Petrolden okyanuslara: Plastik hakkında beş gerçek

Plastik üretimi son 50 yıl içinde 20 kat artarak 15 milyon tondan 311 milyon tona yükseldi. 2050 yılında ise bu oranın 1.1 milyar tona ulaşacağı tahmin ediliyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

didem-eryar-unlu-005.png

Plastik endüstrisi hızla büyüyor. Ocak ayında Dünya Ekonomik Forumu tarafından yayınlanan rapor bu hızlı büyümenin çevre ve kaynaklara yönelik etkisini değerlendirmişti. Son 50 yılda plastik kullanımı 20 kat artmış durumda. 

Döngüsel ekonomi alanında çalışmalar yapan Ellen MacArthur Foundation ile danışmanlık şirketi McKinsey’nin işbirliğinde yayınlanan raporda plastik endüstrisine yönelik beş gerçeğe dikkat çekiliyor: 

► Plastik endüstrisi havacılık sektörü kadar petrol kullanıyor 

Plastik atıklar, çevre olduğu kadar aynı zamanda kaynaklarla ilgili bir konu. Ellen MacArthur Vakfı yöneticilerinden Joss Bleriot’a göre, plastik sanayii şu anda petrol üretiminin yüzde 8’ini kullanıyor ve bu oranın 2050’de yüzde 20’ye artacağı tahmin ediliyor. 

► Her dakika bir çöp kamyonu okyanusa boşalıyor 

Rapora göre her yıl okyanuslara dökülen plastik oranı en az 8 milyon tona ulaşıyor. Bu her dakika bir çöp kamyonunun okyanusa boşaltılması anlamına geliyor. Bugün okyanuslardaki plastik miktarı 150 milyon tona ulaşıyor ve bu oran hey yıl artıyor. Öyle ki 2050 yılında denizdeki plastiklerin balıklardan daha büyük bir ağırlığa ulaşacağı tahmin ediliyor. Plastik atıklar okyanuslar ve denizdeki yaşamı derinden etkiliyor. Midyeden deniz kaplumbağlarına, balıklara kadar her türlü deniz canlısının içinde plastik parçalarına rastlanabiliyor. Bu da, insani gıda zinciri açısından çok büyük bir tehdit oluşturuyor. 

► Plastik kullanımının 2050’de dört kat artması bekleniyor 

Rapora göre, plastik üretimi son 50 yıl içinde 20 kat artarak 15 milyon tondan 311 milyon tona yükseldi. 2050 yılında ise bu oranın 1.1 milyar tona ulaşacağı tahmin ediliyor. Fakat raporda ekonomik açıdan olumsuz bir noktaya dikkat çekiliyor. O da, plastik paketlerin malzeme değerinin ilk kullanım sonrasında yüzde 95 oranında- yani yılda 84 milyar euro - değer kaybediyor olması. 

► Plastik paketlerin sadece yüzde 5’i geri dönüşüme giriyor 

Küresel anlamda kabul edilen ilk geri dönüşüm sembolü bundan 40 yıl önce kullanıldı; fakat plastik paketlerin sadece yüzde 14’ü geri dönüşüm için toplanıyor ve toplam malzemenin sadece yüzde 5’i, ikinci kullanım için geri dönüşüme giriyor. Rapora göre, ülkelerin büyük bir bölümü plastik toplama ve geri dönüşüm için gerekli altyapıyı oluşturmaya yönelik yatırımlara sıcak bakmıyorlar. Bunun başlıca nedeni, malzemenin değerinin düşük olması. 

► Basit çözümler inovasyonu desteklemeli 

Downcycle, kullanılmış şeylerin daha az kalitede ürünlere dönüştürülmesi anlamına geliyor. Ofis kağıdının tuvalet kağıdına dönüştürülmesi buna bir örnek. Bugün karıştırılmış plastikten elde edilen çok sayıda ürün, sadece downcycling yapmaya elverişli. Yani daha düşük kaliteli veya daha az kullanışlı ürünlere dönüşebiliyor. Rapora göre atılacak basit bir adım var: Dünya genelinde şampuan şişesinden, dişmacunu tüpüne kadar herşeyi yapmaya olanak sağlayacak geri dönüşümlü tek bir malzeme kullamak. 

Tabi bu arada raporda dikkat çekilen önemli bir nokta daha var: O da işin basit yanına yönelirken, inovasyona engel olmamak. Çünkü karıştırılmış plastiğin gıdaların raf ömrünü ciddi şekilde uzattığı da tartışılmayacak bir unsur.