Yüzde 100 yenilenebilir enerji hedefi gerçekçi ve mümkün

REN21 tarafından yayınlanan “Yenilebilir Enerjinin Küresel Geleceği: %100 Yenilenebilir Enerjiye Doğru Mühim Tartışmalar” raporunda 114 yenilenebilir enerji uzmanı 2050 yılına kadar küresel düzeyde %100 yenilebilir enerji hedefinin gerçekçi ve mümkün olduğunu ifade ediyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Didem ERYAR ÜNLÜ

21. Yüzyıl için Yenilenebilir Enerji Politika Ağı (REN21) tarafından yayınlanan “Yenilebilir Enerjinin Küresel Geleceği: %100 Yenilenebilir Enerjiye Doğru Mühim Tartışmalar” raporunda, 114 yenilenebilir enerji uzmanı 2050 yılına kadar küresel düzeyde %100 yenilebilir enerji hedefinin gerçekçi ve mümkün olduğunu ifade ediyor.

REN21, geçtiğimiz hafta, yenilenebilir enerji uzmanlarını bir araya getiren ve New York’ta düzenlenen Herkes için Sürdürülebilir Enerji Forumu’nda (Sustainable Energy for All Forum), yenilebilir enerji alanındaki koşullar ve zorlukları analiz eden raporunu yayınladı.

Yüzde 100 yenilenebilir enerji hedefinin önündeki fizibilite ve zorlukları konu alan rapor, dünya çapında önde gelen 114 uzmanın görüşlerini ortaya koyuyor. Uzmanların bu görüşleri, raporda “12 Mühim Tartışma” olarak toparlanıyor.

Rapora göre, görüşleri alınan uzmanların yüzde 90’nından fazlası yenilenebilir enerji teknolojilerinin toplulukların enerji hizmetlerine erişmekte karşılaştıkları engelleri azalttığı konusunda hemfikir. Günümüzde, tahminen 100 milyon insan, yenilenebilir enerji sayesinde elektriğe erişiyor, yenilebilir enerji pazarı her geçen gün daha da büyüyor.

Kimse ilk başlarda yenilenebilir enerjiyi ciddiye almıyordu

REN21 Yönetim Kurulu Başkanı Arthouros Zervos, “REN21 2004 yılında kurulduğunda, yenilenebilir enerjinin geleceği bugün baktığımızdan çok farklı görünüyordu. O zamanlar, hiç kimse 2016 yılında Avrupa Birliği’ndeki tüm yeni enerji santrallerin yüzde 86’sının yenilenebilir enerji santralleri olacağını, Çin’in yenilenebilir enerjide dünyanın en etkin oyuncusu olacağını ve küresel yenilenebilir enerji yatırımlarının yarısından fazlasının gelişmekte olan ekonomiler ve ülkelerde yapılacağını tahmin edemezdi. O zamanlar yüzde 100 yenilenebilir enerji çağrıları ciddiye alınmıyordu. Bugün ise, dünyanın önde gelen enerji uzmanları yenilenebilir enerjinin fizibilitesi ve hangi süre zarfında gerçekleşeceği konusunda rasyonel tartışmalar sürdürüyor” yorumlarını yapıyor.

REN21 yöneticilerinden Christine Lins ise “Bu rapor çok sayıda uzman görüşüne yer veriyor ve 2050 yılına kadar yüzde 100 yenilenebilir enerji hedefini gerçekleştirmenin hem fırsatları hem de zorluklarının tartışılmasını amaçlıyor. Hayal kurarak bu hedefe ulaşamayız; hükümetler ancak zorlukları iyice anlar ve bunların nasıl aşılacağına dair bilgiye dayanan tartışmalara katılırsa, yenilenebilir enerjiye geçiş hızı artıracak doğru politika ve finansal teşvikleri uygulamaya geçirebilirler” diyor.

Raporda yer alan temel bulgular şöyle:

► Avrupalı ve Avustralyalı uzmanlar başta olmak üzere, görüşü alınan uzmanların yüzde 70’den çoğu küresel düzeyde yüzde 100 yenilenebilir enerjiye geçmenin hem gerçekleştirilebilir hem de gerçekçi olduğunu düşünüyor.

►Yenilenebilir enerjinin geleceğe hükmedeceğine dair çok güçlü bir fikir birliği var. Birçok uzman ise büyük uluslararası şirketlerin, kamu hizmetleri aracılığıyla ya da kendi enerji üretim kapasitelerine doğrudan yatırım yaparak, yenilenebilir enerji ürünlerini giderek daha fazla tercih ettiğinin altını çiziyor.

► Çok sayıda şirket, bölge, ada ve kent yüzde 100 yenilenebilir enerji hedefl eri belirledi.

►Görüşü alınan uzmanların hemen hemen yüzde 70’i, yenilenebilir enerji maliyetlerinin düşmeye devam edeceğini ve 10 yıl içinde tüm fosil yakıtlardan daha düşük maliyetli olmasını bekliyor. Rüzgar ve solar fotovoltaik şimdiden çoğu OECD ülkesindeki yeni kurulan geleneksel enerji santralleriyle maliyet açısından rekabet etmeye başladı.

► Çin ve Danimarka gibi birbirinden çok farklı ülkeler, GSYİH artışının git gide artan enerji tüketiminden ayrıştırılabileceğini ortaya koyuyor.

REN21 raporunda tanımlanan zorluklar ise şöyle:

►Başta Afrika, Amerika Birleşik Devletleri ve Japonya olmak üzere, bazı bölgelerden uzmanlar kendi ülkeleri ya da bölgelerinde 2050 yılına kadar yüzde 100 yenilenebilir enerji tedariki gerçekleştirme konusuna, büyük ölçüde geleneksel enerji endüstrisinin çıkarları nedeniyle, şüpheyle yaklaşıyor.

► Ulaşım sektörünün dönüştürülmesinde içten yanmalı motorların elektrik motorlu düzenlerle değiştirilmesi gibi anahtar teslim çözümler yeterli olmayacak. Karayollarından raylı sistemlere kadar bir yöntemsel değişim gerekecek.

► Uzun dönemli politikaların belirsiz olması ve enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji yatırımları için gereken istikrarlı bir ortamın olmaması, çoğu ülkede büyümeyi aksatıyor.

Raporda özetlenen 12 "mühim tartışma”

1.Yüzde 100 Yenilenebilir: Paris Anlaşması’nın mantıklı bir sonucu mu?

2. Küresel Enerji Arzının Geliştirilmesi: Küresel düzeyde verimlilik

3. Yenilenebilir Enerji Üretimi: Kazanan her şeyi alır mı?

4. Isıtmanın Geleceği: Termik ya da elektrik uygulamalar

5. Ulaşımda Yenilenebilir Enerji: Elektrik mi biyoyakıt mı?

6. Sektörlerin birbirlerine Bağıntılı Olmaları: Sistem bazında düşünme zorunluluğu.

7. Enerji Depolama: Şebekenin destekçisi mi rakibi mi?

8. Teknoloji ve Maliyet: Hangisine öncelik vermeli?

9. Yatırım ve İstihdamı Arttırmak: Sosyoekonomik değişim için yüzde 100 yenilenebilir

10. Geleceğin Enerji Hizmetleri: Nasıl olacak?

11. Megakentler: Megafırsatlar

12. Yenilebilirler Aracılığıyla Enerji Erişimi: Nasıl hızlandırabiliriz?

Sürdürülebilir kalkınma için güç birliği

Üniversitelerle işbirliklerini geliştirmeye devam eden TÜSİAD, Özyeğin Üniversitesi ile “Sürdürülebilir Kalkınma” için güç birliği yaptı.

TÜSİAD ve Özyeğin Üniversitesi, ülkemizin sürdürülebilir gelişme çabalarına güçlerini birleştirerek daha kuvvetli şekilde destek olmak amacıyla “Sürdürülebilir Kalkınma Forumu” nu (SKF) kurdu. Sürdürülebilir Kalkınma Forumu;

► Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefl eri başta olmak üzere sürdürülebilir kalkınma ile ilgili diğer uluslararası yeni düzenlemeler, anlaşmalar ve yaklaşımlar bağlamında güncel çalışmaları izleyerek, Türkiye işdünyasına etkilerinin değerlendirileceği bir diyalog ve işbirliği ortamı sağlamayı;

* Sürdürülebilir büyüme ve akıllı endüstrileşmeyi ivmelendirirken, çevreye olumsuz etkilerinin en aza indirilebilmesi için başta döngüsel ekonomi olmak üzere yeni yaklaşım ve yöntem önerileri geliştirmeyi;

► Bu doğrultuda orta ve uzun vadeli politikalar oluşturulmasına katkı sağlayacak araştırma ve değerlendirmeler yapmayı;

► Sürdürülebilir kalkınma konusunda önceki maddelerde belirtilen ilgili çalışmalardan araştırma ve bilgi notları ortaya çıkararak sonuçları ilgili kesimlerle ve kamuoyu ile paylaşmayı hedefl iyor.

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik Forum çalışmaları ile ilgili şu yorumları yaptı: “TÜSİAD olarak iş dünyasını temsilen üstlendiğimiz rol ve sorumlulukla çıktığımız bu yolda, sürdürülebilir kalkınma alanında yaptığımız çalışmaları bir adım öteye taşıyarak Özyeğin Üniversitesi ile Sürdürülebilir Kalkınma Forumu’nu kurduk. Bu Forum ile dünyadaki sürdürülebilirlik gündemini yakından takip edecek, kalkınmayı sürdürülebilir kılacak politikalara katkı sağlayacak ve iş dünyasının bu alandaki dönüşümüne destek verecek çalışmalar yapacağız. Özyeğin Üniversitesi’nin sürdürülebilirlik alanındaki önemli birikimi ve donanımlı akademik kadrosu bu çalışmalarımızın besleneceği en önemli kaynak olacak. Sürdürülebilir Kalkınma Forumu’nun, sürdürülebilirliği merkezine alan bir rekabet stratejisi için iş dünyasına yol gösterici olmasını ve bu alanda çalışmalar yürüten herkes için bir referans kaynağı olmasını diliyorum.”

Özyeğin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Esra Gençtürk ise, “Sürdürülebilir Kalkınma Forumu (SKF), Birleşmiş Milletler tarafından belirlenen ve Türkiye’nin de kabul ettiği 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefini esas alarak, Türkiye’nin ilerlemesinde Özyeğin Üniversitesi ve TÜSİAD’in üzerine düşen görevi yerine getirmek amacıyla önemli bir bilimsel araştırma platformu olarak kuruluyor. Toplumsal faydanın temel taşı olan Sürdürülebilir Kalkınma prensiplerinin eğitim, araştırma ve geliştirme ile tüm işbirliği uygulamalarının da ana parçası haline getirilmesi hedefi ile kurulan bu Forum, global gelişmelerden yola çıkarak, ülkemizin bu gelişmelere hızlı ve etkin adaptasyonunun yanı sıra tüm sektörlerin karşılaşacağı risk ve fırsatlar için bilimsel çalışma ve diyalog ortamı sağlayacak” dedi.