Partikülle mücadelede teşvik edici politika önerisi

Havada asılı kalan ve en tehlikeli hava kirliliğine neden olan partiküller üzerine çalışan Washington Üniversitesi araştırmacıları, Hindistan’da 29 eyalet ve 6 çevre ülkede hava kirliliğini azaltmanın yollarını araştırdı. Araştırmacılar, geleneksel yakıt kaynaklarının yenilenebilir enerji kaynaklarıyla değiştirilmesini teşvik eden politikalar önerdi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Başak Nur GÖKÇAM

Partiküller, havada asılı kalarak tehlikeli bir hava kirliliğine neden olan zararlı mikroparçacıklardır.

Çoğunlukla yakıt kaynaklarının geleneksel yolla kullanımı esnasında ortaya çıkan bu ince parçacıklı maddeler, odun yakma, elektrik üretimi, motorlu taşıtlar yoluyla atmosfere karışmaktadır. 2.5 mikrometre büyüklüğündeki bu parçacıkların en büyük tehlikesi ise solunabilecek kadar küçük olmaları ve sonucunda kalp ve akciğerde kalıcı hasara neden olmalarıdır.

Bu nedenle Hindistan ve Güney Asya’nın çevrelendiği bölgenin önde gelen ölüm riskleri arasında yer alır. Partiküllerin neden olduğu hava kirliliğini azaltmanın yolarını araştıran Washington Üniversitesi McKelvey School of Engineering laboratuvarı araştırmacıları, bu kapsamda Hindistan'da 29 eyalet ve altı çevre ülke için çeşitli emisyon sektörlerinin ve yakıtların PM2.5 kütlesine katkısını değerlendirdi. Bu ülkeler; Pakistan, Bangladeş, Nepal, Butan, Sri Lanka ve Myanmar.

Araştırmanın sonuçlarına göre Güney Asya'daki yüksek PM2.5 geleneksel yolla kullanımı esnasında ortaya çıkan bu ince parçacıklı maddeler, odun yakma, elektrik üretimi, motorlu taşıtlar yoluyla atmosfere karışmaktadır. 2.5 mikrometre büyüklüğündeki bu parçacıkların en büyük tehlikesi ise solunabilecek kadar küçük olmaları ve sonucunda kalp ve akciğerde kalıcı hasara neden olmalarıdır.

Bu nedenle Hindistan ve Güney Asya’nın çevrelendiği bölgenin önde gelen ölüm riskleri arasında yer alır. Partiküllerin neden olduğu hava kirliliğini azaltmanın yolarını araştıran Washington Üniversitesi McKelvey School of Engineering laboratuvarı araştırmacıları, bu kapsamda Hindistan'da 29 eyalet ve altı çevre ülke için çeşitli emisyon sektörlerinin ve yakıtların PM2.5 kütlesine katkısını değerlendirdi.

Bu ülkeler; Pakistan, Bangladeş, Nepal, Butan, Sri Lanka ve Myanmar. Araştırmanın sonuçlarına göre Güney Asya'daki yüksek PM2.5 konsantrasyonlarının ana itici güçleri olarak birincil organikleri (çeşitli kaynaklardan doğrudan atmosfere yayılan organik parçacıklar) belirlediği ortaya çıktı. Rapor ayrıca PM2.5 kütlesini azaltmak ve Güney Asya'da nüfus sağlığını iyileştirmek için potansiyel yollarına da odaklandı.

Kömür ve petrolden daha tehlikeli

Çalışmaya ilişkin değerlendirmede bulunan McKelvey Mühendislik Okulu'nda enerji, çevre ve kimya mühendisliği alanında doktora öğrencisi olan birinci yazar Deepangsu Chatterjee, "Güney Asya'daki ülkelerin önemli emisyonları ve buna bağlı hava kirliliği ve ölüm yükü var. Çalışmamız, Güney Asya'da 2019'da ortamdaki PM2.5'e atfedilebilen 1 milyondan fazla ölümün esas olarak konutlarda yanma, endüstri ve elektrik üretiminden kaynaklandığını gösteriyor.

Katı biyoyakıt, PM2.5'e atfedilebilir ölüm oranına katkıda bulunan önde gelen yanıcı yakıttır ve ardından kömür ve petrol ve gaz” dedi. Güney Asya'daki hava kirliliği sorununun yalnızca kentsel ölçekte bir sorun olmadığının altını çizen Chatterjee, “Bu nedenle kentsel ölçekte kalkınmayı hedefleyen politikaların ulusal düzeyde PM2.5 maruziyetini azaltmak için yeterli olmayacağını gösteriyor" şeklinde konuştu.

İnsan yaşamını tehdit ediyor

 Hava kirliliğinin Güney Asya’da yaşanan ölümlerde önde gelen risk faktörü olduğuna vurgu yapan Washington Üniversitesi ve British Columbia Üniversitesi Sağlık Metrikleri ve Değerlendirme Enstitüsü'nde profesör olan ortak yazar Michael Brauer ise "Katkıda bulunan başlıca kaynakları anlamak, bu ciddi sorunun yönetimine yönelik kritik bir ilk adımdır” diye konuştu.

PM2.5'in etkilerini değerlendirmedeki en büyük zorluğun, zaman içinde nasıl üretildiğini ve dağıtıldığını anlamak olduğuna dikkat çeken Chatterjee ve McKelvey Engineering'de Raymond R. Tucker Seçkin Profesörü Martin, “Bölgesel simülasyonlar geliştirmek için küresel emisyon envanterlerini, uydudan türetilen ince yüzey partikül madde tahminlerini ve son teknoloji küresel ölçekli modelleme yeteneklerini birleştirdi. Ayrıca, farklı emisyon sektörlerinin ve yakıtların PM2.5'e ve ilişkili ölüm oranlarına nasıl katkıda bulunduğunu anlamak için uzun menzilli nakliyeyi de hesaba kattılar” dedi.

Araştırma sürecine ilişkin bilgi veren Martin şöyle devam etti: "Uydu uzaktan algılamasından gelen kısıtlamalarla atmosferik bileşimin modellenmesindeki ilerlemeler, Güney Asya'daki PM2.5 kaynaklarını değerlendirmemizi sağladık. Bu, biyoyakıt ve kömür yakılmasından kaynaklanan büyük katkılara dikkatimizi çekmemize yardımcı oldu."

Çeşitli stratejiler geliştirilmeli

Çalışma, NASA (80NSSC21K0508) ve ABD Çevre Koruma Ajansı (R-82811201) ve bazı motorlu araç üreticileri tarafından ortaklaşa finanse edilen bir kuruluş olan Health Effects Institute tarafından desteklendi. Çalışma sonucunda, geleneksel yakıt kaynaklarının sürdürülebilir enerji kaynaklarıyla değiştirilmesini teşvik eden politikalar da dahil olmak üzere Güney Asya'da gelecekteki müdahaleler için çeşitli strateji geliştirilmesi öneriliyor.

PM2.5 kirliliği nedir?

İnce partikül adıyla da bilinen PM2.5, kalp ve damar hastalıklarına neden olan bir hava kirliliğidir. Solunan hava, gaz, su buharı, toz ve kimyasal bileşiklerden oluşan bir karışım olan PM 2.5, bir insan saç telinin yüzde 3’ü büyüklüğündedir. Bu kadar küçük oluşu nedeniyle solunum esnasında hava ile vücuda girmekte ve sağlığı tehdit etmektedir.