kar ve zarar bilgilerini yazmaya başladı. Pumayı izleyen birçok şirket, Doğal Sermaye Raporlaması uygulamasına katılarak, doğaya verdikleri zararları raporluyor. Esenlik Cumhuriyeti’nin de yeni performans değerlendirmelerini temel alarak, ödül-ceza sistemi yaratması gerekiyor.

VATANDAŞLAR AKTİF OLARAK SÜRECE DAHİL OLMALI
Çevresel etkilere yönelik düzenlemelerin rutin bir süreç olarak kabul edilmesi ve vatandaşların da bu düzenlemeleri ve yasaları oluştururken aktif bir rol üstlenmeleri önem taşıyor. Bir örnek vermek gerekirse, Fransa’da kabul edilen yeni bir yasaya göre, hükümetin her yıl eşitsizlikler, yaşam kalitesi ve sürdürülebilir kalkınmaya yönelik rapor yayınlaması gerekiyor. Hollanda’da, Ekonomik Politika Analizi ve Çevresel Değerlendirme Ajansı için çalışan Merkezi Planlama Bürosu, seçim programlarının ekonomi ve çevreyi ne boyutta etkilediğini ortaya koyan rapor Esenlik Cumhuriyeti’nin odaklanması gereken önemli bir diğer konu da, küresel kurumlarda sesini duyurabilmesi; çünkü insanların ve ekosistemin refahı açısından uluslararası normlar, prensipler ve anlaşmalar büyük önem taşıyor. Bu süreçte, ekolojik ayak izinin ve eşitsizliklerin azaltılması; fakir ülkelerin borçlarının ertelenmesi; yenilikçi teknolojilerin bu ülkelere transfer edilmesi odak konularının başında yer alıyor. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, küresel gelişim için yeni bir vizyon belirleme potansiyeline sahip. İnsanların ve ekosistemin refahını birbiri ile ilişkilendirerek, uluslararası toplumun kısa vadeli ekonomik büyüme hedefinden uzaklaşıp; eşitlik, sağlık, gıda, fakirlik, eğitim ve küresel ısınma konularına odaklanmasını sağlayabilir. Fakat bunun için genel hedefler listesi yapmak yeterli değil. Yönetim sistemlerinin yeninden düzenlenmesine ihtiyacımız var.

Bu konularda ilginizi çekebilir