Mersin’de mikroplastik alarmı: Kirliliğin yüzde 90’ı karadan geliyor

Mersin açıklarında yapılan araştırmalar, mikroplastik kirliliğinin ciddi boyutlara ulaştığını ortaya koydu. Uzmanlar, Akdeniz’deki kirliliğin büyük kısmının kara kaynaklı olduğunu belirterek, çözümün denizde değil karada başlaması gerektiğini vurguladı.

Mersin’de mikroplastik alarmı: Kirliliğin yüzde 90’ı karadan geliyor

Mersin ve çevresin­deki denizlerde plastik kirliliği her geçen gün artıyor. Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri Enstitüsü ta­rafından yapılan araştırma­lar, Akdeniz’deki mikroplas­tik yoğunluğunun dünya orta­lamasının oldukça üzerinde olduğunu ortaya koydu. Uz­manlar, kirliliğin büyük bölü­münün karasal kaynaklı oldu­ğunu belirtiyor. Nehirler, dere yatakları ve arıtma tesislerin­den taşınan plastik atıkların denize doğrudan ulaştığına dikkat çekiliyor.

Deniz ekosistemine ciddi zarar veren bu kirliliğin ön­lenmesinin zorluğuna deği­nen uzmanlar, denize karı­şan plastiklerin zamanla mik­ro boyutlara ayrıldığını ve temizlenmelerinin neredey­se imkânsız hale geldiğini vur­guluyor. Mersin kıyılarında yapılan araştırmalarda balık­ların sindirim sistemlerinde mikroplastik tespit edilmesi ise durumun ekosistemden insan sağlığına kadar uzanan boyutunu gözler önüne seri­yor. Uzmanlar, sorunun çö­zümünün denizden değil, ka­radan başlaması gerektiğine dikkat çekerek tek kullanım­lık plastiklerin azaltılması ve plastik tutucu sistemlerin ku­rulması çağrısında bulunu­yor.

Kirlilik, endişe verici seviyeye ulaştı

Mersin ve çevresindeki de­nizlerde plastik kirliliği en­dişe verici seviyelere ulaştı. Orta Doğu Teknik Üniversi­tesi Deniz Bilimleri Enstitü­sü Müdürü Prof. Dr. Barış Sa­lihoğlu, Akdeniz’deki mikrop­lastik yoğunluğunun dünya ortalamasının oldukça üze­rinde olduğunu söyledi.

Salihoğlu, kirliliğin yüzde 90’ının karasal kaynaklı ol­duğunu belirterek, “Nehirler, dere yatakları ve arıtma te­sislerinin çıkışları plastikleri doğrudan denize taşıyor. Ba­lıkçılık ve deniz taşımacılığı da etkili olsa da asıl yük kara­dan geliyor” dedi.

Salihoğlu, denize ulaşan plastiklerin zamanla mikro boyuta dönüştüğünü, bu par­çacıkları temizlemenin nere­deyse imkânsız olduğuna dik­kat çekerek, “Mikroplastikler suyun her katmanına, hatta denizin en derin noktalarına kadar yayılabiliyor. Bu neden­le çözüm, denizde değil, kara­da başlamak zorunda” şeklin­de konuştu. Tek kullanımlık plastiklerin tamamen hayatı­mızdan çıkarılması gerektiği­ni vurgulayan Salihoğlu, dere ağızlarına ve arıtma çıkışla­rına plastik tutucu sistemle­rin kurulmasının önemli bir adım olacağını belirterek, “Bu önlemlerle karasal kaynaklı kirlilik büyük ölçüde azaltıla­bilir. Ancak en önemlisi top­lumsal farkındalık. Biz plastik tüketmeye devam ettikçe bu kirliliği durdurmamız müm­kün değil” ifadesini kullandı.

“Mersin kıyılarındaki balıklarda plastik bulundu”

Orta Doğu Teknik Üniver­sitesi Deniz Bilimleri Ensti­tüsü Doç. Dr. Olgac Güven de Türkiye denizlerinde yapılan araştırmalarda balıkların sindirim sistemlerinde mik­roplastik tespit ettiklerini söyledi. Mersin, İskenderun ve Antalya kıyılarında binler­ce balık örneğini inceledikleri bilgisini de veren Güven, “İn­celediğimiz balıkların hepsin­de plastik bulundu. Balıklar bu parçacıkları dışkılayabili­yor ama midyelerde mikrop­lastikler dokularda birikiyor. Bu da insan sağlığı için risk oluşturuyor” dedi.

Plajlardaki çöplerin çoğu yerli kaynaklı

 Mersin’den Samandağ’a kadar yaptığı saha çalışmasında plajlardaki atıkların büyük kısmının yerli kaynaklı olduğunu belirten, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsü Doç. Dr. Olgac Güven, “Yabancı menşeli atık oranı sadece yüzde 10 civarındaydı. Geri kalanı tamamen bizden kaynaklanıyor. Yani Doğu Akdeniz kıyılarında ‘çöp dışarıdan geliyor’ demek doğru değil” açıklamasında bulundu. Araştırmalarda bazı geri dönüşüm tesislerinden sulama kanallarına plastik atık karıştığının da tespit edildiğini sözlerine ekleyen Güven, “Bu atıklar nehirlerle taşınıp denize ulaşıyor ve Göksu’ya kadar uzanan bir kirlilik hattı oluşturuyor” dedi.

Kaynak: DÜNYA - MERSİN