Opet’ten ‘sakın atma’ seferberliği: Bir çöp, bir orman bir gelecek
Opet, ‘Doğaya Saygı Duy, Çöpüne Sahip Çık’ diyerek Bodrum’dan başlayıp Türkiye’yi sarmaya hazırlanan bir çevre seferberliği başlattı. İlk adımda Çamlık Mevkii’nde çöp toplanılan projenin gelecek durakları en fazla orman yangınlarının yaşandığı Bursa, İzmir ve Çanakkale olacak.
Başak Nur GÖKÇAM
Dünya her gün yaklaşık 6 milyon ton çöp üretiyor. Bir yılda oluşan atık miktarı ise 11 milyar tonu aşıyor. Türkiye’de de durum farklı değil; ülkemizde yılda yaklaşık 109 milyon ton atık ortaya çıkarken, bu da günlük ortalama 300 bin ton çöp anlamına geliyor. Kişi başına düşen günlük atık miktarı 3,5 kiloya ulaşıyor.
Çevre kirliliği ve hızlı kentleşme, yalnızca çöp miktarıyla sınırlı değil. Türkiye’de kişi başına düşen yeşil alan 12,6 metrekarede kalırken, Avrupa’da bu rakam şehirden şehre değişiyor. Bazı şehirlerde 4 metrekareye kadar düşerken, Almanya ve Avusturya gibi ülkelerde kişi başına 200 metrekareyi bulan geniş yeşil alanlar bulunuyor.
Tüketim kültürünün hakimiyetiyle birlikte her gün giderek artan çöp miktarı ve azalan yeşil alan, yalnızca bugünün değil, geleceğin de en büyük çevre sorunlarından biri. Çünkü atıkların doğada yarattığı tahribat, iklim değişikliğini hızlandırırken, yeşil alanların yetersizliği ise şehirlerin nefes almasını zorlaştırıyor.
Geleceğimizi tehdit eden çevre kirliliği sorununa dikkat çekmek isteyen OPET, geçtiğimiz günlerde 2021’deki Ege orman yangınlarının ardından başlattığı Doğaya Saygı Projesi’ni ülke çapında bir harekete dönüştürdü. Yangından etkilenen köylerde rehabilitasyon çalışmaları gerçekleştiren ve çeşitli bölgelerde Opet Ormanları oluşturan şirket, ‘Doğaya Saygı Duy, Çöpüne Sahip Çık’ sloganıyla çöp toplama seferberliği başlattı. Projenin ilk organizasyonu kapsamında Bodrum Çamlık Mevkii’ndeki çöp toplandı.
Projenin hikâyesi Kazakistanlı bir aileye dayanıyor
Projenin hikâyesini anlatan Opet Yönetim Kurulu Kurucu Üyesi Nurten Öztürk, “Eşimle spora giderken ormanın içerisinde ana caddeye yaklaşırken önümüzde 60-70 yaş arası ve arasında ufacık çocukların da olduğu bir grubun indiğini, çöp topladıklarını gözlemledik ve onları takip ettik. Takibimiz sonucunda onların komşumuz olan Kazakistanlı bir aile olduğunu fark ettik.
Ve ben bir yabacının, bizim ülkemizdeki çöpü toplamasından çok büyük utanç duydum. Onların yaptığı bu etkinliği daha da büyütmek, ülkeye yaymak adına derhal harekete geçmeliyiz diyerek yola koyulduk ve projenin temellerini Milas Kaymakamı Mustafa Ünver Böke, Bodrum Belediye Başkan Yardımcısı Kanat Özsert, Çamlık Köyü Muhtarı Mehmet Kahraman ile attık” dedi.
Çevre kirliliğinin ülkemiz için çok büyük bir sorun olduğuna vurgu yapan Nurten Öztürk, “İnsanlar en temiz yerlere gidiyorlar dinlenmek, piknik yapmak, nefes almak için ama aynı şekilde bırakmıyor orayı. Olay yalnızca görsel olarak kirlilik de değil. O bırakılan çöplerin yağan yağmurlarla, sağa sola sellerle sürüklenmesi, toprak altına inmesi, O savrulan poşetlerin, diğer kirliliklerin doğadaki birtakım hayvanlar tarafından alınması, onları gerçekten çok feci ölümlerle öldürmesi, büyüyecek bitkilerin köklerini yeteri kadar o çöpler vasıtasıyla uzatamaması.
Yani o bildiğimiz organik tadın değişmesi ve o kimyasalların gıdalar içerisine girip tekrar bizim vücudumuza, canlıların vücuduna girmesi. Çevre kirliliği deyince ben olayı yalnız masum bir çöp atma olarak görmüyorum. Çevre kirliliği aslında maalesef insanın var olduğu andan itibaren sahip olmadığı çöplerinin yarattığı bir kirlilik. Dolayısıyla insanlarımızın bilinçlenmesi ve kendi atıklarını gerçekten geri dönüştürmesi veyahut da zarar vermeyecek bir duruma getirmesi son derece önemli” diye konuştu.
Bir insanla bir orman kurtulabilir
Çöp denilen şeylerin çok büyük paralar verilerek alınan, severek tüketilen şeyler olduğunun altını çizen Opet Yönetim Kurulu Kurucu Üyesi Nurten Öztürk şöyle devam etti: “Çöp üretirken, maddi bir değeri olarak aldığımız şeyi değersizleştiriyoruz ve doğanın kucağına savuruyoruz. O savurduğumuz şey aslında geri dönüştürülebilir de bir değer. Dolayısıyla çöp ekonomik anlamda da bir yük. Dünyayı kirletmeye, bizim olmayan bir şeyi bu kadar savurganca harap etmeye hiçbirimizin hakkı yok.
Biz bu proje ile yangın çıkaran bir insanı bile kazanabilsek, atmamasını sağlasak belki bir orman kurtulacak. Çöp atmak, çok basit gördüğümüz ama dünyanın büyük bir sorunu ve ülkemizde vatanımıza sahip çıkmanın ben çöpe sahip çıkarak başlayacağına inanıyorum. Gerçekten hepimiz vatanımızı seviyoruz. Ama nasıl korunacağını unutuyoruz. Biz de bu proje ile vatanı korumak için harekete geiyoruzç Bodrum’dan sonraki duraklar, bu yıl yangınların en fazla yaşandığı İzmir, Bursa ve Çanakkale olacak. Taleplere göre ilerlemeyi sürdüreceğiz.”
“En büyük endişem saygıyı kaybetmek”
Geleceğe yönelik en büyük endişesinin ‘saygıyı kaybetmek’ olduğunu belirten Nurten Öztürk, “Son zamanlarda da yaptığımız projelerin tamamında saygı eklemesi yapıyoruz. Üzülerek görüyorum ki toplum, vatandaşlık bilincini, birbirine tutkunluğunu, ülkeye olan bağlılığını ve inancını yitiriyor. Bu küçücük çocuklarımızdan başlayarak her kademede var. Oysa bizim üreten kişilere, üreten topluma ihtiyacımız var. Bu süreçte teknolojinin birtakım kötü niyetli kişiler tarafında kötü amaçla kullanılmasından ve yapay zekânın giderek insanların düşünme mekanizmasını yerle bir edeceğinden, hazırcılığa neden olacağından korkuyorum. Ben eğitimin her yaşta olacağına ve ömrün sonuna kadar devam etmesi gerektiğine inanıyorum. Eğer buralardaki eğitimler bilinçli kişiler tarafından yapılırsa bir yerlerden geri dönüş olabilir” dedi.
Kuru ot ve örtü temizliği yapılacak
Projenin bir diğer adımının da Haziran 2026’da devreye gireceğini söyleyen Opet Yönetim Kurulu Kurucu Üyesi Nurten Öztürk Nurten Öztürk, yangın riski yüksek bölgelerde ‘kuru ot ve örtü temizliği’ yapılacağını, böylece hem doğal yaşam alanlarının güvenliği artırılırken hem de yangın risklerinin en aza indirilmesi için toplumsal bir bilinç oluşturulmasına katkı sunmayı hedeflediklerinin bilgisini verdi.