Cevdet Yılmaz: İlk yeşil tahvil ihracını gerçekleştirdik

Türkiye’nin sürdürülebilirlik finansmanı kapsamında kayda değer başarılara imza attığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Sürdürülebilir Finansman Çerçeve Dokümanı kapsamında 5 Nisan 2023 tarihinde, ülkemiz adına uluslararası sermaye piyasalarında 2,5 milyar dolar tutarında hazinemizin ilk yeşil tahvil ihracını gerçekleştirdik” dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

CEVDET YILMAZ - Cumhurbaşkanı Yardımcısı

Türkiye’nin farklı piyasalardan fonlama sağlama konusunda uluslararası sermaye piyasalarında aktif ülkeler arasında yer aldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Geleneksel borçlanma piyasalarının yanı sıra son yıllarda önemi giderek artan uluslararası sürdürülebilir tahvil ve sukuk piyasalarından finansman sağlanması yönünde de adımlar atıyoruz” dedi. Sürdürülebilir Finansman Çerçeve Dokümanı kapsamında 5 Nisan 2023 tarihinde ülkemiz adına uluslararası sermaye piyasalarında 2,5 milyar dolar tutarında ülkemiz hazinesinin ilk yeşil tahvil ihracı gerçekleştirildiğini kaydetti. Yılmaz, “Yeşil tahvil ihracı yoluyla sağlanan finansman uygunluk kriterlerini karşılayan temiz ulaşım, yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, ağaçlandırma doğal kaynakların sürdürülebilir yönetimi, sürdürülebilir su ve atık su yönetimi gibi yeşil projelerin finansmanı ve yeniden finansmanı için kullanılmaktadır” ifadesini kullandı.

“Finansmanı olmayan bir planlama başarılı olamaz”

Finansmanı olmayan bir planlamanın ya da politikanın gerçekleşme şansının son derece düşük olduğunu vurgulayan Cevdet Yılmaz, “Temiz enerjiye, kaynak verimli teknolojilere ve sürdürülebilir gelişimlere yatırımların artması, biyolojik çeşitliliğin korunmasına da yardımcı olmaktadır. Sürdürülebilir projelere yapılan yatırımlar istihdam oluşturmakta, toplumsal eşitlik ve yaşam kalitesinin artırılması gibi sosyal faydalar sağlayarak sosyal adalete ve refaha katkıda bulunmaktadır” şeklinde konuştu. Sürdürülebilirlik finansmanı konusunda küresel gelişmeleri değerlendiren Yılmaz, “2023 yılında yeşil tahvil ihraçları dünya çapında 1 trilyon doları aşmıştır. Bu 2022 yılına kıyasla yüzde 42’lik bir artış anlamına gelmektedir. Gelişimin ne kadar hızlı olduğunu bu artış oranından görüyoruz. Dünyada sürdürülebilir finans piyasasının büyüklüğünün 2030’da 30 trilyon dolara geleceği öngörülüyor. Bu veriler küresel sürdürülebilir finans piyasasının hızla büyüdüğünü ve yeşil finansman araçlarına olan talebin arttığını gösteriyor” dedi.

Küresel gelişmelerin Türkiye’ye de yansıdığını sözlerine ekleyen Yımaz, “2053’e kadar net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda sera gazı emisyonlarını azaltacak enerji sektörü başta olmak üzere her alanda gerekli düzenlemeleri yapacağız şeklinde bir taahhüdümüz var” dedi. Yılmaz bu doğrultuda “Sürdürülebilirlik Endeksi, Sürdürülebilir Tahvil Çerçeve Dokümanı, 2022-2025 Sürdürülebilir Bankacılık Stratejik Planı, Yeşil Mutabakat Eylem Planı, Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları” çalışmalarının tamamlandığını ilave etti.

Türkiye’nin sürdürülebilir ekonomik faaliyetlerini sınıflandırmak ve çevresel hedeflere ulaşmak için standartlar belirlemek amacıyla yürütülen ‘Taksonomi’ çalışmasının da önemini vurgulayan Cevdet Yılmaz, bu altyapı oluşturulmazsa kamu politikalarında ya da finans sektörünün çalışmalarında gerekli desteğin alınamayacağını dile getirdi. Yılmaz, “AB’nin yeşil taksonomisini, sürdürülebilir ekonomik faaliyetleri sınıflandırmak için ayrıntılı kriterler sunan ve örnek oluşturan bir model olarak biz de esas almış durumdayız, ilgili kurumlarımız bu taksonomi konusunda çalışmalarını sürdürüyorlar. Ülkemizde hazırlık çalışmaları devam eden ulusal yeşil taksonomi ile AB taksonomisi uyumunu sağlayacak şekilde çalışmalarımızı devam ettiriyoruz” açıklamasını yaptı.

Azaltım, uyum, su ve deniz kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı ve korunması, döngüsel ekonomiye geçiş, kirlilik önleme ve kontrol, biyolojik çeşitliliğin ve ekosistemin korunması çerçevesinde taksonomi geliştirildiğini açıklayan Yılmaz, “Bu taksonomi ile finansmana erişimi kolaylaştırmayı, şirketlerin daha iklim dostu olmalarına yardımcı olmayı ve yatırımların en çok ihtiyaç duyulan yerlere kaydırılmasına yardımcı olmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.